21.
iyiyi allah korur, kötüye birşey olmaz...
devamını gör...
22.
kötülük felsefede problem olarak incelenir. kötülük problem falan değildir insanlığın direkt sonucudur. bütün gezegenleri, evrenleri inceleyin insanların olmadığı yerde kötülük görebilir misiniz?
devamını gör...
23.
her seyin zittiyla var oldugunu baz alirsak eger iyilik kadar bir gereksinimdir kotuluk. vakti zamaninda konuyla alakali dinledigim söyleşi de denildigi gibi taş dolu bir kavonazdaki bosluklari kapatmak icin eklenmis kumdur kötülük denen sey. iyiligin acik birakdigi bosluklari doldurmak icindir.
bu arada sormadan gecemeyecegim, iyilik ya da kotuluk gibi degerler cok oznel ve algisal farkliliktan ibaret degil midir? iyilik ve kotuluk nedir? iyilik neye gore iyidir, kotuluk neye gore kotuluktur? seri katilin katledilmesi iyilik midir, kotuluk mudur? ac cocuklarini doyurmak icin hirsizlik yapan bir annenin davranisi ne olarak degerlendirilebilir? ya da kuduz olmus bir kopegi öldurmek? . .
ayrica baslik altinda yapilmis bence mantik hatasi iceren sorulara denk geldim. tanri varsa kotulukler neden var gibi felsefi yaklasimlar ele alinmis. aslinda sorulmasi gereken soru şu olabilirdi; "sadece iyilik denen olgu var ise ben neden varim? ve kotuluk olmazsa ne ile sinanacagim? yani hep iyilik goreceksem benim imtihanim tam olarak nerededir ve iyiligi nasil tanimlayacagim?. .
karanlik var diyebilmemiz icin isigin olmasi gereklidir, sicagin olabilmesi icin sogugun da, duzen tamamen bunun uzerine kuruludur kisaca. imtihan edilmek icin gonderildiysen eger seytanin da var olmasi gerekliydi. tanriya isyan ettigi icin degil, oyunun bir parcasi olmasi gerektigi icin var oldu. onu yaratan onun isyan edecegini elbet biliyordu, fitrati isyan uzerine tasarlanmisti ki fitratinin uzerine cikmayi tercih etmedi, tipki insan gibi.
bu arada sormadan gecemeyecegim, iyilik ya da kotuluk gibi degerler cok oznel ve algisal farkliliktan ibaret degil midir? iyilik ve kotuluk nedir? iyilik neye gore iyidir, kotuluk neye gore kotuluktur? seri katilin katledilmesi iyilik midir, kotuluk mudur? ac cocuklarini doyurmak icin hirsizlik yapan bir annenin davranisi ne olarak degerlendirilebilir? ya da kuduz olmus bir kopegi öldurmek? . .
ayrica baslik altinda yapilmis bence mantik hatasi iceren sorulara denk geldim. tanri varsa kotulukler neden var gibi felsefi yaklasimlar ele alinmis. aslinda sorulmasi gereken soru şu olabilirdi; "sadece iyilik denen olgu var ise ben neden varim? ve kotuluk olmazsa ne ile sinanacagim? yani hep iyilik goreceksem benim imtihanim tam olarak nerededir ve iyiligi nasil tanimlayacagim?. .
karanlik var diyebilmemiz icin isigin olmasi gereklidir, sicagin olabilmesi icin sogugun da, duzen tamamen bunun uzerine kuruludur kisaca. imtihan edilmek icin gonderildiysen eger seytanin da var olmasi gerekliydi. tanriya isyan ettigi icin degil, oyunun bir parcasi olmasi gerektigi icin var oldu. onu yaratan onun isyan edecegini elbet biliyordu, fitrati isyan uzerine tasarlanmisti ki fitratinin uzerine cikmayi tercih etmedi, tipki insan gibi.
devamını gör...
24.
tanrının yokluğunu öne süren argümanlardan bir tanesidir. tanrı varsa ve iyi niyetliyse ve buna rağmen kötülük varsa -ki tanrının en güçlü ve kudretli varlık olduğunu öne sürersek buna ters düşer- bir tanrının varlığından söz edilemez. david hume'un kötülük argümanı ile kısaca özetlenebilir:
tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? öyleyse o güçsüzdür. yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor? öyleyse o iyi niyetli değildir. hem güçlü hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?
tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? öyleyse o güçsüzdür. yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor? öyleyse o iyi niyetli değildir. hem güçlü hem de iyi ise, bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu?
devamını gör...
25.
kötülüğe tolerans ya da hayranlık kötülükten daha ciddi bir problemdir. not edilsin. insanın kötü olmasının nedeni bencil, yarı vahşi tabiatıdır. insan kötülük sonrası pişman olur. böylece yaptığı kötülük sayesinde hem alacağını almış hem de içten bir pişmanlık hissetmek yoluyla kendini affetmiş ve iç huzura yeniden kavuşmuştur. herkes biraz kötüdür. hayat ve doğamız yüzde yüz iyicil ve barışçıl olmamıza biz istesek de izin vermez. bazı insanların daha kötü olması empati kudretinden mahrum olmaları yüzündendir. bu bir tür rahatsızlıktır beyin yapısı ile ilgilidir.
devamını gör...
26.
asıl soru şu kötülük doğuştan mı gelir
devamını gör...
27.
platon devlet adlı kitabında kötülük ve tanrı arasındaki bağlantıyı şöyle açıklar:
" o insanlarla ilgili olarak meydana gelen bazı şeylerden sorumludur fakat onlarla ilgili çoğu şeyin sorumlusu o değildir. o, her şeyin sebebi değil, yalnız iyi olanın sebebidir. kötü olan şeylerle ilgisi yoktur. tanrı iyi olduğu için insanların başına gelen her şey, çoğumuzun sandığı gibi, o'ndan gelmez. yalnız iyi olan şeyler tanrı'dan gelir. iyi olan şeyler de kötülüklerden az olduğuna göre, tanrı'dan çok değil az şey gelir bize. bu nedenle kötü şeyler için başka sebepler aranmalıdır. bunların tanrı'dan geldiği söylenmemelidir."
" o insanlarla ilgili olarak meydana gelen bazı şeylerden sorumludur fakat onlarla ilgili çoğu şeyin sorumlusu o değildir. o, her şeyin sebebi değil, yalnız iyi olanın sebebidir. kötü olan şeylerle ilgisi yoktur. tanrı iyi olduğu için insanların başına gelen her şey, çoğumuzun sandığı gibi, o'ndan gelmez. yalnız iyi olan şeyler tanrı'dan gelir. iyi olan şeyler de kötülüklerden az olduğuna göre, tanrı'dan çok değil az şey gelir bize. bu nedenle kötü şeyler için başka sebepler aranmalıdır. bunların tanrı'dan geldiği söylenmemelidir."
devamını gör...
28.
kişisel düşüncem, özgür iradenin olduğu yerde tanrı'nın olmadığıdır. kötülüğün ortadan kaldırılması gibi görevleri tanrı'ya yüklememizin sebebi yine onu ve zamanı bir insan olarak insani özellikler ile tasavvur etmemizden kaynaklı diye düşünüyorum. kötülük probleminde ele alınan "her şeye gücü yeten" vasfını diğer tüm konulara dağıtırsak bizim hiçbir şey yapmadan tanrı'nın bizim adımıza yaşadığı bir senaryo ortaya çıkar. yalnızca "kötü" olan için bu söyleniyor iddialarına da şunu söyleyebilirim herhalde: kötü nedir? kötüyü an içinde algılıyor olsak da her şey gibi bu da tüm zamana yayılan ve çok geniş bir zaman diliminde neye sebep olacağı bilinemeyen bir olgu aslında. zamanın kendisini yaratan, yani zamandan önce var olan bir varlığın kötülüklere engel olmuyor diye yargılanması da biraz tuhaftır.
zaman-evren ele alındığında insanın gerçekten çok sınırlı bir aklı var. en azından maksimum veri akışının sağlandığı ve kusursuz algoritmaları yaratana kadar da bu böyle olacak. biz biricik yaşamlarımızda kötülüğü çok "yalnızca" kendimiz tarafından ele alıyoruz diye düşünüyorum. sınırlı yaşamlarımızda herhangi bir eylemin bizce yaşanan taraflarına odaklanıyoruz ama bizden sonra dahi o eylemler yeni sonuçlar yaratmaya devam ediyor. tüm insanlığı ilgilendiren kötülüklere gelirsek de inançlı biri olarak "tanrı neden buna son versin?" diye cevap veriyorum. gerçekten böyle bir rol yüklemiyorum ona. aslında tanrı'nın bir bakıma ölümüne ya da sessizliğine müthiş derecede inanıyor olsam da bir yandan da yine sınırlı aklımı düşünerek neyin tanrı müdahalesiyle gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini de elbette bilmiyorum. kader, kader dediğimiz şey de burada ortaya çıkıyor herhalde.
bir de tabi mümkün dünyaların en iyisi var. yine sınırlı aklımızla inançlılar olarak inanmaya hevesli olduğumuz bir düşünce, öte yandan bahsettiğim şeylerin bağlamında mantıklı da. günümüz insanının bu şekilde, özgür irade, arzu gibi olgularla aynı kalarak bambaşka bir dünyada yaşamaya başladığında "kötülük" senaryolarının daha masuma döneceğini sanmıyorum. diğer dünya ihtimallerini bilemediğimiz için her zaman bize daha iyisi varmış gibi geliyor. belki de tüm ihtimal ve olasılıklar arasında en az kötülüğün olduğu bir dünyada yaşıyoruzdur.
zaman-evren ele alındığında insanın gerçekten çok sınırlı bir aklı var. en azından maksimum veri akışının sağlandığı ve kusursuz algoritmaları yaratana kadar da bu böyle olacak. biz biricik yaşamlarımızda kötülüğü çok "yalnızca" kendimiz tarafından ele alıyoruz diye düşünüyorum. sınırlı yaşamlarımızda herhangi bir eylemin bizce yaşanan taraflarına odaklanıyoruz ama bizden sonra dahi o eylemler yeni sonuçlar yaratmaya devam ediyor. tüm insanlığı ilgilendiren kötülüklere gelirsek de inançlı biri olarak "tanrı neden buna son versin?" diye cevap veriyorum. gerçekten böyle bir rol yüklemiyorum ona. aslında tanrı'nın bir bakıma ölümüne ya da sessizliğine müthiş derecede inanıyor olsam da bir yandan da yine sınırlı aklımı düşünerek neyin tanrı müdahalesiyle gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini de elbette bilmiyorum. kader, kader dediğimiz şey de burada ortaya çıkıyor herhalde.
bir de tabi mümkün dünyaların en iyisi var. yine sınırlı aklımızla inançlılar olarak inanmaya hevesli olduğumuz bir düşünce, öte yandan bahsettiğim şeylerin bağlamında mantıklı da. günümüz insanının bu şekilde, özgür irade, arzu gibi olgularla aynı kalarak bambaşka bir dünyada yaşamaya başladığında "kötülük" senaryolarının daha masuma döneceğini sanmıyorum. diğer dünya ihtimallerini bilemediğimiz için her zaman bize daha iyisi varmış gibi geliyor. belki de tüm ihtimal ve olasılıklar arasında en az kötülüğün olduğu bir dünyada yaşıyoruzdur.
devamını gör...
29.
dünya insana yaşaması için bütün gereksinimlerini sunar. eğer adil ve mutlu bir dünya kurulamadı ise bu yaratıcının değil insanın becerememesi ile açıklanmalıdır.
devamını gör...
30.
bazı insanlar kötülük yapmaktan zevk alıyor birini mutlu etmek çok daha kolayken hakaret edip kalbini kırmayı eğlenceli buluyorlar bunlar hep sevgisizlikten
devamını gör...
31.
kötülüğün tasviri
dünya ve türk halklarının mitlerine-kültürlerine genel bir bakış, mitoloji alanında kabaca, şeytan ve cinler olarak nitelendirilebilecek kötülüğün temsilcisi olan varlıkların, büyük yer tuttuğunu gösterecektir; çünkü iyi olanın zorunlu olmadıkça kötülük yapmayacağı ön görüsü vardır. insanoğlu, serveti, aşkı vb. kazanmak için inandıklarına dua etmenin yanında ağırlıklı olarak hastalık, kötülük ve ölüm getirenlerinden korunmayı talep etmekte; kötü olanı kızdırmamak suretiyle ondan zarar gelmemesini sağlamaya çalışmaktadır.
***
her iki tarafı da memnun ve idare etmek insanların yüzyıllardan beri uygulamaya çalıştıkları temel politika olmuştur.
varolmak iyi ve kötü unsurları bir arada barındırmakla mümkündür. iyilik ve kötülük birbirleri ile mücadele eden ancak birbirini tamamlayan iki parçadan ibarettir; fakat iyi taraftan baktığımızda bir şeyin kötü olduğu kavranabileceğinden, önce iyi taraftan bakmak gereklidir, iyilik bu yüzden önceliklidir ve bir anlamda kılavuzdur. son olarak batı ve doğu medeniyetleri arasındaki anlayış farkına değineyim.
***
batı mitleri daha çok kötülüğün egemen hale gelerek varlığı yok etmeye çalıştığını ifade eder, oysa doğu anlayışlarında bu düşünceden daha çok, varlığın iki tarafının birbiri ile mücadele etmek suretiyle yaşam enerjisini, yani varlığını sürdürdüğü anlayışı vardır.
türk mitolojisinin ana hatları, prof. dr. yaşar çoruhlu, sf. 74-75.
dünya ve türk halklarının mitlerine-kültürlerine genel bir bakış, mitoloji alanında kabaca, şeytan ve cinler olarak nitelendirilebilecek kötülüğün temsilcisi olan varlıkların, büyük yer tuttuğunu gösterecektir; çünkü iyi olanın zorunlu olmadıkça kötülük yapmayacağı ön görüsü vardır. insanoğlu, serveti, aşkı vb. kazanmak için inandıklarına dua etmenin yanında ağırlıklı olarak hastalık, kötülük ve ölüm getirenlerinden korunmayı talep etmekte; kötü olanı kızdırmamak suretiyle ondan zarar gelmemesini sağlamaya çalışmaktadır.
***
her iki tarafı da memnun ve idare etmek insanların yüzyıllardan beri uygulamaya çalıştıkları temel politika olmuştur.
varolmak iyi ve kötü unsurları bir arada barındırmakla mümkündür. iyilik ve kötülük birbirleri ile mücadele eden ancak birbirini tamamlayan iki parçadan ibarettir; fakat iyi taraftan baktığımızda bir şeyin kötü olduğu kavranabileceğinden, önce iyi taraftan bakmak gereklidir, iyilik bu yüzden önceliklidir ve bir anlamda kılavuzdur. son olarak batı ve doğu medeniyetleri arasındaki anlayış farkına değineyim.
***
batı mitleri daha çok kötülüğün egemen hale gelerek varlığı yok etmeye çalıştığını ifade eder, oysa doğu anlayışlarında bu düşünceden daha çok, varlığın iki tarafının birbiri ile mücadele etmek suretiyle yaşam enerjisini, yani varlığını sürdürdüğü anlayışı vardır.
türk mitolojisinin ana hatları, prof. dr. yaşar çoruhlu, sf. 74-75.
devamını gör...
32.
kötülük kesinlikle doğuştan gelmeyen bir özelliktir, büyüdükçe kötü olur insanlar.
insanların ne kadar kötü olabileceği ya çocukluk dönemlerinde göremedikleri sevgi, saygı, değer ve ilgi ile alakalı yada sonraki hayatlarında hayatı sorgulama ve kendilerini nasıl geliştirdikleri ile bağlantılıdır.
tarih boyunca çevresindeki kötülükleri gördükçe, bir çok filozof sorgulamış kötülük problemini ve sonucunda; tanrının varlığıyla, yokluğuyla, iyi olup olmamasıyla ilgili felsefik görüşler ortaya çıkmıştır.
bence yaratıcı evreni ve insanı matematiksel,fiziksel ve felsefik açıdan mükemmel bir şekilde yaratmış ve özgür irade vermiş. kötülük her yerimizi bu kadar sarmış ise herkes önce kendisini sorgulamalı.
ben iyi olmak için çaba harcanması gerektiğine inananlardanım, kötü olmak için bir şey yapmanıza gerek yok, kolay yolu seçmektir kötülük. çok acı ama insanların çoğu gerçekten çok kötü...
nietzsche'nin güzel bir sözü var onuda söylemeden geçemeyeceğim.
"ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara"
insanların ne kadar kötü olabileceği ya çocukluk dönemlerinde göremedikleri sevgi, saygı, değer ve ilgi ile alakalı yada sonraki hayatlarında hayatı sorgulama ve kendilerini nasıl geliştirdikleri ile bağlantılıdır.
tarih boyunca çevresindeki kötülükleri gördükçe, bir çok filozof sorgulamış kötülük problemini ve sonucunda; tanrının varlığıyla, yokluğuyla, iyi olup olmamasıyla ilgili felsefik görüşler ortaya çıkmıştır.
bence yaratıcı evreni ve insanı matematiksel,fiziksel ve felsefik açıdan mükemmel bir şekilde yaratmış ve özgür irade vermiş. kötülük her yerimizi bu kadar sarmış ise herkes önce kendisini sorgulamalı.
ben iyi olmak için çaba harcanması gerektiğine inananlardanım, kötü olmak için bir şey yapmanıza gerek yok, kolay yolu seçmektir kötülük. çok acı ama insanların çoğu gerçekten çok kötü...
nietzsche'nin güzel bir sözü var onuda söylemeden geçemeyeceğim.
"ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan ama kendini iyi biri zanneden zayıflara"
devamını gör...
33.
kötülük olmasaydı, iyilik de olmazdı. sorun kötülüğün çok fazla olmasında.
devamını gör...
34.
felsefe tarafından şımartılan kaypak aklın uydurduğu, mantık örgüsünden yoksun, gerçekte var olmayan bir problemdir. kötülük denizinin kıyılarında bile isteye tenezzühe çıkıp birazdan o denize dalmayı tasarlayan insan nefsinin, kendini haklı çıkarmayı umduğu bir akıl yürütme denemesidir. tanrı'yı kötülükleri önlemek ve gidermekle görevli kılan, bir anlamda o'nu - hâşâ - insanın hizmetçisi derekesinde hayâl eden, imtihan sırrıyla bağdaşmayan ve hür irâdesiyle sorumluluk almaktan kaçan nankör bir bakıştır.
kötülük, şeytan ve şeytanlaşmışların gıdasıdır. ateşin körüğüdür. kalbi günbegün çürüten mânevî kirdir ve en önemlisi insanı kendine yabancılaştıran, ilâhi nur ve feyizlerin kaynağı durumundaki yüce yaratıcısı ile arasını açarak pişmanlık çöllerinde yandıran, kimi zaman çirkin, ürkütücü ve umacı çehreli; kimi zaman görünüşte câzibeli ve cilveli, gerçekte ise zehirli mâhiyetiyle bir cehennem biletidir. özgür irâdenle ister bu bileti alırsın, ister ondan kaçarsın. neyi seçersen, karşılığını ne eksik ne fazla alırsın !
kötülük, şeytan ve şeytanlaşmışların gıdasıdır. ateşin körüğüdür. kalbi günbegün çürüten mânevî kirdir ve en önemlisi insanı kendine yabancılaştıran, ilâhi nur ve feyizlerin kaynağı durumundaki yüce yaratıcısı ile arasını açarak pişmanlık çöllerinde yandıran, kimi zaman çirkin, ürkütücü ve umacı çehreli; kimi zaman görünüşte câzibeli ve cilveli, gerçekte ise zehirli mâhiyetiyle bir cehennem biletidir. özgür irâdenle ister bu bileti alırsın, ister ondan kaçarsın. neyi seçersen, karşılığını ne eksik ne fazla alırsın !
devamını gör...
35.
nedense aklıma her seferinde karanlık tarafı getiren problemdir.
devamını gör...
36.
yani insanları geçtim onlar sınanıyor diyelim (ki bu işi kolaylaştırmak için yaptığım bir varsayım); hayvanlar neden buna dahil? sonsuz gücü olan tanrı birilerine acı çektirmeden besin zincirinin devam etmesini sağlayamıyor mu?
devamını gör...
37.
bazı insanlar tanemen bu davranış ile besleniyor. ekmek gibi su gibi hava gibi. neyse ki cennet cehennem var.
devamını gör...
38.
kötülüğün engellenmesi özgürlüğe ters argümanı için konuşuyorum. ters olabilir yine de ortada bir kötülük var. kötülüğün varlığı tanrının iyiliğinin veya gücünün mutlak olmadığını söyler, en azından tanrıya mutlak iyi ve mutlak güçlü diyen inançlarda. mutlak güce ve iyiliğe sahip bir tanrı herkesin acı çekmeden sınanabileceği bir gerçeklik yaratabilirdi bence.
devamını gör...
39.
tanrı mutlak surette iyidir düşüncesi tamamen yanlıştır belki de. doğaya bakın; kan, vahşet ve acımasızlıktan yol yürünmüyor; suda, karada, havada, fark etmez.
suyun içinde ayrı vahşet var; sizden büyük olan herkes gelip tek hamlede sizi yutuyor ya da parçalıyor, her an ölebilirsiniz. karada ise ayrı. komodo ejderi hamile bir ceylan bulmuş, ilk karnını yarıp yavrusunu yiyiyor, sonra ceylanı yiyiyor..
aslında belki de dünya zıtlıklar birliği olduğu için, iyilik varsa kötülükte olmak zorunda. mepin bir kuralı gibi düşün adaş. yer çekimi gibi. yoksa dünya olmaz. bir tane bile zıtlık eksik kalsın, mesela sıcak olsun da soğuk olmasın, hayat olmaz.
tanrı bizden insan olmamızı bekliyor bence.
ama biz hâlâ “insan nedir?” tam olarak bilemiyoruz.
suyun içinde ayrı vahşet var; sizden büyük olan herkes gelip tek hamlede sizi yutuyor ya da parçalıyor, her an ölebilirsiniz. karada ise ayrı. komodo ejderi hamile bir ceylan bulmuş, ilk karnını yarıp yavrusunu yiyiyor, sonra ceylanı yiyiyor..
aslında belki de dünya zıtlıklar birliği olduğu için, iyilik varsa kötülükte olmak zorunda. mepin bir kuralı gibi düşün adaş. yer çekimi gibi. yoksa dünya olmaz. bir tane bile zıtlık eksik kalsın, mesela sıcak olsun da soğuk olmasın, hayat olmaz.
tanrı bizden insan olmamızı bekliyor bence.
ama biz hâlâ “insan nedir?” tam olarak bilemiyoruz.
devamını gör...
40.
"dünyanın merkezi çorum'dur" gibi basit bir önermede bile önermenin sunduğu doğruluk değeri ile karşılaştırmak için dış dünyanın gerçekliği varsayılır o yüzden kötülük problemini incelemek için de en basitinden aksiyomlar olması kaçınılmazdır.
aksiyom (1): kötü diye bir şey yoktur. gimseler inandıramaz beni kötünün varlığına.
kötü'nün reddinin arka planında (yeni bir aksiyomun kokusu geliyor) birbirine "zıtlık" oluşturan bir ikiliğin reddi gelir.
aksiyom (-1): kötü diye bir şey olmadığı için ona zıt bir varoluş ima eden "iyi" diye bir şey de yoktur.
saf ışık ile mutlak karanlığın aynılaştığı yer herşeyin başladığı sıfır noktasıdır.
aksiyom (0): bizlik bir durum yok. insanın kibrinin düşebileceği bir boşluk olarak tanımlanabilir. kötü diye bir şey olmasa da "kötülüğün" çıkış noktasıdır.
boyutsuz bir nokta (metafiziksel nokta) durmak demektir. öznenin kendisini en mükemmel görmesine denk gelebilir. tersine mükemmeliğin durmaması, daha da mükemmeli görmek için hareket etmek "iyiliğin" temelini oluşturur.
aksiyom (2): "iyi" ve "kötü" diye varlık temelinde bir ikilik olmasa da "iyilik" ve "kötülük" arasında varoluşsal bir diyalektik vardır.
metafiziksel düzlemden dünyaya inişte "kötü"nün reddi vefakat varoluşa sirayet etmiş kötülüğün nasıl iyileştirileceğine dair maffei'nin tahmini 1656 tarihli mikail'in lucifer'i cennetten kovması adlı tablosu imgelem için yararlı olabilir.
hristiyan kozmolojisinde (yanlış kullanıyor olabilirim terimi, neyse) ışık getiren olarak geçen lucifer'in kibri (ben saf ateşten yaratıldım toprağa mı boyun eğeceğim çıkışı) ibranice kökeni "tanrı gibi olan" olan başmelek mikail tarafından pek de hoş karşılanmıyor. tabi sembolik olarak milyon tane yorum yapılabilir (tepeden inmeci teolojik kurallara karşı lucifer sözcülüğü bile yapılır yeri gelir) ama burada saf ışık ile mutlak karanlığın özdeşliği açısından yorumlarsak olayı dünyadan (topraktan) kendini soyutlamış bir varoluşun en nihayetinde nasıl da karanlığa düşebileceğini vurgulamak daha önemli. fakat kibre ek olarak "ev" (cennet) ve huzur (huzurunda bulunmak, varoluş) gibi denkleştirmeler ile konuyu daha da derinleştirmek gerekli gibi.
tablo bu açıdan ilk üç aksiyomun görselleştirilmesi olarak görülebilir:
aksiyom (1a): kötü'nün evde (cennette) yeri yoktur.
tablo'da sanki önceden kötü varmış da sonradan kovulmuş gibi bir izlenim edinilebilir fakat mutlak tenzih ile ne sanat ne de felsefe olmuyor gardaş, nesneler oluşturup (mikail + lucifer) aralarındaki dinamizme bakmak gerek en nihayetinde.
aksiyom(0a): sıfır noktası tanrı'ya özeldir. en fazla olup olabileceğin "tanrı gibi" (mikail) olmaktır.
insanın tanrı'nın imajından yaratılması burada öne çıkar.
aksiyom(-1a): mikail mutlak iyi değildir. lucifer'e karşı da mutlak iyi olduğu için değil evdeki huzuru korumak için kendini gösteren bir güç olduğu için kazanmıştır.
"herkes kapısının önünü temizlese dünya daha iyi bir yer olurdu" düsturu ile konuya yaklaşan mikail'in eyleminin sonucunda olan bize olmuş ve "kötülük" dünyaya inmiştir. unutulmaması gereken şey lucifer'in ancak ve ancak dünyaya indiği anda şeytan diye adlandırılması gerektiğidir. bu niye önemli? çünkü kötü'nün varoluştaki reddi (şeytan diye bir şey yok yolunu kaybeden bir ışık var-lucifer) ile kötülüğün varoluşa yine de sirayeti (dünyadaki varoluşlarında öznenin kendi boşluğunda kaybolması - şeytan diyor ki muhabbeti) farklı şeylerdir.
bu ayrım "iyileşmenin" imkanına izin verir.
çıkarım-1: bedeni olan bir şey (toprağa ait) kötü olamaz.
dünya artık evimiz. yabacak bir şey yok. dünyaya gelen her şeye sadece ve sadece varolduğu için saygı gösterilmelidir. yanisi memleketçilik yapmıyoruz, herkese toprağım diye yaklaşıyoruz.
çıkarım-2: evin (benlik, mahalle, ülke, dünya vs.) huzurunu bozanlar (bireyler) diye bir şey yok, "kötüler" yok fakat varoluşa (huzura) aykırı olarak kötülüğün yayıldığı, dünyadaki varlığın kendisinde açılmış yaralar, vicdani boşluklar vardır.
özetle, iyileştirmek/iyileşmek bedeni olan herhangi bir kimi kimseyi şeyi şeytanlaştırmak değil açılan yarayı bizzat huzur/varlığın ham maddesi ile kapatmaktır.
kevin dooley adlı bir fotoğrafçının acayip fotolarına denk geldim. evde olmamak, kendi gibi hissetmemek, kaybolmak, ruhuna uzaktan bakmak, açılan yaraya baka kalmak, sonsuza kadar geçmiş yaralarda kalakalmak, ışığın yutulduğu yerde olmak vs. gibi hissiyatlar "olay ufku" olarak adlandırılan foto ile karşılanırsa:
boşluğa doğru gitmek, boşluğun, yaranın aslında varlığın kendisi ile dolu olduğunu farketmek, iyileşmek de noel temalı fakat isim verilmeyen şu foto ile karşılanabilir:
ismi aşk ateşi olabilirmiş bak.
aksiyom (1): kötü diye bir şey yoktur. gimseler inandıramaz beni kötünün varlığına.
kötü'nün reddinin arka planında (yeni bir aksiyomun kokusu geliyor) birbirine "zıtlık" oluşturan bir ikiliğin reddi gelir.
aksiyom (-1): kötü diye bir şey olmadığı için ona zıt bir varoluş ima eden "iyi" diye bir şey de yoktur.
saf ışık ile mutlak karanlığın aynılaştığı yer herşeyin başladığı sıfır noktasıdır.
aksiyom (0): bizlik bir durum yok. insanın kibrinin düşebileceği bir boşluk olarak tanımlanabilir. kötü diye bir şey olmasa da "kötülüğün" çıkış noktasıdır.
boyutsuz bir nokta (metafiziksel nokta) durmak demektir. öznenin kendisini en mükemmel görmesine denk gelebilir. tersine mükemmeliğin durmaması, daha da mükemmeli görmek için hareket etmek "iyiliğin" temelini oluşturur.
aksiyom (2): "iyi" ve "kötü" diye varlık temelinde bir ikilik olmasa da "iyilik" ve "kötülük" arasında varoluşsal bir diyalektik vardır.
metafiziksel düzlemden dünyaya inişte "kötü"nün reddi vefakat varoluşa sirayet etmiş kötülüğün nasıl iyileştirileceğine dair maffei'nin tahmini 1656 tarihli mikail'in lucifer'i cennetten kovması adlı tablosu imgelem için yararlı olabilir.
hristiyan kozmolojisinde (yanlış kullanıyor olabilirim terimi, neyse) ışık getiren olarak geçen lucifer'in kibri (ben saf ateşten yaratıldım toprağa mı boyun eğeceğim çıkışı) ibranice kökeni "tanrı gibi olan" olan başmelek mikail tarafından pek de hoş karşılanmıyor. tabi sembolik olarak milyon tane yorum yapılabilir (tepeden inmeci teolojik kurallara karşı lucifer sözcülüğü bile yapılır yeri gelir) ama burada saf ışık ile mutlak karanlığın özdeşliği açısından yorumlarsak olayı dünyadan (topraktan) kendini soyutlamış bir varoluşun en nihayetinde nasıl da karanlığa düşebileceğini vurgulamak daha önemli. fakat kibre ek olarak "ev" (cennet) ve huzur (huzurunda bulunmak, varoluş) gibi denkleştirmeler ile konuyu daha da derinleştirmek gerekli gibi.
tablo bu açıdan ilk üç aksiyomun görselleştirilmesi olarak görülebilir:
aksiyom (1a): kötü'nün evde (cennette) yeri yoktur.
tablo'da sanki önceden kötü varmış da sonradan kovulmuş gibi bir izlenim edinilebilir fakat mutlak tenzih ile ne sanat ne de felsefe olmuyor gardaş, nesneler oluşturup (mikail + lucifer) aralarındaki dinamizme bakmak gerek en nihayetinde.
aksiyom(0a): sıfır noktası tanrı'ya özeldir. en fazla olup olabileceğin "tanrı gibi" (mikail) olmaktır.
insanın tanrı'nın imajından yaratılması burada öne çıkar.
aksiyom(-1a): mikail mutlak iyi değildir. lucifer'e karşı da mutlak iyi olduğu için değil evdeki huzuru korumak için kendini gösteren bir güç olduğu için kazanmıştır.
"herkes kapısının önünü temizlese dünya daha iyi bir yer olurdu" düsturu ile konuya yaklaşan mikail'in eyleminin sonucunda olan bize olmuş ve "kötülük" dünyaya inmiştir. unutulmaması gereken şey lucifer'in ancak ve ancak dünyaya indiği anda şeytan diye adlandırılması gerektiğidir. bu niye önemli? çünkü kötü'nün varoluştaki reddi (şeytan diye bir şey yok yolunu kaybeden bir ışık var-lucifer) ile kötülüğün varoluşa yine de sirayeti (dünyadaki varoluşlarında öznenin kendi boşluğunda kaybolması - şeytan diyor ki muhabbeti) farklı şeylerdir.
bu ayrım "iyileşmenin" imkanına izin verir.
çıkarım-1: bedeni olan bir şey (toprağa ait) kötü olamaz.
dünya artık evimiz. yabacak bir şey yok. dünyaya gelen her şeye sadece ve sadece varolduğu için saygı gösterilmelidir. yanisi memleketçilik yapmıyoruz, herkese toprağım diye yaklaşıyoruz.
çıkarım-2: evin (benlik, mahalle, ülke, dünya vs.) huzurunu bozanlar (bireyler) diye bir şey yok, "kötüler" yok fakat varoluşa (huzura) aykırı olarak kötülüğün yayıldığı, dünyadaki varlığın kendisinde açılmış yaralar, vicdani boşluklar vardır.
özetle, iyileştirmek/iyileşmek bedeni olan herhangi bir kimi kimseyi şeyi şeytanlaştırmak değil açılan yarayı bizzat huzur/varlığın ham maddesi ile kapatmaktır.
kevin dooley adlı bir fotoğrafçının acayip fotolarına denk geldim. evde olmamak, kendi gibi hissetmemek, kaybolmak, ruhuna uzaktan bakmak, açılan yaraya baka kalmak, sonsuza kadar geçmiş yaralarda kalakalmak, ışığın yutulduğu yerde olmak vs. gibi hissiyatlar "olay ufku" olarak adlandırılan foto ile karşılanırsa:
boşluğa doğru gitmek, boşluğun, yaranın aslında varlığın kendisi ile dolu olduğunu farketmek, iyileşmek de noel temalı fakat isim verilmeyen şu foto ile karşılanabilir:
ismi aşk ateşi olabilirmiş bak.
devamını gör...