21.
hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda, ben kendi yoluma güneş kendi yoluna
devamını gör...
22.
normalde etçil olan ancak insanoğlunun nasıl olup da bu hayvanı simit yedirmeye alıştırdığını anlamadığımdır.
devamını gör...
23.
ulaşıma yeni bir soluk, yeni bir heyecan getiren elektirikli scooter. yaşadığım şehir dışında martı gördüğümde şaşkınlığımı unutamam. markanın cıngıl şarkısına dönüşen, ünlü düşünür ve sanatçı üstadımızın da konu ile alakalı dörtlüğünde şöyle geçer:
dinlettin boynu bükük şarkılar
ses etmem, susarım anıların hat'rına
sen yoksan ölümden ne farkı var?
gel etme dön artık, üzülecek martılar…
şarkıda geçen martıların, hangi martılar olduğunu anlatmaya gerek yok görüyorsunuz...
dinlettin boynu bükük şarkılar
ses etmem, susarım anıların hat'rına
sen yoksan ölümden ne farkı var?
gel etme dön artık, üzülecek martılar…
şarkıda geçen martıların, hangi martılar olduğunu anlatmaya gerek yok görüyorsunuz...
devamını gör...
24.
her gece beynimi kemiren hayvan. sabaha kadar avazları çıktığı kadar bağırıyorlar. bir deniz kuşunun mezarlıkta ne işi olur kafam almıyor. havalı tüfeğimle birkaçını vurmaya niyetlendim son anda vazgeçtim, vicdanım el vermedi. biz komünistler merhametli oluruz.
devamını gör...
25.
çok sesli bayağı da yaramaz bir kuş türü.
yan komşu bu eve taşınırken uyardı. 'pek rahatsız ediyorlar. seslerinden uyunmuyor. bağırmaları bir yana çatıda sürekli sanki çocuklar koşturuyor gibi oluyor. korkma sakın ha' diye.
açıkçası kuşları pek severim. bu zamanlar da hoşuma gidiyor. ilk defa bu kadar içli dışlı oldum. vapurda simit atmam ve evde kalan ekmekleri sahile taşıyıp etrafımı sarmaları dışında. şuan bir sıkıntım yok kendileriyle.
bazen deli gibi odamın balkonuna üşüşüyorlar hatta bir kere korkmama neden oldular. minik çocuğu kaptılar sandım. işte biri bu eve taşınırken kulağıma 'aman dikkat kedileri teraslardan martılar kapıyormuş' dedi diyeli biraz ürküyorum. onun dışında kanka bile oluruz bakarsınız.
kuş yahu işte sevin, öpün, koklayın dikkat edin ağzınızı burnunuzu yemesin. benim mıncırasım var onlar beni mıncırır diye ürküyorum.
yan komşu bu eve taşınırken uyardı. 'pek rahatsız ediyorlar. seslerinden uyunmuyor. bağırmaları bir yana çatıda sürekli sanki çocuklar koşturuyor gibi oluyor. korkma sakın ha' diye.
açıkçası kuşları pek severim. bu zamanlar da hoşuma gidiyor. ilk defa bu kadar içli dışlı oldum. vapurda simit atmam ve evde kalan ekmekleri sahile taşıyıp etrafımı sarmaları dışında. şuan bir sıkıntım yok kendileriyle.
bazen deli gibi odamın balkonuna üşüşüyorlar hatta bir kere korkmama neden oldular. minik çocuğu kaptılar sandım. işte biri bu eve taşınırken kulağıma 'aman dikkat kedileri teraslardan martılar kapıyormuş' dedi diyeli biraz ürküyorum. onun dışında kanka bile oluruz bakarsınız.
kuş yahu işte sevin, öpün, koklayın dikkat edin ağzınızı burnunuzu yemesin. benim mıncırasım var onlar beni mıncırır diye ürküyorum.
devamını gör...
26.
denizde yaşaması gereken hayvan. ama karakteri bozuldu. şehirde yaşıyor. kedi gibi mahalle arasında, sokak arasında dolaşıp kedi maması yiyor. böyle sünepe, sümsük bir kuş. allah kanat vermiş, perdeli ayak vermiş, ıslanmaz tüy vermiş, git demiş, denizler senindir. bu şerefsiz mahalle arasında, damda, bacada. çatınızda bunlardan varsa, yuva yapma dönemlerinde bir çatıcıya 50 lira verin hem çatıyı temizlesin hem bunların yuvasını bozsun. kötülük değil iyilik yapmış olursunuz. yetişkin güvercinleri bile öldürebilen bu hayvanın kedi mamasıyla, simitle beslenmesi iyilik değil.
martı, güvercini öldürüyor. bu normal değil arkadaşlar.
martı, güvercini öldürüyor. bu normal değil arkadaşlar.
devamını gör...
27.
çatıya attığımız artıkları anında görüp yetişiyorlar.
birisi bacaya çıkıp gagasını sonuna kadar açıp bağırıyor, galiba bu çığırtkan olan.onun seslenmesiyle martı doluyor çatı.
martılar, kargalarla beslenme şekli aynı olan kuşlar: çöpçü ve leşçiler.ayırmaksızın her şeyi afiyetle yiyorlar.
etrafta hiç serçe görmediğimden - istanbul’da tükendi diyorlar- biraz da bu dev kuşlardan şüpheleniyorum, sayılarının çok artmasından dolayı.çocukluğumda gündöndüleri yağmalayan, bu yüzden çiftçilerin hiç sevmediği serçeler yok artık.belki de tarım ilaçlarındandır kimbilir?
şuraya kocaman kuşların olduğu bir fotoğraf bırakayım:
birisi bacaya çıkıp gagasını sonuna kadar açıp bağırıyor, galiba bu çığırtkan olan.onun seslenmesiyle martı doluyor çatı.
martılar, kargalarla beslenme şekli aynı olan kuşlar: çöpçü ve leşçiler.ayırmaksızın her şeyi afiyetle yiyorlar.
etrafta hiç serçe görmediğimden - istanbul’da tükendi diyorlar- biraz da bu dev kuşlardan şüpheleniyorum, sayılarının çok artmasından dolayı.çocukluğumda gündöndüleri yağmalayan, bu yüzden çiftçilerin hiç sevmediği serçeler yok artık.belki de tarım ilaçlarındandır kimbilir?
şuraya kocaman kuşların olduğu bir fotoğraf bırakayım:
devamını gör...
28.
harfiyatta çalışan bir kepçenin bakımsız kovasından martı sesi çıkabiliyor çok garip.
devamını gör...
29.
jonathan livingston aklıma geliyor her martı kelimesini duyduğumda inanılmaz bir kitaptır.
devamını gör...
30.
deniz kargası olarak da bilinen, güvercin ve serçe gibi kuşları avlayarak yemek suretiyle etobur özelliği de olan hayvan evladı.
devamını gör...
31.
sözleri nadir göktürk'e müziği ise hüsnü arkan'a ait, ezginin günlüğü'nün oyun albümünde yer alan muhteşem eser. hüsnü arkan' ın o harika sesiyle dinleyince insanın içi kıpır kıpır olur, sabah pencereyi açıp soğuk temiz havayı içinize çekerken dinleme şansınız olursa keyifli bir mazi yolculuğu da yaptırır.. keyifli dinlemeler..
devamını gör...
32.
yurdun son giriş saati 23. bir arkadaşla otobüsle yurda varmaya çalışıyoruz, durağı kaçırınca martı aramaya başladık. 10 dakika kalmış, ikimizin de sırtında çanta, arkadaş da biraz yapılı olup üstüne hiç ara sokaktan gitmeyeceğimizi de düşününce ben bir tırsmadım değil.
çantalarla sığamadık. sonra arkadaş çantasını öne aldı. mecburen biraz samimi bi şekilde sarıldım.
yurda yetişeceğiz diye arabaların arasında son hız gidiyoruz, arada espri vesaire de kopunca çantalarla birlikte denge kurması zorlaşıyor, sarsılıyoruz biraz. küçük çocuğun biri görüyor bizi, gülüyor. suçlayamiyorum çünkü ben olsam ben de gülerdim. öyle böyle iki dakika kala yetiştik.
çantalarla sığamadık. sonra arkadaş çantasını öne aldı. mecburen biraz samimi bi şekilde sarıldım.
yurda yetişeceğiz diye arabaların arasında son hız gidiyoruz, arada espri vesaire de kopunca çantalarla birlikte denge kurması zorlaşıyor, sarsılıyoruz biraz. küçük çocuğun biri görüyor bizi, gülüyor. suçlayamiyorum çünkü ben olsam ben de gülerdim. öyle böyle iki dakika kala yetiştik.
devamını gör...
33.
izmir'de her direğe bağlı olan elektrikli scooterları üreten bir firma. (sanırım böyle tanımlanıyor)
devamını gör...
34.
canıtın.
devamını gör...
35.
artık bildiğim kadarıyla motorsikletleri ve yakın zamanda citroen arabaları ile etrafta sıkça göreceğimiz marka.
devamını gör...
36.
her dinlediğimde her yanımda yepyeni damarlar, deriler oluşturan harika bir ezginin günlüğü eseridir.
devamını gör...
37.
istanbul'dakilerin simitçil olduğu kuş türüdür.
fakat simitin 3,5 tl olduğu durumda, balıkçıl dürtülerine dönüp balık avlamaya tekrar başlayacağını düşünüyorum.
fakat simitin 3,5 tl olduğu durumda, balıkçıl dürtülerine dönüp balık avlamaya tekrar başlayacağını düşünüyorum.
devamını gör...
38.
ezginin günlüğü diyen hemen herkesin bildiği şarkılardan birisi
devamını gör...
39.
ankara'da da görülebilecek kuş türü. yemin ediyorum gördüm ankara'da. hem de sürü... ankamall'a bitişik balık toptancı hali var ya, orada; sürüler halinde kalkıp iniyorlardı. istanbul doğumlu olup ekmek(balık) peşinde ankara'ya gelen memurlara benzettim.
devamını gör...
40.
hmmm simit seven yaratık *
devamını gör...