kadının beyanı esastır

bu konuda başımdan geçen bir olayı anlatmamda fayda var.

kesinlikle katılmıyorum.

küfür etmeden önce okumanızı tavsiye ederim.

bu tikko pandemiden önce bir toplantıdan çıktım aracıma doğru yürüyorum. 30 metre kadar önümde kadının bir tanesi yan yoldan ana yola çıkacak ama çıkacağı yer bayır. arabayı geri kaçırmadan hızlı bir şekilde yola atlaması gerekiyor. 4-5 metre gerisinde de 30 bin liralık bir arabada genç bir delikanlı var. kadın ise, kırmızı kocaman topuklu, dudaklarına ne bulduysa sürmüş, sarı saçlı "kokoş" tipli birisi.

olay şöyle,
kadın yola hızlıca çıkması gerekirken aracı fazlasıyla geriye kaçırdı ve "normal mesafede" duran genç delikanlıya vurdu. sonrasında kadın arabadan indi, çocuk ta indi. aramızdaki mesafe 10 metre falan kaldı. kadın arabaya baktı, sonra bağırmaya başladı.

"taciz var, sizin gibiler yüzünden kadınlar trafiğe çıkamıyor. gelip arkadan vuruyorsun, taciz ediyorsun. bıktım sizden. adi, köpek, şerefsiz, senin annene yapılsa hoşuna gider mi vs.."

çocuk sessizce kadının ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyor. normal takip mesafesinde duruyorsun, kadın "beceriksizliğinden" dolayı geliyor sana çarpıyor. "haklı" olan sen olmana rağmen, orada toplanan insanlar seni linç etmek için üzerine yürüyor. mahkemelik bir durumda ise, kadının beyanı esas..

bu bir saçmalıktır. kadına yapılan şiddet, nasıl şerefsizlikse, kadının da 2 dudağı arasına verilen bu yetki ile birilerine çok rahatlıkla iftira atabiliyor olması o derece şerefsizliktir.

kimse kusura bakmasın. insan olan bunu kabullenemez.

ben de duyduğum bir kısa bir anektodu paylaşmak isterim. bana bu olayı bir arkdaşımın avukat olan babası anlattı. olayın ana karakterleri ise bu avukat abimizin bir müvekkili ve davacı taraf
bir hanımefendi* gazeteye temizlikçi ilanı veriyor. ilanı gören başka bir hanımefendi* ilana başvuruyor. bütün konular üzerinde anlaşıyorlar ancak davalı tarafın başka bir talebi oluyor. bu talep kapsamında davalı taraf davacı taraftan haftanın 2 günü "özel ihtiyaçlarını" karşılaması istiyor. bu talep sonrasında davacı taraf ilanı veren hanımefendiden taciz gerekçesiyle şikayetçi olup olayı mahkemeye taşımaya karar veriyor. dava sonuçlandı mı, onu bilmiyorum.
bu olay özelinde hem davalı hem de davacı tarafın kadın beyanı esastır gerekçesiyle haklı çıkabilir ve bu durum adil bir hukuki sürecin gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır. verilmek istenen mesaj bence gayet açıktır.

kadınlara yönelik pozitif ayrımcılıklardan biri. artık toplu taşıma falan kullanmıyorum zaten. ruh hastasının biri çıkar bir iftira atar sorgusuz sualsiz toplum tarafından linç edilirsin sonra da yaşarsan eğer gereksiz yere yatacağın ceza ve kaybettiğin itibar ölümden de beter.

buram buram feminazi kokusu aldığım aşağıdaki yazardan erkek beyanın nerede esas olduğunu açıklamasını ve bm raporuna göre dünyadaki cinayetlerin cinsiyete göre oransal dağılımına bakmasını rica edeceğim.

erkeğin beyanı esas olunca hiçbir sorun yok ama kadın tehlikeli öyle mi?

saçma sapan örnekler vermekten vazgeçin. erkeklerin yaşadığı haksız durumlar bir elin parmaklarını geçmezken, kadının beyanı göz ardı edildiği için günde dört kadın ölüyor neredeyse bu ülkede!
gözünüzü açın açın, çıkarın o beyninizdeki kelepçeyi, gözünüzdeki at gözlüğünü.

bunun ayrımcılıkla hiçbir alakası yok aksine eşitlik sağlar. burada yazanların çoğunluğu yine erkek olduğu için anlamalarını da beklemiyorum, çünkü sadece ‘kadın’ oldukları için sözlerinin göz ardı edilmesi durumunu hiç yaşamadılar. bilemezler, ancak erkek egemen düzeni sürdürmeyi bilirler.

bir kadın olarak, bu durumun ucunun çok açık olduğunu ve istisnalar da barındırdığını unutmamamız gerekiyor. kadına veya erkeğe b*k atmanın bir anlamı yoktur. aklı hür ve vicdanı hür olmayan, bencil, hırslı, tehlikeli düşüncelere sahip hiç bir insanın beyanı esas değildir. tabi bunu anlayabilecek bir sistem veya teknoloji daha keşfedilememiştir.

tesadüfen linç edilmiyoruz, tesadüfen hapiste değiliz diyorum.
şu videoyu izleyerek durumu özümsemeniz mümkündür.

medyanın insanlara yalan yanlış bilgiler vermesi sonucu insanlarda oluşan saçma sapan düşünce.

yargıtay'ın sansasyon yaratan kararını okuyanınız var mı bilmiyorum ama karar langadanak "kadın ne derse doğru sayarım" demiyor.

hukukumuzda bir soruşturmanın kovuşturma aşamasına geçmesi için kuvvetli suç şüphesi aranır. çocuğun cinsel istismarı ve cinsel saldırı suçları genelde kapalı kapılar ardında işlendiğinden kovuşturma aşamasına geçecek kuvvetli suç şüphesi bulmak zordur. ayrıca hukukumuzda kağıt üstünde tüm deliller soruşturma aşamasında toplanmalı dense de tanıkların genellikle kovuşturma aşamasında dinlendiği, psikolojik raporların kovuşturma aşamasında alındığı ve daha nice delillerin kovuşturma aşamasında dosyaya konduğu, savcıların iddianameleri objektif olmaktan uzak kısıtlı delillerle yazdığı da bir gerçektir.

tam da bu noktada yargıtay, işin kovuşturma aşamasına geçmesi için kuvvetli suç şüphesine gerek olsa da çocuğun cinsel istismarı ve cinsel saldırı suçlarında delil elde etmenin zorluğu, kişilerin delilleri kendi kendilerine toplamalarının neredeyse imkansız olması hususlarını göz önüne almış ve herkesin diline pelesenk olmuş o meşhur kararda şöyle demiştir.
"bir kadın ya da çocuk kendi şerefini ve namusunu da ortaya koyarak, kendisine cinsel istismarda bulunulduğuna dair bir iddiada bulunmaz. o nedenle somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılır."

söz konusu kararı aramama rağmen bulamadım ama bahsi geçen kararda kadının değil mağdurun beyanı esas alınmalı ifadesi yer alıyordu ve burada mağdurun beyanını esas alarak mahkumiyet hükmü verilmesine dair hiçbir ifadeye de ver verilmiyordu. sadece mağdurun beyanını esas alarak delillerin toplanması ve yargılamanın buna göre yürütülmesi noktasında görüşler vardı.

inanmayan, herhangi ceza mahkemesine gidip de ben cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlara ilişkin dosyaları incelemek istiyorum desin. hiçbir ekstra delil olmaksızın yalnızca kadının beyanına dayanarak verilen mahkumiyet hükmü bulamayacaktır. kadının beyanı sadece soruşturmanın yapılıp delillerin toplanması ve kovuşturmanın başlatılması noktasında yeterli sayılır.

ha bu noktada gelip masumiyet karinesi falan tartışmak isterseniz onları tartışırım. ama kadının beyanını esas alıp ceza veriyorlar gibi bir saçmalığa inanan insanlara akıl fikir diliyorum.

çocuğun, delinin ve yaşlının beyanı haricinde hiçbir beyan esas alınmamalıdır.

google'a onlarca örneği var; kadın beyanı suistimal edildi, ediliyor ve edilecek.

saçmalıktır. yalan söyleyen bir varlık olan insana bu ayrıcalığı tanırsan çok rahat kötüye kullanır.

fikir beyan ettiği konuyla ilgili iki satır yazı okuymaktan erinen kişilerin şiddetle karşı çıktığı ilkedir. buna karşı çıkan insanların hiçbir şekilde iyi niyetli olmadığı ve kadın düşmanı olduğu apaçık ortadadır, zira kadınlara zarar vermeyen, taciz, tacevüz etmeyen bir insanın bu ilkeden korkmasını gerektirecek bir durum yoktur.

heyecan duyduğum bir oyun.

olaya karışılan bir kadının ne söyleyeceğini önceden tahmin edilememesinin verdiği heyecan. bir anda kendinizi parmaklıklar ardında, borç batağında, esnaf linçi yerken veya adaleti bulmuş kişi olarak bulabilirsiniz. çok heyecanlı. kumar gibi. bu benzersiz lezzete asla hayır diyemiyorum.

korkuyla titriyorsunuz değil mi? titreyin. korkun.
biz her dışarı çıktığımızda yaşıyoruz o korkuyu. siz de kadın beyanından korkun, çok mu?
istanbul sözleşmesinden korkuyor musunuz? korkun. biz her toplu taşımaya bindiğimizde korkuyoruz. siz de istanbul sözleşmesinden korkun, çok mu?
kimseyi taciz, tecavüz etmeyecek; şiddet uygulamayacak bir insan korkmaz ne kadın beyanından ne de istanbul sözleşmesinden.
kadın beyanı esastır. hep de öyle kalacaktır.

türkiye'de ilkeye karşı çıkanlar benimde kürt/lgbt arkadaşlarım var minvalinde empati yapmadan yüzeysel olarak tartışıyorlar.

okusak, öğrensek sonra konuşsak keşke. işbu tanımda kimseye sataşma yoktur, genel bir eleştiri vardır.

okumayan, aslini orastirmayan ve ogrenmeyen, en azindan yukaridaki acikca anlatilan tanimlari dahi okumayan insanlarin rahatsiz oldugu bir yasa.

tereddüt ettiğine s..tiri çektiler.. geçmiş olsun..

(bkz: kadın beyanı esastır)
(bkz: aramaya inanmak)

soruşturma açılması için esastır erkeği içeri tıkmak için değil.

eniştesine iftira: www.haberturk.com/gundem/ha...

babalarına iftira: www.hurriyet.com.tr/gundem/...

tırnakçının market sahibine iftirası: www.haberler.com/tirnakcida...

bu da ayrı bir iftira konusu: www.haberturk.com/gundem/ha...

bazı 18 yaş altı kızların gözüne kestirdiklerini şıp diye hapse yollayabilecekleri durum.
avukat olanlardan duyduğum bir durum.
kızları kızdırmamak lazım.

siz bu maddeyi ne sanıyorsunuz bilmiyorum çünkü bu ülkede tecavüzcülüğü tacizciliği tescillenmiş insanlar serbestçe yaşıyorlar hayatlarını. ayrıca şikayet edilince pat diye hapse girmiyor erkekler, kadınlar koruma altına alınıyor sadece ki o da sözleşme yürürlükteyken dahi düzgün uygulanmadığı için her zaman olmuyordu. kısacası kimseyi dövmüyor, taciz etmiyorsanız; kimseye tecavüz etmiyorsanız korkmanıza gerek yok erkekler.