motosiklet terörü

güncel olarak ülkenin en büyük sorunlarından birisidir. buna sebep olan şeyleri konuşmaya gerek yok elbette ekonomi, ikinci el piyasası falan tamam bunlar sebepleri. e sonuçları? trafikte çok büyük bir tehlike arz etmeye başladı bu durum, gerçekten motosiklet kullanmayı bilen insanları kast etmiyorum. kast edilen motosiklet 50cclik olanlardır. kurye olmak için motosiklet ehliyeti alan kişiler, sokaklarda milyon tane kurye motosikleti. elektriklileri falan da var bunların bir de. bir bakıyorum sağda bir an bakmıyorum hop soluma geçmiş. yaya geçidinden yürüyorum koca koca arabalar yol vermiş iki arabanın ortasından bir tane motosiklet fırlıyor. gürültü kirliliği de cabası. kaldırımda, araç girmesi yasak olan ara sokaklarda, yolda. yani kısaca her yerdeler...

ben artık bu hindistan* vibeından* ve bu tehlikeden çok yoruldum.

bir motosiklet sürücüsü olarak katılıyorum. gerçekten de trafikte eskiye nazaran çok daha fazla motosiklet var artık. en büyük sebeplerinden birini başlığı açan arkadaş yazmış zaten. makas atanlar, tek tekerlek gidenler, kişisel koruyucu ekipmanları kullanmayanlar, arabaların arasından dikkatsizce fırlayanlar... daha neler neler. kurallara uyulsa problemler minimuma inecek ama bu memlekette kurallara uyanlara pis pis bakıyorlar artık. * ayrıca trafik polislerinin de kurallara uymayan kimsenin gözünün yaşına bakmaması gerekiyor. o olgunluğa millet olarak ne zaman erişeceğiz bilinmez. hayırlısı diyelim.

motosiklet sürücüsü olarak illallah ettiğim terör.
gebermiyolar da ya.

insanları o kadar fakirleştirdiler ki insanlar artık motosiklet ile ulaşım sağlıyor. ne ülke yolları ne de otomobil ve motosiklet sürücüleri yeterli eğitime sahip insanlar değil. neticesinde de bir sürü vatandaşımız hayatını kaybediyor.

şu meşhur 'motosiklet terörü' başlığına, garajında 17 ülke hatırası biriktiren ve 250 bin kilometreyi asfalta gömmüş bir kardeşiniz/abiniz olarak katkıda bulunmak farz oldu. madde madde gidelim ki, analizimiz tam olsun:

1. önce dilimiz, sonra canımız: her şeyden önce, o 'motorsiklet' değil, 'motosiklet'. lütfen. dilimize, kültürümüze ve göz zevkimize bu terörü yaşatmayalım. teşekkürler.

2. ehliyet değil, katılım belgesi: bir dönem devletimiz sağ olsun, ehliyet sınavlarını o kadar kolaylaştırdı ki, neredeyse sınavdan kalanlara 'bir dahaki sefere' teselli ikramiyesi verilecekti. bu sayede, denge ve koordinasyon yeteneği sadece ayakta durmaya yeten bir sürü 'iki teker sevdalısı' kazandık. trafiğe çıktıklarında bu sevdanın platonik kalması gerektiğini anlıyorlar ama iş işten geçmiş oluyor.

3. kuryelik: ülkenin yeni start-up'ı: ekonomik krizle birlikte kuryelik, ülkemizin en hızlı büyüyen girişimcilik alanı oldu. 'evden çalış' devri bitti, 'paketten çalış' devri başladı. bu durum, trafikteki iki teker sayısını geometrik olarak değil, getir vb sikimsonik işlerin sipariş teslim hızıyla artırdı. hız güzeldir ama fizik kuralları ve medeniyet, kurye çantasının içinde gelmiyor maalesef.

4. fakirlik ve çin seddi mucizeleri: bir zamanlar 'ilk arabam' diye hayal kurduran bütçeler, şimdi 'umarım yolda kalmaz' diye dua edilen 100 cc'lik scooterlara anca yetiyor. bu scooterlar, trafikteki öngörülemezlik seviyesini 'acaba dönecek mi?' sorusundan 'acaba durabilecek mi?' seviyesine taşıdı.

5. sonuç: emekliye ayrılan bir gezgin: tüm bu maddeler birleşince ne mi oldu? benim gibi yola ve yolculuğa aşık bir adam bile, şehir içinde motor kullanmaktan soğudu. eskiden kıtalar aşardım, şimdi mahalle bakkalına giderken tereddüt ediyorum. o yüzden o 17 ülkeyi görmüş motor, şimdilerde garajda emekliliğin tadını çıkaran bir biblo. belki üzerine örtü örter, anılarını taze tutarım. yollar, artık bizim gibiler için değil.

ek madde: soran bir arkadaş olmuş, ışıklarda aralarda duruyorlar diye. çoğu motorcu bir arabanın arkasında beklerken arkadan gelenin duramaması yüzünden sakat kaldı, öldü gitti. ileri sürüş eğitimlerinde bile ışıklarda araçların arkasında durulmaması tembihlenir. tabii kırmızıda geçen de ileri derecede sürüş yerine, sıçıp sıvama derdindedir.

böylesi bir problemi “ekonomi kötü” olarak betimlemeniz garip; çünkü ekonomi iyi olsa bile bu insanlar motosiklet alıp zaten kuryelik yapacaktı. çünkü meşhur bir tweette dediği gibi: “ülkenin yarısı evde oturuyor, diğer yarısı onlara yiyecek ve içecek götürüyor.”

yani arz-talep vardı ve çalışmayı sevmeyen nesil kuryeliğe yöneldi. böylece başlarında bir amir olmayacak, hatta sadece aldıkları ambalajlı ürünü başka yere götürerek para kazanacaklardı. ayrıca bu işten, cezaevinden çıkan, hiçbir işe aklı ermeyen andavallar da faydalanabilecekti ve öyle oldu.

eğer böyle bir terör varsa adana-mersin çevresinin terör yuvası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

tehlikeli.
sadece kendine de değil
başkasına da zarar verebilirsin.

ben bunu geçen sene söyledim buradan buradaki insanlar duyar kastı yok ekmek parası yok bilmem ne adamlar resmen örgüt gibiler ülke çiftlik gibi nasilsa

hiçbir boka sap olamayıp ağızları açlık koksa da bu zımbırtıya para verip her yeri kendilerinin sanan müptezellerin oluşturduğu çete terörü. evet bu şeyin altına binince bir anda bütün dünya kendilerinin sanarlar kendilerine ait olmayan yerlere girerler ulan bir tadilat yapıyoduk yazlıkta kapıyı sökmüştük gece bahçede bağrışlar var evin önüne motorlarını park etmişler kovduk onları ulan siz kendinizi ne sanıyosunuz lan hadi oralarda yürürken geçerken girmişindir buna bir sözüm yok da bizim evin önüne park etmek ne lan? lavuğun biri de benim arkadaşımın ceketini mi ne almaya kalkmış o cekette bizim kulübün ismi yazıyo almak durumundayım diye kapışmışlar falan bir de bu davarlar ancak adam çokluğundan özgüvenleri yerine gelir tek başlarına eziktirler.

ya iki davalık olduğum gerizekalı lavuk motorcuydu bir tanesi bir kızın gazıyla bana saldırmıştı evimin fotosunu göndermişti hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk diyabet hastasıyım ben diye ağlamış uzlaştırma memuruna adliyedeki.. diğeri de benim dolandırıcı iş yerimdeki bir patron yalakasıydı sonra onu da dolandırmışlar ve bu iki lavuk tanışıyolardı yani diğeri facebookta duvarında bana neler yapacağını anlatmıştı benim normalde okuyamayacağım yerde diğeri de gülücük falan atmıştı. ulan hiç motosikletle alakası olmayan kız arkadaşım motora merak saldı geçen sene zaten pasif uyuz tavırlarından bıkmıştım bir de motor ehliyeti alacağını söyleyince kıllanmıştım çünkü kızda "bukalemun etkisi" vardı benim hobileri benimsemişti flörtleşirken sonra bi baktım durup durmadık yere merak saldı ve kıllanmakta haklıymışım benden saklı edindiği sevgilisi (şimdi de kocası) motorcuymuş ve nasıl boş beleş bir tip.. aslında şeytan diyo ifşa yap ama neyse burada konu farklı tabii zaten yakışık da almaz kızı döver möver yazık gerçekten.. (normalde bunu anlatmazdım da zaten motorculara yeteri kadar gıcıktım bir artı daha eklendi buna)

okuduğum crossed çizgiromanında motorcu davarlar kız arkadaşlarını birbirleriyle paylaşıyolardı ya elemanlar resmen gavattı sdjıfdsıjfs bir de gta 5'te trevor, gta 4: lost and damned'deki motor çetesinin ele başını gebertince ne keyif almıştım hele elemanlar intikam almaya geldiğinde trevor psikopatça taşak geçiyodu onlarla off mükemmeldi o kısım kral trevor ya..

south park'ın faggot kelimesinin anlamını değiştirdikleri bölümde de faggot'ın gay değil motosikletle ses çıkartıp insanları rahatsız eden mallar anlamıyla değiştiriyolardı müükeemmeldi o bölüm.