1.
2.
devamını gör...
3.
metin eloğlu
1927-1985 yılları arasında yaşayan türk şair ve ressam.
kitapları
°bu yalnızlık benim
°istanbullu
°mutluluk peşinde
şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir
tutar insana yaşamayı sevdirir..
1927-1985 yılları arasında yaşayan türk şair ve ressam.
kitapları
°bu yalnızlık benim
°istanbullu
°mutluluk peşinde
şişede durduğu gibi durmaz ki kâfir
tutar insana yaşamayı sevdirir..
devamını gör...
4.
türk şair ve ressam. (1927 - 1985 ) mahpuslukta yazılar, söyleşiler, soruşturmalar'dan oluşan içli dışlı adlı kitabını okuduğum şairdir. oysa adını 35 yıl önce orta okulda iken duymuş, bayram yerini andıran renkli, neşeli şiirlerini sevmiştim. sonra bambaşka bir şiir anlayışına yöneldiğim için gündemimden düştü. meğer o da siyasal nedenlerde hapis yaktan şairlerimizdenmiş.
başlangıçta garip şiirine yakın durarak gündelik yaşamın şiirini basit sözcüklerle yazma yolunu seçmiştir. zamanla humour (mizah) ve kara mizaha dayanan bir şiir dili geliştirmiştir, ressam oluşunun imgelerine çok büyük katkılar sağladığını düşünürüm. sevdiğim şiirlerden üçünü paylaşayım.
horozdan korkan oğlan
kapı çalındığında ben belki uyumuşum
belki azıcık bahçe dikiyorum bir saksıya
şimdi yaz bahar ayı, kim kime kanıksıya
evet, evliyim bir çocukluyum
hayınlığı debreşti miydi bu kedinin
çolak bir pençe içimi tırmalıyor
elimi cebime sokuyorum, batıyor
ucu, paslı bir iğnenin
kardeşim, tavanda bile o sinsi ayakları
hırsızlama bir duyarlık soluğumu kesen
gök bile kuşladı ama hanimiş sen
yoldukça üredi şeytan tırnakları
hani istanbul'u bu evin, hani zurnabalığı
üç pencere ölüsünde bir daracık üsküdar
o babacan acıkmıya varıyorum daradar
sofrada bir tutam çamurlu hindibalığı
saframı kabartan birşey var kapı zilinde
tam o kez yumurtluyor gözümün sinekleri
hele o ham salılar, o haziran kökleri
büyümüş gibi kendi dizidibinde
ömründe hiç insan görmedi mi ne
nedir o kuyulara iğliği, damlara tırmanığı
kanamış ibiğinden oğlanların ürktüğü
horozlar eşiniyor zincirleme
merdivene çömel de bak, cumbaya uzan
gün battı çivileme
sen açarsın kapıyı, daha gelmedi dersin
yalan mı, her ikindi uğramam eve
metin eloğlu
çıt
zil kuş kanatlarını usulca kötürümledi
çıtı çıkmıyor uyuntu göğermelerin
pıtrak gibi güzelliğin
deli evcilliğimi neyle körüklemeli
çıt yok
hep kar'a, karanlığa çatlamış o küs pencereleri
bu ödünç barınak mı bizcil denize bakan
sıcacık rafta bir ilık kavanozda üreyen
süs balıklarına yem tatlısu pireleri
çıt yok
bunlar hep yazda hırka örgüleri
şu donar avucunda bir yalnızın
bir çürük sicim bir kördüğüm o aşk kangalında
çıt yok
kar ışır, ışıtır da
metin eloğlu
hadisene
bir kıyımız mı kaldı bu şehirde onuda batır hadi
çiçeğimizi yol, rüzgarımızı bur, suyumuzu acıt
gökyüzümüz mü hani nerede? sahi nerde bizim gökyüzümüz
hani lokman bulutlarımızda güvercin lekelerimiz?
gözümüzü körelt hadi içimiz börtsün ellerimizi yırt
bak ıslağımızda kurudu,kurumuz yamyaş
sanki bönüz,sanki debelenen sıpayız çayırda
yeşili hiç görmemiş,hiç şenlik görmemiş
ko yarın sabah ortalık da ışımayıversin
ko buluşmayalım şu kuytu haziranda
o salı gecesi hiç sevişmeyelim mi?peki
sevişmeyelim
ne çıkar?
ne mi çıkar!!!!!
metin eloğlu
başlangıçta garip şiirine yakın durarak gündelik yaşamın şiirini basit sözcüklerle yazma yolunu seçmiştir. zamanla humour (mizah) ve kara mizaha dayanan bir şiir dili geliştirmiştir, ressam oluşunun imgelerine çok büyük katkılar sağladığını düşünürüm. sevdiğim şiirlerden üçünü paylaşayım.
horozdan korkan oğlan
kapı çalındığında ben belki uyumuşum
belki azıcık bahçe dikiyorum bir saksıya
şimdi yaz bahar ayı, kim kime kanıksıya
evet, evliyim bir çocukluyum
hayınlığı debreşti miydi bu kedinin
çolak bir pençe içimi tırmalıyor
elimi cebime sokuyorum, batıyor
ucu, paslı bir iğnenin
kardeşim, tavanda bile o sinsi ayakları
hırsızlama bir duyarlık soluğumu kesen
gök bile kuşladı ama hanimiş sen
yoldukça üredi şeytan tırnakları
hani istanbul'u bu evin, hani zurnabalığı
üç pencere ölüsünde bir daracık üsküdar
o babacan acıkmıya varıyorum daradar
sofrada bir tutam çamurlu hindibalığı
saframı kabartan birşey var kapı zilinde
tam o kez yumurtluyor gözümün sinekleri
hele o ham salılar, o haziran kökleri
büyümüş gibi kendi dizidibinde
ömründe hiç insan görmedi mi ne
nedir o kuyulara iğliği, damlara tırmanığı
kanamış ibiğinden oğlanların ürktüğü
horozlar eşiniyor zincirleme
merdivene çömel de bak, cumbaya uzan
gün battı çivileme
sen açarsın kapıyı, daha gelmedi dersin
yalan mı, her ikindi uğramam eve
metin eloğlu
çıt
zil kuş kanatlarını usulca kötürümledi
çıtı çıkmıyor uyuntu göğermelerin
pıtrak gibi güzelliğin
deli evcilliğimi neyle körüklemeli
çıt yok
hep kar'a, karanlığa çatlamış o küs pencereleri
bu ödünç barınak mı bizcil denize bakan
sıcacık rafta bir ilık kavanozda üreyen
süs balıklarına yem tatlısu pireleri
çıt yok
bunlar hep yazda hırka örgüleri
şu donar avucunda bir yalnızın
bir çürük sicim bir kördüğüm o aşk kangalında
çıt yok
kar ışır, ışıtır da
metin eloğlu
hadisene
bir kıyımız mı kaldı bu şehirde onuda batır hadi
çiçeğimizi yol, rüzgarımızı bur, suyumuzu acıt
gökyüzümüz mü hani nerede? sahi nerde bizim gökyüzümüz
hani lokman bulutlarımızda güvercin lekelerimiz?
gözümüzü körelt hadi içimiz börtsün ellerimizi yırt
bak ıslağımızda kurudu,kurumuz yamyaş
sanki bönüz,sanki debelenen sıpayız çayırda
yeşili hiç görmemiş,hiç şenlik görmemiş
ko yarın sabah ortalık da ışımayıversin
ko buluşmayalım şu kuytu haziranda
o salı gecesi hiç sevişmeyelim mi?peki
sevişmeyelim
ne çıkar?
ne mi çıkar!!!!!
metin eloğlu
devamını gör...