instagram

herkesin mutlu gözükmeye çalıştığı sanal platform.
keşke bunlar hiç var olmasaydı da forum sitelerinde yazıp çizseydik, interaktif sözlükler, forum siteleri çok daha kıymetli olurdu. keşke o günlere dönebilsek.

kedi videosu izleme yeri.

ben o amaçla kullanıyorum. *

hani balıkçılarda balıkları tezgaha koyup sürekli sularlar ya taze görünsün diye işte tam olarak öyle bir yer.
sürekli efektlerle, yeni mekanlarla kendini pazarlayıp alıcı bulduğun yer.
flickr'ı yapan girişimci şu an kafayı yiyordur.

fotoğraf paylaşımını etkin kılan sosyal medya platformudur.
ilk olarak 2010 yılında abd’de karşımıza çıkmıştır. özellikle genç kitlenin dikkatini çeken bu uygulama, diğer birçok sosyal medya platformunu geride bırakarak milyonlarca kişiye ulaşmayı başarmıştır. ilk çıktığı zamanlarda yalnızca ios işletim sistemine sahip cihazlarda kullanılabilirken, günümüzde android cihazlarda ve web üzerinde de kullanılabilmeye imkan vermektedir. google ve microsoft gibi teknoloji devlerinde staj yapmış olan instagram kurucuları, kevin ve mike üniversite hayatlarından beri teknolojiyle iç içe olmuştu. instagram uygulaması ile hedefledikleri, fotoğraf paylaşım ve düzenleme platformu oluşturarak gençlerin dikkatini çekmekti. 2010 yılı itibariyle hayata geçirdikleri bu uygulama ile hedeflerine ulaşarak, instagram uygulamasını milyonların kullanımına açtılar.

iyi amaçlar için kullanılırsa bir kazanç, kötü amaçlar için daha doğrusu yanlış amaçlar için kullanılırsa büyük bir kayıp olan uygulama.

gösteriş , şatafat , el alem..

yalan dünyası.paralel evrende yaşayanların ortamı.gerçek dünya bunun tam tersi.

(bkz.ördek sendromu)

manitadan ayrilmisim ayrilirken bana dedi ki sana benden başka kimse bakmaz. yalan yok manken gibi hatun. neyse öyle mı dedim kendime ilk defa bu uygulamayı kullandım. 1 buçuk haftada 210 takipçi kazandım. allah tip vermiş kardeş nabarsın. neyse bu çıldırdı herhalde stalk manyağı oldu. fake hesaptan yazmalar falan. takipçilerimin çoğu bayan bu arada. tanımadığı kimseye de istek atan abazan değilim yanlış anlaşılmasın. iste barışmak için yalvarmalar, kıskançlık vs.
hayatımda ilk defa kullandigim bu uygulamayı bunu ayar ettikten sonra da silmedim birkaç ay daha kullandım. toplamda 6 ay sonra da sildim zaten.
kullanma hikayem buydu işte.
lâkin ben böyle boktan, yalan dolu bir ortam görmedim. tamam avlanma potansiyeli çok yüksek bisey demiyorum* da abi hatun biosuna x fabrikada çalışıyor yazmış bozuk ingilizcesiyle profiline bakıyorum sanırsın her gün tatilde. 2 günlüğüne foça'ya gitmiş aldığı 50 tane mayoyla fotoğraf çekilip her ay yayınlıyor varoş. kimisi sictiginin hikayesini atıyor falan. akil sağlığını bozar insanın. sildim kurtuldum. bu yasima kadar dm den selam yazmamışım hep yüz yuzeyken avlanmisim dm den yürüyen erkek acizdir net. sadece bunu demek istedim. kullanmayanlar kitap yazmıyor, atom da parçalamıyor ama kimseye mutluluğunu da kanıtlamaya çalışmıyor. kullanmayan insanın akıl sağlığı düzgündür.

her bokun paylaşıldığı sosyal medya platformu.

gideyim birkaç foto atayım da meriçlerim ilgi açlığımı kapatsın.

gereksiz bir sanal alem.

herkesin birbirinin aynısı olduğu , biri yaptı diye sürü psikolojisiyle herkesin uyduğu , sadece mutlu düzenli sorunsuz anların paylaşılıp özendirildiği , onun osu bunun busu var benim de olmalı diye tüketim / alışveriş çılgınlığına sebep olan , zamanı çok daha faydalı ya da eğlenceli geçirmek yerine çöp etmeye birebir yardımcı olan platform.

mahkemeden sonra kullanmama kararı aldığım uygulama .

şu çiftlerde kadınların telefonuna gelen mesaj sesi ile eşlerinin kıskançlığını gösterdiği paylaşımlar, yok gene kadınların şarkı ile kardeşlerini, abilerini, babalarını övdüğü videolar vb. arkadaş cılkını çıkarmayın tadında bırakın. herkes yapmak zorunda değil. komik de değil, ilginç de değil. bir başkasının ilgisini çekecek bir durum da yok.
biri bişey yapmaya görsün, koştur koştur arkasından gitmeyi marifet sanıyorsunuz.

kişiye ne sosyal ne de kişisel anlamda bir şey katmayan uygulamadır.
twitter'da en azından gündemi takip edip, spesifik olaylar hakkında görüş ve fikir alabiliyorsunuz.
fakat instagram'da, hayatında hiç bir şekilde yer etmediğiniz bir insanı takip edip neler yaptığı ile ilgilenmek saçma geliyor bana.

insanlar bu uygulamaya neden kan davalısı gibi düşman bir türlü anlayamadım. eğer insanların gerçek yüzünü göstermediğini düşünüyorsanız komik, zaten herkes biliyor bunun böyle olmadığını.
bu uygulamayı suçlayan arkadaşlara hatırlatmak isterim ki, kimi takip etmek istediğiniz, kimin paylaştıklarını görmek istediğiniz tamamen size bağlıdır. yok yeni gelinler, yok gösteriş meraklıları yok şöyle yok böyle dediğiniz, herkes kendini pazarlamanın yolunda dediğiniz insanları zorla gözünüze sokmuyor bu uygulama. siz takip et tuşuna bastığınız zaman kendiniz bunlara maruz kalıyorsunuz.
neye maruz kalıp kalmamak istediğiniz de size kalmış. evet söyledikleriniz doğru, herkes gösteriş peşinde, resmen bir maskeli balo. unfollow tuşu o yüzden var.
emekli albay kıvamında bir çıkış yapmak istemiyorum ama ben gayet memnunum instagramdan. dünyanın hiç görmediğim yerlerinden fotoğraflar görüyorum, seyehat etmeye, gezip görmeye teşvik ediyor, güncel haberleri takip ediyorum, hiç duymadığım bilmediğim canlılar ile alakalı fotoğraflar ve bilgiler öğreniyorum, farklı ülkelerin kültürlerini ve yaşantılarını görebiliyorum, diy, yemek videoları vs bir şekilde en azından kendime bir şeyler katacak şeyleri takip etmeye çalışıyorum. kafa dağıtmak istediğim zaman da geyik sayfalarında dolanıyorum, spor veya formula 1 ile alakalı şeyleri de oradan izleyebiliyorum.

deli saçması bir şey ama akşama kadar boş boş saatlerimi harcıyorum. herkesin bir hesabının olması beni nedense geriyor . ne gerek var biz bu işe nasıl ve niye bulaşıyoruz? resmen instagramin sahibinin gönüllü beleşten iscileriyiz

sene içerisinde çokça kitap okuduğum için, düşüncelerimi paylaşmam yönünden arkadaşlarımın ısrarları üzerine okuduğum kitapları ve hakkında bir nebze de olsa düşüncelerimi paylaştığım bir sayfa açtım. kendi halimde takılıyorum. şuraya gelmek istiyorum ki, instagram ana sayfam neyse bende ondan etkileniyorum. kişisel hesabıma girdiğimde artık her şeyin ve herkesin bir kısır döngü içerisinde olduğunu fark ediyorum. kitap paylaşımı yaptığım hesabıma girdiğimde ise her yer kitap ve okuma dolu. bu da haliyle beni oldukça kamçılıyor. mesela birisi var, sabahları erkenden uyanıp kitap okumaya başlıyor.bu durum beni oldukça kamçıladı. ben de sabah erkenden uyanıp güne başlamaya çalışıyorum artık. yaklaşık on beş gündür erkenden uyanıyorum, kahvaltımı yapıyorum, sonra güne başlıyorum. mis gibi!
öööyle bir içimden geldi paylaşmak istedim.

parıltılı düşler diyarı.

ayrıca yeni nesil online fotoğraf albümü de denebilir. günümüz sosyal medyaları içerisinde büyük bir popülerite yakalamış ve birçok insana inanilmaz reklam gelirleri sağlamaya başlamıştır.

ps: küçük yazılar ve şiirlerimi paylaştığım ınstagram hesabıma profilimdeki simge ile ulaşabilirsiniz..

insanları manyağa çeviren uygulama. sokakta yürürken, vapurda otururken veya bir mekanda müzik dinlerken sürekli kafasını eğerek selfie çeken veya video kaydı alan tiplerle karşılaşa karşılaşa kendimi bilgisayar oyununda npclerin arasında gezen karakterler gibi hissetmeye başladım. yanlarına gitsem "gergin görünüşlü adam, ağır makyajlı kız" falan diye altyazı çıkacak diye düşünüyorum bazen.

böyle başlamadı bu uygulama ama şu anda tam bir narkissos misali, insanın kendisine yaptığı bir tapınak haline geldi. sosyal medya adıyla bilinen ama bence ne sosyal ne de medya olan bir yapının en pervasif hali denilebilir.

neden pervasif? zira facebook (ah pardon, meta demek lazım değil mi) veya başka sosyal medya platformlarında içerik üretmek için yazı yazmanız gerekiyor - zira 2000lerin ürünleri olduğu için hala metin bazlı giden bir arabirime sahipler (mcluhan'ın "medium is the message"'ını hatırlayanlara aferim benden). ama instagram bu işi sadece bir kameraya indiriyor; nitekim tiktok ve benzeri uygulamaların bu kadar alev gibi parlaması da şaşırtıcı değil.

ancak neyin fotoğrafı çekilecek? ve neden çekilecek? günümüzün belki de mottosu descartes'tan apartarak "iletiliyorum öyleyse varım" şeklinde ifade edilebilir ve günümüzün en önemli şeyi bireyin tastamam kendisi. bu yüzden idealize edilen resimler, muhteşem ve inanılmaz, hatta hipergerçek insanlar görüyoruz. bu da tutarlı bir dizgeye oturuyor.