lens takmak

valla lensten mi alakalı yoksa benden mi kaynaklı bilmiyorum da lens taktığım zaman bulanık görüşüyorum birde çıkardığım zaman gözlerim ağrıyor ama arkadaşlarım birşey olmuyor anlamamadım gitti.

fotoğraf makinesi ile lensin birleştiği bir yerde bir düğme bulunur.
1---- o düğmeye basılı tuttuğunuzda dişler lensin serbest kalmasını sağlar. serbest kalan lensi çevirip çıkartabilirsiniz.
yerine yerleştireceğiniz lens ile makine birleşim noktasında kımızı noktalar vardır.
2---- kırmızı noktaları üst üste tutup oturtup hafif kıvırırsanız lens yerine oturacak, dişler lensi tutacaktır.
''''
''''

takması ayrı,çıkarması ayrı dert,bide gece yatarken unuttuysan vay haline sabah uyandığında o gözler kan kırmızısına dönmüştür geçmişler ola.

gözleriniz bozuksa ve bir gün ameliyat olmak gibi bir planınız varsa, çok sık yapmamanızı tavsiye edeceğim eylem. ben yaptım, oradan biliyorum. kornea kalınlığını etkiliyor ve ameliyata elverişsiz hale gelebiliyorsunuz.

bunun dışında... son derece basit bir iş, eliniz alıştığında. ikisini takmam birkaç saniye sürüyor sadece. zamanında yere düşürüp musluk suyuyla yıkayıp yeniden takmışlığım var. sakın ama sakın böyle şeyler yapmayın! temizlik, hele de söz konusu olan gözse, çok ama çok dikkat etmeniz gereken bir konu.

lenslerin çoğu "ben lensim." diye bağırır. tabii ki sonuçta bir aksesuar ve kendi gözünüzün doğallığını ve rahatlığını asla bulamazsınız bir lenste. fakat markalar bu konuda biraz daha belirleyici olabilir.

freshlook, bausch & lomb gibi eski markaların çoğu, damarlı ağlı boyamaları nedeniyle kendini belli eder ve hoş durmaz. bir de gözbebeğimiz ışıkta küçülürken, lenslerin orta kısımları sabit olduğundan ışıkta lens olduklarını daha net anlarsınız çünkü gözbebekleriniz kocaman kocaman kalmış gibi görünür. son yıllarda biraz daha gerçekçi görüntüler üzerinde çalışılıyor yeni firmalar tarafından. mesela;

(fotoğraf alıntıdır.)

bu lenslerin orta kısımları özellikle küçük tutulur ki ışıkta kendisini belli etmesin. fakat bunda da şöyle bir sorun ortaya çıkıyor: gözbebekleriniz karanlıkta büyüyor ama lensin orta kısmı küçük ve sabit. dolayısıyla bulanık görebilirsiniz karanlıkta. bu sorunu herkes rahatsız edici boyutta yaşamasa da bu kadar pahalı (600 tl idi en son) bir lens için fazla büyük bir risk.

edit: eskiden solüsyon ve temizleme suyu ayrıydı ve çok daha uzun süre dayanıyordu lensler. şimdi o ikisini birleştirdiler ve hiç verimli sonuç alamıyorsunuz temizlikten. meh!..

bir gun sislide bir optik magazasina girip abi bana en koyu renk lensinden ver demistim, o da bana siz iyi misiniz ne kadar guzel gozleriniz var demisti.

simdi numarali lenslerimi kendilerinden aliyorum.
o donem yasadigim her sikintiyi gozume degen nazara bagliyordum da...

neyse. renkli lenslerde ben de hic net goremedim zaten en koyu lens bile ben de max ela gibi durdu. vazgectim bu sevdadan dolayisiyla.

simdi 2 numara olan gozlerim icin gozluk takip burun kemigime baski uygulamasin diye yaklasik 10 senedir lens kullaniyorum. lenslerimi ayni optikten aliyorum.
48 saatlik benim kullandigim. bazen usenince gece uyuyuveriyorum fakat asiri zararli tavsiye etmiyorum tabi ki.

çok uzun yıllardır lens takan üç arkadaşımın teşvik etmesiyle bir sene önce kullanmaya başladım. ilk zamanlar çok zor gelmesi sebebiyle bırakacak noktaya geldim ama sonra bir şekilde alıştım şimdi lenssiz geçen günlerimi ömürden saymıyorum hehehe! o kadar rahat ve konforlu ki anlatamam. yağmurlu havada gözlük silme derdi olmaması, güneşli havada rahatça istediğin güneş gözülüğünü takabilmek, sürekli gözlük silmek zorunda kalmamak, evin içinde gözlük aramamak... yani hayatımda verdiğim en doğru kararlardanmış kesinlikle!

2012 yılından beri kullanıyorum bir kere bile lens gözümün arkasına kaçmadı asdfg

şunu söylemeden edemeyeceğim; şu hayatı görmek için verdiğim para içime oturuyor artık.

ameliyattan evvel 20 sene tecrübe ettiğim daha iyi görme biçimi.
herhalde tüm durumlarını yaşadım.

1. temiz biri değilsen yani elini kirlenme ihtimali olan en ufak durumdan sonra yıkamıyorsan vazgeç. lensli hayat temiz yüz ve ellerle sağlıklı devam eder. yoksa gözlerinin başına gelebilecekleri saysam burdan çine yol olur.

2. bir yere giderken ilk çantana koyman gereken malzeme lenslerindir. ikincisi gözlüğündür.

4. günlük lens kullan. yani sabah tak uyumadan çıkar at. eğer gözlerini ölene dek kullanmak istiyorsan haftalık aylık vb hiç çıkarmadan kullanılanları deneme bile. türkiye tozlu ve pis bir ülke. belediyeler üstüne alınmasın. sürekli inşaat var. havada uçuşan tozların olduğu bir ülkede aylık lens ütopyadır.
her akşam yüzünü yıkamadan önce çıkarıp at sabah temiz lens tak.

5. gözünde alerji varsa kullanma. alerjik gözler ve lens yanyana gelmez.

6. denize girdin çıktın lensi at. başka tak. suyun içinde gözünü açma. hatta başını suya falan sokma. illa açacaksan numaralı deniz gözlükleri var.

7. paran varsa ameliyatı ol. ama ara sokaktaki bilmem ne semtindeki kliniklerde değil. bu işi en az 20 yıldır yaptığını ilan eden bilinen hastanelerde ol.

8. renkli lens isteyenler için. bu kadar çabuk anlaşılan başka bir kozmetik aksesuarı yok. gözlerinizin değerini bilin.
sırf renkli göz uğruna yukardaki tüm riskleri alacaksanız siz bilirsiniz. ama kurallar aynı.

lens gözün arkasına kaçmaz. gözün arkası kafatasınızın içindedir ve orada görme sinirleri vardır. bu sinirler hipotalamusun hemen dibinde çapraz bir şekile kesişir ve oradan yukarı beyine gider. sizin ulaşabileceğiniz bir her değil yani. hatta eşimin mikro adenomu için gittiğimiz endokrin uzmanı bile oraya operasyon yapmak istemedi.

sizin kastettiğiniz yer göz kapağınızın altıdır. lens ancak katlanırsa orada kalır. gözünüzün içindeki lensi katlamayı başarırsanız da zaten lens mens takmayın.

el vasıtasıyla, göze yapılan bir eylemdir.

ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm dedirten olay.

takıp çıkardıkça alışırsın demişlerdi. ilginç bir şekilde bir ay boyunca alışamadım. gözümü çıkarmak üzereyken vazgeçtim. bu kadar beceriksiz olduğumu ben de bilmiyordum.

sonuç olarak gidip ameliyat oldum.

sony lensler 8-10 .000 den başlıyor. eskiden gövdeyi ayrı lensi ayrı saklıyordum artık çıkarıp takmıyorum neyime lazım.

zaten az evvel french press’i düşürdüm kırıldı. nazar çıktı vs demeyin. kırdım işte.

10 yaşımda gözlük, 23 yaşımda lens kullanmaya başladım. 12-13 yıl, gözlükle yaşamak için çok uzun bir süre. yüzümün ortasında oraya ait olmayan bir şey varmış ve gerçekten ağırlık yapıyormuş. lensle ilk dışarı çıktığımda "oha kendi gözüm gibi" diye düşünmeden edememiş, yıllarca süren lens korkuma lanet etmiştim. kışın ayazında otobüse bindiğimde buharlanan bir şey olmaması, yeni biten bulaşık makinesinin kapağını güvenle açabilmek, arkadaşlarla itişip kakışırken gözlüğüm kırılacak korkusu yaşamamak... kısacası lens takmaya başlamak hayat konforumu artıran bir eylem oldu. alışmak için biraz zaman istiyor tabi ki. ilk denememde bir türlü becerememiştim ve lens daha ben onu gözüme yerleştiremeden defalarca ellerimden kayıp gitmişti. o gün aşağı yukarı 20 dakikamı almıştı, şu an takıp çıkarmak için günde üç dakika harcıyorum. bu konuda birazcık titiz olmak ve nasıl takacağınızı ya da nelere dikkat etmeniz gerektiğini iyice araştırmak gerekiyor. dünyanın en dağınık ve eylemleri zamansız insanı olan ben bile bir şekilde alıştıysam bunu herkes başarabilir. arada bir gözleri dinlendirmek, gerekirse damla kullanmak, yırtılan lensi çöpe atmayı bilmek, aylık lensi üç ay kullanmamak, yanınızda solüsyon yoksa başka bir yerde kalmayı göze almadan tıpış tıpış evinize gitmek ve asla lensle uyumamak yapılması gereken şeylerden bazıları. eğer"lense bir şans versem mi" araştırması yapıyorsanız, ameliyat olmayı düşünmüyor ya da şu an maddi olarak bunu karşılayamıyorsanız, bence bir şans vermelisiniz.

lisedeyken uzun süre kullandım. ilk sefer gözlük takmadan etrafı net görmek beni biraz duygulandırmıştı açıkçası. sürekli burnumun ve kulaklarımın üstünde hissettiğim şey yoktu ayrıca diğer herkes gibi sağlıklı görüyordum. ama günde iki kez ellerimi gözüme sokmak ( her seferinde iyice yıkayıp kağıt havluyla kurulamak zorunda olmak), doktorumun günlük lens önermesi ve paramın yetmemesi, bakımının zahmetli olması ve düzgün markaların yüksek fiyatlı olması sebebiyle gözlüğe geri döndüm hem her düzgün görmek istediğimde on beş dakika hazırlık yapmaktan çok sıkılmıştım.

4 sene gözlük kullandıktan sonra bana yeniden doğmuş gibi hissettirdi bu lens olayı.
bilimin bir mucizesi adeta.

kullanması da zahmetli değil ben tekte takıp çıkarıyorum 30 saniye sürmüyor
elleri yıkamak zaten rutin olarak yaptığımız bi şey
lensi çıkarınca da solüsyonunu döküp koyacaksın kutusuna bitti gitti çok basit.

haa fiyatları pahalı biraz ama gözlükten kat kat iyi olduğu için değer.

tak çıkar yapınca gözlerim sürekli enfeksiyon kapıyordu ben de çözümü hiç çıkarmamakla buldum.

bu arada lensli göze bir şey kaçarsa gözünüzü kapatıp gözünüzle daireler çizin böylelikle gözünün normale döner.

yaş oldu 35 gözlerde sıkıntılar çıkmaya başladı astigmat olduğu söylendi gözlük verdi kafada ufak olunca gözlükte yakışmıyor lens alayım diyorum kullanımı nasıl arkadaşlar ve tavsiye edeceğiniz bir lens markası var mı ?

internetten araştırmamda burayı buldum ama lensoptikal.com/ sizden de fikir almak istiyorum.

takmak hadi neyse de bunu çıkarması daha büyük dert.

yalnız göz rengi ten renginden bağımsız bir olaydır. bu durumda mesela rihanna lens olmayan göz rengi ile utanarak ağlamalıdır. ben de birazdan bronz ten, renkli göz kombinasyonum yüzünden kanepeden atlayarak, intihar edeceğim. *