ırkçılığın gerekli olması

ırkçılık diyince aklıma adolf hitler almanyası gelir ve sonu bellidir. sonuç olarak hiç gerekli değildir.

dedi kabilesine karşı kabilesinden erkek almak istemeyen kabile şamanı.

*

başlığı açan ve bunu savunan kişilere terapinin gerekli olması.

(bkz: kötülüğün sıradanlığı)

“kendi ırkın” diyerek tanımladığın kim? hiç ülkenin genom haritasını inceledin mi? peki ya soy kütüğünü araştırdın mı? bu işlere azıcık kafa yorsan kurduğun cümlenin ne kadar saçma ve mesnetsiz olduğunu anlayacaksın. şunu artık anlayın: anadolu 10.000 yıldır insanlık medeniyetine ev sahipliği yapıyor ve bu topraklarda doğan, büyüyen, bu toprakları vaktiyle fetheden hiç kimse buradan çekip gitmedi. hangi ırk? sümerler mi? hititler mi? persler mi? makedonlar mı? moğollar mı? selçuklular mı? mısırlılar mı? romalılar mı? bizanslılar mı? türkler mi? kürtler mi? araplar mı? ermeniler mi? gürcüler mi?….
bu liste uzar gider. hamaset bir yere kadar. yünanlılarla %99,5 akrabayız, moğollarla %65…. adam hala ırkçılık diyor…

ırkçılık sapıklıktır.

bu ırkçılığın yükselmesi sebep değil, sonuç arkadaşlar. ırkçı olmayan ülke ırkçılaşıyor, bunun en temel sebebi se kendi kadınlarımızı, çoluk, çoluğumuzu ülkemizi koruma içgüdüsü.

ancak başlığı açan da destek verenlerde muhtemelen demek istedikleri şey "kültür ırkçılığı".

yani bir insanı doğduyu yere değil, ait olduğu kültürden dolayı sevmeme.

örnek vereyim, afganları sevmiyoruz, neden ?


tecavüzler, sapıklıklar, oğlancılıklar, baskılar diz boyu.

ama aynı ırktan olan, yani yine afgan olan mevlana ya hayranız. afgan olması bir şeyi değiştiriyor mu, hayır!

mevlana şuanki sevmediğimiz afgan kültürüne ait değil.

keza aynı şekilde afganistanda yaşayan türkmenler var, onların arasında da oğlanxı, tecavüzcü, katilliği doğal belliyenler var, seviyormuyuz, hayır!!


olay bu arkadaşlar, çoğumuz kültür ırkçısı olmaya başladık, çünkü bu kültürler hepimize çok zarar veriyor.

gelen gelsin,, hoşgelir ama edebiyle gelsin.!!!

kastedilen ortaçağdaki gibi bir ırkın nerede,nasıl ve hangi durumda olursa olsun üstün olmasiysa artık medeni dunyada yeri yok. ama her kavram gibi yeni bir boyut kazandı ırkçılık mekansallasti.yani artık aynı ülkede yaşayan -farklı ırklardan halklar buraya gelmiş olsa bile- insanlar birbirini diğerlerinden farklı buluyor. kendi ülkesinde yaşayan insanların haklarına kadar insan haklarını savunuyor,evrensellik o sınırları aşmiyor. avrupa'da olduğu gibi. eğer avrupa'da yaşayacak niteliklere sahipsen adam sana da ülkesindeki insanlarla aynı hakkı veriyor,kanun önünde eşit sayıyor,aynı maaşı veriyor falan ama o sınırın otesiyle ilgilenmiyor-ki açıkçası zorunda da değil-

peki bu mekansallasmis ırkçılık gerekli mi .
vicdani ses hep hayır diyor ama bu durum çok evet hayırlı bir cevaba sahip değil.
olmaması gereken ama olması zorunlu bir durum.

hasss s****r, b****...

ırkçılığın oluşmaması ancak adaletin sağlanması ile mümkündür. avrupa birliği ülkeleri hukuk normlarının işlemesi konusunda elbette hatasız / kusursuz değildir ama bize kıyasla oldukça ileri bir düzeydeler. bunun getirisi olarak ülkeye kabul ettikleri siyasi sığınmacılara kendi vatandaşları ile eşit düzeyde bir refah sağlamak istedikleri için bizim gibi milyon milyon almıyorlar. paraları sonsuz olsa yine almazlar elbette başka nedenleri de var ama söylemek istediğim biz 5 milyondan fazla suriyeli sığınmacıyı kabul ederken onlara nasıl bir hayat sunacağımızın mali finansmanını hesaplamadık.

bizim kendi vatandaşımıza reva gördüğümüz yaşam şartları ortadayken almanya gibi incelememiz zaten mantık dışı olurdu.

biz daha 84 milyonu anayasal vatandaşlık altında eşit vatandaşlar olarak gören bir yönetime sahip değiliz. siyasiler çıkıp afedersiniz alevi, solcu, ermeni vs derse toplum kutuplaşır.

mesele sadece suriyelilerin boğazımıza bıçağı dayama endişesi değil. ülke olarak zaten kaos hakim. en ufak adli olayda 5 dakika içinde polisin ve jandarmanın geleceğine tüm kalbi ile inanan neden korksun. izmit merkezde gündüz vakti pompalı tüfekle ateş açıyor adam, bu bile karambole gidiyor. bunu yapan da türk olunca değişen bir şey olmuyor.

suriyeli olduğunuzu düşünün. tek kelime bile türkçe bilmiyorsunuz. paranız yok işiniz yok. gelirken muhtelemen kalaşnikofla gelmişsiniz ve sizi arayan eden olmamış. zaten 1000 km sınır olmuş yol geçen hanı. bırak ak-47 tank geçiren vardır.

işte bu adam bu ülke insanı için milli güvenlik sorunu. bu yüzden ben ülkemde istemiyorum. sınırda kampta gözetim altında olsa tamam ama adam antepte hatayda kalmak yerine kalkmış gelmiş. devlette umursamıyorum diyor. ne yapmalı peki, konuşarak her sorunu halledebilirsiniz desen ben arapça bilmiyorum o türkçe bilmiyor. ingilizce bilmiyorsa ki muhtemelen bilmiyordur, anlaşamayız.

ırkçılığın ne gibi vahim sonuçlara neden olduğu nazi almanya'sında açıkça görüldü bence. gelip sağda solda rahat rahat ırkçılığı savunan arkadaşlar o toplama kamplarında tutulan yahudilerin yerine kendilerini koyarlarsa bir daha ırkçılığı bu kadar rahat savunabilirler mi merak ediyorum. ya da bir siyahi olduğunuzu ve sırf renginizden dolayı aşağılandığınızı hor görüldüğünüzü düşünün. biraz empati yapın.

ırkçılık aşağıdaki şu iki görselden fazlası değildir,
güzellemesi yapılacak bir şey ise hiç değildir.

insan olmak gerekli. zira gözlemlediğimiz kadarıyla insan olmayı bile beceremeyenler var. yazık.

twitter'da bir kullanıcı can bonomo'ya "kardeş hazreti isa'yı neden çarmıha gerdiniz?" demişti. can bonomo ise "moruk biz germedik, 87'liyim ben" şeklinde cevap vermişti. komik görünen bir cevap ama bir o kadar da doğru.

hayatımın bir dönemini ruslardan nefret ederek geçirdim. çünkü kafkas asıllıydım. hatta bu yüzden bir bar kavgasına bile sebep oldum. sonra bir milletten nefret etmenin ne kadar saçma olduğunun farkında yavaş yavaş vardım.

ne desin mesela şu an adam? "kardeşim rus olarak doğduğum için özür dilerim" mi? *
insanlar sadece bu soruya cevap bulsalar çok şey değişebilir. her gün birileri birilerini ırkından dolayı hedef gösteriyor ama aranızda doğduğu ırkı seçebilen var mı? ne yapsın yani insanlar doğdukları için özür mü dilesinler gerçekten?

ırkçılık falan diyorsun da, türkiyede yaşayan hiçbir türk ya da dünya üzerindeki hiçbir türk halkı safkan türk değil, neyin ırkçılığı?

t: bomboş başlık.

ne zaman insanları kendi öz şartları içinde değerlendirip kabul etmeyi öğrenebilirsen millet olarak bir değerin, bir geçerliliğin olur. ne zaman ırkçılık ile ayrımcılık arasındaki farkı anlayabilirsen o zaman kafatasçı bir embesil olmaktan kurtulabilirsin.

hümanizm hastalıktır.

bir insana sırf mensup olduğu ırktan dolayı nefret beslemek pek sağlıklı bir bakış değildir. sonuçta insan doğmadan önce katalogdan ırkını seçemiyor, yani bu bir tercih olmadığı gibi onu iyi veya kötü insan yapmıyor.

ama bizim yaşadığımız tam olarak sırf ırktan dolayı kaynaklanmıyor. önce bunu iyi idrak edebilmek lazım.

şimdi düşünelim siz evinize gelen misafire buyur gel bu gece benim yatak odamda yat diyen bir ev sahibi gördünüz mü? misafire belli bir yer hazırlarsınız orada konaklarlar öyle değil mi?
bu misafir dediklerimiz kaygısızlar gibi evimize çöküp bizim ev ahalisinin rızkından yemeye başlıyorsa bundan kim memnuniyet duyabilir ki.
üstelik bu misafirleri siz de buyur etmemişsiniz birileri kendi kafasına göre sizin evin içine tıka basa doldurmuş bunları.

işte bence asıl nefret burada başlıyor, birileri kendi istikbalini devam ettirebilmek için, hatta belki daha da ötesinde sizi gelecekte büyük bir kaosa sürüklemek için bunu yapıyorsa ve siz bunu farkettiyseniz buna tepkisiz kalmanız mümkün değildir.

ırkçılık yapmıyorum ben diyerek buna seyirci kalmak ahmaklığın daniskasıdır kusura bakmayın.

eğer ırkçılık gerekli dersen, fransızların cezayir halkına yaptıklarını, nazilerin yahudilere, çingenelere ve engelli vatandaşlarına yaptıklarını doğru buluyorsun demektir. eğer doğru buluyorsan suratına tükürülmeyi hak ediyorsun demektir!

hayır değildir! kendi görüşüme göre benim için önemli olan vatan bilincinde olmaktır. beni kişinin ırkı ilgilendirmiyor. çeşitli ırktan insanın da vatanı burası ve çeşitli ırktan arkadaşlarım da var. ben bir insanı karakteri ile ele alıyorum ırkıyla ya da inancıyla değil. beni ilgilendiren bir durum da değil zaten. hangi ırktan olursa olsun ama bu ülkenin insanı olsun, bu ülkeye bağı olsun, bu ülkeyi vatanı görsün. bu vatanı seven dostumdur, sevmeyen, bölmek isteyen, terör yaratan ise düşmanım.

ırkçılık değildir o. ulus devlet kavramı altında vatandaşın ve ötekinin kurulmasıdır. ırkçılık olsa ulus devlet de olamaz çünkü. örneğin fransa’da toplum ve vatandaşlık anlayışı fransızca konuşan insanlar gibi kavranabilir teoride. ırkçılık insanın insana olan nefretini karşısındakinin tercihinde olamayan ve değiştiremeyeceği unsurlara dayandırmasıdır. “neden böyle yapıyorsun?” diye sorulmaya kalksa “çünkü öyle.” der gibi açıklamasının bile olmadığı bir dolu söylemden ibarettir. yapmayın, yaptırmayın.
insana baktığınızda gördüğünüz ilk şey onun insan olduğu olsun, kimliği değil.