21.
kısa boylu erkeklerin yanında genelde uzun sayılabilecek kadınlar oluyor. 190 adamların yanında da 150lik kadınlar. aslında böyle bir takıntı yok sadece istemeye gelince hayaller hayatlar hesabı her gönülde bir aslan yatıyor işte. uzun boylu olsun, yakışıklı olsun, kumral olsun, gamzeli olsun ama cografya belli anacım. bizim de genler belli, beylerin de. cok da şeetmemek lazım.
devamını gör...
22.
kadın kısa erkek uzun olunca oluyor da erkek kısa kadın uzun olunca neden olmasın.
genel bir tabir başka bir şekilde kullanılsa da önemli olan boy değildir.
kız olsun erkek olsun önemli olan kafa yapısının uyması birbirlerini sevmesi değer vermesidir.
genel bir tabir başka bir şekilde kullanılsa da önemli olan boy değildir.
kız olsun erkek olsun önemli olan kafa yapısının uyması birbirlerini sevmesi değer vermesidir.
devamını gör...
23.
çok normal. doğada canlılarda daha iri , gösterişli olan üremek amacıyla eşi tarafından secilir. bunun insanlar versiyonu da kadınlardaki uzun boylu erkek seçimi olarak göze çarpmaktadır. doğada kim napsın ufaklığı
devamını gör...
24.
1.85 bir şahıs olarak onayladigim durum.
kadınla-kızla işim olmaz, ama bana hep ilgi gösterildiğini fark ediyordum.
ama genler bunu söyler, hormonlar bunu söyler. onun da hakkı.
kadınla-kızla işim olmaz, ama bana hep ilgi gösterildiğini fark ediyordum.
ama genler bunu söyler, hormonlar bunu söyler. onun da hakkı.
devamını gör...
25.
kısa boylu sevdiğim, her haliyle güzel. onun boyunu neyleyeyim, zeytin gözleri var iken.
devamını gör...
26.
owwww oxford'da yüksek lisans yapmış hanımefendi. anadolu bir yanda batı bir yanda ( ne alakası var şimdi boyla) sen boya göze bilmem neye takılırsan... askıya asarlar seni haberin olsun. üç beş güzel söze, bilmem kaç dolara kanarsında.... ama asla bir kısa boylu anadolu erkeğine yar olamazsın çünkü rütben yetmez şekerim.
devamını gör...
27.
batı ülkelerinde bu kadar konuşulmayan bir konu.
özellikle sosyo kültürel açılardan kendini yetersiz hisseden insanlar, doğuştan gelen özellikleriyle övünme ihtiyacı duyarlar.
1. dünya savaşı’ndan sonra almanya’nın ekonomik olarak çökmesiyle ırkçılığın artması arasında bir paralellik vardır. insanlar sadece alman olarak doğmakla övünmeye ve kendilerinin sadece bu nedenden ötürü üstün olduklarını düşünmeye başladılar.
bu tip hayallerle hareket eden bireylerin ya da toplulukların sonları hiçbir zaman iyi olmamıştır.
özellikle sosyo kültürel açılardan kendini yetersiz hisseden insanlar, doğuştan gelen özellikleriyle övünme ihtiyacı duyarlar.
1. dünya savaşı’ndan sonra almanya’nın ekonomik olarak çökmesiyle ırkçılığın artması arasında bir paralellik vardır. insanlar sadece alman olarak doğmakla övünmeye ve kendilerinin sadece bu nedenden ötürü üstün olduklarını düşünmeye başladılar.
bu tip hayallerle hareket eden bireylerin ya da toplulukların sonları hiçbir zaman iyi olmamıştır.
devamını gör...
28.
(bkz: erkeklerdeki girl takıntısı)
devamını gör...
29.
takıntı denemez ama 1.75 cm boyla başka şansım da yok gibi. muhtemelen erkek de bunu kabullenmeyecektir.
yalnız hiç unutmam okuldan bir çocuk "hep benden daha uzun boylu bir sevgilim olsun istemişimdir" demişti. bakın asıl takıntı budur.
yalnız hiç unutmam okuldan bir çocuk "hep benden daha uzun boylu bir sevgilim olsun istemişimdir" demişti. bakın asıl takıntı budur.
devamını gör...
30.
üremenin (veya birlikteliğin) seçen ve seçilen arasında gerçekleştiğini kabul edelim artık, lütfen.
devamını gör...
31.
boy takıntım yok, bir erkeğin yanımda kısa kalması hiç sıkıntı değil, ama boyu benimle aynı olan eski erkek arkadaşım her topuklu ayakkabı giydiğimde kendinden uzun oldum diye günümü mahvettiğinden, artık özgüveni olmayan erkeklere tahammülüm yok.
devamını gör...
32.
1.91 boyumla beni zerre alakadar olan bir konu değildir.
çünkü hiç böyle bir derdim olmadı, boyum yüzünden problem de yaşamadım.
konuya dair problem yaşamış arkadaşların konuşması daha doğru olur.
çünkü hiç böyle bir derdim olmadı, boyum yüzünden problem de yaşamadım.
konuya dair problem yaşamış arkadaşların konuşması daha doğru olur.
devamını gör...
33.
bir erkek olarak yazılanlara baktığımda hayret ediyorum. biri, kısa olduğu ve kadınlar tarafından genellikle reddedildiği için tüm kadınlardan nefret ediyorum demiş (bkz: incel). öbürü boyum 1.65 ama ne kadınlarla birlikte oluyorum bir bilseniz diye kendini övmeye çalışmış…
valla 1.65’sen çoğunlukla elizabethle beraber olursun aziz kardeşim. şansın yâver giderse kendinden 10-15 cm kısa, cüceden hallice bir kadınla ilişki kurabilirsin. senden uzun bir kadınla ise nadiren bir araya gelebilirsin. asla “sosyal darwinist” bir yaklaşımla ele almıyorum bu meseleleri. ancak hakikati eğip bükmenin doğru olmadığı kanaatini taşıyorum.
senden uzun bir kadın seninle birlikte oluyorsa bunun nedeni ne senin zekandır ne konuşma tarzındır ne de sosyal becerilerindir. bu hasletleri kısa boylu bir erkeğe yakıştırmaz bile. daha çok insani yanlarına önem vermiştir. önceleri, sırf boyundan ötürü seni kafasından silecekken kriterlerini yumuşatmıştır artık. çünkü uzun boylu erkeklerin gadrine uğradığını hatırlamış ve bundan böyle uzun-kısa ayrımına eskisi kadar itibar etmiyorum; yalnızca mutlu olmak istiyorum demiştir kendine. ya da “kısa boylu erkekler bana çok tatlı geliyor” diyerek kıkırdayan bir fetişisttir ve bu tür hevesler de ekseriyetle gelip geçicidir.
kaldı ki, bir kadın senin fiziksel özelliklerinden ziyade kişiliğine, değer yargılarına, espritüelliğine, maddi durumuna önem veriyorsa bu seni yine yaralar.
keşke fiziksel özelliklerimden de diğer özelliklerim kadar hoşlansa dersin ve kendini eksik, yarım hissedersin doğal olarak. ortaya çıkan bu dengesizlik seni hep tetikte olmaya zorlar. ya gerçekten fiziksel olarak çok beğendiği, bu adam tam bana göre dediği biriyle karşılaşırsa, frekansları da uyuşursa ve neticede yakınlaşırlarsa diyerek paranoyalara kapılman da muhtemeldir.
kısa boyluyum ama bari vücudumu geliştireyim öyle dikkat çekeyim desen lakabın hazırdır toplum nezdinde: “cep herkülü.”
sen “naim süleymanoğlu” olmadığın için bu lakabın havalı bir yanı da olmayacaktır.
biraz da sapyoseksüellik meselesine değinelim çünkü başka bir entryde “zekanın önemine” dair bir ton şey yazılmış.
bir defa “zeka” tanımı görelidir. zekanın, tüm insanların mutâbık kalacağı bir tanımı yoktur. bir kadın, “ben zeki erkeklerden hoşlanıyorum” dediğinde ona göre “zeki” olan erkeklerden söz ediyor demektir. bu söylem de genellikle palavradır, onu belirteyim. kadın, öncelikle seçici olduğunu ve her önüne gelenle birlikte olmadığını vurgulamak için “sapyoseksüellik” kavramına önem verdiğini belli etme gereksinimi duyar. bu ilk önemli nedendir.
böylelikle ona talip olan erkeklere zımnen şöyle demiş olur: kiminle beraber olacağıma yalnızca ben karar vereceğim; seçici olan benim, karar mekanizması benim. ama yukarıda söylediğim gibi bu bir numaradır çoğunlukla. fiziksel özelliklerinden hoşlandığı bir erkekle karşılaştığında mevzubahis “zeka” kriteri berhavâ olur ve seçen taraf benim yaklaşımını bir kenara bırakır.
sapyoseksüelim demek: kendimi zeki buluyorum, dolayısıyla kendim gibi biriyle birlikte olmak istiyorum demektir. sıradan, alelâde biri olmadığınıza inandığınızı deklare etme yöntemidir.
zeki bulduğu bir erkekle beraber olmak istediğini beyan etmiş olan bir kadına, zeki olduğunu ispatlamaya çalışan ve 40 takla atan erkek yalnızca kendini gülünç duruma düşürür.
onun kafasındaki zeki erkek modeli, çekinmeden sosyalleşebilen ve her zaman kendinden emin olan erkek olabilir yalnızca. edebiyat parçalamasını, son moda akımlardan falan bahsetmesini istemez belki.
tüm bunları bir kenara bırakalım, boy meselesine geri dönelim. kısayım ama şöyle böyle diyen arkadaş nezdinde bu meseleyi masaya yatırmaya devam edelim.
sözgelimi 1.70’lik bir kadınla çıkıyorsun. bir davete, düğüne, partiye gittiğinde bütün bakışlar senin üzerindedir. tipe bak: penis kadar boyuyla kızı götürmüş derler içlerinden veya bu herif böyle bir hatunla nasıl çıkıyor ya derler. yanınıza gelen ve senden daha uzun olan her erkek — ki çoğu erkek senden uzun— senden uzun olmanın verdiği öz güvenle bakar sana. anlat anlat şeyime anlat yer cücesi der gibi… daha beteriyse, senden uzun olan başka bir kadının seni aşağılayıcı bakışlarla süzmesi olacaktır. bu söylemler ve davranışlar doğrudur, ahlâkidir demiyorum fakat gerçektir. senden uzun bir kadınla birlikte olduğun için her gittiğin yerde tuhaf bakışlarla karşılaşırsın. hep diken üstünde oturuyormuş gibi hissedersin kendini, sürekli gergin olursun. bu durumdan kaçabilmenin yegâne yolu da alabildiğine vurdumduymaz olmaktır. amaan kafama takmıyorum milletin bakışlarını ve davranışlarını deyip ortada toplum tarafından tuhaf bulunan bir durum yokmuş gibi yaşamaya devam edersin.
bireyin yaşamının her anı diğerlerinin beklentilerine göre şekillendirilemez elbette. ancak “el alem ne der diyerek yaşamayın kardeşim” tarzındaki aforizmalara bel bağlayacak kadar da aptallaşmamak gerekir.
klişe bir cümleyle ifade edelim: insan, sosyal bir varlıktır. tamamen olmasa da büyük ölçüde sosyal alışkanlıklarıyla, edimleriyle şekillendirir davranışlarını ve söylem tarzlarını. bu noktada bir denge politikası izlemek en makul çözüm olarak çıkar karşımıza. toplumsal taleplere kulak veren fakat bunlar arasında yanlış bulduğu şeyler varsa onları elekten geçiren, kritiğe tâbî tutan ve değiştirmek için harekete geçmeye çalışan biri olmak sizi daha sağlıklı kılar. normie olmadan ancak toplumsala da tamamen sırt çevirmeyip, muhakemeyi rafa kaldırmadan özgün bir pozisyon almak kişinin lehinedir. elbette benim bu yaklaşımım da sorgulanabilir, eleştirilebilir ve farklı alternatifler de sunulabilir.
eskilerin dediği gibi: müdâvele-i efkârdan barikâ-i hakikat çıkar. yani “nihâi gerçek, fikir alışverişiyle - karşıt düşüncelerin çarpışmasıyla” ortaya çıkar.
merak ediyorum… sokağa da mı çıkmıyorsunuz? etrafınıza da mı bakmıyorsunuz? ınstagram, twitter, reddit kullanmıyor musunuz? bilhassa z jenerasyonunda kısa boylu bir erkeğe ya da kadına rastlamanız eski kuşaklara nazaran daha zordur. bakın eskilere göre diyorum.
bu da doğaldır, uzun boy baskındır çünkü. yıllar geçtikçe hem kadınların hem erkeklerin boy ortalaması artar. herhangi bir dating uygulamasını kullandığınızda bile, insanların boylarına baktığınızda 1.50-55’lik bir kadına veya 1.60 - 1.65 boyunda erkeklere pek rastlamadığınızı fark edersiniz.
bir klişedir ama doğrudur, uzun boy ve düzgün proporsiyon karşı tarafa güven hissi verir.
bilhassa kadınlara. dağ gibi adamla beraberim, kötü bir durum ortaya çıksa beni rahatlıkla taşır, bana yardımcı olur derler. böyle bir erkek bir nesne olarak da dolaylı yollardan sunulur topluma. kendini pek çok bakımdan güvende hissettirir karşı cinse. salt evrimsel süreçlerle falan açıklamaya çalışmıyorum bunları. bir toplumsal algı mekanizmasına dikkat çekiyorum daha çok. uzun uzadıya tartışılabilecek, değerlendirilebilecek bir mesele.
valla 1.65’sen çoğunlukla elizabethle beraber olursun aziz kardeşim. şansın yâver giderse kendinden 10-15 cm kısa, cüceden hallice bir kadınla ilişki kurabilirsin. senden uzun bir kadınla ise nadiren bir araya gelebilirsin. asla “sosyal darwinist” bir yaklaşımla ele almıyorum bu meseleleri. ancak hakikati eğip bükmenin doğru olmadığı kanaatini taşıyorum.
senden uzun bir kadın seninle birlikte oluyorsa bunun nedeni ne senin zekandır ne konuşma tarzındır ne de sosyal becerilerindir. bu hasletleri kısa boylu bir erkeğe yakıştırmaz bile. daha çok insani yanlarına önem vermiştir. önceleri, sırf boyundan ötürü seni kafasından silecekken kriterlerini yumuşatmıştır artık. çünkü uzun boylu erkeklerin gadrine uğradığını hatırlamış ve bundan böyle uzun-kısa ayrımına eskisi kadar itibar etmiyorum; yalnızca mutlu olmak istiyorum demiştir kendine. ya da “kısa boylu erkekler bana çok tatlı geliyor” diyerek kıkırdayan bir fetişisttir ve bu tür hevesler de ekseriyetle gelip geçicidir.
kaldı ki, bir kadın senin fiziksel özelliklerinden ziyade kişiliğine, değer yargılarına, espritüelliğine, maddi durumuna önem veriyorsa bu seni yine yaralar.
keşke fiziksel özelliklerimden de diğer özelliklerim kadar hoşlansa dersin ve kendini eksik, yarım hissedersin doğal olarak. ortaya çıkan bu dengesizlik seni hep tetikte olmaya zorlar. ya gerçekten fiziksel olarak çok beğendiği, bu adam tam bana göre dediği biriyle karşılaşırsa, frekansları da uyuşursa ve neticede yakınlaşırlarsa diyerek paranoyalara kapılman da muhtemeldir.
kısa boyluyum ama bari vücudumu geliştireyim öyle dikkat çekeyim desen lakabın hazırdır toplum nezdinde: “cep herkülü.”
sen “naim süleymanoğlu” olmadığın için bu lakabın havalı bir yanı da olmayacaktır.
biraz da sapyoseksüellik meselesine değinelim çünkü başka bir entryde “zekanın önemine” dair bir ton şey yazılmış.
bir defa “zeka” tanımı görelidir. zekanın, tüm insanların mutâbık kalacağı bir tanımı yoktur. bir kadın, “ben zeki erkeklerden hoşlanıyorum” dediğinde ona göre “zeki” olan erkeklerden söz ediyor demektir. bu söylem de genellikle palavradır, onu belirteyim. kadın, öncelikle seçici olduğunu ve her önüne gelenle birlikte olmadığını vurgulamak için “sapyoseksüellik” kavramına önem verdiğini belli etme gereksinimi duyar. bu ilk önemli nedendir.
böylelikle ona talip olan erkeklere zımnen şöyle demiş olur: kiminle beraber olacağıma yalnızca ben karar vereceğim; seçici olan benim, karar mekanizması benim. ama yukarıda söylediğim gibi bu bir numaradır çoğunlukla. fiziksel özelliklerinden hoşlandığı bir erkekle karşılaştığında mevzubahis “zeka” kriteri berhavâ olur ve seçen taraf benim yaklaşımını bir kenara bırakır.
sapyoseksüelim demek: kendimi zeki buluyorum, dolayısıyla kendim gibi biriyle birlikte olmak istiyorum demektir. sıradan, alelâde biri olmadığınıza inandığınızı deklare etme yöntemidir.
zeki bulduğu bir erkekle beraber olmak istediğini beyan etmiş olan bir kadına, zeki olduğunu ispatlamaya çalışan ve 40 takla atan erkek yalnızca kendini gülünç duruma düşürür.
onun kafasındaki zeki erkek modeli, çekinmeden sosyalleşebilen ve her zaman kendinden emin olan erkek olabilir yalnızca. edebiyat parçalamasını, son moda akımlardan falan bahsetmesini istemez belki.
tüm bunları bir kenara bırakalım, boy meselesine geri dönelim. kısayım ama şöyle böyle diyen arkadaş nezdinde bu meseleyi masaya yatırmaya devam edelim.
sözgelimi 1.70’lik bir kadınla çıkıyorsun. bir davete, düğüne, partiye gittiğinde bütün bakışlar senin üzerindedir. tipe bak: penis kadar boyuyla kızı götürmüş derler içlerinden veya bu herif böyle bir hatunla nasıl çıkıyor ya derler. yanınıza gelen ve senden daha uzun olan her erkek — ki çoğu erkek senden uzun— senden uzun olmanın verdiği öz güvenle bakar sana. anlat anlat şeyime anlat yer cücesi der gibi… daha beteriyse, senden uzun olan başka bir kadının seni aşağılayıcı bakışlarla süzmesi olacaktır. bu söylemler ve davranışlar doğrudur, ahlâkidir demiyorum fakat gerçektir. senden uzun bir kadınla birlikte olduğun için her gittiğin yerde tuhaf bakışlarla karşılaşırsın. hep diken üstünde oturuyormuş gibi hissedersin kendini, sürekli gergin olursun. bu durumdan kaçabilmenin yegâne yolu da alabildiğine vurdumduymaz olmaktır. amaan kafama takmıyorum milletin bakışlarını ve davranışlarını deyip ortada toplum tarafından tuhaf bulunan bir durum yokmuş gibi yaşamaya devam edersin.
bireyin yaşamının her anı diğerlerinin beklentilerine göre şekillendirilemez elbette. ancak “el alem ne der diyerek yaşamayın kardeşim” tarzındaki aforizmalara bel bağlayacak kadar da aptallaşmamak gerekir.
klişe bir cümleyle ifade edelim: insan, sosyal bir varlıktır. tamamen olmasa da büyük ölçüde sosyal alışkanlıklarıyla, edimleriyle şekillendirir davranışlarını ve söylem tarzlarını. bu noktada bir denge politikası izlemek en makul çözüm olarak çıkar karşımıza. toplumsal taleplere kulak veren fakat bunlar arasında yanlış bulduğu şeyler varsa onları elekten geçiren, kritiğe tâbî tutan ve değiştirmek için harekete geçmeye çalışan biri olmak sizi daha sağlıklı kılar. normie olmadan ancak toplumsala da tamamen sırt çevirmeyip, muhakemeyi rafa kaldırmadan özgün bir pozisyon almak kişinin lehinedir. elbette benim bu yaklaşımım da sorgulanabilir, eleştirilebilir ve farklı alternatifler de sunulabilir.
eskilerin dediği gibi: müdâvele-i efkârdan barikâ-i hakikat çıkar. yani “nihâi gerçek, fikir alışverişiyle - karşıt düşüncelerin çarpışmasıyla” ortaya çıkar.
merak ediyorum… sokağa da mı çıkmıyorsunuz? etrafınıza da mı bakmıyorsunuz? ınstagram, twitter, reddit kullanmıyor musunuz? bilhassa z jenerasyonunda kısa boylu bir erkeğe ya da kadına rastlamanız eski kuşaklara nazaran daha zordur. bakın eskilere göre diyorum.
bu da doğaldır, uzun boy baskındır çünkü. yıllar geçtikçe hem kadınların hem erkeklerin boy ortalaması artar. herhangi bir dating uygulamasını kullandığınızda bile, insanların boylarına baktığınızda 1.50-55’lik bir kadına veya 1.60 - 1.65 boyunda erkeklere pek rastlamadığınızı fark edersiniz.
bir klişedir ama doğrudur, uzun boy ve düzgün proporsiyon karşı tarafa güven hissi verir.
bilhassa kadınlara. dağ gibi adamla beraberim, kötü bir durum ortaya çıksa beni rahatlıkla taşır, bana yardımcı olur derler. böyle bir erkek bir nesne olarak da dolaylı yollardan sunulur topluma. kendini pek çok bakımdan güvende hissettirir karşı cinse. salt evrimsel süreçlerle falan açıklamaya çalışmıyorum bunları. bir toplumsal algı mekanizmasına dikkat çekiyorum daha çok. uzun uzadıya tartışılabilecek, değerlendirilebilecek bir mesele.
devamını gör...
34.
yani şu günlerde kadınların boy takıntısı değilde erkeklerin"36 numara ayak fetişi " daha çok gündemde bence buna değinin sanki sevgili değil okula yazdırmaya çocuk arıyorlar
devamını gör...
35.
kadınların kendi boyuyla ilgili takıntısı sanarak girdiğim ama bambaşka şeyler gördüğüm başlık.
takıntımız yok. uzun boy hoş görünüyor, o kadar. ben de beğenirim erkekte uzun boyu ama hiçbir erkek arkadaşım 1.90 değildi. güçle bilmem neyle de hiç alakası yok bu işin. üreyecek adam seçmek için önce üremeyi istemek gerek. hiç öyle bir hevesim yok ama yine de uzunlar gözüme daha hoş geliyor. yalnız uzun ve iplik gibi olanlar da hoş değil. kalıp biraz yerinde olacak çünkü öyle tel gibi bacaklarla hiç hoş durmuyor uzun boy.
erkekler beli şöyle olsun, kalçası böyle olsun derken ya da deli gibi "rus kadını rus kadını" diye sayıklarken neden aklınıza gelmiyor bunların takıntı olduğu? size gelince "hayatıma alacağım kişiyi seçmeye hakkım var", bize gelince "takıntı" öyle mi? geçin bu işleri.
bundan bağımsız olarak hayatta her istediğimize sahip olamadığımız gibi böyle bir konuda da nokta atışı yapıp "işte bunu istiyorum" diyemiyoruz hiçbirimiz. ülkenin insan tipi belli. ne hepimiz güzellikten ölecek kadar güzel ne de yakışıklılıktan aynaları patlatacak kadar harikayız. bize en uygun olanla birlikte oluyoruz sadece. uzun olsa, iri memeli olsa, sarışın olsa gibi isteklerimiz/istekleriniz de sadece hayallerimizi süslüyor. gerçekler çok daha farklı.
ayrıca denklemde çok çeşitli değişkenler var. bir adam sırf uzun diye aptallığına, kabalığına ya da mesela şiddet yanlısı olmasına katlanacak değiliz. uzun boy sadece işin süsü. öncelik her zaman ne kadar insan olduğunuzda. önceliği ona vermeyen ergen ruhlular da aslolanın kişilik olduğunu zaman içerisinde anlıyor, kalbi birkaç kez kırılınca.
özetle; gözümüze güzel görünen şeyler hepimiz için değişken olduğu gibi her zaman bunlara mutlaka sahip olmak gibi bir derdimiz yok hiçbirimizin. "boyum 1.92" diyene "ne güzel yaa!" deyip geçiyorum. üzerine atlayacak değiliz her uzunun.
takıntımız yok. uzun boy hoş görünüyor, o kadar. ben de beğenirim erkekte uzun boyu ama hiçbir erkek arkadaşım 1.90 değildi. güçle bilmem neyle de hiç alakası yok bu işin. üreyecek adam seçmek için önce üremeyi istemek gerek. hiç öyle bir hevesim yok ama yine de uzunlar gözüme daha hoş geliyor. yalnız uzun ve iplik gibi olanlar da hoş değil. kalıp biraz yerinde olacak çünkü öyle tel gibi bacaklarla hiç hoş durmuyor uzun boy.
erkekler beli şöyle olsun, kalçası böyle olsun derken ya da deli gibi "rus kadını rus kadını" diye sayıklarken neden aklınıza gelmiyor bunların takıntı olduğu? size gelince "hayatıma alacağım kişiyi seçmeye hakkım var", bize gelince "takıntı" öyle mi? geçin bu işleri.
bundan bağımsız olarak hayatta her istediğimize sahip olamadığımız gibi böyle bir konuda da nokta atışı yapıp "işte bunu istiyorum" diyemiyoruz hiçbirimiz. ülkenin insan tipi belli. ne hepimiz güzellikten ölecek kadar güzel ne de yakışıklılıktan aynaları patlatacak kadar harikayız. bize en uygun olanla birlikte oluyoruz sadece. uzun olsa, iri memeli olsa, sarışın olsa gibi isteklerimiz/istekleriniz de sadece hayallerimizi süslüyor. gerçekler çok daha farklı.
ayrıca denklemde çok çeşitli değişkenler var. bir adam sırf uzun diye aptallığına, kabalığına ya da mesela şiddet yanlısı olmasına katlanacak değiliz. uzun boy sadece işin süsü. öncelik her zaman ne kadar insan olduğunuzda. önceliği ona vermeyen ergen ruhlular da aslolanın kişilik olduğunu zaman içerisinde anlıyor, kalbi birkaç kez kırılınca.
özetle; gözümüze güzel görünen şeyler hepimiz için değişken olduğu gibi her zaman bunlara mutlaka sahip olmak gibi bir derdimiz yok hiçbirimizin. "boyum 1.92" diyene "ne güzel yaa!" deyip geçiyorum. üzerine atlayacak değiliz her uzunun.
devamını gör...
36.
neden kadınlardaki boy takıntısını erkeklerde kısa boy istenmiyor diye düşünüyoruz ki, kadınlardaki boy takıntısını kendileri için de vardır, azıcık daha boyum uzun olsaydı 5 cm daha uzun olsaydım dediğimiz zamanlar oluyor
devamını gör...
37.
kadınlar galiba uzun boylu erkekleri ölümsüz ya da güçlü sanıyorlar. hahaha. bu çok büyük bir yanılgı. lisedeyken 1.55 boyunda bi eleman vardı okulda dövmediğim çok az kişi kalmıştı. sürekli herkese atar gider yapıyordu. tamamen boş bir takıntıdır. uzun boylu bir kadın uzun boylu bir erkek isteyebilir anlarım da kalkıp 1 60 boyunda bir kadın 1 90 lık erkek isterse gülmekten patlarım.
devamını gör...
38.
hani boyu değil işleviydi. iki yüzlüsün be kadınlar iki yüzlü!
devamını gör...
39.
1.77 olduğum için sürekli kendime erkek dememe engel oldukları hadise.
devamını gör...
40.
tanımları kahkahayla okudum arkadaşlar beğendiğiniz şeyin sizin fiziksel özelliklerinizle hiç alakası yok. hem kadınlar hem erkekler için söylüyorum takıntı uzun boyu beğenmek değildir uzun boylu olmazsa hoşlansam bile olmaz demektir. yani hepimizin beğendiği ünlüler var en nihayetinde ama o olmazsa kimseden hoşlanmam demiyoruz değil mi? yok kısa boylu kadınlar uzun boylu erkekleri beğenemezmiş. ha bir karışmadığınız o kalmıştı. ayrıca şunu da kabul edin 1.75 ve üstü hem erkekte hem kadında gayet standardın üstü bir boy. kendi ezikliklerinizi insanların boyuyla örtmeye çalışmayın. ilişkide illa ki erkek uzun olur veya optimum boy farkı şu kadardır gibi saçmalıklardan da vazgeçin bence.
devamını gör...