köpeksiz sokaklar istiyoruz

e o zaman evinizi bunlara verin sokaklar da sizin olsun. ağlamanıza gerek yok ki ama öyle di mi?

bence de doğru dürüst yerleri belli olsun köpeklerin.
ben köpeklerden fazlasıyla çekinirim bu çocukluktan kalan bir fobi belki ama tatlı yumuşak huylu köpeği bile sevemem ben. var bizim mahallede iki tane köpek yumuşak huylular ekmek versem ayaklarıma dolanırlar ve ben o an bayılabilirim.
sevmek zorunda değil herkes seven bakımını ve sorumluluğunu güzelce alıp baksın.

- köpeksiz sokaklar istiyoruz!
+ sokakta yaşatmayacaksınız o zaman köpekleri.
- nasıl yani!?
+ ben bilmem, nasılını.. evlere alınır, bahçelerde bakılır, sahipleri kontrollü bırakır dolaşması için. köpekler çete kurar diğer memeli hayvanlar gibi (hatta insanlar gibi) başı boş kalırsa, onların suçu değil bu. barınakları da uzun vadede nazi kamplarına dönüyor. tek çare sokak hayvanı olgusuna son vermek. onları sokaktan alıp sahiplenmek. dışarıda ürüyorlar. kısırlaştırmak ve öldürmek çok büyük zalimlik oluyor, şahit olduk, denendi, yaşandı. yazık, suç, günah!

yoksa inanın hayvan severler de hayvanların sokakta yaşamasını iyi bir yaşama şekli olarak görmüyor. bir kırsal bekçi köpeği, bir kent bahçe köpeği ile kıyaslanamaz sokakta garip gibi yaşamaya çalışan hayvanın kaderi. yazık yani, seni bıraksak yaşamazsın sokakta tek başına. o hayvanlar yıllarca kedisi köpeği insanların gözünün içine bakıyor eve alınmak, sahiplenilmek için, olmayınca çete kuruyor ya da hırsızlığa, serseriliğe başlıyor. sen olsan o köpeklerden, kedilerden daha büyük suçlar işlersin. çoğunluğu havlayıp, miyavlıyor üstelik. insan suçlarının yanında istatistiki olarak bir hiç sayılır sokak hayvanlarının suçları. merhametiniz, akl-i vicdanınız olsun..

ne zaman görsem sinirlerimi geren başlık.

sokak zaten onların biz işgal ediyoruz! biz!!! yaşam alanlarına giriyoruz. sığındıkları yerlerde rahatsiz ediyoruz. sahiplendiklerimizi sokaga atıyoruz. aç, susuz bırakıyoruz. yeni doğum yapmış ya da yavrulari olan köpeğin alanına giriyoruz. siddet uyguluyoruz. saldırgan yetiştiriyoruz. bu yaptıklarımızdan dolayı saldırdıklarında suçlu biz değil köpekler oluyor. sonra kopoksoz sokoklor ostoyoroz.

daha da kötüsünü söyleyeyim mi? barınaklar da üst üste yığılmış, dışkılarınin içinde günlerce aç susuz bırakılmış, ölen köpeklerin içinde barınaklarda neler çektiklerini bilseniz 1 dakika dayanamazsınız. barınakta rahat yok, sokakta rahat yok, evde rahat yok. ne yapsın bu hayvanlar?

ankara'nın x ilçesinde kulağına küpe takılmış köpeği ankara'nın dışında bulunan kimsenin olmadığı bir alana bırakılıp açlığa susuzluğa mahkum edildiğini biliyor muydunuz? üstelik bunu da bırakılan ilçenin belediye sayfası paylaşıyor. topluca köpekleri toplayıp bomboş bir araziye mi bırakmak insanlık?

kapınızın önüne bir kap su ve mama bıraksanız inanın hiçbiri saldırmaz. aç susuz kalmaz. sevmiyorsanız da lütfen biraz saygı duyun , lütfen.

ortalık hem 4 ayaklı hemde 2 ayaklı itlerle doldu. batıya özenmiş 4+2 ayaklı orta sınıfın varoş zekalıları da var tabii ki. panter emel gibi psifonevrotik hastalar.

başlığı açan arkadaş sonuna kadar haklı olmasına rağmen saçma sapan işi romantikleştirip "ama onlar sevgi istiyor yiaaa" triplerine girenler olmuş yine. köpeksiz sokaklar istemek köpekleri suçlamak değildir ayrıca, tam tersine köpeklerin iyiliğini istemektir. arkadaşlar istediğiniz kadar insanları eğitin, istediğiniz kadar ev falan yapın mama su kabı koyun yine hayvanların yaşam şartları çok da iyi olmayacak ve hepsi de tatlış minnoş uysal olmayacak bunu siz de biliyorsunuz. "o zaman evinizde besleyin, barınaklara o kadar hayvanı nasıl alacaklar" demek de mantıklı değil, o kadar hayvan olmasının sebebi zaten kısırlaştırma yapılmaması. bu hayvanlar (kediler de dahil) kontrolsüz üreyip kontrolsüz ölüyorlar. en iyi yöntem kısırlaştırıp dengesiz bir şekilde üremelerine engel olup, yeterli barınak açıp sahiplendirme çalışmalarına ağırlık vermek. sokakta minimum hayvan olması hem insanlar hem de hayvanlar için çok daha iyi. barınakların kötü şartlar altında hayvanlara baktığını söylüyorsan da barınaklar işe yaramıyor demek yerine barınakların kontrol edilmesini istersin değil mi? (ayrıca gayet güzel hayvanlara bakan barınaklar da var.) hayvanlara eziyet edilmesini istemeyip aynı zamanda sokakta yaşasınlar demek, "zaten biz onların alanlarını işgal ettik rahat bırakın hayvanları insanları eğitsek iş çözülür !!!" şeklindeki çıkışlar ve düşünceler çok ütopik ve saçma. bu düşünceyi destekleyenleri de "çakma hayvan sevicisi" ilan ediyorlar. asıl siz rahat bırakın hayvanları.

aç kalmadıklarında asla saldırmayacaklarını sanıyorsanız hayvan psikolojisi konusunda hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir.

sokak onların değil. sokak kamunun kamu! köpekleri binlerce yıl önce bize bekçilik etsin diye evcilleştirdik. onların yeri sokak değil evdir ev! çok hayvanseverseniz köpekleri sokaklara atanlarla uğraşacaksınız, köpekleri sokaklarda istemeyenlerle değil! çok hayvanseverseniz barınak ve sterilizasyon işlerine bağış yapacaksınız!

yoksa mama lobisi böyle tasmayı takıp gezdirir sizi.

çok ama çok haklı bir istek.

biz her sabah işe giderken her akşam eve dönerken ağzından salya akıta akıta havlayan bu hayvanlardan kaçmak için sokak değiştirip yolumuzu uzatmak zorunda değiliz.

sevmiyorum, sevmek zorunda da değilim. onların yeri sokak değil barınak. ne zaman ne yapacakları belli olmuyor. sessiz dostlarımız diyorlar bunlar adam yer abv ne sessizi.

7 yaşında sadece yanından geçtiğim 3 köpek bana saldırdı. bunlar sokak köpeğiydi. ben birşey yapamadım. sadece okuluna giden bir velettim. sağ yanağıma dikiş atıldı ve hala belli oluyor.
hala ama hala çok tatlılar, sen birşey yapmazsan birşey yapmaz diyenler var. hadi kardeşim hadi geçin bunları. sokak hayvanı diye birşey olmamalı.

#1164615

hala arkasındayım bu dediklerimin

neden köpeklerin besin olarak tüketildiği ülkelere ihraç etmiyorlar acaba? gelsinler buraya. geçici birde mezbaha yap. adamlar alsın etlerini paketleyip götürsünler ülkelerine.

sadece belli bir kişinin isteğini barındıran eksik ve hatalı önerme. birincisi bütün köpekler zararlı ve tehlikeli değildir. zararsız ve kendi halinde bir hayvanı barınağa hapsetmek yanlıştır. ikincisi zararsız ve zararlı köpek ayrımını yapmalı, bütün sokak köpeklerini bir tutmamalıyız. üçüncüsü sokaklar sadece insanlara ait değildir ve olamaz. lütfen zararsız, masum köpekleri rahat bırakın.

daha katilsiz sokaklara kavuşamadık, köpekler katiller kadar zararlı değildir ha? samuray kılıcıyla öldürmezler sizi.

eninde sonunda yerine gelecek talep. abd'den avustralya'ya, avustralya'ya, afrika'ya, avrupa hariç neredeyse tüm dünyayı saran bir problemdir sokak köpeği, daha doğru deyimle başıboş köpek sorunu. abd yılda en az 4 milyon köpeği gazlayarak sorunu çözmeye çalışıyor. avustralya "feral" dediği vahşileşmiş köpek ve kedileri avcılar, zehirli yemler vesaire ile yok etmeye çalışıyor. türkiye ve hindistan dışında tüm bu saydığım ülkeler köpek nüfusunu azaltmaya, mümkünse sokakta hiç köpek bırakmamaya çalışıyorlar. köpeklere dokunmanın kanunen yasak olduğu hindistan bile, kuduz hastalığının yaygınlaşması, kuduz hayvan sayısının artması yüzünden bazı eyaletlerde köpeklerin toplanmasına ve hatta imhasına onay verdi.
köpekler çok hızlı üreyen canlılar. bir hesaplamaya göre bir yaşındaki tek bir gebe dişinin en verimli olduğu ilk yedi yıl boyunca ürettiği yavru sayısı 100 yavrudur. bu yavruların da bu sürede üredikleri düşünülünce ortaya çıkan yavru sayısı astronomik bir sayıdır. buradan şu sonuca varıyoruz: "bu işten kısırlaştırma yapmayan belediyeler sorumludur" lafı cahilce, düşüncesizce söylenmiş bir sözdür. çünkü köpeğin üreme hızı kısırlaştırma hızının en az on kat fazladır. siz bir köpeği kısırlaştırırken (yakala, ameliyat et, ameliyat sonrası bak, sonra sal, 15 gün) yakalanmayan tek bir köpek 8 yavru yapacaktır.
sokak köpekleri tüm dünyada pest, haşere olarak kabul edilmektedir. insan öldürme kapasitesini bir yana bırakarak kuduz (tüm dünyada yıllık 60bin kuduz vakasının %99'u köpek kaynaklıdır), kistik hidatik, weil hastalığı başta olmak üzere on farklı hastalığın taşıyıcısıdır köpekler. bu konuda onlarla rekabet edebilecek tek hayvan fareler, özellikle de lağım fareleridir. (köpeklerin sokaklarda olmasını uygun bulanların lağım farelerine de ses çıkartmaması gerekir). bu hastalık ajanlarının insana bulaştırmaması için büyük bir ordunun bu hayvanların peşinde koşması, yakalaması, aşılaması, serbest bırakması, altı ay sonra gene yakalaması, gene aşılaması,... buna ne adam ne de para yeter.
biz onların alanlarını işgal ettik, onlara yaşayacak yer bırakmadık argümanı: bu konuda söylenecek en aptalca söz herhalde budur. dün bu sözü yaşını başını almış bir ağır ceza avukatının söylediğini de duydum. hem cahilce, hem aptalca...
çünkü insanlar yeryüzü karalarının sadece %2.3lük bir kısmını meskun hale getirmişlerdir. köpeklerin yaşayacakları %97.7lik bir kara yüzeyi daha vardır. sırtlan, çakal, kurt, dağ keçisi bu alanda yaşamaktadır. ama bu alanda yaşamak ciddi bir efor gerektiren bir iştir. köpek bu işin "adamı" değildir. 20bin yıl önce beleş bir kemik parçası için ruhunu satmış, boynuna pranga takılmasına izin vermiş bir yavşaktır köpek. kuyruk sallayan hayvan mı olur aga?
buna ek olarak, insan köpeğin olduğu yere, şurası güzelmiş, buraya yerleşelim demez. köpek insanın olduğu yere gelir. çünkü orada emek harcamadan yemek bulabileceği umudundadır. bazı mizantropistlerin dediği gibi "insansız sokaklar" yaratın, altı ay sonra tek köpek bulamazsınız orada. anadolu'da bir dolu metruk köy var. evler boş, sokaklar boş, köy meydanı boş. insanlar şehre taşınmış, insan yok. bilin bakalım ne yok? köpek de yok.
köpeklerin barınaklara alınmasını istememenin bir mantığı da yok. köpek dışarıda son derecede sefil, vahşet dolu bir yaşam sürdürüyor. belli bir boyun altında köpek yok, parçalanıp yeniliyorlar. dişi köpekler diğer köpeklerin bulamayacağı kuytularda doğuruyorlar ki yavrularını diğer köpekler yemesin.
ayrıca açlar. köpekler günde en az 400 gram gıda almak zorunda. sizce denetimin olmadığı yerde, "besleme yapıyorum" diye mama ya da mama parası toplayan bu mamaları olduğu gibi köpeklere mi veriyorlar? kesinlikle hayır. bir de köpek zeytinyağlı pırasa ve yoğurtlu ıspanak yemez. ben besleme yapan hanım kadınların besleme kaplarında bunları da gördüm.
barınaklar kötüymüş. doğru. önce kaşane yaptırsanız bile bu köpek tüccarlarını memnun edemezsiniz. son derecede güzel bir barınakta köpeği hortumla yıkayan görevliyi azarlayan, benim "keşke evden sıcak su şampuan geitirp sen yıkasaydın" dediğim kişi benim kuzenim.
barınakları beğenmeyen hayvanseverler kendi aralarında para toplayıp kaşane tarzı barınaklar yaptırırlar. ama hayvan istismarı yapıp oradan para kazananlar bunu istemezler. çünkü mamaları kesilecektir.
sonuç olarak, bu hayvanların hepsi toplanıp barınaklara yerleştirilmezse, insanlar kendi çözümlerini kendileri bulacak. bu da hayvanlar için çok daha kötü olacak. nasıl olduğunu merak ediyorsanız "culling the stray dog by striknin" yazın youtube'a ve bakın.
edit:
bunu da eklemesem olmazdı. köpekçilerin ruh durumunu bundan daha iyi anlatan bir şey yoktur herhalde

twitter.com/ensonhaber/stat...

(bkz: köpektapar)

toplatılsın bunlar sokaktan bir an önce. her gün başlık uplatıyorlar "köpeksiz sokaklar istiyoruz" diye. evet bu iki ayaklı köpekler sokaklardan toplatılmalıdır. iki ayaklı kööööööpeeeeekkkk.

bu konuda 2 uç kesim var ve ben o 2 uç kesimin de salak olduğunu düşünüyorum ya hep ya hiç mantığı nedir abi kumar masasında mıyız? kontrol altına alınsın sadece örgüt gibi gezip saldırmasınlar diye belediyelerce kontrol altına alınsın neden hepsini kapatalım ya da neden hepsini başıboş bırakalım illa taraf olmak mı lazım kafatası içinde bi organ var beyin diye bu tartışma gibi olaylarda bi pasını alın onun artık.

bu köpekleri sokaklara kim bırakıyor havadan uçuşup gelmiyorlar dimi? sorun köpeklerde değil insanlarda. bakamayacağınız hayvanları sahiplenip sonra sokağa salıp üremelerine neden olmayın.

önce katillerden,hırsızlardan, şehir eşkiyalarından başlamak daha doğru olmaz mı sorusunu akıllara getiren istek, başlık.

biz de nefes alabilen her canlıya saygı duyulsun istiyoruz ama nerdeee.