sokak köpeklerini savunan psikopat ruhlu, insanlık düşmanlarına söylenmiş, cuk diye yerine oturan ve hatta deyim yerindeyse tam kapaklık bir cevaptır.
senin ruhsal problemlerini gidermek için milletin çoluğu çocuğu ölmek veya sakat kalmak zorunda değil. çok seviyorsan, alırsın, sosyal yaşamın ve medeniyetin etkileşim içinde olduğu çevreden soyutlarsın ve evinde bakarsın.
hayvanseverlik üzerinden rant devşiren mama firmalarının, üç tane daha tık alsın diye hayvan sevdiğini iddia eden manyak ünlümsü profillerin egolarını tatmin etmek için insanlar ağır bedeller ödemek zorunda değil.
batı medeniyetinin görece değil tam anlamıyla bu sorunu nasıl çözdüğünü, bilimsel ve insancıl kanıtlarıyla açarsın, incelersin.
sokak köpekleri sorunu ve insan düşmanı sosyopat sorunu aynı pastanın iki yarısıdır. ikisi de toplum için tehlike arz etmektedir. her ikisinin de insanlık namına toplumdan soyutlanması elzemdir.
devamını gör...
gram mantik olmayan cümle. sevdiğimiz her şeyi evimize alsaydık. bu sorumluluk yerel yönetimlerdedir. yerel yönetimler bu canlar üzerinden masraf gösterip (bkz: cebellezi) yaparken çok masum bunu dile getiren suçlu olduğu için bu kavga bitmez. bitmeyecek.
devamını gör...
evimiz o kadar büyük olsaydı onu yapardık zaten. ben de köpeklerin sokaklarda bulumasını istemiyorum. manyak,sadist ruhlu insanlar varken tehlikedeler. aynı şekilde o insanlardan siddet gördükleri için kendilerini savunmak için saldirmayı tercih ediyorlar malesef. yani bizler de sizler varken sokakta olmalarını istemiyoruz. ama ne yapalım devlet gerekeni yapmıyor. evet batılı toplumlarda sokakta değil ama onlar gerçekten ihtiyaçlarını karşılayan mekanlar yapıyor. türkiye vatandaşının ihtiyacını bile karşılamaktan aciz bir ülke. kaldı ki barınakları iyileştirebilsin.
devamını gör...
kestirip atma cümlesidir.
sokak köpeği hepimizin sorunudur.
köpek sevenin, sevmeyenin, en çok da köpeğin kendisinin sorunudur.
sorunu çözecek olan da köpek değil insandır.
kavga ederek değil konuşarak, elini taşın altına koyarak çözülmesi ama mutlaka çözülmesi gereken bir sorundur.
devamını gör...
haklısınız, haklısınız, haklısınız...

şunları böyle yağmur altında görünce, 1 porsiyon tavuk kanat söyledim, kemikli olsun dedim... besledim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bu lafa ayrı bir hastayım sevgi ile merhamet arasında olan farkı anlamayan düz insan açıklamaları. ağaçları da denize de seviyorum ne yapacağız şimdi salona ağaç mı dikeceğiz .
devamını gör...
züke sürülecek kadar vicdanı olmadığı gibi bir gram beyni bulunmayan insanımsı zortlatması.
- abi gazze'ye, doğu türkistan'a çok üzülüyorum.
- o zaman gazzelileri, uygurları evinde besle hırpo.
- ormanların yakılmasını istemiyorum abi.
- o zaman ormanı bahçende yap deyyus.
- başlığı açan arkadaş da bayrağı çok seviyormuş abi.
- o zaman bayrak direğini alsın g.... ...
devamını gör...
hak verdiğim öneri.

köpeğin canı insandan değerli değildir. sokak köpekleri dolayısıyla 1(bir) tane vatandaşın bile hayatını kaybetmesi tüm köpeklerin barınağa alınması veya infaz edilmesini gerektirir. ben her gün bir avuç it yüzünden yolumu değiştirmek zorunda mıyım? kavşaklara sürü halinde yatıp insanları kovalıyorlar.
devamını gör...
yeni zorlamalarınızla evimizde bile besleyemeyeceğiz. yok efendim apartmanın izni,bir kedi bir köpek sınırlaması... kadına, hayvana, farklılığa, her şeye düşmansınız.
devamını gör...
sokak köpeklerinin sokakta kalmasını savunanlara yönelik; sokak köpeklerinin yaşamasını istiyorsanız bütün sağlık ve beslenme giderleri ile hukuki sorumluluklarını göze alarak evinize alın ki, anlatınızın samimiyeti anlaşılsın manasında söylenmiş olabilir.

ancak böyle bir çözüme asla yanaşmıyorlar. genel olarak talepleri de kendi içinde ikiye ayrılıyor:

1- köpekler kısırlaştırılsın ve sonra tekrar sokağa salınsın.

2- köpekler kısırlaştırılsın ve barınaklara alınsın.

ikisinin de hiçbir şekilde mümkün olmaması pek umurularında değil.

çünkü dünya üzerinde üstel artışla üreyen hiçbir türün (belli bir popülasyonu aştıktan sonra) kısırlaştırma ile ıslahı mümkün değil.

çünkü kısırlaştırılmamış her bir dişi köpeğin takip eden 6 yıl içinde (üstel artışla) başıboş köpek nüfusuna katkısı 67.000. yani kısırlaştırmada %99 başarı sağlanabilecek olsaydı dahi (ki hiçbir şartta mümkün değil) köpek nüfusu artmaya devam edecek.

wildatheartfoundation.org/s...

kısırlaştırma uygulansın ya da uygulanmasın köpek nüfusu zaten artmaya devam ediyor ve bu artışın yavaşlaması (durması değil) sokakta doğum yapan köpeklerin yavrularının enfekte olarak, açlıktan yahut diğer köpeklerce parçalanarak öldürülmesiyle mümkün olabiliyor. yani sokakta görmüş olduğunuz belli bir erişkinliğe ulaşmış köpekler; kardeşleri çoğunlukla ya sokak şartları nedeniyle ölmüş yahut diğer köpeklerce parçalanmış köpeklerdir.

yetişkinliğe ulaşmış o köpeklerin de kendi aralarındaki rekabet yahut yine sokak şartları nedeniyle açlıktan, hastalıktan, kamyon altında kalarak ölmesi sıradan bir durum. mama vermenin bu sürece bir faydası yok. tam da bu nedenle sokaklarda gördüğünüz köpekler arasında yaşlı köpek sayısı yok denecek kadar az. çünkü yaşlanmadan çok önce başına bunların gelmesi neredeyse kaçınılmaz.

yani o “kısırlaştıralım sokakta kalsınlar” mantığı zaten o köpekleri, diğer köpeklerden kaynaklı vahşetin ve sokaktaki ölümcül şartların içine itmek demek oluyor.

köpeklerin “lan kısırlaştırılana kadar sekse son verelim” deyip en yakın belediye veterinerine başvurmasını beklemiyorsak köpek popülasyonu üzerindeki tek sınırlayıcı şey; hastalık, kaza, açlık ve rekabetin getirdiği tür-içi vahşet olacaktır. ki henüz o üst sınıra da ulaşılmış değil.

barınak mevzusu zaten mümkün değil. toplam popülasyonu milyonları fersah fersah aşmış bir tür için milyonlarca metrekarelik bakım alanları yapılacak, kısırlaştırma orada sağlanacak, bu köpeklerin ortalama -kalan- yaşam ömürleri kadar (en az 10-15 yıl) bakımları üstlenilecek ve bunun için de milyarlarca dolar harcanacak. dünya üzerinde böylesi absürt bir şeyi yapan bir ülke ve bu senaryoyu mantıklı bulan bir toplum yok.

başıboş köpek nüfusu kontrolden çıkan her ülke (doğu-batı dahil) bu sorunu sadece hızlı itlaflarla çözdü. böylelikle başıboş köpek nüfusu kontrol edilebilirlik sınırının altına indirildi ve o sınır altında kalmasını sağlayacak şekilde kontrollü itlafa devam edildi. sorun çözüldü deyip kendi haline bırakanlar aynı süreci tekrar yaşamak zorunda kaldı.

yani şu an sokakta başıboş köpek varlığını savunanların güya çözüm diye sunduğu şeyler, köpek popülasyonunun kontrol edilebildiği sınırlar içinde işe yarayabilecek şeyler ki, onda bile belirgin artışlarda kontrollü itlaf şart.

aksi halde köpeklerin nüfusu artmaya devam edecek ve bu arada başıboş köpek savunucularının görmediği yerlerde yeni doğmuş on binlerce köpek yavrusu her gün hastalık, açlık, soğuk, trafik vs nedenlerle ölmeye devam edecek. yine on binlerce köpek benzer nedenlerle yahut kendi türü tarafından parçalanarak ölmeye devam edecek.

“bir insanın ölümü trajiktir, on insanın ölümü dramatiktir, bir milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir.” mevzusu köpekler için de geçerli aslında. sokaktan toplanan köpekler için yarattıkları drama, sokak şartlarında ölen ama hiç görmedikleri için var olmadıklarını zannettikleri köpekler için hiçbir zaman mümkün olamıyor. dağ başına, sokak arasına mama bırakınca köpekler yemeklerini yiyip geceleri birbirleriyle tatlı tatlı oynuyor, yeni doğan köpekleri de ana sınıfına yazdırıyor zannediyorlar.

ve konu buralara geldiği anda hemen vicdan kartı oynanıyor: ama yazık değil mi?

hiç laga luga yapmadan cevaplayayım; hayır, yazık değil.

çünkü bu şartlar, örneğin 10 milyon üst sınırına (sayıyı tam bilen kimse yok zaten) gelmiş ve ortalama yaşam ömrü 15-17 yıl olan bir türün (haberimiz bile olmayan yavru köpek ölümleri de işin içine katıldığında) ortalama yaşam ömrünü 5-6 yıla (belki daha az) düşürüyor ancak buna rağmen nüfus artışı mümkün olduğundan sonsuz bir ölüm döngüsü oluşmasına sebep oluyor. yani bu itlaf olmazsa önümüzdeki 10 yıl içinde, bahsettiğimiz doğal olmayan sebeplerle ölecek köpek sayısı şu an sokaklardaki toplam köpek sayısından daha fazla olacak ve buna rağmen sokaklar yine başıboş köpeklerle dolu olacak.

peki, aynı soru kendilerine yöneltildiğinde, yani, sokaklarda başıboş köpek saldırıları nedeniyle parçalanan çocuklara yazık değil mi, dendiğinde ne diyorlar?

cevap yok. kısırlaştırılsın veya barınak inşa edilsin’e geri dönüyoruz.

böyle abuk bir ‘kısırlaştırma-barınak-yazık değil mi-kısırlaştırma-barınak’ döngüsü.

savundukları başıboş köpekler için sürekli tekerrür eden o ölüm döngüsü de umurlarında değil.

hal böyle olunca “köpek düşmanı caniler” diye mimlemekten imtina etmediğin insanlar için sen de “biz hiçbir köpeği sahiplenip evimize almayacağız, sokaklarda besleyeceğiz, toplatmayacağız, bağış adı altında milleti söğüşlemeye devam edeceğiz, çeşitli sebeplerle sokaklarda ölmeye devam eden köpekler de, parçalanan çocuklar da umurumuzda değil” diyen birisin.

bu durumda konuşacak bir şey kalmamıştır.

bu nedenle, bu kafada olanların artık hiçbir şekilde ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyorum. çünkü tartışılabilecek rasyonel bir zemin yok.

tam da bu nedenle, bu tayfanın dramatik söylemlerinin ve hayatın kutsallığına atıf yapan anlatılarının hiçbir samimiyeti yok.
devamını gör...
burada sokak köpekleri var üç dört tane ben yanlarından geçerim hiçbir şey yapmazlar bakıp geri dönerler yatmaya ya da dolaşmaya. asla alanlarını işgal etmem. dibine dibine girmem. zaten rahatsız olduklarını anlarsınız. eğer sizden uzaklaşırlarsa da gitmeyin yanlarına.
bazen yattıkları yerin yanından geçmek durumunda kalıyorum. olabildiğince uçtan yürüyorum.
yollar ıssız oluyor peşime takıldıkları da rahat hissediyorum inanın bana
bazen kendilerini sevdirirler sevmek istemiyorsanız ilgilenmeyen gözlerine bakıp sert bir tonla hayır derseniz elinizle işaret ederseniz zaten anlarlar. inatsa diyelim kedi gibi sırnaşıksa başına buyruksa su dökün üstüne azıcık. hayır git buradan diyin. onlar çocuk arkadaşlar.
bazen böyle yapmak gerekir. haldur haldur seviyorsunuz hoşuna gitmiyorsa havlar.
çocuklar alanlarına girerse boğazına atılırsa kucaklamaya kalkarsa ısırır bunların eli kolu yok itsinler ya da dil bilsinler yapma bana sarılma desinler.
lütfen sevmek istiyorsanız onlara doğru hafif yan durmaya geldiklerinde sizi koklamasına izin verin. eğer duruyorsa seversiniz haşin olmadan. çünkü sizin köpeğiniz değil. o bir alfa olabilir. alışmamış olduğundan tehlikeli olduğunu düşünebilir hateketinizin.
ben köpek eğitmeni değilim. sadece onlara saygılı davranıyorum. hiç de ısırılmadım.
hatta geçen ay tam dibimde arkamdan havlayan köpekten aniden korkup sus be napıyorsun diye bağırmıştım anlamış olacak ki başını eğip kuyruk sallayıp hemen gitmişti böyle suçlu suçlu.
tanıdığım bir köpek de değil yoldan geçince karşılaştığım bir hayvan neticede.
onlar gözlemcidir. bilirler.
kaç insanı korumuşlardır ballandıra ballandıra anlatamadıkları için bilemezsiniz ama ben hissediyorum..
devamını gör...
ev sahibi izin verse evde besleyeceğim de işte maalesef. ilerde kendi evim olsun o zaman yapılacaklar listesinde.
devamını gör...
kopekler evcil hayvanlardir ama gel bunu 1 iq tekelere anlat.

cumhurbaskani olayim size soz ilk aglayan o kopek sevdalilarinin gozlerinin icine baka baka milyonlarca kopegi toplu telef ettirecegim.

evet.
devamını gör...
katıldığım önerme. ben çok seviyorum ve üzülüyorum bu canlara, birkaç tane besleyeceğim bahçemde bu yaz. canlarım benim <3
devamını gör...
bak @notyourmary ne diyor: #3487800
diyor ki:

burada sokak köpekleri var üç dört tane ben yanlarından geçerim hiçbir şey yapmazlar bakıp geri dönerler yatmaya ya da dolaşmaya. asla alanlarını işgal etmem. dibine dibine girmem. zaten rahatsız olduklarını anlarsınız. eğer sizden uzaklaşırlarsa da gitmeyin yanlarına.
bazen yattıkları yerin yanından geçmek durumunda kalıyorum. olabildiğince uçtan yürüyorum.

insanlar kentleri vahşi doğa içinde, sürekli olarak avlanma tehlikesi içinde yaşamak istemediği için inşa etti. sokaklar da bu kentlerin bir parçası ve insan yapımıdır. şimdi sen buraya sokak başaına üç dört tane, ne yapacağı bilinmez, kurttan devşirme, bir ısırmada bir çocuğun boynunu koparacak, yetişkin bir erkeği bile öldürecek güçte vahşi bir hayvanı koyarsan kentin anlamını yitirmesine neden olursun. nitekim yazar da itiraf ediyor, yolunu değiştiriyor. ayrıca yol değiştirmek de bir şeyi değiştirmiyor çoğu kez. geçtiğimiz iki ay içinde üç çocuğu parçalayıp öldürdü bu "canlar". tunahan yılmaz adlı çocuğu da 20 yıl sürecek bir tedavi sürecinin içine attılar.
bu işin üç çözümü var:
1) sokaklarda beslenmelerini engellemek. her canlı gibi kendi yiyeceklerini kendileri bulsun. bu sayıda "can" sokakta yeterli besini bulamayacağı için sayıları hızla azalacak ve çöplüklerin onları besleyebileceği düzeye inecektir. eskiden bu böyleydi. benim yaşadığım yerde sokaklara mama dökmek yasak (aslında her yerde yasak). bizler görüğümüz zaman mamayı süpürüp atıyoruz. yörede başıboş it kalmadı gibi bir şey. ha açlıktan insanlara ya da insanların mallarına zarar verecek duruma gelirlerse imha edilirler.
2) barınaklara toplamak. bizim belediye "benim barınak 300 hayvan alıyor nereye koyayım"dedi. kendilerine yer gösterdim ve ülkedeki hapishanelerde 60bin kişi fazlalık var. bunu düşünerek 300 hayvanlık yere 1000 hayvan da konabilir. ayrıca beslemek zorunda değilsiniz. sokakları çöplüğe çeviren, "canlar" yesin diye onlara yoğurtlu bakla bile veren "hayvan(!) severler gelip burada beslesin dedim. en sonunda da sokakta bir tane başıboş "can" görürsem sizi tarım bakanlığına bildireceğim deyince sıkış tepiş doldurdular canları barınağa.
3) 5199 sayılı yasa sadece eve al demiyor. "can"sever insanlar bir araya gelip barınak kurabilir. 1000 "can"lık bir barınak 20 milyon liraya kurulabiliyor. iki dizi tel örgü, yemlikler sundurma vesaire. 1000 can sever bir araya gelse cansever başına 20bin lira düşer. her ay da 10bin ateşleyerek canları bakabilirler. buna neden yanaşmıyorsunuz sayın hayvanseverler(!)
4) sokakta imha. bu işin varacağı en son nokta o. serik'te adamın tek buzağısını ve 20 keçisini telef etmişler. adam göz mü yumacak. ikinci sefer olmayacak diyor.
net sokakta olmayacaklar.
devamını gör...
evimizde beslersek sokak köpeği olmaz ki !
sokak köpeklerini sevmenin en güzel yolu, onlara sıcak bir yuva sağlamaktır. dışarıda zor şartlarda yaşayan bu dostlarımızı sahiplenerek onlara güvenli, sağlıklı ve mutlu bir hayat sunabilirsiniz. sevginizi göstermenin en anlamlı yolu, onları sadece uzaktan sevmek değil, gerçekten sahiplenip sorumluluğunu almaktır.
devamını gör...
yukarıda bi entryde söylendiği gibi popülasyonun çok arttığı bir yerde kısırlaştırma ile ıslah mümkün değil maalesef , ancak elde böyle bir imkan varken yani devletin her türlü veterinerlik hizmetini lokal barınaklar - örgütler-gönüllüler çerçevesinde bu hayvanlara ulaştırmak ve zamana yaymak mümkün iken çeşitli sebeplerle kısırlaştırma yapmayan yerel yönetimlerin , kamu tepkisi yaratmayan örgütlü grupların ve bazı hayvanseverlerin almadığı sorumlulukları bu hayvanların akıbetini gerçekten umursayan insanların üzerine yıkmakta benim asla kabul etmeyeceğim bir sorumluluk! ben değildim bunun sebebi , hala ben değilim , o nedenle beni sonuçtan sorunlu tutamazsınız!

onlarca yıldır hükümetler hiç bir önlem almayacak , hayvan hakları örgütleri doğru dürüst çalışmayacak , kontrol edilmeyecek , zimmete para geçirmeden tut , mama satmaya kadar her boku yiyecek , bu arada köpeklerin sayısı kontrolden çıkacak , hastalık ve açlıktan ölümler artacak , sahiplenmeler yasalarla zorlaştırılacak ve durum bu noktaya gelecek , ondan sonra bunun bedelini köpekler ödeyecek ve tüm sorumluluk benim gibi insanların olacak öyle mi?

durum bu noktaya gelmeden önce yapılsaydı eğer ; kısırlaştırma sayıyı kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktı , en azından şimdiki gibi bir çözümsüzlüğe kadar ulaşmayacaktı. sayı sınırlı olunca yiyecek bulmak zorlaşmayacaktı , güçlü köpek zayıf köpeği yok etmeyecekti , saldırganlaşmadıkları içinde insanların köpeklerin varlığını tehdit olarak algılamasını gerektirecek bir çeteleşme olmayacaktı , aşılama yaşayacakları 5 - 6 yılı sağlıklı yaşamalarına yardımcı olacaktı. barınak şartları iyileştirilseydi , kayıt altına alma sayıyı da kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktı , sokaklarda yaşamalarını da engelleyecekti ve sahiplendirme devlet eliyle teşvik edilseydi sokaklarda köpek kalmayacaktı. ama geçmiş olsun!

kimsenin köpekler tarafından zarar gören insanlara ya da ölen çocuklara karşı bir ilgisizliği yok , bu çok korkunç ve çok üzücü .böyle bir şeyi hiç bir ailenin yaşamasını istemem .çok ama çok hassas bir konu. yani öyle burada senin ağzına alıp kendine malzeme yapabileceğin bir konu değil.

ne ki katiller ve tecavüzcüler yüzünden tüm insanlığı itlaf etmeyi düşünmüyorsanız , insanlara zarar veren köpekler yüzünden de tüm köpekleri katletmeyi düşünemezsiniz.

ama insanları kovalayan ya da havlayarak korkutan köpeklerin topluma ve ya yaşadıkları yere zarar vermelerini engelleyici önlemler almak mümkündü.

anneleri gözümün önünde bir arabadan yol kenarına bırakılmış (üstelik hamileydi ) köpeklerimden iki tanesini (daha önce ikisine aynı anda bir polis arabası özellikle bile isteye ve benim gözümün önünde çarptığı için artık ne zaman bir araç görseler kovalıyorlar ) çitle çevrili 1.5 dönüm arazi içinde olmalarına rağmen olurda çitten kaçar , bir motosikletliye kaza yaptırır ya da çocukları korkutur diye zincirle bağlı tutuyorum. çünkü sürekli evde değilim ve ben olmadığımda kimseye zarar vermeyeceklerinden ve güvende olduklarından emin olmak istiyorum.

mesela 2 tane ingiliz setter cinsi kuş köpeğim var , her ikiside silah sesinden korkup av yapmak istemedikleri için avcı sahipler tarafından ölüme terke dilmişti , biri bacağından yaralanmış , sakat kaldı , ben onları bulup tedavi ettiğim günden beri her ikisinide tasmayla gezdiriyorum çünkü en ufak bir çıtırtıda bile korkudan ne yapacaklarını şaşırıyorlar .

mesela bir dachshund kırması kızım var , insanoğlu kuyruğunu kırıp yakmış , 3 aylıkken istanbulun sokaklarında buldum , ne zaman hoody li bir erkek görse havlayarak ona doğru koşuyor , belli ki ona zarar veren tiplerden birine benzetiyor. bunu önlemek için onu sadece günde iki kez bahçeye çıkarıp enerjisini atmasını sağlıyorum, sürekli bahçede dursa gelen geçene havlayacak ve gürültü yapacak , streslenecek.

yaşadığım sürece kedi ve köpeklerin insan eliyle yaşadığı acılara tanık oldukça anladım ki bu hayvanlara zarar vermeseydik onlarda bize zarar vermezlerdi. kendi hallerinde yaşıyor bu hayvanlar , doğadaki yasaları neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar , sonunu düşünerek hareket eden bir canlı değil köpek , ya köpek yiyecek , içecek , uyuyacak , çiftleşecek ve üreyecek doğası bu kadar. bu kadar yani köpek .

ama sen insanoğlu olarak düşünerek hareket etmek zorundasın, yaptığın , yapacağın şeylerin sonuçlarını düşünerek hareket etmek zorundasın.


son olarak ; bir konuyu eleştirecekseniz her yönü ile eleştirin , eksik bırakarak değil. ben artık özellikle sokak köpekleri konusunda sadece duyarlılık gösteren insanlara karşı sürekli değersizleştirici yaftalar takmadan eleştiri yapamayan insanları da ciddiye almamayı çoktan öğrendim.

sokak köpeklerini seviyorum ve o yüzden dokuz tanesini aldım evimde bakıyorum ! ama bununla ilgili karar sana ait değil , bana ne yapacağımı söyleyemezsin!

ama sen boş boş konuşup, durum tespiti yapınca bi b.ka çözüm bulmuş olmuyorsun, sadece durumu daha da kötü hale getiriyorsun. o yüzden sussan iyi olur.
devamını gör...
şehrin göbeğinde ufacık kızla yürüyorum.3 köpek sokağın ortasında durmuş bana bakıyorlar.arabaların arkasından fark etmeden sıvıştık. artık zıvanadan çıktı bu mesel.saldırsalar kendimi mi koruyayım yoksa çocuğu mu. sokaklar köpeklerden temizlenmelidir.

çok geçmez yakında çakı,bıçak,sopayla gezeriz bu gisişle.
devamını gör...
o zaman sokak kopegi degil ev kopegi olurlar. temelden tezat birsey.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sokak köpeklerini çok seviyorsanız evinizde besleyin" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim