adil bir tanrı'nın varlığı kabul edildiğinde herhangi bir geçerliliği olmayan iddia.

kötülük, felsefi ve teolojik açıdan en çok tartışılan meselelerden biridir. ancak bu sorunu çözmek için öncelikle kötülüğün ne olduğunu doğru bir şekilde tanımlamak gerekir. kötülük, sorumluluk sahibi bir bireyin kendine yahut başka bir varlığa haksızlıkta bulunmasıdır. bu tanım, kötülüğün bireysel sorumlulukla ilişkili olduğunu ve onu gerçekleştirenin haksız bir fiil işlediğini ortaya koyar.

tanrı'nın, bu dünyada bireylerin kötülük yapmasına izin vermesi tanrı’yı kötü yapmaz. çünkü tanrı adildir ve adil olduğu için kötülüğün karşılığını tam anlamıyla verir. ahirette, kötülüğün faili hak ettiği cezayı alırken, kötülüğe uğrayan haksızlığa uğramasının karşılığını eksiksiz şekilde alacaktır. böylece adalet tastamam sağlanır.

bu noktada bir itiraz ortaya çıkabilir: "neden tanrı kötülüğe hemen müdahale etmiyor?" ancak bu itiraz, adaletin gecikmeli sağlandığı önkabulüne dayanır. oysa adalet bir süreçtir ve bu süreci yöneten tanrı'dır. insan, sonsuza kadar sürecek bir filmin yalnızca küçük bir kısmını izleyip tamamını görmeden yorum yapmaya benzer bir durumdadır. tanrı'nın adaletine güvenildiğinde, kötülüğün varlığı bir sorun olmaktan çıkar.

öyleyse, kötülük problemi aslında adalet problemiyle iç içedir. tanrı’nın adil olduğu kabul edildiğinde, kötülüğün varlığı bir çelişki oluşturmaz. çünkü bu dünyadaki ayrışma sürecinde insanlar özgür iradeleriyle hareket etmekte ve iyilerle kötüler ayrılmaktadır. sonuç olarak, kötülüğü yapan aslında yalnızca kendine kötülük yapmaktadır ve bu, adaletin ta kendisidir.

o halde, yapılması gereken tanrı’nın adaletine güvenmek ve sürecin tamamlanmasını beklemektir.

not: "tanrı madem benim yapacaklarımı biliyor, o halde beni niye imtihan ediyor?" sorusunun cevabı şudur: "senin, kim ve ne olduğunu öğrenmen için." tanrı seni direkt cezalandırsa "tanrı bana haksızlık yapıyor; beni, ben hiçbir şey yapmadan cezalandırıyor!" diyecektin.
devamını gör...
bulunduğumuz evrende kötülüğün olması bir zorunluluğun eseridir, yani kötülük bizatihi tanrı tarafından yaratılmış pozitif bir varlık değildir, iyiliğin yokluğu veya dejenere olmuş halidir kötülük, daha az iyi bir şey daha iyi bir şeyin yanında ister istemez daha kötü kalıyor yani. zorunluluk dedim çünkü tanrı dışında olan her şey kusurludur, dolayısıyla kötülük içermek zorundadır, tanrıya mutlak iyi dememizin sebebi de kusursuz olması zaten. yani niye tanrı mutlak iyi bir evren yaratmıyor demek, tanrı niye tanrı yaratmıyor demektir, bu da safsata olduğundan, yaratılan şey tanrı olamayacağından, tanrı da mantık safsatası yapmayacağından, neymiş kötülük doğası gereği olmak zorundaymış. çok basit bir konu anlamak isteyene yani kötülük problem değil ama bunu problem yapanlar problem.
devamını gör...
bu dünyanın kendisi bir kötülük değil midir zaten? hatayi'nin olmadığı bir dünya eksiktir, yarımdır.
devamını gör...
"niye tanrı çocukların ölümüne izin veriyor?" demek meseleye çok yüzeysel bakmakla ilgili bir problem. fark ettiyseniz olaya mantıkla bakmamız zorlaşsın diye en uç ve dramatik örnekler veriliyor, ama örneklerin dramatik olması bir şeyi değiştirmemeli. hakikat bir tanedir ve ona ancak mantıkla ulaşabiliriz. şimdi bir kere şunu ayırt etmeliyiz, bizim derdimiz kötülüğün doğası mı? yoksa şiddeti mi? şiddetiyse, yani "ya kötülük olsaydı tamam birader ama en azından çocuklar ölmeseydi?" ise baştan hatalısınız zaten. çünkü kötülük görecelidir ve senin için kötü olmayan basit bir mesele de başkası için sorun olabilir, o yüzden bizim uç örnekleri bir kenara bırakıp direkt olarak kötülüğün doğası üzerine düşünmemiz gerekir. bunun da iki temel basit açıklaması var. birincisi, tanrının doğası dışında olan her şey kusurludur ( çünkü yaratılmış ve sonludur en basit olarak) kusurlu olan şey de kötülük içermek zorundadır, evren de buna dahildir. yani evrenin kusurlu olması kötülüğe kaçınılmaz olarak metafizik zemin hazırlıyor. ikincisi, doğa yasalarını ve altındaki nedensellik ilkesini anlamamamızdan kaynaklanıyor. tanrı yasaları yaratır ve bunlar kişiye özel işlemez, geneldir ve düzenlidir o yüzden bilim yapabiliyoruz mesela. örneğin yerçekimi kanunu çocuk yüksekten düşüp ölmesin diye hükümsüzleşseydi düzen olmazdı. düzen olmasaydı da bu dünyaya dair güzel, anlamlı ve zevkli ne varsa onlar da olmazdı. düzen olucak ki iyi de olucak kötü de, ölüm de olucak doğum da. yani bir nevi ölümün olması doğumu zorunlu kılıyor. ama ateistler genelde hep işin negatif tarafına odaklanıyorlar, olayların kökenine değil sonucuna odaklanıp yanılgıya düşüyorlar.
devamını gör...
din ve tanrı, sanılanın aksine kötülüğün doğrudan nedenine dönüşme riski taşıyor.(yüzyılların dünya pratiği bunu kanıtladı.) her şeyi yaratan ve her şeye gücü yetebileceğine inanılan bir tanrının kötülüğe imkan veren bir yaşam ve insanlık kurgulamasının mantığı da yoktur. geçmiş ve gelecek her şeyi zaten baştan bilebilen bir tanrı, insanlara neden tuzak kursun. (bu tanrılık vasfına yakışır mı.)
devamını gör...
ahiret gününün varlığı ile ortadan kalkan problem. daha da uzatırdım da her şeyin hesabı bir ve tek yaratıcı tarafından görülecek geri kalan kıyl ü kal
devamını gör...
birinin kötülüğü tamam kötü bu insan psikopat dersin
yalancıysa da iyi niyetli olabilir utangaç böyle güleçtir tahammül edersin falan ama
hem yalancı
hem kötüyse
kaçın *mk

bu..bu asla çözülemeyecek bir problem olabilir.
kötücül insan problemi
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kötülük problemi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim