muhsin yazıcıoğlu

seni tanıyordum.

elinde silah, komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum.

önce ankara'da, sonra istanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı.

ev baskınları yaptın; kör karanlıklarda.

boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı.
bahçelievler' de yedi canıma sen kıydın.

ellerine bulaşmış insan kanıyla, yüzünü yıkıyordun her sabah.

sarkık bıyıkların, yaz-kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, korkak- hain sinsi, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi.

16 mart katliamı'nda kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın.

1979 kışında, ankara ziraat fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim sabit torun'u balgat'ta evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın.

kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı.

maraş'ı kana sen buladın.

annelerimizin karnındaki bebeklerimizi katlettin.

bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin.

yozgat, çorum ve 93'te sivas'ta yine sen vardın.

bir dağ başında, elinde silahın uluyan resimlerini anımsıyorum, madımak ateşe verildiğinde, "tahrik var" diyen yine senin ölüm kokulu sesindi.

korkağın tekiydin.

uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı.
bu yüzden olsa gerek, seni yalnız başına kimse görmedi!

kuyruğunu kıstırıp, sokak köşelerine pusu kuran, uyuzluk misali yaşadın.

ardında iş ortağın onca "tosuncuk" varken, hep güvencede hissettin kendini.

bu ülke katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar!

bahçeli de seviyor seni, baykal da, tayyip de, erbakan da.

halen arkan sağlam.

ardından methiyeler düzülüyor!

yazık oldu sana yazık. ölümün böyle olmamalıydı!

ateşe verdiğin o maraş yolu, canını aldı!

çakılıp kaldın bir dağın başına.

beş santim buz tutmuş bedenin.

zavallı ürkek yüreğin donmuş!

üzülmedim.

hiç unutmayacağım; söz!

aklıma faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım.



orhan aydın
30 mart 2009

ölümünün ardındaki sis perdesi hala aralanamamıştır.

''bir saniyesine bile hakim olamadığımız bir dünya için ; bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur...!''

“kel ölür sırma saçlı olur
kör ölür badem gözlü olur”
bu bile ne kadar çürük bir kültüre mensup olduğunuzu gösterir.
kimse öldü diye aklanmaz!

yakarak öldüren
donarak can veren kişidir bu herif.

ülkücü ve müslümanmış!!!
ulan tam da ışid kafası bu.

bugün (25 mart) aramızdan ayrılışının 12. yıldönümü.

yeri ışık olsun.

(bkz: 25 mart 2009 muhsin yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında vefat etmesi)

ruhu şad, makamı âlâ olsun.

90’larda uğur mumcu’yu öldüren el, 2000’li yıllara gelince muhsin yazıcıoğlu’nu öldürmüştür. iki suikast, iki faili meçhul. gerçekten faili meçhul mü? hadi canım sen de.

şu dünyanın adaletsizliğine katlanabilmek ancak ahirete inanmakla mümkün. o gün geldiğinde, mizan kurulduğunda bedel ödetecek allah’a hamd olsun.

demokratik bir toplumdaymış gibi bir referandum yapılsa ve şu oylansa; ölünün ardından kötü konuşmama geleneği devam etsin mi etmesin mi ?
bu hayali referandumda hayır oyu kullanmama sebep olacak kişidir.
hatırlıyorum da; oy potansiyeli olarak bir doğu perinçek iken ölümüyle adeta potansiyel bir devlet başkanı öldürüldü havası yaratılmıştı.

ilahi adaletin tecelli ettiğinin büyük ispatıdır. maraş olaylarında onlarca insanın kanını elinde taşıyan ve yine bindiği helikopterin maraşta düşmesi sonucu ölen kişidir.

'firavun’a karşı çıkmak yetmez, musa’nın yanında olmak gerekir!'
'haksız bir davada zirve olmaktansa, haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim.'
'bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için; bu kadar fırıldak olmaya gerek yok!' sözlerinin sahibi. ulucanlar cezaevi'ni gezerken hoparlörden verilen bu şiirle soluğu taceddin dergahı'nın bahçesinde almıştım günübirlik ankara gezisinde. yattığın yer incitmesin.

maraş katliamı, sivas katliamında parmağı olan; solcu insanlara ve aydınlara yapılan infazlarda, pusularda adı geçen biri.
eline bir sürü masum insanın kanı bulaşmış bir kişiyi rahmetle anamam.
maraş katliamı

evvela geçmişte yaşanan siyasi olaylar sebebi ile kendisine isnat edilenlerin bizzat o günleri yaşayanların yalanlamasina rağmen hala karşımıza çıkması komik oluyor.

ne diyor arif sağ: sanatçı arif sağ, madımak oteli yangını sırasında kendisinin de içinde bulunduğu 40'tan fazla kişinin kurtulmasında, dönemin bbp il başkanının önemli katkısının olduğunu söyledi. haber linki

google üzerinden yapacağınız basit bir arama ile madımak oteli başta olmak üzere o dönem yaşananlara dair neyin ne olduğunu izah eden daha çok kaynak bulabilirsiniz. lütfen laf olsun diye konuşmaktan, çamur at izi kalsın siyasetinden, birbirimizi daha çok kıracak, üzecek, kutuplastiracak ifadelerden vazgeçelim.

gelelim yazıcıoğlu'na...

allah rahmet etsin, her şeyden evvel dürüst bir insandı. bir çok arkadaşından duyduğum medya sahibi kişiler tarafından istenilen yasaları yapma sözüne karşılık kendisini iktidara taşıyacak şekilde yayın yapılacağı söylenmesine rağmen bu tür teklifleri elinin tersiyle itmiştir. zaten aman aman bir şey olmadığı sürece medyada yer al(a)mazdı. neyse...

genç yaşında tanıştığı milliyetçilik ile henüz yirmili yaşlarında o dönemin en etkin kuruluşu olan ülkü ocaklarının genel başkanı olmuş, yaşanan siyasi ve sosyal buhran üzerine gelen 1980 askeri darbesi ile uzun süresi ulucanlar cezaevi'nde tek kişilik hücrede olmak üzere tutuklu olarak hapis yatmış, sonra bütün suclamalardan beraat etmiştir.

veteriner olma hikayesi şudur: bir grup ülkücü arkadaş "bozkurtlar çiftliği" kuracaklardır. bu sebeple herkes çiftlik için gerekli olan bir bölüm okumaya karar verir ve yazıcıoğlu'da veterinerlik bölümüne kayıt yaptırır.

gerek ülkü ocakları, gerek mhp içerisinde parlak bir kariyere sahipken yollar ayrılır. burası ayrı ve benim gibiler için üzücü olan bölümdür. izahı uzun. burayı geçelim.

evvela partinin gençlik kolu mahiyetinde hareket eden ancak ayrı bir dernek olan, sorulduğunda ise sadece fikir birliğimiz var şeklinde beraberlikleri ifade edilen nizam-ı alem ocakları kurulur. bir sene sonra büyük birlik partisi kurulur. kendisi ve yanında yer alanlar hain olarak ilan edilir. bu youtube videosunda görebilirsiniz.

asıl siyasi olayı ve belki de en etkili olanı ise bir avuç milletvekili ile 28 şubat sürecindedir. erbakan'a destek vererek hükumetin kurulmasını sağlayacak, malumunuz mgk bildirisini imzalamadan evvel ise -bir rivayet- erbakan'ın elinden imzalayacağı kağıdı çekip almış ve yapmamasını söylemiştir. erbakan ise gözleri yaşlı imzaladıktan sonra ki imzalamasa daha büyük sıkıntılar olabilirdi konu açılınca bir dostuna yazıcıoğlu için "o çocuğun gözünde o an vatan sevdasını gördüm!" demiştir.

28 şubat sürecinde ve sonrasında olanlar malum. beklediği siyasi desteği bir türlü göremedi. siyasi bir formülle seçim öncesi partisinden istifa ediyor sivas bağımsız milletvekili olarak seçimlere giriyor, seçim sonrası ise kendi partisine tekrar katılıyordu. bir gazetecinin "sizi sokakta kime sorsak iyi, güzel konuşuyor ama oyunuz çok düşük. bunun sebebi ne?" diye sorunca "ben de bir bilsem..." diyerek gülmüşlüğü vardır. oy onun için mühim değildir. nereye gitse sevilmiş, sayılmış, baş üstünde tutulmuştur.

dediği gibi çiftçiyi filmlerde, ineği kitaplarda görmemiş, çiftçiliğin içinden gelmiş, sivas'ta, ankara'da yürürken bile denk gelebileceğiniz, milletin içinden birisiydi. milliyetçi camianin sorunlarını da çok iyi biliyordu ancak elden ne gelir... bizim çocukları kitap okumak sıkar ama kavga var derseniz koşa koşa gelirler diyerek kendi cenahını hem eleştiriyor, hem çok iyi tanıdığını belirtiyordu.

parti binasında polis son zamanlarda artan tehditlere kadar mevcut değildi. kapısı herkese açıktı. ömrünün sonuna doğru ise artan tehditler sebebi ile koruma polisi tahsis edilmişti.

hayatı boyunca sayısız tehdit bir kenara arkadaşı, dostu abdullah çatlı'nın yaşadığı gibi defalarca trafik kazası geçirdiği bir ömrü şaibeli bir helikopter kazası ile son buldu. hala kaza mi, suikast mi bilemediğimiz bir şekilde aramızdan ayrılan yazıcıoğlu'nun arkasindanda çok seyler yazıldı. kimisi barnabas incili'ni okuduğunu, kimisi ergenekon/balyoz davalarında çok gizli bilgiler edindiğini, kimisi ise bu davalarda gizli tanık olduğunu, kimisi ise ifadesi alındıktan sonra kazanın olduğu yere geri getirildiğini ve burada iki rekat namaz kılmasına müsaade edildikten sonra infaz edildiğini, ..., vs vs vs... bir çok şey.

sözün özü şu ki türkiye çok kıymetli bir ismi kaybetti. hayatı boyunca kurmak istediği büyük birliği cenazesinde kurdu.

allah herkese onun gibi, dediği gibi bir saniyesine bile hakim olamadığımız şu fani dunyada emrolundugu gibi dosdoğru yaşamayı nasip etsin.

allah rahmet eylesin. mekanı cennet olsun.

sürçülisan etti isek affola.

derin devletin hakim olduğu memlekette, bir çok faili malum siyasi cinayetlerden birinin kurbanı.
kurban olması geçmişini aklamıyor. kör ölür badem gözlü olur misali. halkın balık hafızası lafına fazla güvenmeyin gençler. gerçeklerin ergeç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. geçmiş peşinizi bırakmaz.

sivas katliamı'nın baş failidir, trajik bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. eğer trajik bir kazada hayatını kaybetmeseydi, çoktan unutulup gidecekti.

alparslan türkeş'in mhp'sinden ayrılma erkini gösteren daha doğrusu gösterebilen siyasetçidir. kabri, 1920 yılında mehmet akif ersoy'u ağırlamış olan taceddin dergahındadır. taceddin dergahı, tıpkı hacı bayram veli dergahı gibi atatürk döneminde aktif kalan yerlerden biridir aynı zamanda.

kendisinin arama çalışmalarına gönüllü katılan köylülerin hiçbiri, buradakiler gibi kinle hareket etmeyip canla başla aramalara katılmıştır. bir de maraşlılar adına neden herkes ille bir laf konuşuyor ki azizim? maraşlıların, her kim iseniz, sizden kendilerine hamilik etmeniz için bir talebi var da biz mi bilmiyoruz acaba? istiklal harbinde kendi kendine örgütlenen, meclis daha kurulmadan gavuru kovan maraş'ın hamiliğine soyunanların dedeleri hangi toprak parçasını kurtarmış gavurdan hani? bu gevezelerin hangisinin dedesi ingiliz binbaşı noel yahut şeyh said denen trreğe rest çekebilmiştir maraş'taki kürtler gibi?

üstelik helikopterin enkazına ulaşan gönüllü grubundan maraşlı bir köy korucusu daha o günlerde kuşkulu bir durum olabileceğini ima etmişti. buradan

kaldı ki yazıcıoğlu çerkes kökenlidir. bu ülkede çok güçlü aktörlerdendir çerkesler; etnik kimlikleri hep geri planda kalmış olsa da çok önemli kişiler çıkmıştır aralarından devlete resmi olarak hizmet eden. ergenekon davasına yazıcıoğlu suikastının şüphelisi olarak dürtüklenmeye çalışılan "çerkez ali" hayali kahramanı da fetöşün oyun içinde oyun kurma çabası gibi görünmekte bana. yalçın küçük şurada yazıcıoğlu suikastıyla alakalı hayli ilginç şeyler söylemiştir. tee 2011 senesinde. severim bu inatçı ve cesur yalçın bey'in zekasını ben.

zülfü livaneli'nin elia ile yolculuk kitabında darbe döneminde görülen işkencelerden bahsederken ismi zikredilen siyasetçidir. okuyunca duyduğum saygı daha da artmıştır, mekanı cennet olsun. mezarı ankara'da hamamönü'ndedir.

koca reis bu gün yaşıyor olsaydı cumhur ittifakının en küçük ortağı idi.

öldürüldüğü birçok insan tarafından açıklanmış eski siyasetçi. açığa çıkarılamayan her olayın adaletimiz tarafından fetö'ye bağlanmasının büyük örneklerinden birine sahip bu adamın ölümünün araştırılması. adam öldürüldü. faillere dair en ufak bir şey bulunamadı. en sonunda fetö soruşturmasına eklendi dosyası. bu fetö meselesi adaletin çöp kutusu gibi oldu. açıklanamayan her şey o kutuya atılıyor.

onlarca insanın ölümüne sebep olmuş siyasetçi. keşke hapishanede çürüyüp gitseydi ama işte bir şekilde öldü gitti. kendisine rahmet falan dilemiyorum, ateşin bol olsun muhsincik.

ölüm haberini aldığımda acayip sevinmiştim.
donarak öldüğü haberini okuyunca daha da mutlu olmuştum.

kullanılıp kenara atılan kiralık katillerden.

bir düşüncenin bir fikriyatın babası yaptığı işler çok iyi ve yerindeydi sevmeyenlerin ne olduğu çok açık ortadır.