istanbul sözleşmesi'nden çekilmemizi onaylayan yüzde yirmi altılık kesim

sözleşmeyi okumamış, okumayacak ve okusa bile anlamayacak ülkeye hiçbir faydası olmayan insanlardır.

şu anda 3'er çocuk yapmakta olup 18 yıl içinde 3 kat artmış olacak bir kesimdir. tehlikenin farkında mıyız?
edit: en az 3

bu yüzde yirmi altılık kesim için çoğu kişidindar demiş. bu ülkenin yıllara göre müslümanlık yüzdeleri yüzde seksenin üstünde. bu yüzde yirmi altının içinde de inanlar var diye bunun inanmakla alakası olmuyor. kimse kimsenin şovunun* cezasını çekmek zorunda değil. yüzde yirmi altılık kesim desteklemiyorsa bu o kesimin diniyle değil anlaşmayı tam anlayamamaları, bilmemeleriyle alakalı. ben istanbul sözleşmesini destekliyorum ama bu benim sözleşmeye bakışımla alakalı, dine bakışımla değil.

yılda 200-300 kadın ölsün banane diyen kitledir. kadınların üzerinde tahakküm kuramayacaklar diye ödleri kopuyor.

istanbul sözleşmesini ne olduğunu bilmeden onayladığını tv yayınında itiraf eden vekilin seçmenleri. (bkz: mehmet metiner (bkz: https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/05/06/mehmet-metiner-neye-oy-verdigimizi-bilmeden-el-kaldirdik))

bu sebepten %25.99 unun sözleşmenin ne olup olmadığını bilmeden sırf tuttukları!! parti öyle istiyor diye onaylamadığı da ortada sanırım.

öldürülen, taciz edilen her kadının, her eşcinselin, her çocuğun vebali bu %26lık kesimdedir. aksini söyleyenler de en az onlar kadar suçludur.

bu ülkenin islamcı kesimidir, muhafazakar kesimle karıştırılmamalıdır. yeni anayasada laiklik kaldırılır mı falan diye konuşuyoruz ama bu anket bir nebze moral oldu, o kadar da batmamışız, en azından.

devletin cebini doldurduğu çıkarcı am-pul zihniyetli kesimlerden olduğunu ve bu insanların ailelerindeki ya da akrabalarındaki kadınları yok hükmünde gördüklerini düşünüyorum...

her koşulda cumhur ittifakına oy verecek olan, kemik kitleyi temsil eden kesimdir. ayrıca erken seçim kararı alınmaz ve seçimler 2023'te yapılacak olursa cumhur ittifakının alacağı oy oranı %26 olacaktır. oyu da bu kesimden alacaktır.

acınası bir kesim hepsi de kadın düşmanıdır yok olsalar ülke ciddi anlamda ilerler

küfür yasak...
küfür yasak...
küfür yasak...
küfür yasak...
küfür yasak...

küreselci değildir.

salt küreselci olmamak da bir kişiyi katil, kadın düşmanı, yobaz, akp'li, gizli gay, tecavüzcü yapmaz benim bildiğim. sandığın gibi sözleşme metnini okumamış kişilerden oluşmuyor. sözleşmenin bir şartı olan grevio grubunun izleme raporlarını da okumuştur hatta. diğer taraftan salt küreselci olmak, istanbul sözleşmesi'nin grevio grubunun devletin güvenlik güçleri hakkında kadın araştırması bahanesiyle yazdığı yalanları görmezden gelmeyi getirebilir.

bu yüzde yirmi altılık kesimden benim tanıdığım bazıları, mesela mustafa kemal atatürk'ün kadını ve toplumu taşıdığı yere hayrandır. kendi iç dinamikleriyle, milli eğitimle toplumun çağdaşlaşmasının daha kıymetli bir kazanım olacağını düşünüyordur. istanbul sözleşmesi'ni akp imzalarken de karşı çıkmıştır bu suni reçeteye ayrıca. bu sözleşmeyi herkesten önce imzalayan akp hükümetinin, o vakitler asıl derdinin küreselcilere şirin görünmek olduğunu biliyordur.

ek: sözleşmeden çekilmek akp tabanının baskısıyla olmamıştır. çünkü akp tabanında öyle tepelerdekilere baskı yapmak gibi bir kültür yoktur. sözleşmeden çekilmeyi onaylamakla birlikte; bu işin şeklini de hukuka aykırı bulup eleştirebilenlere bakın azizim... kimin baskısıyla olduğunu anlamak için.