normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
1141.
herkesin senin hakkında bir sürü fikri varken senin kendi hayatınla ilgili zerre fikrin yok. çünkü sana yaftalanan cümleler öyle doğru ki onlarca sen yine haksızsın. anlatmaya çalıştıkça kendini, daha da çaresizleşiyor, kendi çığılığında boğuluyorsun. herkes senin iyiliğini düşünüyor ama sen kendi iyiliğini düşünmeye fırsat bulamıyorsun. herkes var etrafta ama kimse yok gibi. derdini dinlemek yerine öğütler çok çünkü. sen de bireysin aslında kadın olmuşsun erkek olmuşsun çok da önemli değil, insan olarak boşluktasın. somutsun ama soyut hissediyorsun. yazık değil mi be bunları düşündürtmelerine. düşün düşün dur. sanki bulunuyor çaresi. en azından yazdık bak okunmasa, dinlenmese de sorun değil.
devamını gör...
1142.
saçlarımı taradığı anı hatırladım, yumuşak saçlarımı özenle tarayışını ve o her daim içimi ısıtan gülüşü... aynaları susturmuştum. kim bilir belki de küsmüşlerdi. zihnimi süsleyen o kirli cümle " o gittiğinden beri" . papatyalarla bir alıp veremediğim vardı. sevip sevmediğini öğrenirdin ne zaman yitip gideceğini değil. o gittiğinden beri kelimeleri kovmuş suskunlukla arkadaş olmuştum fakat bu anlaşmayı gözyaşlarım bozuyordu. kokular unutulmaz derdi annem oysa unuttuğum kokulardan kaç anı çaldı zaman? giden gitti kabul etmek gerek. kabullenmek ihanet mi olurdu sevgiye aksine daha da mı hızlandırırdı süreci? bir ruh kaybettim kefene sarılan bedenden ziyade. içimi ısıtan gözleri başkaydı ama onun ta içi... ölüm uyumak gibi değilmiş. uykusu ağırdı onun hoplaya zıplaya kaldırırdım yataktan oysa artık ne kadar hoplasam da zıplasam da ben yükseldikçe bilirim o toprağın dibinde. binlercesi farklı dilden anlatır ölümü. bense anlatmıyorum, yaşarken en zoru anlatmak. henüz bunu başarabilmiş değilim. yegâne sevdiğim toprakla yekpare şimdi. nasıl kızgınım bir bilseniz ama ben bile bilemedim meçhul. gitmesi mi ölmesi mi can yakan diye sorsanız gülmesi derim - bir daha geri gelmeyecek olan gülmesi- . ablacığım bir bilsen sen de keşke beni . özlemek neymiş şimdi öğrendim. verselerdi bana kısacık bir an daha da severdim bilmemeyi . rüyalarımda sarılmak istiyorum sana. bilseydim bu kadar erken gideceğini hep yapışırdım kollarına. ölüm zaman tanımazmış nankör mü ne biraz? biz çok mu istedik onu tanımayı? sen bana bakma şuursuzum bu aralar. hep dimağımda mühür oluyorsun unutuyorum unutmayı. bir gülücük göndersen bana çok değil sonra yine üzüleceğim söz. acizlik bu olsa gerek, bir gün en dibindesin üzerine bastığın toprağın. ah be ablam nasıl yıktın sen benim senli tüm alışkanlıklarımı! manasızca geri gel diyorum ara sıra. zaman da imana gelip gelmiyor sen de .bir gelse hapsederdim tüm anıları. ben bir ruh kaybettim güzel yüzünden saçlarından önce, içine döktüğüm mutluluk gözyaşlarını... şimdi hep hüzün hep bulanık hayat. şimdi cevapsız sorularım sorusuz bir cevaba yenik. biliyorum inancım var mutlu ol öbür dünyada. ama ne olur be abla bir saniyeliğine benimle kal. tamam susuyorum artık. gözyaşımla büyüttüm çiçeklerini . papatyalar diktim üzerine sen seversin. koparmaya kıyamadım yapraklarını ama onlar "seviyor" dedi. biliyorum ablam ben de seni ben de seni...
devamını gör...
1143.
uzun zamandır yoktum biri demiş öldü, şimdi yazsınlar kral geri döndü...
şaka la şaka. dönüyorum ama reel hayatıma.
ulan günlerdir yok olmak niyetiyle yazdıklarımı siliyorum. sil sil bitmedi, hakikaten uzun uzun kafa şişirmişim. (burada bir gülücük var.)
ben ne yazmışım?
içinde ufak tefek insanlık öğütleyen hikayeler.
sağda solda okuduğum kendi seanslarımda yaşadığım birine faydası olur belki diye oluşturduğum psikoloji konulu içerikler.
azıcık komikli,amcamlı,kadri abili, orhan abili anılar.
eşim, bebelerim.
toplamında kimseye zararı olmayan duygularım, düşüncelerim.
en son olarak da burada gördüğüm zorbalığa ilişkin bir yazı.
ayıp mı etmişim? utanmayı gerektirecek bir şey mi yapmışım? bilemedim, belki etmişimdir.
peki başka ne olmuş?
en temel vazifesi okumak olan
modaretör durumum yoktu okuyamadım demiş.
en temel vazifesi objektif olmak olan modaretör yönetimin attığı yazarın nickaltında gitmiş yas tutmuş.
hiç tanımadığım biri seni sevmiyorum seni seveni de sevmiyorum yazmış. bir saat olayın yanlışlığını tartıştığım sözde ikna olan yazar akşamına kadın bir yazarın nickaltını bombalamış, uyarmışım utanma belasına silmiş.
öteki benlen dalga geçmiş.
beriki zorbalığa devam etmiş...
umrumda mı? kesinlikle hayır. vallahi billahi ben yine yazmaya devam edecektim. bunlar silmeye de gitmeye de inanın sebep değildi. ki karşıt görüşlü kaç yazarla görüştüm olayın yanlışlığını anlattım kim ne anladı bilmiyorum. saygı çerçevesinde yazıştık. modaretörün yaptığı da beni bağlamaz, oda sağolsun. velhasıl ben o yazı yüzünden felan toplamadım valizi. kızmadım bile kimseye. içerisinde küfür, hakaret vs. olmadığı sürece düşüncelere saygı duymak lazım.
ne tatava yaptın hoşşik ne demeye siliyon o zaman koleksiyonu?
gelin niyesini söyleyeyim ben size.
beni, buraya nokta dahi faydası olmayan üstüne kaç tane yazarı kaçıran biri gecenin bir yarısı mesajıyla rahatsız etti ve benim dışarıya açılan tek penceremin önüne pisledi. yönetime de durumu izah ettim sağolsunlar anlayışla karşıladılar ellerinden gelen yardımı yaptılar.
ki güneş'i tanıyanlar az çok bilir öyle çabuk sinirlenmez sabrı çoktur. bakın evliyim iki evladım var ve bu benim kaldırabileceğim bir şey değil. ayrıca yönetim bu insana bir şey yapılamayacağını z kuşağının bu şekilde ileteşim kurduğunu söyledi. daha önce de oldu ufak tefek umursamadım. şikayet ettim geçtim. burası anonim bir mecra bunlar oluyor ve olacak kimseyi suçlamıyorum. herkes kendinden sorumludur kötü söz sahibinindir. rahatsızlık vermek isteyen her türlü verir.
ama tekrar söylüyorum üstüne basa basa söylüyorum bu yazarın yaptığı benim kaldırabileceğim bir şey değil. bu saatten sonra azıcık kafam dağılsın diye oturduğum yerden başıma iş açmak, sinirimi bozmak istemiyorum. bebeler tüm kotamı dolduruyor zaten.
şunu da belirteyim ben kimseden taraf olmadım. yine yazayım; beni kimse kurmadı. bir yanlış gördüm ve bunu sıklıkla gördüm. yine söylüyorum hep söyleyeceğim. kötülükten kimseye hayır gelmez. burası sanal da olsa topluma açık bir yerdir. yanlış kime yapılırsa yapılsın yanlıştır. yahu daha ne diyeyim ayıptır işte ötesi var mı?
bu bilgiler ışığında çok sevdiğim defterimin son sayfasını karalayıp penceremi kapatıyorum. zira burada kalırsam aynı samimiyet ile yazabileceğimi düşünmüyorum. süte sinek düştü bir kere ve ben sinekli yoğurt yiyemeyeceğim. hakikaten çok rahatsız oldum. beni rahatsız eden yazara da ruh sağlığı diliyorum. o da sağolsun ne diyeyim. zira yaptıklarını aklı selim biri kesinlikle yapmaz.
yine söylüyorum ben vicdanımın sesini dinledim, siz de öyle yapmaya gayret edin. iyilikten kimseye zarar gelmez. bugüne kadar yazdıklarımı okumaya değer bulan, zaman ayırıp okuyan herkese çok teşekkür ederim. çoğunu sildiğim için de hepinizden özür dilerim duygum ve düşüncelerim burada kalsın istemiyorum. hepiniz sağolun varolun.
hadi bakalım yine bir ruhunuza canınıza sağlık yapıştırayım buraya. hoşçakalın.
"balıklar birbirini yiyor anne fazla uzaklara gitme seni de yerler."
şaka la şaka. dönüyorum ama reel hayatıma.
ulan günlerdir yok olmak niyetiyle yazdıklarımı siliyorum. sil sil bitmedi, hakikaten uzun uzun kafa şişirmişim. (burada bir gülücük var.)
ben ne yazmışım?
içinde ufak tefek insanlık öğütleyen hikayeler.
sağda solda okuduğum kendi seanslarımda yaşadığım birine faydası olur belki diye oluşturduğum psikoloji konulu içerikler.
azıcık komikli,amcamlı,kadri abili, orhan abili anılar.
eşim, bebelerim.
toplamında kimseye zararı olmayan duygularım, düşüncelerim.
en son olarak da burada gördüğüm zorbalığa ilişkin bir yazı.
ayıp mı etmişim? utanmayı gerektirecek bir şey mi yapmışım? bilemedim, belki etmişimdir.
peki başka ne olmuş?
en temel vazifesi okumak olan
modaretör durumum yoktu okuyamadım demiş.
en temel vazifesi objektif olmak olan modaretör yönetimin attığı yazarın nickaltında gitmiş yas tutmuş.
hiç tanımadığım biri seni sevmiyorum seni seveni de sevmiyorum yazmış. bir saat olayın yanlışlığını tartıştığım sözde ikna olan yazar akşamına kadın bir yazarın nickaltını bombalamış, uyarmışım utanma belasına silmiş.
öteki benlen dalga geçmiş.
beriki zorbalığa devam etmiş...
umrumda mı? kesinlikle hayır. vallahi billahi ben yine yazmaya devam edecektim. bunlar silmeye de gitmeye de inanın sebep değildi. ki karşıt görüşlü kaç yazarla görüştüm olayın yanlışlığını anlattım kim ne anladı bilmiyorum. saygı çerçevesinde yazıştık. modaretörün yaptığı da beni bağlamaz, oda sağolsun. velhasıl ben o yazı yüzünden felan toplamadım valizi. kızmadım bile kimseye. içerisinde küfür, hakaret vs. olmadığı sürece düşüncelere saygı duymak lazım.
ne tatava yaptın hoşşik ne demeye siliyon o zaman koleksiyonu?
gelin niyesini söyleyeyim ben size.
beni, buraya nokta dahi faydası olmayan üstüne kaç tane yazarı kaçıran biri gecenin bir yarısı mesajıyla rahatsız etti ve benim dışarıya açılan tek penceremin önüne pisledi. yönetime de durumu izah ettim sağolsunlar anlayışla karşıladılar ellerinden gelen yardımı yaptılar.
ki güneş'i tanıyanlar az çok bilir öyle çabuk sinirlenmez sabrı çoktur. bakın evliyim iki evladım var ve bu benim kaldırabileceğim bir şey değil. ayrıca yönetim bu insana bir şey yapılamayacağını z kuşağının bu şekilde ileteşim kurduğunu söyledi. daha önce de oldu ufak tefek umursamadım. şikayet ettim geçtim. burası anonim bir mecra bunlar oluyor ve olacak kimseyi suçlamıyorum. herkes kendinden sorumludur kötü söz sahibinindir. rahatsızlık vermek isteyen her türlü verir.
ama tekrar söylüyorum üstüne basa basa söylüyorum bu yazarın yaptığı benim kaldırabileceğim bir şey değil. bu saatten sonra azıcık kafam dağılsın diye oturduğum yerden başıma iş açmak, sinirimi bozmak istemiyorum. bebeler tüm kotamı dolduruyor zaten.
şunu da belirteyim ben kimseden taraf olmadım. yine yazayım; beni kimse kurmadı. bir yanlış gördüm ve bunu sıklıkla gördüm. yine söylüyorum hep söyleyeceğim. kötülükten kimseye hayır gelmez. burası sanal da olsa topluma açık bir yerdir. yanlış kime yapılırsa yapılsın yanlıştır. yahu daha ne diyeyim ayıptır işte ötesi var mı?
bu bilgiler ışığında çok sevdiğim defterimin son sayfasını karalayıp penceremi kapatıyorum. zira burada kalırsam aynı samimiyet ile yazabileceğimi düşünmüyorum. süte sinek düştü bir kere ve ben sinekli yoğurt yiyemeyeceğim. hakikaten çok rahatsız oldum. beni rahatsız eden yazara da ruh sağlığı diliyorum. o da sağolsun ne diyeyim. zira yaptıklarını aklı selim biri kesinlikle yapmaz.
yine söylüyorum ben vicdanımın sesini dinledim, siz de öyle yapmaya gayret edin. iyilikten kimseye zarar gelmez. bugüne kadar yazdıklarımı okumaya değer bulan, zaman ayırıp okuyan herkese çok teşekkür ederim. çoğunu sildiğim için de hepinizden özür dilerim duygum ve düşüncelerim burada kalsın istemiyorum. hepiniz sağolun varolun.
hadi bakalım yine bir ruhunuza canınıza sağlık yapıştırayım buraya. hoşçakalın.
"balıklar birbirini yiyor anne fazla uzaklara gitme seni de yerler."
devamını gör...
1144.
içimde büyük bir özlem var ama kime neye bilemiyorum sadece hasret duygusu içinde oldugumu biliyorrum
devamını gör...
1145.
anlayışlı olmak, iyi niyetli olmak bir bela mıdır ? bu sorunun cevabını da her defasında aldım aslında ama başka türlü de olmak istemiyorum. al sana bir gel-git daha. bir dünya sıkıntı varken biri daha peydah oluyor.
devamını gör...
1146.
seni ilk ve son gördüğüm yere denk geldim, yanımda birkaç samimi denecek cinsten arkadaşım. şurada bir kahve içelim diye bir öneri geldi gruptan. içimde o son anın burukluğu ile attım adımımı içeri. sonra onlar koyu, neşeli bir sohbete daldı ben ise senli ve sensiz anılar silsilesine. heyecandan elimi nereye koyacağımı bilemediğim, yüzüne bakamayacak haldeki mahçupluğumu hatırladım. o zamanlar güzel şeylerin olacağı inancıyla belkide yüzümde hep bir gülümseme.. cem abinin sen de başını alıp gitme diyen sesi belli belirsiz duyuluyordu da benim içimin en acıyan yarasına dokunuyordu. hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar dediği yerde omzuma dokunuyor biri ; hadi gülümse fotoğraf çekelim. hep öylesi olur ya anılarda kalır gülüşlerimiz. sen de kaldı gülüşlerim.
devamını gör...
1147.
mantıklı olan, iyi niyet hoşgörü değil, mantıklı olan acımasız olmak ancak acımasız anlayışsız bir insan olursan değer veriyorlar. nezaket ve alçakgönüllülük bu devirde geçerli değil. ezdikçe kıymetli aşağıladikca önemlisin.
devamını gör...
1148.
işle alakalı kafam bozuk. daha 1 aydır çalışıyorum ama sorunların ardı arkası kesilmiyor. bi kere asla elemana değer vermeyen, müdür destekçisi bir yer. taleplerimizi karşılamak bi kenara dursun bizden bişeyler talep etmeye devam ediyorlar. hem de durup dururken ve saçma sapan sebeplerle. maaşı eksik yatır, bi suyu, çayı, kahveyi çok gör, mola yaptırtma sonra o elemandan yüksek performans bekle. ya hadi bi yürüyün gidin şurdan. özel sektörden cidden nefret ediyorum. üstüne bir de böyle saçmalıklarla tuz biber ekiyorlar. işi bırakma noktasına gelince de neden bıraktın oluyor. bu çok şaşırtıcı bi sonuçmuş gibi. her hafta çalışma saati değişir, yok izin günü değişir. ben bir haftalık plan dahi yapamıyorum, kaldı ki bi işim olsa icazet almam gerekiyor. bütün gün mental ve fiziksel olarak yorulmayı geçtim maddi ve manevi değer de görmüyorum. lafta ne var ne yok diye sorarlar anca. önce kendini düşünen, bencil, patrondan çok patroncu, yöneticilik vasfı olmayan insanlar bi yerlere geliyor. biz de anca böyle işin ameleliğini yapıyoruz. hayatım için bi yola çıkmış olmasam ve cidden ihtiyacım olmasa saniye durmayacağım da işte mecburiyetler insanı bağlıyor. neyse bakalım belki bi gün daha iyi şartlarda çalışırım da orda da başka dertlerim olur. kısmet.
devamını gör...
1149.
hayallerime açılan kapının önüne set çekmişler de geçemiyorum gibi. benim ürettiklerim, bana geçit vermiyor. şu seti kim çektiyse bir bulsam gününü göstereceğim. ulan benim bunlar benim! ben neden dokunamıyorum?
şimdi o kapıdan girip, biraz vals, biraz müzik ve çokça sigara ile günleri geçirmek vardı. işin tuhaf yanı orada durumlar karışık. mantık ve duygular, itilaf ve ittifak devletleri gibi olmuşlar. ama mantık hep itilaf tarafında. illa ki bulaşacak bana. illa ki savaşı başlatıp, tatlı gülümsememin eceli olacak. biraz diyorum, biraz neşe lazım. biraz sevgi, biraz duygu, hissetmek lazım efendim! böyle hissizleşmek delirtiyor.
âhu var orada, ona da kavuşmam lazım ama âhu 'yu benimle var edecek kişi nerede, ne zaman gelir? bilinmez.
orası da çok sıkıcı oluyor tek başına..
şimdi o kapıdan girip, biraz vals, biraz müzik ve çokça sigara ile günleri geçirmek vardı. işin tuhaf yanı orada durumlar karışık. mantık ve duygular, itilaf ve ittifak devletleri gibi olmuşlar. ama mantık hep itilaf tarafında. illa ki bulaşacak bana. illa ki savaşı başlatıp, tatlı gülümsememin eceli olacak. biraz diyorum, biraz neşe lazım. biraz sevgi, biraz duygu, hissetmek lazım efendim! böyle hissizleşmek delirtiyor.
âhu var orada, ona da kavuşmam lazım ama âhu 'yu benimle var edecek kişi nerede, ne zaman gelir? bilinmez.
orası da çok sıkıcı oluyor tek başına..
devamını gör...
1150.
1151.
annemin arkadaşlarından birini hiç sevmiyorum. kadını sevememek için hiç bir nedenim yok aslında, ama sevmiyorum. aşırı ağır ve şekerli bir parfüm kullanıp tüm şişeyi kafasından aşağı boşaltıyor. üzerine sigara içtiği için onun kokusu da karışıyor. kadının olduğu ortamda bulunmak istemiyorum.
zaten bağırarak konuşuyor baydı beni.
of zaten birkaç saatliğine kaçıp kafa dinleyeyim dedim, niye geldi ki bu?
zaten bağırarak konuşuyor baydı beni.
of zaten birkaç saatliğine kaçıp kafa dinleyeyim dedim, niye geldi ki bu?
devamını gör...
1152.
yorgunum, ama geçecek.
devamını gör...
1153.
yorgun desen değilim, mutsuz desen değilim ama bir şeyler eksik bende eski ben değilim. karşıdan bakıyorum sanki artık kendime. üzülmüyorum eskisi kadar her şeye. beklemiyorum karşımdakilerden hiçbir şey. başarmak istiyorum beni bana kanıtlamak için. savaşım bitti sanırım dünyayla da kendimle de. sadece huzurla yaşamak istiyorum. az ve öz istiyorum bu yüzden istediklerimi almam gerektiğine inanıyorum. herkes gidebilir sanki bakmam arkalarından, dur demem çünkü kalsınlar istemem ve git diyebilirim hiç diyemediğim kadar. bu güne kadar çok yazık etmişim kendime artık iyi gelmeliyim benliğime.
devamını gör...
1154.
az önce birine laf arasında ben hukuk bilirim dedim senden ötürü. sonra sorular sordu seninle ilgili ve dönüp bana onunla iletişim kurmalısın, kendini keşke anlatırken görseydin çok aşıksın hala dedi.
hala içimde varlığının bu denli kuvvetli olduğunu bilmiyordum. sana dokununca cennet müjdelenmiş gibi hissederdim dedim vs bunları söylese biri bana kesin evlenirdim dedi. biliyorum konuştuk sen de bunu çok isterdin. yapamadık biz. hatırla beceremedik diye ağladığımız geceyi. silinmesin kalbinden zerrelerim.
hala içimde varlığının bu denli kuvvetli olduğunu bilmiyordum. sana dokununca cennet müjdelenmiş gibi hissederdim dedim vs bunları söylese biri bana kesin evlenirdim dedi. biliyorum konuştuk sen de bunu çok isterdin. yapamadık biz. hatırla beceremedik diye ağladığımız geceyi. silinmesin kalbinden zerrelerim.
devamını gör...
1155.
işimi sevmiyorum, oturduğum mahalleyi sevmiyorum. sarmıyor, anlıyor musunuz sarmıyor.
t: isyan etme başlığı.
t: isyan etme başlığı.
devamını gör...
1156.
birisi vardı. yıllarca aynı sofrada yemek yedik aynı bardaklarda su içtik. her derdi paylaştık. bütün sorunlarını dinledim yardımcı olmaya çalıştım. tek bir gün doğum gününü es geçmedim, unutmadım. * onun için yalan söylemek zorunda kaldım. o benim ona düşkün olduğum kadar bana düşkün değildi. o benim yakınımdı da ben onun neyiydim bilmiyorum. sonra yıllar geçti bir şey oldu. beni tek kalemde sildi. ardına bakmadı bile. ellerim kucağımda kalakaldım. öylece gitti. geçenlerde bir süredir iletişim halindeydik. başka biri vesilesiyle öğrendim düğünü varmış. haberim yok. çağrılmadım bile. koydu. 6-7 senelik arkadaşlığın sonucu bu olmamalıydı diyorum öğrendiğimden beri. kimseyi bu kadar önemsememek gerekirmiş. acı bir şekilde öğrendim. insan silmek de çok kolaymış ben yapamıyordum ama yapılması epey kolaymış..
devamını gör...
1157.
uh, bugün çatır çutur klavyeyi ağlatasım var. (bkz: klavye delikanlısı) delikanlım şarkısını da severim, yılların efsanesi. yapılacak gırla iş var. ne zaman yok ki? amaaaan sal s. diyemiyorum kendime. güzelinden bir makyaj yapasım var, uzun zaman sonra bir cat eyes - eyeliner çekesim var. sonra da ceketli mi - ceketsiz mi dışarıdaki işlerimi halledip eve dönüp ders mers çalışmam gerek. yemek yapmam gerek. daha fazla kitap okuyup, film izlemem gerek. yarım bıraktığım dizilerim, canım dostlarımla görüşmem gerek. temizlik yapmam, aklirik boya ile hunharca tabloya girişmem, masamı düzenlemem, faturalarımı yatırmam gerek. bitmez bu işler. şurada, yumoş koltuğumda oturup yazmak ne kadar güzel. konfor alanı dedikleri işte buuuuuuuuu. bu! çıkasımızın gelmediği alandan el mahkum gerçek hayat sorunları sebebiyle çıkmam gerek. bomba gibi bir enerji yüklendim. kaybolmadan, değerlendireyim. sende öyle yap, yükselince durma. koş, koş, koş!
devamını gör...
1158.
bozkırın bakir çorak topraklarında, sonsuz bir yaşam ezgisinin fısıldadığı, biraz yaşlı ve hüzünlü bir vadinin ötesinde dostane bir kasaba vardır. nice duygulu, tatlı bir ürperti uyandıran anıların yaşandığı bir kasabadır, belki bir ütopyadır. yemyeşil ovaların taş evleri (?) dört bir yana dizilmiştir, insan evlerin arasından geçerken güçlü bir sezgiyle duyumsar yaşayan havayı. kadimdir, çoraktır ama sonsuz bir merhamet çizgisinde buluşur gerçekle. mistik bir dünyanın kapılarını aralar. insana arafsı düşleri anımsatır bir yandan da. her ne kadar cennetten bir manzara gibi gözükse de yaşlı ve hüzünlü bir vadinin ötesinde yer alır. iyiliğin de kötülüğün de, şeytan'ın da tanrı'nın da bir suretini anımsatır. merhametin yalnızca iyi bir şey olmadığını, aslında pek gerekli olduğu zamanlarda dahi kötülüğe yol açabileceğini hatırlatır. doğrudur bu, sezgisel bir evrenin kapılarını aralayan bu evrende insan ne düşüneceğini şaşırabilir.
belki bir janus belki bir abraksas'tır. ama ne olursa olsun bu kasaba pek de isimlendirilmeye değmez. ne de olsa esasında kasabayı kasaba yapan insanlarıdır. her çeşit insan vardır ki bir müezzin ile zangoçun dostluğuna bile rastlayabilirsiniz. işte bu, insan tabiatının köklerini derinden sarsma potansiyeline sahip bir canlılıktır.
----------
ilk paragrafın son kısmında batırdım. kafamı toplamam lazım.
belki bir janus belki bir abraksas'tır. ama ne olursa olsun bu kasaba pek de isimlendirilmeye değmez. ne de olsa esasında kasabayı kasaba yapan insanlarıdır. her çeşit insan vardır ki bir müezzin ile zangoçun dostluğuna bile rastlayabilirsiniz. işte bu, insan tabiatının köklerini derinden sarsma potansiyeline sahip bir canlılıktır.
----------
ilk paragrafın son kısmında batırdım. kafamı toplamam lazım.
devamını gör...
1159.
sadece yaşamayı öğrendim. ne onunla yaşamayı bıraktım ne düşünmeyi. yaşadığınız bir olayı her gün beyninizin yaşaması nasıl bir şey hiç düşündünüz mü? bugün yolda tökezledim. her gün beynim bana yolda tökezlediğimi hatırlatıyor ve tekrarlıyordu. bi yer var o ana ayrılmış silinmiyor. kurtulunmuyor. ince detaylar yazılmıyor ama iyiki onlar yazılmamış. eski kelimeler gibi huzur vermiyor aksine can yakıyor. hem de nasıl yakıyor. çeken anlar tabi. yani benim gibi deliler. aşırı normal deliler.
devamını gör...
1160.
bugün son zamanlarda hiç çalışmadığım kadar çok çalıştım.
bir amacımın olması güzel bir şey, çalışmayı özlemişim resmen. insan 8-18 çalıştığı halde çalışmayı özler mi? öyle saçma bir iş yapıyorum ki inan yaptıkça canımdan can gidiyor aslında. ona çalışmak demiyorum o yüzden, sürünmek daha doğru bir tanım.
bugün bir amaç için çalıştım, bir çizim yaptım * yani aslında kısaca sürünmedim, çalıştım. her gün olduğu gibi zaman geçsin diye bir gözüm saatte değildi, insanların çıktığını görünce farkettim akşam olduğunu.
tüm gün eşek gibi çalıştım diye modum yükseldi resmen.
bu ne saçma şey?
eve giderken markete uğrayıp biraz alışveriş yapayım diyorum , eve girmeden önce evin önündeki parkta biraz yürürüm de. kafamı dağıtmış olurum hem. evet evet öyle yapayım.
ekmek de alırım hem.
bir amacımın olması güzel bir şey, çalışmayı özlemişim resmen. insan 8-18 çalıştığı halde çalışmayı özler mi? öyle saçma bir iş yapıyorum ki inan yaptıkça canımdan can gidiyor aslında. ona çalışmak demiyorum o yüzden, sürünmek daha doğru bir tanım.
bugün bir amaç için çalıştım, bir çizim yaptım * yani aslında kısaca sürünmedim, çalıştım. her gün olduğu gibi zaman geçsin diye bir gözüm saatte değildi, insanların çıktığını görünce farkettim akşam olduğunu.
tüm gün eşek gibi çalıştım diye modum yükseldi resmen.
bu ne saçma şey?
eve giderken markete uğrayıp biraz alışveriş yapayım diyorum , eve girmeden önce evin önündeki parkta biraz yürürüm de. kafamı dağıtmış olurum hem. evet evet öyle yapayım.
ekmek de alırım hem.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2