matild manukyan

yeni nesil pek bilmez. karaköy'de 37 kadar genelevini işletmiş ve 90'lı yıllarda altı kez vergi rekortmeni olmuştu.

sene 2001, manukyan vefat eder ve arkasında 200 trilyon servet bırakır.

acayip bir girişimcidir. youtube’da belgesellerini izlemiştim. kendisi genelev kraliçesidir.

vergi rekortmenliği listesine birkaç kez adını yazdırmış olan, ermeni kökenli, eskilerin meşhur genelev patroniçesi.

manukyan liseden mezun olduktan sonra terzilikle atılmış hayata. sosyete kesimine giysiler dikiyormuş. babasına ait birkaç genelevden bir tanesi kirayı zamanında ödeyememeye başlamış. manukyan, bu geneleve ortak olmuş ve patroniçelik yolunda ilk adımı böylece atmış.

öldüğünde geride bıraktığı servet şu şekilde:

--- alıntı ---

"manukyan'ın 500 dairesi, 50 dükkânı, 4 hanı, 4 yazlığı, 220 ticari taksi plakası, 37 genelevi, 40 binası, 2 fabrikası, kalamış'ta yatı, bir rolls-royce, dört bmw ve dört tane de mercedes otomobil ile oteli vardır. kiracıları arasında şişli belediyesi ile şişli adliyesi de yer alıyor."
vikipedi

--- alıntı ---

ölümünden sonra, mirasçı oldukları iddiası ile 36 kişi tarafından dava açılmış. bazıları dna testi talebinde bile bulunmuş.

kadın fındıklar sayesinde milyon milyon servet bırakmış. harbiden de o söz doğruymuş.

sıradan bir terzi iken borcu olan birinin bir genelev bırakmasıyla almış başını gitmiş kadın.

devletin o zamanki başı süleyman demirel tarafından defalarca vergi rekortmeni ödülleri verilen sosyolojik vakaanın sembolüdür.

bugün ülkemizde kadın sığınma evlerinin iki katı genelev bulunmaktadır. hangi dinden, hangi ahlaktan hangi vicdandan bahsedebiliriz böyle bir ortamda. bu gözler önünde yaşanan, batan bütün erdemlerin ve güzel bir vatanın dramıdır.

devlet denen mekanizmanın arkasındaki insan demeye dilim varmayan mahlukların ne kadar ikiyüzlü ve aşağılık olduklarının delil olan kadın.

koç, sabancı gibi patronlardan bin kat daha fazla saygı duyduğum vergi rekortmeni hanımefendidir. hele ki taşrada insanları asgari ücretin bile altına sigortasız çalıştıran kobi sahiplerinden bin kat onurlu ve şerefli insandır. çalışanları da, bizim gibi 12 saat şefinden amirine patronuna üzerine boşalmasına izin veren garibanlardan bin kat daha rasyonel insanlardır.

vaktiyle genelevler işleten, ve öldüğünde tek varisi olan oğluna 3 milyar dolar servet bıraktığı söylenen ermeni asıllı birey.
yorumsuz.

kendisinin güya terzi iken, borca mukabil bir tane genelev satın aldığı ve oradan işleri yürüttüğü ve büyüttüğüne dair hikaye, en az fahrettin arslan'ın baş garson iken patronunun lütfuna mazhar olarak gazino patronluğuna yükselmesi kadar kolpadır. bu tür kişiler tıpkı acun gibi görünür aparatlardır. arkalarında emniyet ve mafia gibi desteklerle palazlanır, büyük paralara emanetçilik ederler.

kendisi doğma büyüme istanbullu olsa da aile kökeni sivas suşehri'dir. etrafındaki yakın adamları ve korumalarını da genelde suşehrililerden seçermiş suşehri'nin p..lik konusunda namı olduğunu sivaslı arkadaşlarımdan duymuştum. hatta giresunlu arkadaşlar kızmasın ama sivas zaralı bir büyüğüm şöyle bir deyimi bana söylemişti : '' giresun'da kız doğdu mu suşehrili bize sermaye çıktı diye keyiften bıyığını bükermiş. ''

kesinlikle kendi ırkına yapılan katliam ve soykırımın motivasyonu ile türk milletini dejenere etmeyi ve namusunu pamal etmeyi kafasına koyduğuna inanıyorum. şu an internette bile bulunmayan '' 80'lerde lubunya olmak '' isimli kitapta, onun genelevlerinde çalışan bir trans, ''manukyan'ın bir kini vardı'' diyor. hatta '' ben bu millete erkek de ....tireceğim '' dermiş. dediğini de yaptı diye ilave ediyor.

onunla ilgili yakası açılmadık daha çok şey biliyorum ama uzun entryler okunmadığı için bu kadarı yeterli herhalde.

sahibi olduğu genelevlerinin asıl sahibi, trabzonlu ünlü bir kabadayıydı.
trabzon delikanlısı kerhane mi işletirmiş ? hemen buludular bu teyzeyi
başına geçirdiler umumhanelerin, bir de vergi rekormeni yaptılar
oldu mu sana mis gibi kerhane kraliçesi.
trabzonlu kabadayıyı da iyi tanırdım, aslında namuslu ve iyi bir adamdı
(bugünkü bu rizeli mizeli it kopuk takımıyla karıştırmayın
o zamanın kadayısı bile adamdı, mert adamdı, öyle g*tü başı oynamazdı)
dedeleri zamanında erzurumun bir köyünden trabzona göçmüş
önce hayata hayli yoksul başlamış, sonra devletle arayı düzeltince
devlet kendisine bir takım görevler vermiş ve zamanla durumunu düzeltmiş
aslında fukara babası da diyebileceğimiz, hayır hayrat işine önem veren biriydi
ikiside öldü, onun için söylememde sakınca yok, bu matilda da onun
sevgililerinden biriydi. matilda eğitimli bir ailenin, yurt dışında okuttukları
eğitimli bir kızıydı. terzilikten metresliğe, oradan da umuhane kraliçalığına
uzanan bir hayat...............................
matidayı da tanırdım (yaşıtım falan değildi) gördüğüm kadarıyla ırkçılık edecek biri değildi,
(yanlış hatırlamıyorsam kayseri veya yozgat kökenli ermeni bir ailedendi)
o işe bir şekilde razı edilmiş, farklı bir kafası olan bir kadındı. tabii ki, iyi para kazanmıştı.
şunu da unutmayın, bir takım işler, devletin bazı yerleri ile irtibatlı olunmadan yapılamaz.
yaptırmazlar, öyle bir kadın ? gidecek, umumhane açıp işletecek, üstüne dünya kadar para kazanacak
bunca çakalda parçalamayacak ?
onlar anca masallarda olur..............................................................

bence hayatı film yapılması gereken insanlardan. senaryosu nasıl yazılır, hayatının ne kadarı anlatılabilir. bu sırada kimler kimler okka altına gider bilemiyorum tabi.*

kadının serveti dudak uçuklatır vallahi, 150 milyon euro fransa bankasında var, rolls royce, yatlar katlar. mirası torunlarına kalmıştır.