#239483 adam güzelce anlatmış. feministler anlar mı? sanmam.

şu sözlüğe küfür serbestliği gelsin artık.
devamını gör...
kadınlar tarafından suistimal edilip, yerle bir edilecek ve edilmekte olan saçma ve mantıksız söz öbeği
devamını gör...
ülkedeki kadınlar eşitlik değil pozitif ayrıcalık istiyor. şimdi taze olduğu için kadir şeker olayından örnek verelim. mevcut olayın içerisinde kadın var diye yaygara koparıp katili bile savunuyorlar. müdahale etmek onun görevi değil. hadi etti diyelim kalkıp adamı bıçakla öldüremezsin. kaldı ki karşı üzerinde kesici ve delici alet çıkmamış. yok neymiş 20 tane suç kaydı varmış isterse 500 tane olsun devlet cezaevine atmamış sen kimsin de ceza vereceksin? lafa gelince biz güçlüyüz, biz bireyiz, istediğimizi yaparız derler en ufak bir olayda erkeklere ihtiyaç duyarlar. karar verin birey misiniz yoksa ikinci sınıf ezik ve köle canlılar mısınız. çünkü bakıyorum da sosyal medya da ayrı sokakta ayrı konuşmaya bayılıyorsunuz :d
devamını gör...
beyanı esas olan kadınlardan biri aşağıdaki videoda kendini göstermiştir.


buradan
devamını gör...
bu konudan ağzımın yanmışlığı var,artık yoğurdu üfleyerek yememe sebep olan gerçekliktir.
devamını gör...
çok güzel süistimal edilen gereksiz pozitif ayrımcılıktır.
devamını gör...
çünkü gerçektir dedirten önermedir.
büyük bir çoğunluğu tecavüz çocuklarından oluşan bir toplumuz. (ebeveynlerimiz evli çiftler de olsa, büyük çoğunluğumuz rızasız cinsel münasebetlerle dünyaya geldik.) yani sevgiyle ilgili, olmayan had ve deneyimlerimizi, kodlarımızı gözden geçirmeden üzerine bu kadar konuşmak, bu kadar ıvır zıvır duymak, okumak gerçekten çok sıkıcı. üstelik şu meşhur "seni seviyorum" ifadesinin bile bu coğrafyada cumhuriyetten daha kısa bir tarihi var. yani işte 8.yüzyıl civarından başladığı söyleniyor türk yazılı kaynaklarının tarihi ve o zamandan 20.yüzyıla kadar bu kalıp geçmez hiçbir yerde. tabii 20.yüzyıl sonrasında da öyle ciğerden gelen bir durum yok. o da fransız hibesi. peki daha doğru dürüst kendi şairlerini bilmeyen yine bu toplumda, neden kitlesel bir oscar wilde hayranlığı var? çünkü "herkes öldürür sevdiğini" diye bir tv disinde çevrilen reading zindanı baladı'nda buldu, aradığı özdeşimi. seviyorsa, mutlaka kulakları sağır, gözleri kör eden aşırılıkların nihayetini, ölümü... demek ki sadece vatan için ölenin ya da öldürenin kutsal sayıldığı bir kabul değil bu. 17 yaşındaki sevdiği kız can çekişirken, kan damlayan bıçağını sallayarak "çok seviyordum" diyen yine 17 yaşındaki erkek çocuğunun ezberi de bu sevmek terörü. bütün alışveriş temalı kurumsal yapıların hedef kitleye erişim mottosu da hastası oldukları bu temadan oluyor haliyle. bankalar müşterilerini, radyolar dinleyicilerini, gazeteler okuyucularını, kanallar izleyicilerini aynı gün ve aynı saatte bulmak üzere çok seviyor.
yapılan her türlü menfi, kirli ve karanlık eylemin "vatan ve bayrak" sevgisiyle üzerinin örtülebildiği kolaylığı bulanlarınsa paçayı sıyıramadığı bir suç, kabahat ya da cürüm neredeyse yok.
sevmek yetmiyor, çok sevmek, çok, çok... şiddetli yağmur diyoruz mesela ya da şiddetli deprem... yani olağan değerlerin üzerinde. işte bu çok sevmenin de kesmediği yerde şiddetli sevmek geliyor, yani abuk sabukluk, yani şiddetli.
o ballandıra ballandıra anlatılan, altının çizilmediği cümlesi kalmayan "kürk mantolu madonna" romanında, maria puder'in öyle göz doldurmayan, dikkat çekmeyen, neredeyse kimsenin altını çizmediği mütevazi bir cümlesi durur sayfaların birinde: "ben seni deliler gibi değil, gayet aklı başında seviyorum. " bizim şiddetli sevmelerimizin kalabalığında nasıl da ezilip kaybolmaya mahkum bir ifade. kitapta da olan bu değil mi? raif bey'in görkemli aşkının altında ezilip gider bu sevmek ilanı.
mecnun'un çöllere düşen, ferhat'ın dağları delen, kerem'in alev alev yandığı anlatılarla büyüyen bir bilince karşı, maria puder'in hayatın doğal akışına uyumlu, kendi gündelikliğinde ona yer açan, mantık sınırlarını zorlamadan, ayakları yere basan bu makul ve gerçekçi sevgisinin, ne raif bey'de ne de sevgi limitleri iğdiş edilmiş okuyucu nezdinde ne önemi olur ki?
velhasıl, mide bulandırıcı bu lakırdı kalabalığı feci soğutuyor, yoruyor ve sıkıyor beni. aşınmış bunca kelime ve anlamla, yitmiş heyecanlarımızla, fakiri olduğumuz şeylerin kendine hayran delileriyiz. bize heyecan vermeyen soğuk bir gerçek de olsa evet, kadının beyanı esastır ve bunu, artık herkesin öğrenmesi gerekiyor.
devamını gör...
hukukta pozitif ayrımcılık amacıyla getirilmiş, ölçüsüz bir kanun. şunu diyor; ben karamı çalarım, aklanmak senin sorunun...

www.hurriyet.com.tr/gundem/...
devamını gör...
"bu da tam bir garabettir" diyerek devam etmesi gereken cümle. yani olay direkt şu manada, ben sana boku atıyorum, sen attığım boku ve/veya suçu temizle, suçsuz olduğunu ıspatla!! ohh ne güzel dünya, hukuk dediğin her tarafa eşit çalışır.
sonra da bu aşağıda yazdıklarım olsun ülke de zıvanadan çıksın toplum da;
ulan bu ülkede eşinden bıkmış, illallah demiş, ikrah getirmiş yüzbinlerce kadın eşinden mahkeme kararları dahilinde dahi ayrılamıyor, uzaklaşamıyor ve her gün onlarca farklı teröre uğruyor.
peki onu nasıl yapıcaz paşam?
daha iki gün evvel işten geldim akşam haberlerini zaplarken böyle bir haber denk geldi, adam bir kaç sene evvel kendisinden ayrılmış eşinin balkonuna merdiven dayamaya çalışıyor!
neymiş? konuşmuyormuş kadın, konuşacakmış dalyaprak!
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
#2687739

işte bu yüzden hiçbir kadınla başbaşa kalmayacaksın, iyi edersin yani. her daim şahit bulundurmak lazım.
devamını gör...
istanbul sözleşmesinin kaldırılma nedenidir. kötüye kullanan kadın sayısı oldukça fazla olduğundan.
devamını gör...
saçmalıktan başka bir şey değildir. ortalık istediği ilgiyi alamayınca iftira atan ilgi budalası ruh hastası kaşarlarla dolu.
devamını gör...
merve ile olan davamda hakim kadın olursa direkt itiraz edeceğim. haklıyken haksız konuma düşme ihtimalim bu "pozitif ayrımcılık" yüzünden çok yüksek. istanbul sözleşmesi erkekleri haksız yere cezalandırma sözleşmesidir.
devamını gör...
bir partide tanışıyorsunuz, parti sonunda erkeğin, evime gidelim teklifini kabul ediyorsunuz, (sanırım bulaşıkları yıkayıp ütü yapmayı planlıyor) alkol servisini reddetmeyip devam ediyorsunuz, (birazdan birlikte namaza duracağız falan düşünüyor sanırım) artık gecenin kaçıysa o evde beraber kalıp içmeye he diyorsunuz, bunun sonunun nereye gideceğini hiç kurgulamıyorsunuz....sonraaaa hasan bana bunu yaptıııı.
23 yaşında kafası çalışan!!!! ünivli bir bireysiniz birde. tam dayaklık tam.....
devamını gör...
öncelikle:
bu bir kanun maddesi değildir, kanun maddesi olmayan şeyler hakkında kafanızdan kanun maddesidir, kaldırılsın şeklinde şeyler uydurmayın. bilen birinin yanında konuşmaya kalkarsınız adamı madara ederler. beyan esası, 2003 tarihli yargıtay kararından yola çıkılarak benimsenmiş bir ilkedir.

konu cümle; “...suç kanıtı aramanın bir çok olayın karşılıksız ve cezasız kalması gibi istenmeyen bir sonuca yol açacağı ve şikayetçinin başkasına zarar vermek için kendisine zarar vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı...”

sadece kadınları kapsamaz. genel anlamda, mağdur kim ise onu korur.

arkadaşlar masumiyet karinesini sormuş, onu da anlatalım, okusunlar;

bu görüş doktrinde masumiyet karinesi ile çelişmez. çünkü şak diye hüküm verilir anlamına gelmez. çeliştiğini savunan görüş de var ona lafım yok ama doktrin her konuda kendi içinde farklı görüşlere ev sahipliği yapar. buna çelişiyor diyen 50 çelişmiyor diyen 50 görüş bulunabilir. biz bunu tartışmayız.

yargıtay kararı açıp okumayı biliyorsanız, orada hükmün nasıl verileceğine dair detaylar var. epeyce detaylı. karar okumayı bilmiyorsanız, geniş bir vaktimde onu da öğretirim. maksat bilinçlenelim. kaldı ki zaten yanlış hükümler verilmesine sebep olmuyor demedik, saçma sapan bir çıkış olmuş. kusurlu bir sistem. ancak kanun değil. kendinizi de yırtsanız, sözlüğü entariye de boğsanız, flood yapıp yoldaş'ın odasına su da bastırsanız kanun değil. içtihad. bu ayrım önemlidir.

yine bir cevap gelirse diye not edelim; 6284 sayılı kanunda şiddet için gereken koruma tedbirleri için mağdur beyanı esastır maddesi var/dı. o başka. burada cinsel saldırıdan bahsediyoruz.

teoride mantıklıdır. çoğu cinsel suçun kanıtlanması zordur, kanıt toplanacak süre çok kısa olduğundan dolayı, mağdurun ne yaşadığının farkına varıp test (rape kit) yaptırmayı akıl etmesi, kendini buna ikna etmesi gibi hususların aldığı zaman, kanıt toplanmasını zorlaştırır. o yönden iyi bir ilkedir. bizimkisi gibi bir ülkede, çok yazıktır ama, bu tarz suçlar toplum tarafından sümenaltı edilmek istenir. özellikle eğitim oranının düşük olduğu ataerkil demografiklerde.

fakat, bütün iyi niyete rağmen uygulamada istenmeyen sonuçlara da yol açmaktadır. zira ilkenin temeli, mağdurun asla ve kat'a yalan söylemeye yeltenmeyeceği varsayımına dayanır. bu da her vakada kesin olan bir hal değil. bir kişi bu konuda yalan söylemez falan demeyin, bi' kamyon örnek var. söyleyen söylüyor, dünyanın her yerinde oluyor bu olay. ne yazık ki orantısız bir şekilde erkek nüfusunu mahkemede zor duruma sokuyor. bunun dile getirilmesinin de kadın düşmanlığı ile falan alakası yok. rakamlar böyle. şüphelinin sadece belirli kayıtları mahkemeye sunabildiği için kurtulduğu, ancak yargılama devam ederken senelerce 'tecavüzcü' damgası ile tutuklu kaldığı olaylar çok. kaç adamın hayatı bitti bu yargılamalar devam ederken.

bu tarz konular üç beş münferit hale, eşe dosta bakılarak konuşulmaz, genel tabloya bakmanız gerekir. ''ben asla bu konuda yalan söylemem'' düşüncesini, ''hiçbir insan bu konuda asla yalan söylemez'' fikrine uydurmak yanlıştır. beşer şaşar, insanoğlu çiğ süt emmiş. her şey mümkün.

ama daha iyi bir ilke/sistem bulunabilir mi yerine? işte onu bilmiyorum.

edit: karine konusunda bir soru işareti oluşmuş. onu açıkladım.
devamını gör...
allah ve kadınlar affetsin başlığı şu şekil okudum bir de anlamaya çalışıyorum
kadının bayanı esastır
devamını gör...
masumiyet karinesi diye bir şey duymuş mu yukarıdaki arkadaş merak ettim. madara falan demiş ayrıca. flood kabul edilmese madara olmak ne demek fiili olarak gösterirdim bu ortamda.
evrensel hukuk kurallarına göre, bir kişinin masum olduğunun kanıtlanmasına gerek yoktur; kişinin suçluluğunun kanıtlanamamış olması yeterlidir... yani bu bana atladı demek, suçlu olduğuna kanıt delil değildir...onun sana atladığını ispat edeceksin. evrensel hukuk bunu söyler.
yok öyle yağma...
dip: masumiyet karinesi sadece evrensel hukuk kabulü olması bakımından önemli değildir, özellikle cinsel suçlarda itibar ve saygı, güven kaybına yol açacak pozisyonlar yaratır bu beyan önceliği. çok büyük ihtimalle hasan hiç bir şey yapmadı o kezbana...ama ne oldu, adı cinsel suça karıştı, kim geri getirecek bu itibar kaybını? yatmayı, hapsi silktir et. adın yıllarca o olayla anılacak. hem nalına hem mıhına vurmak kolay, net şekilde bu beyan önceliği evrensel hukuka aykırıdır diyebilmek lazım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kadının beyanı esastır" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim