manevi tazminat

bölünemeyen bir tazminat türüdür.

"hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının davaya konu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. bir defada istenilmesi gerekir." yargıtay h.g.k’nun 25.09.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

sebepsiz zenginleşme yasağıyla beraber ele alındığı için çoğu zaman çok komik rakamlara hükmedilen davaların konusudur. üstelik talep edilen miktarın reddedilen kısmı üzerinden karşı tarafın avukatına bir güzel vekalet ücreti çıkartılır.

bir trafik kazasında bilinçli taksirle anneni, babanı ve kardeşini öldüren kişiden talep ettiğin ve hakim tarafından reddedilen her fazla kuruşun belli bir miktarını karşı tarafın avukatına ödersin. sadece talep etmiş olman yeterlidir; talep edemezsin yani! sebepsiz zenginleşme yasağı, talep edene bir ceza olarak döner işin sonunda. avukat mı? o sadece talep edilen tutarın reddini isteyerek zenginleşebilir pekala! buradan

mesela nişan bozulduğunda uğradığın acı ve ısdırap için şöyle bir rakam alt mahkemede haklı bulunurken ölen yakınınız hakkında daha cenaze işlemleri sürerken sosyal medya üzerinden "mikrop " diyen kişi 7 bin lira ödeyebilir.buradan çünkü hakime çok geniş bir takdir hakkı verilmiştir manevi tazminat davalarında.

hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller manevi tazminata engel değildir. rahatlıkla sağı solu kurcalayıp ama ben üzüldüm denilerek veri sağlanabilir.

bana ana bacı dümdüz sövmen ile sanatçı ya da siyasiye hakaret etmenin yaratacağı elem ve acı hayli farklı tazminatlara neden olabilir buradan kılıçdaroğlu bana alçak, hain ve daha bir sürü şey deseydi belki de 10 bin lira bile ödemezdi. çünkü benim "sıfatım" ney ki lan? alt tarafı kafa sözlük yazarı.

hukukun en muğlak ve göreceli konusudur.

manevi tazminat, manevi yönden zarar gören, elem ve keder içinde olan ve kişilik haklarına zarar gelen kimselerin bu zarara sebebiyet veren kişiden talepte bulunduğu haktır.