hiçbir ön hazırlık yapmadan kitapçıya giren müşteri. ne tarz kitaplardan hoşlandığı sorusuna katiyen cevap veremez. yılda bir kitap okuyorsa ne ala.
devamını gör...
"böyle kapağı olan, okumalık..." diye devam edecektir sohbete.
devamını gör...
saçmalayan müşteridir ama çok da kötü bir müşteri değildir. en azından okumaya bir yerden başlamak isteyen müşteridir.
kitapçının güzel kitap anlayışı umarım cidden güzel kitaplardır da iyi bir başlangıç yaptırır.
devamını gör...
"olmaz mı abim, şöyle yanarlı dönerli tam senlik bir kitap var elimde". diye cevap verilesi sorudur.
devamını gör...
bana ne sorular soruldu bir bilseniz.

en son şu soruldu. iranlı yazarın kitabını istiyorum. kitabın ismini de bilmiyorum yazarını da sadece iranlı olduğunu biliyorum.
devamını gör...
şimdi çalışan okuyorsa güzel olur. bana bi' kitap verip bu benim dediydi de adamı yazar sandıydım, meğer kendi okuduğu kitapmış. bir de dostoyevski insancıklar vermişti, dostoyevski'nin ilk eseri olduğundan doğru seçim. yanisi bazen yapılabilir ya, değişiklik olsun.
devamını gör...
sar abime oradan suç ve ceza.
devamını gör...
'usta seç bakalım şöyle iyisinden bir karpuz ' der gibi olmuş.
var mıdır, türkiye'de olmaz olmaz denmemesi gereken durum.
devamını gör...
ver adama bir jack london beyaz diş, oradan başlasın. adamı da yormaz hem.
devamını gör...
biri bana böyle bir soru sorsa kendimi tutamaz güler işimden olurdum.
devamını gör...
bir kitapciya girip sizde kitap var mı diyen adam değildir. kitapçı arkadaş anlatmıştı.
devamını gör...
ben kitapçıda çalışan olsam müthiş yardımcı olmaya çalışırdım. nadiren okuyorsa seveceği bir şey olsun derdim. kimseye kitap okumadığı için zorbalık yapılmaz.
devamını gör...
sonra da "yarım kilo sar" diyebilecek potansiyele sahip müşteridir.
devamını gör...
insancıklar, kavgam, fareler insanlar vb yerine "küçük prens" verilmesi gereken müşteridir. belki devamı gelir.
devamını gör...
belki çalışanı “çalışan” yerine bir “birey” yerine koymuştur. tavsiyesini sorup incelik yapmıştır. belki çalışandan sıcaklık gelmiştir beğendiği kitabı sormuştur. illa “bana bunu ver. verceksin. işin bu!” mu denmeli?
devamını gör...
valla bana ne sorulsa ben yardımcı oluyordum, sevdiği tarzı beraber ortaya çıkarmaya çalışıp o minvalde bir şeyler önermek güzel bir deneyim oluyordu benim için. sonuçta heves etmiş gelmiş, e ben de edebiyatçıyım. öyle teyzeler gelirdi ki ellerinde ekmek poşeti, pazar arabaları, belli ki dizi izlemek dışında bir şeyler yapmak istiyor, ama ötesini getiremiyor. seve seve yardımcı oluyordum. onun seviyesine uygun olsun, daha da sevsin diye. çok duygulandıran anılarım da olmuştu.
devamını gör...
“okumalık” demiş olması muhtemel müşteridir. recep ivedik’ten mülhem.
devamını gör...
daha kitapçıya gittiğimde doğru dürüst kitap önerebilen kitapçıyla karşılaşmadım.
devamını gör...
bütün klasikleri okumuş olan ve her yıl en az 15 kitap okuyan biri olarak bir kere yaptım bunu. okuyacak bişey bulamayıp kitapçıya var mı şu aralar çok satan popüler bir kitap dedim. adam bana lizbona gece treni diye berbat bi kitap verdi. okuyamadım yarım kaldı o kitap.
devamını gör...
şaşırdığım eylem. herkesin listesi vardır diye düşünüyorum.
şefin önerisini sormak
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kitapçıya gidip çalışana şöyle güzel bir kitap var mı diyen müşteri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim