maske

everything is under control.

bizi virüsten koruyan, ama kendi nefesimizden boğan şey.

yapmayın korona vaki olmadan da insanlar maske takıyorlardı , yoksa gerçek yüzlerini nasıl saklasınlar.

üzerine edebiyat kasılan xd.

kullanma zorunluluğu ortadan kalkınca kına yakacağım nesne.

pandemiden sonra bile her sene ekim-nisan arasında kullanma zorunluluğunun devam etmesini istediğim hede.

çevre kirliliği ve medikal baronların işkembelerini şişirmekten başka hiç bir halta yaramayan nesne. çevre kirliliği ve malum işkembelerin üzerine bir de dezenfektan satışlarını koy. al işte sana tüm komplolardan daha çıplak corona şarlatanlığı. komplodan kastım asla kesinlikle virüsün labratuvarda üretildiği falan değil. ama yanii facebook, amazon gibi şirketlerin bu şarlatanlık histerisinde 1 trilyon dolardan fazla kâr ettiği hakikatine gelmedim bile. milyar dolarlık aşı satışları ve aşı şirketlerinin patenti paylaşmamasına gelmedim bile.

dünya konseptinin taaa namınaaa virüs değil aptal bürokrasi ve kurnaz şirketler koydu. siz de basında yazan her haltı hap diye yutun durun.

birleşmiş milletler çevre programı, salgınla ilgili atıkların ve maskelerin %75'inin kısa sürede denizlerde birikeceğini bildiren bir rapor sunmuş durumda...tek kullanımlık bu maske çöplerin iyi yönetileme durumunda ilerde çok başımıza bela olacağı tartışmasız bir gerçek.

şuanda gördüğüm kadarıyla bir çok avrupa ülkesi ve amerika ve israil'de açık alanda maske takma zorunluluğu kalkmıştır. keşke bizde lanet bez parçasından kurtulabilsek.

pandemiyle beraber hayatımıza yerleşen koruma kalkanı. hoş, ne kadar koruyor o da tartışmaya açık ama...
ayrıca yüzü gizlemeye yarayan bir aksesuar. maskeli baloların göz bebeği.
cilt bakım ürünü olan kağıt maske ve
yüz maskelerini de unutmayalım tabii.

euro 2020 maçlarında statlar full dolu, kimsede maske yok. azerbaycan yanımızda orada da kimse maske takmıyor.
amerika'da da maske zorunluluğu kalktı adamlar kapalı spor salonunda full dolu halde konser veriyorlar.
avrupa'da da konserler düzenlenmeye başladı.
biz halâ 30 derece güneşin altında maske takmaya devam ediyoruz. kurtulmak istemiyoruz bu lanet maskeden...

sevemediğim aksesuar.
maskesizim ben.

gözlüğüm gibi zamanla bi parçam haline gelen aksesuar.

bana lens aldıran kumaş parçası ne zamana kadar kullanacağız bilmiyorum.ama herkes maske takmasa bile ben bir süre daha kullanmaya devam edeceğim galiba

bir buçuk sene eksik etmedim, verdiği sıkıntıya katlanarak çalıştım. sonunda aşı sıram geldi ve aşı olduğum gün covid pozitif çıktım. işte bu hayattaki şansım.

wearing a mask is not a political statement, it's a scientific imperative diyerek katıldığım tartışmaya özne obje.

hayat kurtarıcı olan.

ben ise çift maske kullanan bir kişi olarak iyice bütünleştiğim nesne.

maske takmak gözlük kullananlar için tam bir zulüm buğulanan camlar sinir bozucu olabiliyor.

insanları gözlemlemekte usta olan psikologların, edebiyatçıların ve müzisyenlerin ilgisini çekmiş bir sözcük.

rastladığım ustaların "maske" ye nasıl yaklaştıklarını böyle yakaladım:

jung' a göre gölgenin (kişiliğimizin karanlık yönleri yani kendimize yakıştırmadığımız her şey) gölge olarak kalabilmesi için dış dünyada sosyal rollerimize uygun personalar (maskeler) takınırız. sağlıklı bir kişiliğe giden yol ise gölge - persona uyumundan geçer.

sadık hidâyet ise kör baykuş romanında maske takışlarımızı şu satırlarla anlatır:

"hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. tutumlu kimselerdir bunlar. bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya."

yakın zamanda adamlar grubu; gelir geçer şarkılarında, pandemiyle birlikte hayatımıza giren maskelerin ve hep yaşamımızın bir parçası olan personaların iç içe geçtiğinden "zaten maskeliydik, en az bir tane daha taktık." diyerek bahseder.

son olarak, 39 yıl önce yeni türkü'ye göre dünya sahnesi tam olarak şöyle bir yermiş işte:

"...tak etti canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo
ve onun sahte yüzleri."

o hâlde, 39 yıl öncesinden bugüne değişen pek de bir şey yok diyemez miyiz?

dudakları kurutuyor. genel olarak cildi kurutuyor.

pandemiyle birlikte değişmez aksesuarımız.