irvin d. yalom

psikoterapist olmasından mütevellit varoluşçu yaklaşımı ve yazarlığı ile bazı düşüncelerini okurları için unutulmaz kılan didaktik öykülerin adamı.

''peki, eğer ölüm kaçınılmazsa, eğer tüm yapıtlarımız, hatta tüm güneş sistemi bir gün yok olup gidecekse, dünya tesadüfi ise ( yani, her şey pekala başka bir türlü de olabilir idiyse), eğer dünyayı ve o dünyanın içindeki insani düzeni insanlar kurmak zorundaysa, o zaman yaşamın ne gibi bir kalıcı anlamı olabilir?'' (aşkın celladı ve diğer psikoterapi öyküleri, s.20)

divan, nietzsche ağladığında, annem ve hayatın anlamı, her gün biraz daha yakın gibi pek çok popüler kitabı vardır. isimleri iddialıdır ancak üzerinden yıllar geçtikçe bende pek bir iz bırakmadıklarını farkediyorum ve üzülüyorum. "her gün biraz daha yakın"ı okurken inanılmaz sıkıldığımı ve o kızı dövmek istediğimi hatırlıyorum, tamam psikoterapi hikayesi ama dozunda bıraksa iyiymiş, ama varoluşçu sıkıntıları işte illa bir bulantı yaratacak.

bir çok kitabını okudum ama tuğla gibi varoluşsal psikoterapi bitmedi öyle duruyor. çünkü kitap sizi dövüyor.

günü birlik hayatlar kitabı ile hayatıma giren yazar. günlüğümde ona yazılmış mektuplar mevcuttur.

edebi degeri olmayan ama keyif ve merakla okunan kitapların yazarı psikiyatr.

kitaplarından ikisinde meslektaşı olan terapistleri hastalarla cinsel münasebet yaşamak konusunda uyaran, aşkın celladı, divan ve annem ve terapi öyküleri gibi kitaplarıyla aklımızda yer edinen varoluşçu yaklaşımın savunucusu yazardır.

her ne kadar meslektaşlarını bu konuda uyarsa da; amerika birleşik devletleri'nde hastayla ilişkiye girme oranı yüksek hâlâ. adamı pek dinledikleri yok. getirisi götürüsü nedir mars? artan intihar olayları.

(bkz: varoluşçu psikoterapi)'nin de yazarıdır. okuyun, okutturun.

psikanalizi iyi tanıtan ve leş abd'ye örnek olan, ölümden çok korkan terapist. eserleri okunmaya değer ancak sığdır.

amerikalı psikiyatrist, psikoterapist ve yazardır. uluslararası sigmund freud-psikoterapi 2009 ödülüne sahiptir. 2000 yılında da the american psychiatric association tarafından oscar pfister ödülüne layık görülmüştür.

1992'de ilk romanı nietzsche ağladığındayayımlandı. kitap oldukça ilgi görmüştür. kitabı bu kadar popüler yapan ise felsefe, edebiyat ve psikiyatriyi harika bir şekilde harmanlamasıdır bence.
yazarın en büyük özelliği ise çok iyi bir okuyucu olması. bu kitap sevgisi onun psikiyatri ile edebiyatı, felsefeyi bir araya getirmesine ve harika eserler vermesini sağlamıştır.

standford üniversitesi'nden emekliye ayrılmış olan yalom, varoluşçu psikoterapinin yaşayan en önemli temsilcisi olarak görülüyor. psikoterapilerde kullandığı yöntemler onu amerika'nın en iyi psikanalistlerinden birisi yaparken, kitaplarında edebiyat,felsefe ve psikiyatri ile kurduğu mükemmel uyum onun edebiyat dünyasında da oldukça iyi bir yer edinmesini sağlamıştır.

spinoza problemi, nietzsche ağladığında, divan romanlarını okuduğum psikoterapist.

kişisel web sitesi için link

kitabını okuduğumda üzerime hüzün çöken yazardır. okuyun kitaplarını, efsanedir.

pdr'nin yaşayan efsanesidir. bu işte şu anki en büyük otorite kabul edilir. kitapları da kalitedir. tavsiye ederim.

"nietzsche ağladığında" isimli kitabını okuyarak tanıştığım yazar.

farklı zamanlarda iki defa okuduğum bu etkileyici kitaptan en çok lou salome ve kırbacı hafızamda derin iz bırakmıştır.
mutlaka okunmasını salık veririm.

vaka temelli psikoterapi kitapları yazarak ilaç kullanımı dışında bir yol olduğunu göstermesi bakımından faydası dokunmuştur. ancak varoluşçu psikolojiden beklentileri yüksek olanları hayal kırıklığına uğratır. derinlik kaygısı gütmeyen bir tarzı vardır. otobiyografisinde kitaplarının abd dışında en fazla türkiye ve israil'de popüler olmasına şaşırdığını yazar.

kitapları genellikle terapi üzerinedir. hekimler ve tıp öğrencileri için oldukça faydalı olduğu söylenir. abd nin en çok kazanan psikiyatristlerinden biridir. gülseren budayıcıoğlu da yalom'un yolundan giderek köşeyi dönmeyi başarmıştır. fakat bu abinin nietzche ağladığında, divan, spinoza problemi gibi keyifle okunacak romanları vardır. hatta divan adlı romanında bir psikiyatristin dolandırılma hikayesini okuduğumda, dolandırıcıların aslında psikiyatristlerden daha iyi psikiyatrist olduklarını düşündürmüştür. roman okumayı seviyorsanız ve psikiyatriye azda olsa ilginiz varsa sizin için bulunmaz bir hazinedir romanları.

psikiyatrist olup aynı zamanda kitaplarıyla da bilinmektedir. kitapları psikoterapi ortamında geçer. divan ve nietzsche ağladığında kitaplarını okudum ve ikisinde de ilginçtir hastasına şehvet besleyen doktorlar bulunmaktadır. nietzsche ağladığında kitabındaki ana karakter joseph breuer gerçekte yaşamış ve hastasına şehvet beslediğiyle (bertha) ilgili yazılar da mevcuttur. diğer kitaplarını okumadığım için tam bir genelleme yapamıyorum bu konuyla ilgili.
kitapları fena değil, okunur ama çok sürükleyici değil. kitaplarından ilkini okuduğunuzda zevk alırsınız ama diğerini elinize aldığınızda birbirini tekrarladığını fark edersiniz.

başlığı görünce biri random klavyeye bastı sandım. cehalet kötü.

ırvin d. yalom varoluşçu terapi ekolundendir. kişinin varoluşsal krizleri olduğu (ölüm, ozgurluk, yasam amacı ve sorumluluklar) ve yaşadığı sorunların temelinde bu krizlerin varolduğunu söyler. kisi yasadigi şeylerin sorumluluğunu alabilirse , dış dünyayı suçlamayı bırakacaktır. böylece ozgurlesecek ve başkalarını degil kendini memnun etmeye odaklanabilecektir. kişinin yasam amacı olursa ölümden o kadar korkmayacaktır. cunku kendini gerçekleştirecektir gibi önemli noktaları bulunmaktadır. psikoloji ve felsefenin birleşimi gibi bir ekol olduğunu düşünmekteyim. ırvin d. yalom birçok kitap yazmıştır. günübirlik yaşamlarda danışanlari ile olan seanslarindan bölümler yazmış ve tespitlerini aktarmıştır. nietszche ağladığında kitabında ise nietszche zamanında yaşamış ve onunla terapi yapan bir psikolog olarak yazar. ümitsizliği konu alır. umut anahtarıdır bu ekolun. roman, nietzsche'nin hayatını ve düşüncesini, psikanaliz ile harmanlayarak anlatır. romanın ortamı psikanalizin doğumu öncesinde olan 19.yüzyıl viyana’sıdır. dönemin ünlü şahısları josef breuer, sigmund freud, lou andreas-salomé kitabın yan karakterlerini oluşturur. roman bu gerçek kişilerin bilimsel, felsefi, sosyal görüşlerini nietzsche ile kurgulanmış olay örgüsü içinde kimi zaman gerçek kimi zaman sadece kurgusal bir şekilde iletir.
ve daha birçok kitabı bulunan yazarin kitapları oldukça etkileyici ve akicidir .

psikolojiye çok az bile ilginiz var ise yada psikolojik kitaplar okumayı seviyorsanız muhtemelen kendisini tanıyorsunuzdur zaten.

terapilerini aktardığı "bir psikiyatrist anıları" kitabı ile tanışmıştım ben kendisi ile sonra "nietzsche ağladığında" kitabını okudum. psikolojik ve felsefik bakış açısı okurken oldukça akıcı ve değişik yönleri ile degerlendirdigi olaylarda oldukça düşündürücü ve etkileyici.

kendi içinize bir yolculuk yapmanızı sağlıyor, yaşama yada yaşarken takıldığınız her şeyi gözden geçirmenize yada ölüme bakış açınıza etki edebiliyor diyebilirim.

diğer kitaplarını da yazmadan geçemeyeceğim,

- ölüm korkusunu yenmek
-bagışlanan terapi
-günübirlik hayatlar
-din ve psikiyatri
-bugünü yaşama arzusu
-güneşe bakmak

birde irvin d.yalom sözü yazmamak olmaz diyor ve aşağıya bırakıyorum..

"geçmiş, bugünkü bilincin bir parçasıdır. şimdiki zamanı hangi gözlükle görüyorsan, işte o gözlüğü şekillendirmiş olan, geçmişindir."

son olarak, gülseren budayicioğlunun yazdıklarını da değerli bulurum, okudum hepsini kendiside terapilerini derleyerek kitap haline getirmiş ama benzer demek yanlış olur açıkçası.