marx'ın yabancılaşma teorisi
başlık "zamansız kelebek" tarafından 23.01.2024 01:09 tarihinde açılmıştır.
1.
ludwig feuerbach ve karl marx tarafından ortaya atılan kavram.
kapitalizmden kurtuluşun olmadığı bir dünyada bireyin geçirdiği sürmenaj sonrası kendine yabancılaşmasını metaforik açıdan ele alır.
insan artık sadece para kazanmak ve kazandırmak zorunda bir köle gibi hisseder ve iç dünyasına uzaklaşır. hayatının birincil amacı para kazanmak haline gelir ve yabancılaşır.
insan, doğadan koparak kültürel-toplumsal alanda kendine ikinci bir doğa kurmak anlamında, doğaya yabancılaşır.
bu insan oluşu açıklayan niteliğiyle olumlu karşılanan yabancılaşmadır, zorunlu bir süreç olarak anlaşılır. ikinci yabancılaşma ise, bizzat kapitalist pazarın ve kapitalist toplumsal sistemin yarattığı yabancılaşmadır. bunun sonucu olarak insan kendi doğasına yabancılaşır.
böylece insan kendine, kendi emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır.
kapitalist pazarın bir unsuru olarak işleyen çarklardan biri haline gelir.
kaynak
kapitalizmden kurtuluşun olmadığı bir dünyada bireyin geçirdiği sürmenaj sonrası kendine yabancılaşmasını metaforik açıdan ele alır.
insan artık sadece para kazanmak ve kazandırmak zorunda bir köle gibi hisseder ve iç dünyasına uzaklaşır. hayatının birincil amacı para kazanmak haline gelir ve yabancılaşır.
insan, doğadan koparak kültürel-toplumsal alanda kendine ikinci bir doğa kurmak anlamında, doğaya yabancılaşır.
bu insan oluşu açıklayan niteliğiyle olumlu karşılanan yabancılaşmadır, zorunlu bir süreç olarak anlaşılır. ikinci yabancılaşma ise, bizzat kapitalist pazarın ve kapitalist toplumsal sistemin yarattığı yabancılaşmadır. bunun sonucu olarak insan kendi doğasına yabancılaşır.
böylece insan kendine, kendi emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır.
kapitalist pazarın bir unsuru olarak işleyen çarklardan biri haline gelir.
kaynak
devamını gör...
2.
hay cahilliğinize şut ekeyim. yabancılaşma kavramı hegel'e aittir. marx bu kavramı hegel'den aşırmıştır.
devamını gör...
3.
asıl kölelik komunizmdedir.
örneğin bir girişim yaptınız ve hatrı sayılır bir para kazandınız. çocuklarınız yoksa veya bencil iseniz, para da sizin istediğiniz hayat için yeterli ise(insanların lüks şeyleri istemesi kapitalizmin sorunu değildir o kişinin doyumsuzluğudur) bir daha ömür boyu çalışmayabilirsiniz ve istediğiniz şeyleri yapabilirsiniz. lakin komünizmde durum böyle değil, kapitalizmde bireyselcilik öne çıkar yani ben vardır, komünizme ise ortak mülkiyete dayalı sınıfsız toplumsal anlayış hakimdir. bu yüzden komunizmde ben çalışmıyorum, kazandığım parayıda hayatım boyunca yiyerek tembellik yapacağım yada işte ülkeleri gezip tozacağım diyemezsiniz, yok öyle bir dünya. gidip sınıfsız bir toplum için çalışacaksınız. işte bu ve daha bir çok sebepten kapitalizmi komünizme tercih ederim. mesela rekabet çok önemli, rekabet olmasaydı insanlık bu kadar gelişemezdi emin olun, ister kabul edin ister etmeyin kapitalizm teknoloji gibi gelişmeleri hızlandırmıştır. tekel bir sistemde kimse daha iyisini üretmeye çaba göstermez ama kapitalist sistemin savunduğu serbest piyasa ekonomisinde rekabet vardır, ve rekabet gelişimi doğurur.
örneğin bir girişim yaptınız ve hatrı sayılır bir para kazandınız. çocuklarınız yoksa veya bencil iseniz, para da sizin istediğiniz hayat için yeterli ise(insanların lüks şeyleri istemesi kapitalizmin sorunu değildir o kişinin doyumsuzluğudur) bir daha ömür boyu çalışmayabilirsiniz ve istediğiniz şeyleri yapabilirsiniz. lakin komünizmde durum böyle değil, kapitalizmde bireyselcilik öne çıkar yani ben vardır, komünizme ise ortak mülkiyete dayalı sınıfsız toplumsal anlayış hakimdir. bu yüzden komunizmde ben çalışmıyorum, kazandığım parayıda hayatım boyunca yiyerek tembellik yapacağım yada işte ülkeleri gezip tozacağım diyemezsiniz, yok öyle bir dünya. gidip sınıfsız bir toplum için çalışacaksınız. işte bu ve daha bir çok sebepten kapitalizmi komünizme tercih ederim. mesela rekabet çok önemli, rekabet olmasaydı insanlık bu kadar gelişemezdi emin olun, ister kabul edin ister etmeyin kapitalizm teknoloji gibi gelişmeleri hızlandırmıştır. tekel bir sistemde kimse daha iyisini üretmeye çaba göstermez ama kapitalist sistemin savunduğu serbest piyasa ekonomisinde rekabet vardır, ve rekabet gelişimi doğurur.
devamını gör...
4.
bu yabancılaşmanın sonucu 'mesnetsiz şiddettir'.
çoğu amerikada olan okul basıp önüne geleni öldürme benzeri sapmaların nedeni olarak 'yabancılaşma' sorunu tanımlanıyor.
bu gün esenler'de olduğu gibi.
yabancılaşmanın zirvesinde bir müptezel sabah ondan öğle onüç otuza kadar sırıtarak onbir kişiyi bacağından bıçakladı. elinde bir ekmek bıçağıyla anlamsız bir şekilde gezip arada rastladığı insanla saplamış aleti.
çoğu amerikada olan okul basıp önüne geleni öldürme benzeri sapmaların nedeni olarak 'yabancılaşma' sorunu tanımlanıyor.
bu gün esenler'de olduğu gibi.
yabancılaşmanın zirvesinde bir müptezel sabah ondan öğle onüç otuza kadar sırıtarak onbir kişiyi bacağından bıçakladı. elinde bir ekmek bıçağıyla anlamsız bir şekilde gezip arada rastladığı insanla saplamış aleti.
devamını gör...
5.
marks kimseden bir şey aşırmamıştır. ( tam aksine aşıranlara ve bunu sistemleştirenlere en şiddetli tarihsel yumruk marks tarafından atılmıştır.)fizikte newton ve einstein ilişkisi ne ise marks ve hegel, kant ilişkisi de felsefedeki benzeridir. alman felsefe ekolünde hegel bir öncüldür. marks'da feuerbach'da hegel izleri taşırlar zaten, hatta kimilerince sol hegelciler diye bile tanımlanırlar. yabancılaşmaya feuerbach'da vurgu yapmıştır.
marks, kapitalist sistemin insandan koparıp satışa çıkardığı, kendi emeğinin yarattığı artı değer ve yabancılaşmayı tanımlar kuramlaştırır.
yabancılaşma bir olgudur, bu olgunun "ne" ve nasıl olduğu, oluşanın bir yabancılaşma sayılıp sayılmayacağı. sayılacaksa da sayılmayacaksa da neden ve hangi gerekçelerle öyle olduğu tartışılır. marks bu noktada tümüyle farklı ve yeni şeyler söylemiştir. sezarın hakkı sezara...!
marks, kapitalist sistemin insandan koparıp satışa çıkardığı, kendi emeğinin yarattığı artı değer ve yabancılaşmayı tanımlar kuramlaştırır.
yabancılaşma bir olgudur, bu olgunun "ne" ve nasıl olduğu, oluşanın bir yabancılaşma sayılıp sayılmayacağı. sayılacaksa da sayılmayacaksa da neden ve hangi gerekçelerle öyle olduğu tartışılır. marks bu noktada tümüyle farklı ve yeni şeyler söylemiştir. sezarın hakkı sezara...!
devamını gör...
"marx'ın yabancılaşma teorisi" ile benzer başlıklar
yabancılaşma
37
karl marx
124