din felsefesinde ezelden sorgulanan, tanrı ile iyiliği-kötülüğü bağdaştırıp kıyaslayan ikilemlerle dolu problem.

birçok ünlü düşünürün sorguladığı, formüller ortaya attığı problemin ilki ve en meşhuru epiküros'undur:





--! spoiler !--

"tanrı, ya kötülükleri ortadan kaldırmak ister de kaldıramaz; veya kaldırabilir, ama kaldırmak istemez; ya da ne kaldırmak ister, ne de kaldırabilir; yahut da hem kaldırmayı ister hem de kaldırabilir. eğer ortadan kaldırmak istiyor da kaldıramıyorsa, o her şeye kadir değildir; ki bu durum tanrı’nın karakteriyle uyuşmaz; eğer ortadan kaldırabiliyor, fakat kaldırmak istemiyorsa, o kötü niyetlidir; ki bu da aynı şekilde tanrı ile uyuşmaz; eğer o ne ortadan kaldırmayı istiyor, ne de kaldırabiliyorsa, hem kötü niyetlidir hem de her şeye kadir değildir; bu durumda da tanrı değildir; eğer hem ortadan kaldırmayı istiyor, hem de kaldırabiliyorsa – ki yalnızca bu tanrı’ya uygundur–, o zaman kötülüklerin kaynağı nedir? ya da o kötülükleri niçin ortadan kaldırmamaktadır?"

--! spoiler !--
devamını gör...
nigel warburton felsefeye giriş kitabında çoğu farklı görüşleri görerek değerlendirebileceğiniz sorun. önerilir.
devamını gör...
oldukça kompleks olan problemdir. öyle ki tanrı/allah (mutlak iyi olduğuna inanıldığından) yeryüzündeki tüm kötülükleri önleseydi insanların karar ve davranışlarına müdahele etmesi gerekecekti ve ortaya özgür iradenin olmadığı melekimsi diyebileceğimiz insanlarla dolu ütopik bir dünya çıkacaktı.

(bkz: özgür irade)
devamını gör...
kötülükleri ikiye ayırmak mümkün; ahlaki kötülük ve natürel kötülük.
ahlaki kötülüğün bulunması özgür iradenin varlığı için gereklidir zira ahirette yaptığımız kötülükler ölçütünde cezalandırılacağımız söylenilir birçok din tarafından. tabi “tanrı neden cehenneme gidecek cehennemde acı çekecek milyarlarca ruh yaratıyor? neden imtihan etme gereği duyuyor?” sorusu akıllara gelebilir o başka başlığın konusu.
natürel kötülükten kastımız ise sebebinin insan olmadığı kötülükler, ıstıraplar demek mümkün. doğal afetler gibi. tanrının neden depremler, seller, tsunamiler yaratarak kullarının canını aldığını ben henüz çözemedim. cezamız ahirette verilmeyecek miydi? örneğin 49 yaşında depremde hayatını kaybeden bir ateist 50’sinde imana gelemez miydi? bakın en basitinden enerji ihtiyacımız için hayvanları öldürüyoruz. enerjimizi güneşten karşılayabilseydik de milyonlarca yıldır yaşayan katrilyonlarca hayvan acı çeke çeke ölmeseydi olmaz mıydı?
devamını gör...
olmayan problemdir.

tüm delilleriyle bunu açıklamıştım:

emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
ınsanoğlu yapar ama sucu şeytana atar
devamını gör...
birçok filozofun ve bilim insanının üstünde düşündüğü ancak hala bir sonuca varamadığı problem.
devamını gör...
kötülük problemi kavramını ilk ortaya atan düşünür epikuros'tur. yüzyıllar sonra onun açıklamasına benzer bir açıklamayı david hume, din üstüne diyaloglar adlı eserinde şöyle yapmıştır:
tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor?
öyleyse o güçsüzdür.
yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor?
öyleyse o iyi niyetli değildir.
hem güçlü, hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?


platon ise kötülüğün kaynağının tanrının değil başka şeyler olduğunu söylemiştir ama başka şeylerin ne olduğuna bir açıklama getirememiştir. tanrının sadece iyiliğin kaynağı olduğunu söylemiştir.

kant ise bunu bir akıl mahkemesi olarak görüp tanrının avukatlarından bu üç şeyi açıklamasını istemiştir:
1.ya dünya'daki gâyeliliğe aykırı olan şeylerin aslında öyle olmadığını kanıtlamalıdır.
2.ya aykırı olduğunu itiraf etmeli, fakat neden öyle olduğunu açıklamalıdır.
3.ya da son olarak, tanrı'nın mutlak güç olduğunu fakat kötülük türü olayların sebeplerinin tanrı'dan olmadığını, hatta insan veya insanüstü ruhlar gibi, iyi ve kötü başka bir sorumlu varlığın olduğunu kanıtlamalıdır.

ama kant'a göre tanrının avukatları bu davayı kaybederler ve insan aklının böyle bir sorunu çözebilecek yeteneği olmadığını söyler.
devamını gör...
bomboş bir "problem"dir. tanrı kötülüğü önlemek istiyor da, gücü yetmiyorsa güçsüzdür. gücü yetiyor da önlemiyorsa o zaman kötüdür. hem gücü yetiyor da hem de önlemiyorsa bu durumda kötülük nerden geliyor. bomboştur gördüğünüz üzere. çünkü tanrının kötülüğü engellemesi insanın özgür iradesine terstir. bir insan, kötü olabilir. bu durumda özgür iradesini kullanarak kötülük yapabilir. tanrının buna izin vermemesi, insanı kısıtlaması, insanın özgür iradesini kullanamayacağı anlamına gelir. bu durumda, tanrı, insanı özgür irade hakkından mahrum bırakmış olur. teistseniz bu birçok çelişkiye * yol açar.
devamını gör...
kötülükle ilgili epistemik sorun, tanrının varlığı ile bağdaşmayan ve yeryüzünde yer alan dayanılmaz acıların* tanrının varlığına inanmayı imkansız hale getirip getirmediğidir. bu konuya şüpheci teizm* cevap verirken insan bilincinin bilişselsınırlarını argüman olarak sunduğu problemdir. inanmak için her çabayı harcayan insanoğlu, dünyada görülen kötülüklerin de birer nedeni olabileceğini ve insan olmanın doğası gereği bazı limitlerden dolayı bunu idrak edebilmenin olanaksız olduğunu felsefe haline getirmiştir. yani x kötülüğünün sebebi y iken biz y'yi anlamlı bulmadığımız için kötülük olduğuna karar veririz ama y'yi anlamlandıramamamız onun kötülük olduğu anlamına gelmez. derler.

kötülük problemi ise olduğu gibi durmaktadır.
devamını gör...
iyilik yapınca karşılığını bulamayan
kötü insanın
yaşasın kötülük diye bağırması sonun da
devamını gör...
kötülük problemi kötü bi problemdir..
devamını gör...
iyilik ve kötülük kavramlarının insan eliyle ortaya atılmış ve içi doldurulmuş olduğunu düşünürsek, bu kavramlar, kavramı ortaya atan insanların yaşantılarındaki bir şeye tekabül etmelidir. bence tekabül ettiği şey de insanın korunma, güvenlik, sevgi ihtiyacıdır. iyi dediğimiz şey bizden olan, bizi ve yaşayış biçimimizi koruyan, zarar gelmeyeceğini bildiğimiz, bize istediğimiz huzur ve sıcaklığı doğrudan sağlayan ya da ona ortam hazırlayandır. varlığıyla düzenimizi bozan, huzursuzluk yaratan, yarattığımız sistemleri tehlikeye atan, bizden ve bildiğimizden farklı olan, tahmin etmesi güç olan ise kötü olandır. birinin bir yakınımızı öldürmesi kötüdür, çünkü bize zarar ve acı verir. birinin herhangi birini de öldürmesi kötüdür çünkü birincisi insan empati kurabilen bir canlıdır, ikincisi ise eğer başka birine yapıldığında önü alınmazsa bu sistemimizi tehlikeye atar ve bir gün beni ya da bir yakınımı da bulabilir, aynı şekilde bir ölüme sebep olabilir çünkü engellenmediği için tehlike durumu devam eder ve aristoteles’in dediği gibi: (bkz: benzer sebepler benzer sonuçlar doğurur.)

yani iyi dediğimiz bize yarar sağlayan ve düzenimizi devam ettiren, kötü ise bu düzeni tehlikeye atan ve huzurumuzu kaçırandır. eğer bu kavramlar tanrıdan yola çıkılarak aranmaya devam ederse “kötülük problemi” tartışılmaya sonsuza kadar devam eder. ama bu iki kavramın gerçekte taşıdığı anlama bakınca da, her zaman bizden farklı düşünen ve kurduğumuz düzenin dışında bulunan insanlar olacağına göre, kötülük dediğimiz şey de insanlık var olduğu sürece ya da herkes her şey hakkında hemfikir olana kadar devam edecektir. ama en azından sonsuza kadar tartışılmasına gerek olmayabilir*))))
devamını gör...
kötülük problemi ya da şer problemi, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. tanım


tanrı kötülüğü engellemiyorsa mutlak iyi değildir. engellemeye çalışıyor ancak engelleyemiyorsa mutlak güç değildir. madem her iki sıfata da sahip, neden hiçbir şey yapmıyor?

konuşmayı en sevdiğim konulardan biridir. etrafımdan duyduğum kadarıyla "insanların iradelerine karışmak istemiyor" düşüncesi de fazlasıyla mevcut. o zaman şöyle bir anımı anlatayım.
°°din hocamla bu konuyu tartışırken şunu söylemişti "ben senin meyve soyman için bıçak üretiyorum ama sen o bıçakla insan öldürüyorsun. bu neden benim suçum olsun ki? benim tek amacım meyveni soyabilmendi." ilk baktığınızda çok mantıklı bir argüman gibi geliyor kulağa. ancak beni sürekli rahatsız eden bir soru var işte aklımda: tanrı geçmişi, geleceği ve şu anı biliyorsa neden o bıçağı satın almama izin verdi?
devamını gör...

sen kötülüğü yok etmek istiyorsun, ama o senin içinde büyüyor.
devamını gör...

enkaz altında kalan bir çocuğa karşı hissettiklerimiz, tanrının dünyada olup bitene kayıtsız kalmadığının en büyük göstergesidir. allah'ı yeryüzüne inerek o çocuğu enkazdan kurtaracağını beklemek beyhudedir.
... kısacası, enkaz altında kalan birine yardım etme irademiz harekete geçtiği an, tanrının olaya müdahale ettiği andır.
devamını gör...
o zamanlar bir inanca sahip olmuş olmalıyım. kesinlikle bir şey vardı. nasıl kaybettim ki onu? bu tanrı olayına inanmayı ne zaman bıraktım? çok fazla endişelenmeye gerek yoktu, zaten biliyordum ne zaman bıraktığımı: babası tarafından tecavüz edilmiş ve boğulmuş olan küçük kızın cansız yüzüne baktığım o gece.*
devamını gör...
problem iyilikte.. zor ulasiliyor..ne karakterler telef oldu..
devamını gör...
'mutlak iyi bir tanrı varsa dünyada neden kötülükler var? mutlak iyi bir varlık böyle kötülüklere izin verir mi?' sorularından yola çıkan din felsefesi problemi.

kötülüğün var oluşunun tanrının varlığı veya yokluğuyla bağdaştırılmaması gerekir.
kötülüğü de iyiliği de yaratan tanrıdır. iyilik olmasaydı kötülüğün farkına varılabilir miydi? elbette çirkinlikler olacak ki güzel değerini bulsun.
her şey tekdüze, monoton mu olsundu yani? o zaman kötülük ya da iyilik diye kavramlar ya da davranışların varlığından söz edilebilir miydi? olmayan ya da bilinmeyen bir şeyi söyleyebilir miydik?
devamını gör...
teodise başlığı altında izlenmesi gereken din felsefesi uğraş alanı. zor ve bir o kadar çetrefilli okumalar gerektiren konu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kötülük problemi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim