kavga etmekten korkan erkek

kavga etmek, savaşçı güdülerin devreye girmesiyle alakalıdır. sizler bahane üretip, kavgadan kaçtığınız sürece savaşma güdünüzü kaybediyorsunuz.

kavga etmemek için çabalayacaksınız bu doğru. ama şartlar size karşı yapılan haksızlığa döndüyse ve artık kavga kaçınılmazsa gireceksiniz.

ister bıçak çeksin, ister silah.

bu da yeni türedi raconmuş vs. ne raconu olm? gerekirse dayak yiyeceğini bile bile gireceksin.

yarın ölmeyeceğimizin garantisi yok.
en azından öyle bir durumda savaşırken öl.

akıllı adam. kaçanın anası ağlamazmış.

erkekliğin kavgayla, şiddetle olduğunu düşünen varsa doktora görünsün. üstelik bu bakış açısına göre panter emel hepinizden daha erkek.

(bkz: femboy)

ostrojen salgiliyodur.

aklı başında erkektir, silah çıktı mertlik bozuldu zira. sen iki yumruk atarım diye kavgaya girersin adam tek kurşunla hayatını bitirir. o yüzden iyisini yapan erkektir, aferindir kendisine.

sosyal medyada memesini, gotünü paylaşıp abazan erkekleri birbirine düşürürek evde ego mastürbasyonu yapan geniş birinin kışkırtma çağrısı.

moderasyon ve yassahçı düzen hakkında garanti verin, alayınız gelin. sözlük kuralları dahilinde "üren her itin"maması tek girdinin altında verilmiştir.

zeki erkektir

akıllı erkektir ki kavgadan çekinmeyen erkek yoktur, silahına veya arkasına güvenen delikanlı (!) erkek vardır. kavga edilecekse de mecbur kalındığı zaman sevdiklerin için yaparsın diğer türlüsü gereksizdir kaçanın anası ağlamaz aga.

şimdi kimseyi kışkırtmak, grayana getirmek gibi olmasın ama kavga anında kaçan, sinen, alttan alan erkek ne biliyim hiç güvende hissettirmiyor bana. erkeğin gözü kara olmalı, cesaretli olmalı. tabi bu demek değilki; elinde silah olan adamın üstüne osmanlı tokadıyla, “ya allah ya bismillah” diye koşsun. akıllı adam zaten kendini o duruma düşürmez. nerede kavga edip nerede çalıyı dolanacağını bilir.
korkmasın! en kötü arkama saklansın, ben korurum. sorun yok.

böyle erkekler de vardır normaldir ama benim yanimda isi yoktur

toplumun kadınsılaşmasından kaynaklanan bir durum. tabi ki ilk günahı işleyen kadın yine bunun müsebibi. kadın, erkeği iğdiş ederek, psikolojik şiddet yoluyla etkisiz hale getiriyor. postmodern dönemde kas gücüyle yapılan işlerin eski önemini kaybetmesi, kadının ota bota şiddet diyerek erkeği manipüle etmesi, kadınsız yaşaması zor olan erkeğin de vajinaya ulaşmak için maskülen özelliklerini kaybetmesi şeklinde zincirleme bir reaksiyon ortaya çıkıyor. peki sonuç ne ?

sosyal medya ve 3. dalga feminizmin tüm kitle iletişim araçlarını etkileyerek çerçevesini çizdiği erkek tanımını yine kadın beğenmiyor. neden ? çünkü bu b.k püsür ideolojilerin ötesinde kadının, kadınsı hisleri hala mağara adamını arzulamaktadır. zira sosyal darwinizmin kuralları böyle 30-40 senede değişmez. hani sözlük ahalisi günlerce kadınların efendi erkek sevmemesi başlığı altında yorumlar yazdı ya. aslında kadınlar maganda olmasa bile kıro erkek sever. çünkü kıro sonuç odaklıdır. şimdi bu olayın neticesi ne olacaktır ?

bundan 40-50 sene önce başlayan bir alman gelin furyası vardı. ben de gençken alman karıları bizim türk erkeklerinin kara bıyığına hasta diye düşünürdüm. şimdi türk erkekleri de almanlaşınca işin sırrını çözdüm. alman kadınlarının altından baksan akciğerini görürsün, öyle serkeş, fütursuz mahluklar. tabi alman erkekleri de yasa terörüyle, dördüncü sınıf vatandaş düzeyine indirildikleri için, karılarının ipinin ucunu salmışlar. ama kadının kadınlığı yine ona vahşi ve maskülen erkeği hormonal olarak arzulattığından ötürü , o dönem henüz bu vasıfları taşıyan türk erkeklerine yöneldiler. şimdi almanların 40-50 sene önce yaşadığı durumu bizim türkler yaşıyor. işte sağda solda gördüğünüz suriyeli, afgan damatlar ve zenci pompacıların esbabı budur. tarihin akışı bu şekilde ilerlemektedir. allah marsık kardeşlerimizin beline kuvvet, kendilerine eyyub aleyhisselam sabrı versin. yine de kavga iyi değildir. herkes bol şans.

erkeklik elbette kavgayla olmaz.
gerektiğinde kavga etmekle olur.

kavga trafik kazası gibi bir şey.. istemeseniz de bulabilir sizi.. korkulan şey öngörülemeyen, istenmeyen sonuçlara da yol açabilirliği.. hukuki veya mali olumsuzluklar aşılsa bile, vicdani sonuçları oluyor. mesele sadece dövmek, dövülmek, gurur cesaret erkeklik meselesi değil ki.. (bıçaklı saldırganı iterek düşüren arkadaşım, düşen saldırgan kafasını yerdeki mazgal köşesine çarparak öldüğü için, 10 yıla yaklaşan yargılanma stresi yaşadı. maktül saldırgan da öğretim üyesi iki insanın tek çocuğuymuş ve kötü arkadaş çevresi etkisiyle evi terkettiğinin ikinci günüymüş. bereket ki kamera kayıtları, tanıklıklar vs bizi doğrular nitelikteydi. her aşamada, kendilerini sorumlu bularak -hüzün ve gözyaşlarıyla, üzgün bir anne baba olarak- süreçte yer aldılar. evet en sonunda beraat ettik. ama arkadaşım aylarca psikolojik tedavi gördü. onların da bir çocukları var.)
kısaca mesele korkmak veya korkmamak, mesele erkeklik değil yeğeeenn. mesele insanlık.. mesele insanlık meselesi.. ne yaşayacağını bilememek...
bilmem anlatabildim mi..

kavga etmekten korkarım ama derdim dayak yemek değil.

bir kere bu yaştan sonra osuruktan sebepler için kavga etmem en azından etmemeye çalışırım birine zarar vermem için önümde elle tutulur bir sebebim olmalı, olmalı ki riski göze alabileyim.

bu saatten sonra birine niyetimi bozarsam öyle iki tokat 3 tekmeyle kurtulamaz, benim ayarım yok gözüm dönerse nerede durmam gerektiğini de bilemiyorum. e evde beni bekleyen insanlar varken böyle bir işe kalkışmaya değer mi?

ne şeytanı göreyim ne besmele çekeyim delikanlılık alemi sizin olsun ağalar, biz eve elinde poşetlerle giden düz insan olarak halimizden memnunuz.

en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim zayıf çocuklar yetiştirmeyin! zorbalığa uğradığında anasının babasının ardına saklanan değil zorbalığı yapanın ağzını yüzünü dağıtan çocuklar yetiştirin!

hiç kimse ben bugün kavga edeyim diye dışarı çıkmıyor bu bir gerçek.

dövüş sporları ile uğraşanlarda savaş yada kaç yanlış çalıştığı daha doğrusu aslında çalışmadığı için sıkıntılı. şöyle ki biz bir durum olduğunda kaçmayı değil nasıl indireceğimize odaklandığımız için milletin götüm götüm kaçtığı yerde durduğumuz yerde duruyoruz. bu bozukluk yada törpülenmişlik.

bu arada dövüş sporlarından kastım aikido,judo, wushu,wing chun/tsun falan değil boks,muay thai,mma gibi sert sporlar.

yalnız sokak kavgasının iki ana kuralı vardır bir yere düşmeyeceksin ikincisi doğru yere nokta atışı vuracaksın bu ikisini yapamayacağınıza inanıyorsanız son çareniz kavga olsun nasıl olsa dayak yiyeceksiniz bari geciktirin.

ha beni sokakta ne kurtarır erkekler için klasik boks iyidir 6-9 ay sonra sokakta spesifik olarak kavga edebilirsiniz.

kadınlar için ise güçten ziyade teknik önemli 1 sene bjj bir sene muay thai yaparlarsa ve sonrasında körelmemek için antrenmanlara devam ederlerse sokakta kendilerini koruyabilirler.

şimdi yazdıklarıma itiraz edenler olacaktır buyursun etsin. yumuşak sporlarla uğraşanları sokakta harcarlar. sokak kavgasının mekaniği dojolara benzemez. adamdan kan alırlar.

bıçak silah görürseniz zaten topuklayın hiç kasmayın.

korkmak değil de, tercih etmeyen erkek makul olanıdır bir kadın için. en büyük güveni de o verir.

kaldı ki korkabilir. geride bırakacakları öfkesinden daha kıymetlidir.

kimsenin gözünü arkada bırakmaz.

kavgadan korksak hayata gelmezdik.

chapter chapter zırvalamış geri zekalı malın biri başlık altında. olm üç kuruşluk adamsın hadi kendine acımıyon, çoluğuna çocuğuna da acımıyon? bak benim benim kaybedecek bir şeyim yok, ağlamaktan efemineleşmiş totoşun yelcisi, boşta gezen aylağın tekiyim, işini çok güzel bitiririm senin, bence karşılaşmasak daha iyi. bu işler klavye başından atıp tutmaya benzemez sümüklü. sana acımam da çoluğuna çocuğuna acırım. benim bölgemde kulaç atmaya kalkma boğulursun.

yerine göre değişir aslında bir kişi ona durduk yere saldırırsa akıllıysa eğer kendini ezdirecek hali yoktur başka türlü de kaçanın anası ağlamamış sözü devreye girer.bir diğer neden de psikolojik sıkıntılar olabilir psikolojik sıkıntılardan kavgalardan uzak duruyor olabilir.

seni döverim diyen kıza, sen kim oluyorsun da bana seni döverim diyorsun deyip trip atan erkek de gördü bu gözler.

kavram karmaşası yaşatan erkektir. yazılanlardan anladığım kadarıyla elmalar ve armutlar aynı sepette değerlendirilmiş. birincisi her durumda kavga çıkaran, ortalığı birbirine katan insanların zaten öfke kontrol problemi vardır. bu kavga etmek değil aptallıktır.

ikincisi artık mağaralarda yaşamadığımıza göre iletişim ile de sorunlar çözülebilir. kimse bir diğerini ya da kendini vahşi hayvanlardan, diğer tehlikelerden korumak için saldırgan olmak zorunda değil ama, fakat ve hatta lakinn bazen kavga etmenin kaçınılmaz olduğu durumlar vardır. o durumlarda da beyefendi durun neler söylüyosunuz, aa neler yapıyorsunuz diyemezsiniz.

her durumda, hayatım ya biraz medeniyet diyerek kavgadan kaçan adama saygı duyulmaz. insan tabii ki silahın olduğu yerde ölümüne kahramanlık yapmamalı ki kadını-erkeği kimse ailesinden ya da sevdiği birinin risk almasını istemez ama pısırıklık da temelde sahip olduğumuz içgüdüsel isteklerin içinde yer almıyor. o yüzden de gerektiğinde yumruğunu masaya vuramayacak erkeğe bizimle deyilsin diyor; üç hayırla kendisini uğurluyoruz.