köpeksiz sokaklar istiyoruz

katılıyorum buna kesinlikle!

hepimiz sokağız hepimiz köpeğiz.

bir de köpeklere sormak lazım, onların da ne istediği önemli.
desteklemediğim başlık.

şu köpeklerin dili olsa da konuşsa keşke. emin olun onlarda sizi sevmiyor.

beni arada bırakan başlıktır.
açıkçası hayvanları seviyorum. çok klişe bir söylem gibi ama sonunda 2 ay kadar bir süredir de vejeteryan besleniyorum. kapının önüne su ve mama koyuyorum. demeye çalıştığım şey benim gerçekten hayvanlarla hiçbir sıkıntım yok ve sokak hayvanlarına gerçekten üzülüyorum. evet yaşam alanlarını istila ettik. bunu da anlıyorum.
bir yandan da modernleşmiş olmaktan da şikayetçi değilim. yani yaşam alanlarının istilası bu modernleşmenin sonucu. özellikle köpeklerden daha çok çekiniyorum. sürü halinde gezme huyları olduğundan sanırım. 2 kez bir köpek tarafından hoş olmayacak şekilde kovalandım da. ben yürürken bu korkuyu yaşamak istemiyorum. ayrıca onların da sokaktaki yaşam koşulları ortada. gerçekten gönüllüler belediyelerle iş birliği içinde şartları iyi barınaklar oluşturabilseler. seve seve dahil olurum. sadece köpekler için değil çok sevmeme rağmen kediler için de aynısı geçerli. ben artık çok sıkıldım sokağın ortasında ölü hayvan görmekten. içim acıyor gerçekten.
sanıyorum ki kafam karışık olsa da barınak şartları iyileşmeden bu canları oraya göndermek cehennemin şeklini değiştirmek olur sadece. insana değer verilmezken sesi çıkmayan bu canlara değer verileceği bir günü beklemek sanırım biraz hayalperest oldu ama bilemedim işte sözlük.

köpeklerde insansız sokak istiyor.

ciddi anlamda kimseye laf atmayan, kimseyi ne bakışları ile nede sözleri ile taciz etmeyen, gençlerin cebindeki telefonla dertleri olmayan ve insanların giydiklerine karışmayan köpekler olmasa sokaklar daha güzel olur cidden.

allah aşkına bu hayvanlar ne yaptı size de bu kadar nefretle bakiyosunuz onlar bı dunyanin sessiz canlıları .asıl biz hayvanlara sormalıyız insanoğlunu istiyo musunuz diye .çünkü en büyük zararı biz hayvanlara veriyoruz onlar bizi korumaktan başka bişey yapmıyorlar sadece biraz sevgi saygı göstermenizi istiyolar o kadar. bu dünya ya sigdiramadik ama biz maalesef hayvanları çok yazık utanıyorum

bildiğim üç sokak köpeği var. birisi lady, hanım hanımcık sevimli mi sevimli, yaşama sevinci dolu bir köpek. diğer ikisi de koyun gibi semirmiş, ha bire uyuklarlar yeşilliklerin üstünde tosuncuklar. köpekler insanlar kadar tehlikeli değiller emin olun.

insansız sokaklar istiyor köpekler.

bu köpeklere 1 kere yemek verin sizi sürekli tanıyacak daha saldırmaz ben öyle yaptım gece 500 metre öteden kokumu alıp yanıma geliyor.

köpekler bizi istiyolar mi acaba bide onlara sormak lazım .

köpeklerden korkuyorum sevemem de ama asla köpeksiz sokaklar istiyorum diyemem. bir kere sokaklar onların biz onların alanlarını işgal ediyoruz. yemek vermiyoruz, su vermiyoruz sonra ama saldırıyorlar. kendi nefsini sorgula önce 1 gün aç kalsan 2 gün aç kalsan 3. gün ne yaparsın diye. birde saldırgan köpeklerin saldırgan olmalarının nedeni biziz şiddet uygulayan insanlardan tutun, zehirli et verine bakın.

ama gelişmiş ülkelerde yok diyerek savunulan meseledir. gelişmiş ülkelerde sokak köpeğinin olmaması ve bunlardan kasıt batı'nın ifade edilmesi aslında avrupamerkezci görüşün dünyanın geri kalanını kendi eksenine tabii etmesiyle ilgili.
insanların sokaklarda hayvanları besleyebildiği ve beraber yaşayabildiği bir toplum yapısı mı daha iyidir yoksa hayvanları hapse atıp, sürgüne gönderip yahut öldürüp kenti sadece kendilerine kurguladıkları bir dünya mı daha iyidir?

avrupa'dan gelen turistler, aslında birçok hayvana şiddet haberi olmasına rağmen neden türkiye'deki hayvanseverliğe şaşırıyorlar? çünkü böyle bir ilişki biçimini tanımıyorlar. sokak hayvanlarına merhamet onlara ilgi çekici geliyor.
sokaklarda dolanan ve şehir hayatına adapte olan köpekleri, kedileri ve hatta kendileri için saraylar yapılmış, yemleme kültürü oluşmuş kuşları görünce ilginç ve güzel geliyor.
edward said, batı'nın doğu'yu hapsettiği oryantalizm çalışmalarında doğu'nun hiçbir zaman kendini bağımsız bir nesne olarak değerlendiremediğini ifade eder. yani doğu kendi problemlerini geri kalmışlık kıstasıyla her daim batı'ya göre çözmüştür. tarihteki tüm ilerlemeci ve doğru (!) olan şeyleri batı örneğiyle ilan etmeye çalışmıştır. bu da nihayetinde kültür asimilasyonu ve gönüllü emperyalizmin neticelerine varmıştır. doğrudan emperyalizmin doğu'nun geri kalmışlığı üzerine inşa edildiğine değinmiyorum bile. diktatörlükler, aşırı gruplar, demokrasinin olmayışı derken doğu'da bir batı devleti tarafından işgal görmeniz ne kadar olası, bilirsiniz.

şurası çok açık ki batı'nın gelişmişliği sokakların köpeksizliğiyle ilgili değildir. bunda kapitalizmin kendine ait kurguları söz konusudur ki aslında köpeksizlik de kapitalizmin içindedir. kenteki işleyişi engelleyen ve kâr getirmeyen şey dışlanır.
bizler tarih boyunca sokak köpekleriyle toplumsal ilişki bağlamında ciddi bir dostluk kuran bir gelenekten geliyoruz. devletin sürgüne gönderdiği köpekleri toplayanların halk tarafından dövüldüğünü biliyoruz. bu toplum köpek sürgünü için padişahlara karşı geldi ve nihayetinde sürgünü geri aldırdı. bu gelenek osmanlı'dan bu yana devam ediyor. seyahatnameleri incelerseniz sokaklardaki köpeklerin bolluğunu görürsünüz. çünkü sokak hayvanlarını beslemek bu toplumun kültürünün en özel parçalarından biri. çözümü de buradan çıkmalıdır. batı'daki katliamlardan değil.
hayvanlar için kendini seferber edecek o kadar çok insan var ki... bilemezsiniz.
onlara fırsat verip oluşturulan iş kollarıyla şehir içinde aksi tutumların oluşabileceği alanlarda önlemler gayet tabii alınabilir.
fakat sizin toplu sürgününüz mahallenin sevilen köpeğinin bir gece belediye aracına bindirilip ya hapse atılmasına (barınak) ya da öldürülmeye gönderilmesidir.
bu meselede çözümlerimizi nefretle değil, iyi niyetle kurarsak neticeye varabiliriz.

her gün kovalanıyorum. çoğu zaman taşlanıyorum. hor görülüyorum. yine de sizi seviyorum. nasıl sokaklar istediğimizi bir kez olsun sordunuz mu? sormasanız da söyleyeyim. sizinle beraber yaşamak istiyoruz.

köpekler de insansız sokak istiyor ama durduramıyorlar, evden çıkmasak ya, şahane hayatımız olur... birileri şunu anlasa ya, doğa bizim efendimiz, sahip biz değiliz...

arkadaşlar, köpekler sen ben gibi siz gibi psikolojisi olan yaratıklar. sevgi nedir biliyorlar ama sen onların doğalarını ele geçirip doğal davranmaya itersen çetesini kurup kıçından ısırır. inan bana ben de ısırırım. lan olum rüya görüyor lan o canlılar. biraz sevsen ilgilensen, yemek versen, sevgi göstersen seni korur kollar bile.

4 köpeğim var. hayatımın bir döneminde bu köpeklere çok şey borçlandım. bir sürü insandan daha çok güvendim. bir kere yarı yolda bırakılmadım. bir kere tehlike anında kahveye kaçanını görmedim. bir kere yabancı biri geldiği zaman uykusundan uyanmamazlık yapmadı. bir kere sevmek istediğim zaman tribe girip uzaklaşmaya çalışmadı. sana koşulsuz itaat etmeye hazır bir canlıdan sevgiyi eksik edersen o da seni tehlike görür. tehlike köpek değil yani. daha öncede belirttiğim gibi, 10 larca köpek tarafından 7 ay boyunca sabaha karşı eve bırakıldım. bir tanesinden bir çizik dahi almadım. kesin artık boş konuşmayı.

sokakta köpek olması konusundaki tek rahatsızlığım, onlara insan gibi davranmayı bilmeyen şuursuzlar.

gözlerimin önünde bir araba köpeğe bile isteye çarptı, hayvan yerde yuvarlandı ve o insan müsveddesi arabayı sürmeye devam etti, köpeğin arka ayaklarının üzerinden geçti. tüm bağırışlarıma rağmen değil durmak yavaşlamadı bile bastı gitti.

haklı bulduğum bir istek. insanlardan çok hayvanları seviyorum. ama yine de mantığım, köpeklerin cadde ve sokaklarda başıboş dolaşmasını doğru bulmuyor. hem köpeklerin bir kısmı çocuklara zarar verebiliyor hem de insanlıktan nasibini almamış tipler, köpeklere zarar veriyor.

en iyisi kamuoyunun köpekler için oluşturduğu mutlu, huzurlu bir alan olması. böylece hem insanlar köpeklerden, hem de köpekler insanlardan zarar görmüş olmayacak. ayrıca oluşabilecek kazaların da önüne geçilmiş olacak.

köpekten kasıt, trafikte ona buna küfür eden, makas atan, trafiktaki diğer insanların hayatını tehlikeye atan hareketler yapan, çocuğa, kadına, hayvana tecavüz eden kişilerin yakalanıp tekrar salınması, din, dil , ırk şekilde ayrımcılık yapan, adam öldüren, hırsızlık yapan, ve bunun gibi daha sayamadığım, ekleme yapamadığım suçları işleyen kişileri sokakta görmek istemiyoruz şekilde bahsediliyorsa ben de istemiyorum.