kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
of of yarama tuz bastiniz , hangi birini yazayım, özel yemekler istemek, gelirken hiç tanımadığımız sevgilisini ,üstelik akşam yemeğine getirmek, hafta içi saat 22 gibi gelip 24 te kadar oturmak, hiç birşey sormadan bayramlarda 4-5 günlüğüne gelmek, buz dolabını karıştırmak, dolapları açıp bakmak vs vs en sonunda pazar günü kahvaltıya kendilerini davet ettirmek istediler gelmeyin dedim evinizde kahvaltı yokmu dedim kesip attım şimdilik kurtulduk 3 aydır küstü ler..
devamını gör...
evimde sarhoş olup bana salça olarak sinirlerimi yerinden hoplatmak.
devamını gör...
cenaze için geldikleri evde sanki tatile gelmişler gibi onları denize götürmemizi gezdirmemizi istemişlerdi.
devamını gör...
6 kişilik kalabalık bir ailelerdi kendileri. aşırı moralimin bozuk olduğu bir zaman kötü bir dönemden geçtiğimi bildikleri halde gece 12’de* yatıya gelmişlerdi. ve evde sadece ben vardım o kadar insana o moral bozukluğunda günlerce yemek yapıp hizmet etmemi bekliyorlardı. ertesi gün evden kovdum. pişman değilim.
devamını gör...
çocuklara, kendini zorla davet ettiren bir din kültürü öğretmeni gelmişti bize.

karadenizli bir öğretmendi.
elimizden geldiğince güzel ağırlamaya çalıştık.
babası ve annesi bile o şekilde beslemiştir onu eminin.

herif ısrarla bize dinden ve osmanlı’nın güzelliklerinden söz etmek istedi.
biz çok uğraştık “politik ve sinir bozucu bir muhabbet olmasın diye” ama işte nezaketsiz.
devamını gör...
tuvalete poşet atmıştı. 2 saat sonra vidanjör geldi mahalleye.
devamını gör...
kekleri, börekleri, kısırları, sarmaları yiyip yiyip kusmuştu klozete.

hala sinirleniyorum aklıma geldikçe. yazık annem inanamıştı önce, hasta falan sanmış üzülmüştü. ne bilsin kadın. bir kaç kez takip edip emin olunca çok kızdı ama demedi bir şey neyseki.
devamını gör...
gece geç saatte boş eve giren bir hırsız gibi utanmadan izinsizce evin her köşesine her deliğine bakılması.
devamını gör...
geri zekalı hadsiz iki yüzlü dönek halam bizim eve gelip annem yokken ve aramız onla kötüyken hepimizin dedikodusunu yapmıştı daha doğrusu yapmışlardı diğer halam ve köpeklerle beraber. eve gelip ev sahibinin arkasından denilmedik bırakmamak tam onun gibi bir oros***** hareketi
devamını gör...
kişisel alan ayrımı yapmaksızın evin her köşesini kurcalamak, bir şeyleri haber vermeden ve izin almadan (ç)alıp götürmek, evdeki eşyalara fiyat biçerek maddi durum analizi yapmak*, kendi varlığınızı sorgulamanıza neden olacak türden bir rahatlık sergilemek şeklinde sıralanabilir.
devamını gör...
evimize gelmesidir. babacım sene 2021 ya gelmeyin. söyleyin dışarda çayımızı kahvemizi içelim. vallahi boğuyor beni bu misafir muhabbetleri.
devamını gör...
büyük bir hadsizlik örneği olarak da düşünülebilir; annemi kaybettiğimizde taziyeye gelen teyzenin ‘babanıza engel olmayın evlensin’ demesidir.
devamını gör...
2017-2018 benim için iplerin kopma dönemleri, zor zamanlarım yani. hep evimde olsam odamdan çıkmasam kedim bile yanıma gelmese modundayım.

o dönem kısa süreliğine değişik bir itim çekim yaşadığım biriyle kısa süreli bir arkadaşlık yaşıyoruz. neyse efem ilk gün geldi bana o dönem o da kocasından ayrılıyor bari yanında durayım sana destek olayım modlarında. işte ilk gün geldi kaldı ikinci gün ortak bir arkadaşımızı çağırmak istedi. benim yok mok dememe kalmadı onu da çağırdı. oturdular bayağı falan ben ama artık gözlerine bakıyorum en son gece olmuş 00.30 ki ben o dönemler yoğun çalışıyorum ve erken yatıyorum zaten psikolojim darmaduman. bekliyorum gidecekler yok. dedim siz gitmeyi düşünmüyor musunuz? zaman geçsin yanında olalım diye geldik diyorlar ama birbirlerine kırıtıyorlar.

bir daha sordum yarım saat geçti geçmedi 'banu sen de alemsin biz olmasak ne yapacaksın? sana desteğe geldik' dedi erkek olan. 'arkadaşım siz olmasanız uyuyacağım, sabah işe gideceğim ben. erken yatıyorum biliyorsunuz bunu.neyse ben geçiyorum odama, oynaşmanız bitince kapıyı çeker çıkarsınız' dedim. nasıl dedim bilmiyorum ama o kadar sinirliyim ki yahu iyi değilim ben değil sizle mi uğraşacağım yok arkadaş yüzsüzler gitmediler.

o sıralar insan kaynaklarında personel sorumlusuyum ve çok yoğun işe alımlar var. ekip olarak pek kalabalık değiliz ve ben bile evrak işleriyle uğraşıyorum ciddi ciddi mesaiye kalıyorum yani bu işler için. saat 17.00 oluyor aramaya başlıyorlar. bir kadın arıyor bir erkek. bakın meşgule bile atmıyorum, açmıyorum direk öyle çalıyor. bir iki gün bu böyle devam etti. açtım bir gün evet dedim. 'banu ayıp ediyorsun' dedi erkek olan 'biz seni merak edip arıyoruz yanında olmaya çalışıyoruz' dedi. bakın 'ben geç saatlere kadar çalışıyor ve eve gider gitmez uyuyorum' dedim. yok inatla hala akşam gelelim bir şeyler içelim rahatlarsın diyor. kapadım suratına.

andaval mısınız evladım siz? bu nasıl bir yokluk evde ev yuh artık. yalnız yaşayanlar bilir bazıları sırf siz yalnız yaşıyorsunuz diye yanaşırlar size. değişik bir kafadır bu. evime birini atma kıvılcımını bazen görüyorum kadın olsun erkek olsun insanların gözlerinde. çok ilginç değil mi yahu? sadece bana mı denk geliyor ya bu tipler? ben evime kolay kolay kimseyi davet etmem bu yüzden. kahvemi dışarıda içer evime gelirim. biri sizin evinize girdi mi hele ki bir iki kere geldi mi değişiyor. ben bunu fark ettim. bir laubalilik, bir yılışıklık.. host neyse gece gece çok sinirlendim bak şimdi.

sonra banu insan sevmiyor açık söyleyeyim mi? gerçekten had bilmeyen, laubali insanları sevmiyorum. sınırları olmayan insanlar sizinde sınırlarınızı tanımıyorlar sonra elinize sopayı alıp kovalamak zorunda kalıyorsunuz. sınır iyidir sınır candır. *
devamını gör...
eşeysiz üreyerek dünyaya getirdiği çocuklarını ortalığa bırakmasıdır.
devamını gör...
gelip gelip s*çıyolar
devamını gör...
öğrenci evindeyken akşam için yaptığımız yemeği başka bir ev arkadaşımızın eve getirdiği misafirler akşam yemeğini yemişti. evde yemek yapacak bir şey de yoktu, dışarıdan söylemek zorunda kalmıştık. evde edilen kavgayı söylememe gerek yok herhalde.
devamını gör...
"misafir" gibi davranmamaları, misafir olduklarını unutmaları.

bir kimsenin evine ya da bir yere, geçici olarak, kısa bir süre kalmak üzere gelmiş olan kimseye "misafir" denir.
devamını gör...
fasıl ve rakının gırla gittiği bir gece hiç sevmediğim arkadaş yazıyor diye zorla davet ettiğimiz bir kadının kendisine verdiğim yatağa evet yatağa bir tomar sıçması. koku 2 ay gitmemişti evden çarşaf takımları çöpe gitti. o kadından hoşlanan arkadaş anında kadını engelledi altına kaçırma olsa anlayacağım tomar halinde duruyordu.
devamını gör...
annemin halasının bana yaşattığı şoku hatırladım direkt. kendisini biraz anlatmam gerekirse oldukça yaşlı ve huysuz derim herhalde. geçtiğimiz sene rahmetli oldu ve öldüğünde 97 yaşındaydı. düşünün ne kadar yaşlı olduğunu yani.
senede bir kez bizi evimizde ziyaret eder ve her gelişinde onu ne kadar az ziyaret ettiğimizden şikayet eder. diyebilirsiniz ki yaşlı kadın yazık gitmemek sizin hatanız. ama kabul edilir sebeplerimiz vardı. ilki ve en önemli olanı annemi ailenin kalanına fiziksel olarak benzemediği için pek sevmezdi. annem anneanneme benzer kalan hepimiz dedeme, dolayısıyla ona da benzeriz. yaşlandıkça dilinin ayarı kaçmış iyice. annemi her gördüğünde 'gün geçtikçe annen gibi çirkinleşiyorsun' derdi. anneannem de rahmetli olduğundan boş veremiyorduk çünkü hepimiz onu çok severdik tatlı kadındı. ikinci ve bir diğer önemli sebebi kendisinin yaşlı kokusuydu. evini pek sık havalanmadığından her yere sinmişti ve burnumuz ne kadar zaman geçerse geçsin o kokuya alışamıyordu. muhabbeti de tatlı olmadığından çekilir hiçbir yanı yoktu yani.
neyse, geldi senelik ibadeti için. annem zaman çabuk geçsin diye kuzenlerini de çağırdı. bu yaşlı halanın takıntısı gittiği evde tek bir içecek içmesiydi. ne kahve içer ne çay, ne ayran içer ne gazlı içecek. sadece tek bir şey ve oldukça absürt bir şey içer; ev yağımı çilek suyu. mevsim kıştı ve dolayısıyla çilek suyumuz falan yoktu. annem gidip market market dolaşmış ve bir hazırını bulup almıştı. çilek reçeliyle yapamazdık, çok şekerli oluyormuş çünkü.
geldi, içeceği ikram edildi. bir yudum aldı tükürdü. abartmıyorum, tükürdü. annem tabii ya sabır çekti durumu açıkladı. hala üstten üstten 'eh kadınlık da bilmezsin sen kızım bari varsa su ver' dedi. dudaklarımı ısırıyorum tutuyorum kendimi. herkes idare ediyor yaşlı ne yapalım diye.
asıl saygısızlığı şu oldu ama. yiyecekler geldi hala başladı eleştirmeye. annemin kuzeninin eşinin yeğeni var bir de. küçük kız 14-15 yaşlarında. ne yazık ki yeme bozukluğuyla mücadele ediyordu o dönem. hepimiz çok dikkatliyiz ona karşı. hassasız kızcağıza. o aralar da tedavisinde iyi bir dönemdeydi. yani yemek yiyordu en azından. bir kurabiye çok hoşuna gitti o gün. hiçbir şey yemedi sadece ondan yedi. o yedikçe hepimiz nasıl mutlu oluyoruz ama bir şey de demiyoruz tabii sadece arada görüyorum herkes ona göz ucuyla bakıp mutlu oluyor. hala hariç.
hala sadece bakıyor kıza. dümdüz, tiksinerek bakıyor. anneme bakıyorum koltuğun ucunda kuzenine bakıyorum dua ediyor içinden densiz bir şey söylemesin diye. hala söyledi ama. "şu kıza yemek vermiyor musunuz? şuna bakın kaç tane yedi doymuyor." hepimiz donduk kız durdu halaya bakıyor. hala devam etti. "kızım sana annen öğretmedi mi misafirlikte birer tane yenir aç gelinmez yemeğe çağrılmadıysan."
sonra ne mi oldu? annemin kuzeni aldı kızı gitti. annem halaya ilk defa cevap verdi. sonra öğrendik ki kız bir süre yine yemek yemeyi bırakmış. bu da halayı evimize son kabul edişimiz olmuştu. hala hatırladıkça fena oluyoruz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"misafirinizin evinizde yaptığı bir saygısızlık bırakın" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim