1.
2.
lyotard (1984), modernliğin en büyük çıkmazını evrensellik ilkesinde bulur. ona göre, modernitenin hakikat diye benimsetmeye ve evrenselleştirmeye çalıştığı her tür bilgi, insanları kendi öz benlikleri ve varoluşsal kimlikleri ile değil, onları sürekli değişebilen, itaat altına alınabilen ve üzerinde tahakküm kurulabilen nesneler haline getiriyor. bu durum, bir tarafta gerçekliğin çarpıtılmasına ve
sunulmuş olan bilginin mutlaklaştırılmasına yol açmakta diğer taraftan üretilen bu tür bir bilgi ile birey ve toplum üzerinde baskı ve tahakkümün kurulmasına yol açıyor. onun için modernitenin bilimsel, nesnel ve objektif diyerek insanlığın
önüne koyduğu pozitivist epistemoloji ve bu epistemolojiden beslenerek otoriter bir niteliğe bürüyen her tür evrenselci kuram (ki bunların başında marksizm, feminizm, liberalizm gelir), sadece büyük anlatılar olarak tarihte yer alacaklardır.
------oysa bireyler küçük anlatılarla da özgürlüklerini bulabilirler.--------
sunulmuş olan bilginin mutlaklaştırılmasına yol açmakta diğer taraftan üretilen bu tür bir bilgi ile birey ve toplum üzerinde baskı ve tahakkümün kurulmasına yol açıyor. onun için modernitenin bilimsel, nesnel ve objektif diyerek insanlığın
önüne koyduğu pozitivist epistemoloji ve bu epistemolojiden beslenerek otoriter bir niteliğe bürüyen her tür evrenselci kuram (ki bunların başında marksizm, feminizm, liberalizm gelir), sadece büyük anlatılar olarak tarihte yer alacaklardır.
------oysa bireyler küçük anlatılarla da özgürlüklerini bulabilirler.--------
devamını gör...