1.
asla cesaret edemeyeceğim doğum şekli. ama yavrum illa ordan çıkmak isterse napalım, çekeriz acısını..
devamını gör...
2.
kadınların tercih etmediği zaman hemcinsleri tarafından yadırgandığı doğum şekli.
devamını gör...
3.
yapabilene saygı duyduğum doğum şeklidir. insan vücudu en fazla 45 del (birimi) acıya dayanabiliyor ancak doğumda bu oran 57 dele kadr çıkıyor bunun 20 kemiğin aynı anda kırılmasına eşit olduğunu söylüyorlar gerisini siz düşünün.
devamını gör...
4.
sağlıklı olan doğum şeklidir. ayrıca kadının karnına bastırılır ve kadın bütün fazlalıkları atar. doğumdan sonra göbek iner. göze ürkütücü geliyor ama sağlıklı olan bu.
devamını gör...
5.
ilerde doğurursam tercih etmeyeceğim doğum şekli. gerçek bir normal doğumda vajinanin 10 -15 cm açılması gerekiyor .bu açıklığa ulaşması günler aldığı için günümüzde vajina 4-5 cm acikliğa ulaştığında doktorlar kesi atarak bu doğumu gerçekleştiriyorlar . evet bildiģiniz kesiyorlar .korkunç
devamını gör...
6.
bebek ve anne arasındaki bağın oluşabilmesi için en doğru doğum yöntemidir. bebeğin doğumuna yakın hipofiz bezi tarafından yüksek oranda salgılanan (bkz: oksitosin) plasentadan bebeğin vücuduna geçerek anne ve bebek arasında bağ oluşmasını sağlar. (anne ile bebeği arasındaki büyük bağlılığın nedeni olarak görülür.) ayrıca doğumdan sonra yüksek seviyelerde kalan oksitosin, anne sütünün oluşmasına ve çoğalmasına da yardımcı olur. bu nedenle mümkünse normal doğum tercih edilmeli ve önerilmelidir. (bkz: sezeryan) anne veya bebeğin hayati riski oluştuğunda başvurulacak hayat kurtaran bir uygulama olarak her zaman hazırda bulunmaktadır zaten.
devamını gör...
7.
doğum yapan arkadaşıma sorduğumda çok canım yandı ama bebeğimi kucağıma alınca hepsi birden geçti sanki diyo
devamını gör...
8.
acıdan korkulduğu için kaçınıldığını gördüğüm ve çok da zor olmadığına inandığım doğum şekli.
kanı alınan çocuklar genelde ağlar değil mi?yetişkinler ise genelde tepki vermez. korku, panik çocuğun acıyı daha fazla hissetmesine neden olur. yetişkin ise bir anlık acı hissedip geçeceğini ve zedelenen dokunun hızla iyileşeceğini bilir. yani zihnen insanın kendisini hazırlaması önemlidir.
bundan sonrası kişisel deneyimleri içerir:
sancılarım başladığında çok korktum ve daha büyük bir acı yaşayamayacağımı düşündüm. ancak her geçen dakika daha da büyük bir sancı yaşıyordum. ölmekten korkmaya başladım. bir an aklıma bebeğim geldi. neyin başladığını bilmiyordu, kim bilir nasıl korkuyordu, strese girmişti, mücadele edecekti, yorulacaktı. onu sakinleştirmek için sevmeye ve konuşmaya başladım. merak etme, seni yakında kucağıma alacağım, çok kolay olacak, sana yardım edeceğim, dedim. o andan sonra hissettiğim sancı azaldı. korktuğum veya kendimi ön planda tuttuğum için kasılmaları gerçekte olduğundan daha yoğun hissettiğimi anladım. sonra her şey çok kolay oldu demek isterdim ama maalesef o kadar da kolay değil. ama binlerce yıldır kadınların bunu yaptığını ve riskli bir durumda doktorların müdahale ettiğini bilerek korkmamak lazım. ne kadar zor da olsa bitiyor geçiyor.
gebelikten önce egzersizlerle vücudu kuvvetlendirerek doğumu kolaylaştırmak (ıkınarak bebeği itmek gerekiyor) mümkün. gebelikte kegel egzersizleri, perine masajı vb ile hazırlık yaptırarak doğum kesisi yapmadan doğum yaptıran doktorlar var.
sezaryen doğum olması durumunda da, doğum kanalındaki sıvıyı bebek doğduktan sonra ağzına sürerek bebekte daha sağlıklı bir flora oluşmasını sağlamak mümkün. bunlar doktorla konuşulmalı.
özetle zihinsel ve fiziksel olarak hazırlanınca korkutucu olmayan, tıbbi zorunluluk nedeniyle gerçekleştirilemezse de dünyanın sonunun olmadığı doğum şekli.
kanı alınan çocuklar genelde ağlar değil mi?yetişkinler ise genelde tepki vermez. korku, panik çocuğun acıyı daha fazla hissetmesine neden olur. yetişkin ise bir anlık acı hissedip geçeceğini ve zedelenen dokunun hızla iyileşeceğini bilir. yani zihnen insanın kendisini hazırlaması önemlidir.
bundan sonrası kişisel deneyimleri içerir:
sancılarım başladığında çok korktum ve daha büyük bir acı yaşayamayacağımı düşündüm. ancak her geçen dakika daha da büyük bir sancı yaşıyordum. ölmekten korkmaya başladım. bir an aklıma bebeğim geldi. neyin başladığını bilmiyordu, kim bilir nasıl korkuyordu, strese girmişti, mücadele edecekti, yorulacaktı. onu sakinleştirmek için sevmeye ve konuşmaya başladım. merak etme, seni yakında kucağıma alacağım, çok kolay olacak, sana yardım edeceğim, dedim. o andan sonra hissettiğim sancı azaldı. korktuğum veya kendimi ön planda tuttuğum için kasılmaları gerçekte olduğundan daha yoğun hissettiğimi anladım. sonra her şey çok kolay oldu demek isterdim ama maalesef o kadar da kolay değil. ama binlerce yıldır kadınların bunu yaptığını ve riskli bir durumda doktorların müdahale ettiğini bilerek korkmamak lazım. ne kadar zor da olsa bitiyor geçiyor.
gebelikten önce egzersizlerle vücudu kuvvetlendirerek doğumu kolaylaştırmak (ıkınarak bebeği itmek gerekiyor) mümkün. gebelikte kegel egzersizleri, perine masajı vb ile hazırlık yaptırarak doğum kesisi yapmadan doğum yaptıran doktorlar var.
sezaryen doğum olması durumunda da, doğum kanalındaki sıvıyı bebek doğduktan sonra ağzına sürerek bebekte daha sağlıklı bir flora oluşmasını sağlamak mümkün. bunlar doktorla konuşulmalı.
özetle zihinsel ve fiziksel olarak hazırlanınca korkutucu olmayan, tıbbi zorunluluk nedeniyle gerçekleştirilemezse de dünyanın sonunun olmadığı doğum şekli.
devamını gör...
9.
sanılanın aksine doğumda yaşanan acı tamamen unutulmaz. bazı kadınlar acıyı en yüksek derecede hatırlarken bazılarının anıları daha siliktir sadece.
doğum ağrısı konusunu inceleyen bir araştırmada kadınların aslında bu acıyı unutmadığını ortaya koyuyor. ayrıca isveç’te 2000 kadın üzerinde yapılan ve ağrıyla ilgili hafızanın zaman içinde değişip değişmediğine bakıldı.
kadınlardan bu ağrının şiddetini doğumdan iki ay sonra ve 12 ay sonra derecelendirmeleri istendi. veriler ağrının unutulmadığını gösteriyordu. kadınların yüzde 60’ı her iki dönemde aynı derecede ağrı bildiriminde bulunmuş, üçte biri daha önce hangi dereceyi bildirdiklerini unutmuş, yüzde 18’i ise 12. ayda daha fazla ağrı çektiklerini ifade etmişti.
beş yıl sonra araştırmacılar kadınlarla yeni bir değerlendirme yaptı. bazı kadınların ağrıya dair hafızaları silikleşmiş, yarıya yakını ilk değerlendirmeden daha az acıya işaret etmişti; fakat ilk değerlendirmede en fazla ağrıdan söz edenlerde acıya dair hafıza etkisini yitirmemişti. ancak bu kötü anlama gelmiyordu. kadınlar doğum tecrübesini bir başarı olarak görüp, “doğum acısına katlandıysam her şeye katlanabilirim” sonucunu çıkarıyordu.
kaynak
doğum ağrısı konusunu inceleyen bir araştırmada kadınların aslında bu acıyı unutmadığını ortaya koyuyor. ayrıca isveç’te 2000 kadın üzerinde yapılan ve ağrıyla ilgili hafızanın zaman içinde değişip değişmediğine bakıldı.
kadınlardan bu ağrının şiddetini doğumdan iki ay sonra ve 12 ay sonra derecelendirmeleri istendi. veriler ağrının unutulmadığını gösteriyordu. kadınların yüzde 60’ı her iki dönemde aynı derecede ağrı bildiriminde bulunmuş, üçte biri daha önce hangi dereceyi bildirdiklerini unutmuş, yüzde 18’i ise 12. ayda daha fazla ağrı çektiklerini ifade etmişti.
beş yıl sonra araştırmacılar kadınlarla yeni bir değerlendirme yaptı. bazı kadınların ağrıya dair hafızaları silikleşmiş, yarıya yakını ilk değerlendirmeden daha az acıya işaret etmişti; fakat ilk değerlendirmede en fazla ağrıdan söz edenlerde acıya dair hafıza etkisini yitirmemişti. ancak bu kötü anlama gelmiyordu. kadınlar doğum tecrübesini bir başarı olarak görüp, “doğum acısına katlandıysam her şeye katlanabilirim” sonucunu çıkarıyordu.
kaynak
devamını gör...
10.
bugün sözlüğün başına gelen...
devamını gör...
11.
asla yapamayacağımı düşündüğüm doğum şekli.
anne için narkoz, dikiş gibi uygulamalar olmayacağından normal doğumun; bebek için ise kasılmalar vs olmayacağı için sezaryen doğumun daha az riskli olduğu söyleniyor. her halükarda otuz saatlere kadar çıkabilen doğum sancılarını duydukça kesinlikle normal doğuramayacağım kanaatindeyim. korku filmi gibi. ayrıca oldu ki öyle olması gerekti, ben o ağrıyı çekerken yanımda bulunacaklara da allah’tan sabır diliyorum.
anne için narkoz, dikiş gibi uygulamalar olmayacağından normal doğumun; bebek için ise kasılmalar vs olmayacağı için sezaryen doğumun daha az riskli olduğu söyleniyor. her halükarda otuz saatlere kadar çıkabilen doğum sancılarını duydukça kesinlikle normal doğuramayacağım kanaatindeyim. korku filmi gibi. ayrıca oldu ki öyle olması gerekti, ben o ağrıyı çekerken yanımda bulunacaklara da allah’tan sabır diliyorum.
devamını gör...
12.
bu şekilde doğum yapan bir arkadaşım doğumdan sonra "abarttıkları kadar bir şey yokmuş. 17 saat sürdü ama gayet kolaydı" demişti. aynı arkadaşım 4 yıl sonra "aklın varsa sezaryen ol. oturup kalkarken hâlâ acısını yaşıyorum o doğumun. 'normal doğuracağım' diyen aklıma bugün çok orijinal sövüyorum" demişti.
devamını gör...
13.
hem normal hem de sezaryen ile doğum yaptım.
3-4 saat içinde doğurdum, doktor kolay bir doğumdu dedi ama ben aynı fikirde olmadığım için sonraki iki doğumumda sezaryen olmayı tercih ettim.
normal doğum denmesini aptalca buluyorum, doğal doğum dense daha mantıklı olur belki de.
doğada tüm memeliler doğuruyorlar, insan dışındakiler hiçbir müdahaleye gerek olmaksızın kendi başlarına yavrularını dünyaya getiriyorlar, ondan normal deniyor heralde.
doğum sancısı gerçekten insanın katlanabileceği en büyük ağrılardan biri olmalı. daha büyüğünü bayılmadan yaşamak mümkün değil.
acıyı unutuyorsun yoksa hiçbir kadın ikinci defa aynı şeyi yaşamayı kabul etmezdi.
öncesi zor olsa da tam zamanlı anne olmaya geçiş normal doğumdan sonra hızlıca oluyor. sütün geliyor, ameliyat geçirmediğin için daha çabuk iyileşiyorsun.
hangisi derseniz, kendi tecrübemden yola çıkarak şunu söylerim, kimsenin tecrübesini baz alarak doğuma hazırlanmayın. güvendiğiniz bir hekime emanet edin kendinizi ve onun gösterdiği yoldan şaşmayın.
bilmem kim halanın gelinin yaşadıklarını bire bir yaşama şansınız dört milyarda bir olacağına göre kendi hikayenizi yazmaktan kaçınmayın.
3-4 saat içinde doğurdum, doktor kolay bir doğumdu dedi ama ben aynı fikirde olmadığım için sonraki iki doğumumda sezaryen olmayı tercih ettim.
normal doğum denmesini aptalca buluyorum, doğal doğum dense daha mantıklı olur belki de.
doğada tüm memeliler doğuruyorlar, insan dışındakiler hiçbir müdahaleye gerek olmaksızın kendi başlarına yavrularını dünyaya getiriyorlar, ondan normal deniyor heralde.
doğum sancısı gerçekten insanın katlanabileceği en büyük ağrılardan biri olmalı. daha büyüğünü bayılmadan yaşamak mümkün değil.
acıyı unutuyorsun yoksa hiçbir kadın ikinci defa aynı şeyi yaşamayı kabul etmezdi.
öncesi zor olsa da tam zamanlı anne olmaya geçiş normal doğumdan sonra hızlıca oluyor. sütün geliyor, ameliyat geçirmediğin için daha çabuk iyileşiyorsun.
hangisi derseniz, kendi tecrübemden yola çıkarak şunu söylerim, kimsenin tecrübesini baz alarak doğuma hazırlanmayın. güvendiğiniz bir hekime emanet edin kendinizi ve onun gösterdiği yoldan şaşmayın.
bilmem kim halanın gelinin yaşadıklarını bire bir yaşama şansınız dört milyarda bir olacağına göre kendi hikayenizi yazmaktan kaçınmayın.
devamını gör...
14.
normal doğum diye bir şey yoktur. vajinal yolla doğumların da riskleri komplikasyonlari vardir. sezaryen olmamak icin israr edenleri, evde dogum yapma gafletinde bulunanlari asla anlamiyorum anlamayacagim.
devamını gör...
15.
insanlık tarihinin %99'luk hatta belki daha uzun bir döneminde kadınların doğurma şekli. biyolojik olarak insanlar bu şekilde doğum yapmaya uygun olduğu için adına normal doğum deniyor.
feminik kafalılar normal doğum lafına neden bu kadar tepki veriyor?
insanların üreme ve doğurma şekli belli. bir insan ben mitoz bölünücem diyebilir mi? veya ben sporla çoğalıcam diyebilir mi? ben yumurtlayıp kuluçkaya yatmak istiyorum diyebilir mi? diyemez, çünkü bu insan doğasına aykırı.
en "ideal" doğum belki sezeryan olabilir, ben bu konuda yorum yapamam ama sezeryan dediğin şey cerrahi bir müdahale. insanlar da diğer canlılar gibi doğar, büyür, çoğalır ve ölür. ve doğum şekli de bellidir.
kaldı ki doğum yapan kadına kimse zorla bişey yaptırmıyor, her kadın kendisi seçiyor.
normal doğumun adı neden normal doğum? çünkü biyolojik açıdan normali bu olduğu için.
ingilizcede de adı "normal delivery" olarak geçiyor.
google'a benefits of normal delivery yazarsanız normal doğumun faydalarını görürsünüz.
feminik kafalılar normal doğum lafına neden bu kadar tepki veriyor?
insanların üreme ve doğurma şekli belli. bir insan ben mitoz bölünücem diyebilir mi? veya ben sporla çoğalıcam diyebilir mi? ben yumurtlayıp kuluçkaya yatmak istiyorum diyebilir mi? diyemez, çünkü bu insan doğasına aykırı.
en "ideal" doğum belki sezeryan olabilir, ben bu konuda yorum yapamam ama sezeryan dediğin şey cerrahi bir müdahale. insanlar da diğer canlılar gibi doğar, büyür, çoğalır ve ölür. ve doğum şekli de bellidir.
kaldı ki doğum yapan kadına kimse zorla bişey yaptırmıyor, her kadın kendisi seçiyor.
normal doğumun adı neden normal doğum? çünkü biyolojik açıdan normali bu olduğu için.
ingilizcede de adı "normal delivery" olarak geçiyor.
google'a benefits of normal delivery yazarsanız normal doğumun faydalarını görürsünüz.
devamını gör...
"normal doğum" ile benzer başlıklar
doğum günü
167