maddi donanım vs manevi donanım
başlık "satılık enkaz" tarafından 13.01.2021 20:38 tarihinde açılmıştır.
1.
ilk tanıma ithafen işte kendimize yetecek kadar maddiyata sahip değil birçoğumuz, yani manevi donanıma sıra gelmiyor sayın yazar. adaletsiz versus.
devamını gör...
2.
tüm tarih kitaplarında, krallardan, imparatorluklardan,bunların vezirlerinden, aristokrat sınıfın mücadelelerinden, baronların, generallerin ve birkaç da bilgin, yazar ve sanatçıdan sözedilir. bunların hayatları anlatılır, yaptıkları kanlı savaşlar, saray entrikaları, iktidar mücadelelerinde dökülen kanlar, diplomatik başarı sayılan hileler, suikastler ve ihtilaller, en küçük ayrıntısına kadar tasvir edilir. tarih okutan profesörler de yalnızca bunlardan bahsederler.
geçmiş yüzyıllarda çeşitli coğrafyalarda yaşayan toplumların, halk kesimlerinin, nasıl bir hayat yaşadıkları ya tesadüfen kısaca anlatılır veya bunlardan hiç söz edilmez. milyonlarca köylü, işçi, çeşitli alanlardaki imalatçılar, esnaf ve az sayıdaki küçük burjuvalar, sanki yüzyıllardır tarihin dışında yaşamışlardır.
toplumların fikri ve manevi yönden yükselmeleri konularıyla ilgilenenler ise pek azdır. daha doğrusu milletlerin maddi ve manevi hayatlarının düzeltilmesi, iyileştirilmesi ve yükseltilmesi için kimse uğraş vermemiştir.
ot yetiştirmesini, hayvan beslemesini, tuğla, kağıt ve kumaş üretme tekniklerini geliştirmişler; ama milyonlarca üretken halk kitlesinin ruhunu, maneviyatını, sağlığını, beslenmesini, meskenini geliştirmeyi, iyileştirmeyi düşünmemişlerdir.
halkın yaşantısını kendi başına bırakmışlardır. bütün bunları düşünmek hiç kimsenin görevi değilmiş gibi, şöyle gizli bir karar alınmıştır sanki:
"diledikleri gibi yaşasınlar. iyi bir duruma gelirlerse mutlu olurlar; kötü bir durumda olurlarsa da sabır ve tahammül göstersinler."
her çağda ve her bölgede halk kitleleri sabır ve tahammül göstermeye mecbur bırakılmışlardır. zorluklara ve yokluklara katlanmak, halkın zorunlu bir görevi gibi kabul edilmiştir. her vesileyle halka saldırır ve hor görürler. her zaman ve her yerde hep aynı şeyleri söylemişlerdir.
"halk sarhoştur, tembeldir, çalışmak istemez. kabadır, aç gözlüdür, kavgacıdır, öfkelidir, söz anlamaz..."
ama hemen ardından da eklerler:
"milletimiz ne kadar büyük olduğunu sabır ve tahammülle göstermiştir. aç kalır, soğuktan donar, pislik ve yokluk içinde yaşar; ama asla şikayet etmez, bunlara kutlanmasını bilir."
bunlar, milletin sabırlı ve tahammüllü oluşundan coşkuyla söz ederek, milletin bu mecburiyetini bir din konumuna yükseltirler. zaten isa'nın dinini de sabır tahammül dinine dönüştürmemişler midir?
beyaz zambaklar ülkesinde, sayfa: 83/84, grigory petrov.
geçmiş yüzyıllarda çeşitli coğrafyalarda yaşayan toplumların, halk kesimlerinin, nasıl bir hayat yaşadıkları ya tesadüfen kısaca anlatılır veya bunlardan hiç söz edilmez. milyonlarca köylü, işçi, çeşitli alanlardaki imalatçılar, esnaf ve az sayıdaki küçük burjuvalar, sanki yüzyıllardır tarihin dışında yaşamışlardır.
toplumların fikri ve manevi yönden yükselmeleri konularıyla ilgilenenler ise pek azdır. daha doğrusu milletlerin maddi ve manevi hayatlarının düzeltilmesi, iyileştirilmesi ve yükseltilmesi için kimse uğraş vermemiştir.
ot yetiştirmesini, hayvan beslemesini, tuğla, kağıt ve kumaş üretme tekniklerini geliştirmişler; ama milyonlarca üretken halk kitlesinin ruhunu, maneviyatını, sağlığını, beslenmesini, meskenini geliştirmeyi, iyileştirmeyi düşünmemişlerdir.
halkın yaşantısını kendi başına bırakmışlardır. bütün bunları düşünmek hiç kimsenin görevi değilmiş gibi, şöyle gizli bir karar alınmıştır sanki:
"diledikleri gibi yaşasınlar. iyi bir duruma gelirlerse mutlu olurlar; kötü bir durumda olurlarsa da sabır ve tahammül göstersinler."
her çağda ve her bölgede halk kitleleri sabır ve tahammül göstermeye mecbur bırakılmışlardır. zorluklara ve yokluklara katlanmak, halkın zorunlu bir görevi gibi kabul edilmiştir. her vesileyle halka saldırır ve hor görürler. her zaman ve her yerde hep aynı şeyleri söylemişlerdir.
"halk sarhoştur, tembeldir, çalışmak istemez. kabadır, aç gözlüdür, kavgacıdır, öfkelidir, söz anlamaz..."
ama hemen ardından da eklerler:
"milletimiz ne kadar büyük olduğunu sabır ve tahammülle göstermiştir. aç kalır, soğuktan donar, pislik ve yokluk içinde yaşar; ama asla şikayet etmez, bunlara kutlanmasını bilir."
bunlar, milletin sabırlı ve tahammüllü oluşundan coşkuyla söz ederek, milletin bu mecburiyetini bir din konumuna yükseltirler. zaten isa'nın dinini de sabır tahammül dinine dönüştürmemişler midir?
beyaz zambaklar ülkesinde, sayfa: 83/84, grigory petrov.
devamını gör...
3.
cevap veriyorum both of them. *
devamını gör...
"maddi donanım vs manevi donanım" ile benzer başlıklar
donanım
1