martı

en çok fotosu çekilen ikinci şey.
1- kız kulesi
2- martı
3- galata kulesi.

ezginin günlüğü'nün mükemmel şarkılarından biridir.sözlerini de yazalım.

gece gündüz bana birdir ah güzelim, çünkü gözlerim hep kördü kanatsız kuş olmak zordur ah güzelim, denize varmayan ırmak

gör beni gör beni gör, gel gözüm ol gör beni sar beni sar beni sar gökyüzüm ol

uç beni uç beni uç, yavru kuş ol uç beni

geç beni geç beni geç, kanadım ol

bırak uyusun şu deniz kanatlarının altında

gel gezmelere gidelim biz bulutların asfaltında

hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda ben kendi yoluma gideceğim güneş kendi yoluna

takıldım gittim peşinden ah güzelim, bir gemiydi benim sevdiğin yelkeninde bir beyaz gül ah güzelim, dumanında sevda sözleri...

cihan mürtezaoğlu'na da çok yakışmış.

buradan

etçil bir kuş türü. türk insanı tarafından izmir'de gevrek, istanbul'da simit atılarak gevrekçilleştirilmiş veya simitçilleştirilmiş bir kuş türü. izmir 60. yıl anadolu lisesi öğrencileri için ise bir festivaldir.

buyrun benimdir.

deniz kenarına yakın bir belediyenin şehir dışındaki çöplüğündeki martıları görmeyenler martı güzellemesi yapıyor.

türkiyedeki elektrik scooter kiralama hizmetinin öncüsüdür.

buradan

sulara aşık,özgür ve mutlu bir canlı.

sabahları kahkaha atarcasına sesler çıkaran matrak kuş türü.

etçil ama simit yiyebilen asil görünümlü kuşlardır

pürü pak bir deniz kuşudur.

simitperver bir canlı.

birazcık ürkütücü bir tipi olan cikcik.

istanbul da yaz akşamları uyumaya çalışırken tepenizde kahkaha attığı için uyuyamadığınız balıkçıl kuş

lisedeyken her öğle arası itinayla kafama,yakama,enseme şlak diye pisleyen kuş türü.yaşadığım yere ilk taşındığım zamanlarda pelikan olduklarını zannedip kafayı yediğim doğrudur.şimdi aramız iyileşti,her sabah cam kenarına öğünlerini koyuyorum;koca kanatlarını cama vura vura besleniyorlar.iyi ki varlar,ama keşke katıldığım çekilişlerde yüzümü güldürmüş olsalardı.

edisin son şarkısına konu olmuş minnoş hayvancıklardır

yaşar kurt'un martı jonathan livingstonı bize anlattığı şarkısıdır.
kitabın verdiği tat kadar keyiflidir.

bir kuş türü.
şu an üreme dönemindeler herhalde çatıda fink atıyo şeref yoksunları. ulaşabilsem simit atcam da çok yüksek. viyak viyak kafamı ütülediler.
aramın bozuk olduğu kuş türü..

bir bisikletsever olarak görünüm ve kullanım olarak dışardan baktığımda bile alete ısınamadığım ama denemeden de bunu tecrübe edemeyeceğimden dolayı denemeye karar verip sonra yorum yapayım dediğim elektrikli scooter.
geçtiğimiz günlerde mobil uygulamasını yükledim ve gerekli işlemleri yaptım.
bakiye yüklemesinde sorun yaşadım ,hemen mail attım , geri dönüş olmadı , bakiyeleri defalarca denedim (25,50 ve 100 tl) olmadı , mail attıktan kısa süre sonra yine 100 tl'yi denedim orada yakaladılar kartımı (küfretmedim) vardır bir hayır dedim , sokağımın köşesinde duran martı'yı deneyeyim dedim ama şarjı yokmuş (40 yılda bir iş yapacağız onda da yakınımızda konforlu olarak yararlanamadık) , her neyse yürüyüş yolumun üzerinde 10 dakikalık mesafede başka bir martı vardı bu sefer gittim onu deneyeyim dedim evet bu sefer entegre oldu sorun yaşamadım.
ama o da ne?! bu nasıl alet yahu , ki ben bisikletle nice engebeli yollara girmiş biri olarak alışkınım sarsılmaya fakat bunun 5 dk kullanımıyla içim dışıma çıktı , uzun zamandır bu kadar rahatsızlık verici bir sürüş deneyimi yaşamamıştım. ayrıca denge sorunu da var , yani ayağımı sürüp gaza bastıktan sonra evet sağ olsun beni üzerinde taşıyor ama maalesef ki her yeri bozuk yollarla dolu olan istanbul'da bana kalırsa martıyı bisiklet yolu dışında kullanmak insana azap verir. ya bir de ayrıca pedal çevirmeye aksiyona alışmış biri için resmen tembel işi bu!
yani kısacası ben tercih etmem ama şurada otobüs,dolmuş trafiğini çekeceğime giderim buna en az 30 tl bayılırım ya da sırf zevk için ''aaa martıya biniyorum beeennnn'' diyecek olanlar varsa buyrun kullansın tabi , ben almayayım!
o değil de 60 tl bakiye kaldı içinde , mecbur bir gün kullanacağım artık öylesine, bisikletin gözünü seveyim!

edit : paragrafa giriş cümlemde ne kadar haklı olduğumu bana gösteren alet olmuştur , evet bir şeye ısınmadım mı ısınamıyorum ve haklı çıkıyorum.

gün aydınlanmadan başlayan martı çığlıkları bana artık pozitif hiç bir şey hissettirmiyor. martı gerçekten başa bela bir hayvan. ses tonunu düzelmeye kesinlikle uğraşmıyor. melodi yapmaya uğraşmıyor. hava açılır açılmaz boş yapmaya başlıyor. full çığlık. ya ötme değil bu. "ben uyandim siz de uyanın" bağırması. kadıköy'ün üstüne kâbus gibi çökmüşler resmen. kedilerin mamişkolarını bile yiyorlar. bütün arabaların üstü martı boku. ince ince sıçıyorlar kadıköy'ün üstüne.

bir de bir sürü şiire, romantizme falan konu oluyor bu hayvan inanılır gibi değil. saygısız, kaba bir hayvan halbuki. yemek yeme alışkanlığı ne bulursa şeklinde ve elinizden kapmacalı.

martısız bir kadıköy yada martısız istanbul'u bir düşünün desem yavan gelir değil mi? lanet hayvan gürültü kirliliği ve vandalizm yaptığı yetmez gibi üstüne birde romantizmin kucağında. bunu nasıl başardıklarına gelirsek.

tek olayları vapurlarin etrafında uçup istanbul simidi* kapmaya çalışmak. turist eğlendiriyor. bu kadar. martıların tüm olayı "5 tlye story çekilir" gibi simit karşılığında instagram storysine poz vermek. bunun dışında iğrenç bir hayvansın. kabasın. saygısızsın.

eskiden sabah uykularımızı kaçıran, geceleri uyumamıza izin vermeyen kuş cinsi iken; şimdilerde sadece her köşede gördüğüm scooter cinsi olmuştur.*