397 yılında mor şmuel (samuel) ve öğrencisi mor şemun (simon) tarafından, bir zerdüşt tapınağının kalıntıları üzerinde inşa edilen; dünya üzerindeki en eski ve hala ibadet edilebilen süryani ortodoks manastırıdır. adında geçen mor kelimesi renk olan mor anlamında değil süryanicede kullanılan aziz anlamına gelmektedir. mardin ilinin midyat ilçesinin sınırları içinde bulunur. yolu düşenlerin mutlaka gidip görmesi tavsiye edilir.
devamını gör...
deyrulumur. muazzam bir yapıdır. dünyanın, harabe haline gelmemiş en eski süryani ortodoks manastırıdır. eski çağlarda, manastır ahalisi daha kalabalıktır, hayvancılık ve tarımla uğraşmışlardır. yaşamlarını böyle idame ettirmişlerdir. manastırlarda verilen eğitim hakkında çok az araştırma yapılmıştır ülkemizde.
din eğitiminin yanı sıra, çok etkili bir edebiyat ve yazı eğitimi verilmiştir buralarda. esasında, bilinçli olarak kırsal kesime çekilen mütedeyyin kişilerin yaşam alanlarıdır. bugün bile, mardin’e gittiğinizde arap ve kürt köylerine hakim olan cehaletle (hoş, biz türklerin durumu da farklı değil) süryani cemaatinin birikimi ve yaklaşım tarzı arasındaki derin uçurumu kolayca gözlemleyebilirsiniz.

süryani arkadaşıma: “yani bunlar gavur türkler mi?” diye bir soru sormuştu istanbul’dan geldiğini söyleyen 50’li yaşlardaki bir adam.
bir şempanzeyle bile daha rahat iletişim kurabilirsiniz. bu herif ve beraberindeki 25-30 kişi öcü görmüş gibi bakmışlardı etrafa. elbette politik bir veçhesi var yaşananların. fakat, salt güncel politik durumla ilgili değil, uzun yıllardır sürüp gitmekte olan bir siyasal tavrın meyveleri.

envaiçeşit halkın, topluluğun, kültürün bir arada bulunduğu anadolu coğrafyası bugün burnunu yaşadığı semtten dışarı çıkarmayan, tek kelime yabancı dil bilmeyen, kendinden başka herkesi düşman belleyen bu primatlarla çevrelenmiş durumda. medeniyetin doğduğu, insanlığın neşet ettiği topraklarda kıçını karıştırarak dolaşan, taş üstüne taş koymayan, hazır yiyici, en ufak bir farklılığa tahammülü olmayan, omuriliğiyle hareket eden bu mahlukların bazıları hayret verici bir pişkinlikle 100 kelimelik dağarcıklarını kullanıp vatanperverlik diskuru da çekebiliyorlar. burada keseyim, türkçeyi böyleleriyle kirletmeye lüzum yok.

manastır hareketi 4. yüzyılın başlarında mısır’da ortaya çıkmıştır.
çölde (eremos) inzivaya çekilme kararı almış olanlar “manastır” dediğimiz yapıların oluşmasına öncülük etmişlerdir. hristiyan manastır kültürünün kurucusu antonios’tur. zengin bir yunan ailesinin çocuğudur fakat söylenen o ki, ilginç bir biçimde antonios ümmiymiş yani okuma yazma bilmiyormuş. yunanlarda alışık olunan bir şey değildir bu. ailesinden kalan malı mülkü satıp savarak, çölde inzivaya çekilme kararı almıştır. biliyorsunuz “münzevilik” daha sonraları tasavvuf ve sufizm aracılığıyla islam kültürüne de sirayet etmiştir. ilk zamanlarda, şimdikinin aksine belli ritüellere - kurallara riayet edilmeyen, bireyciliğin öncelendiği yapılardır manastırlar.
isa’nın günaha sürüklenişi şeytan aracılığıyla çölde gerçekleştiğinden, çöl sözcüğü erken dönemlerde “şeytanın ikamet ettiği yer” anlamında kullanılmıştır. bu anlam zaman içerisinde değişime uğramıştır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mor gabriel manastırı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim