oğlum kedi öldürdü diye mi yargılanıyor

böyle annenin böyle oğlu olur. boşuna demiyoruz, üremek marifet değil, diye.
insan biraz utanır.

ülkenin hâli işte...
dışarıda tecavüzcüler var, dışarıda insan katilleri var,

benim oğlum sadece bir kedi öldürdü..."

allah bizi bu duruma getirenlerin belasını versin, can veremeyeler, evlerini alevler alsın, mezarlarını alevler yalasın.

kimse söveceğimi şaşırdım, allah belanızı versin.

oğluşunun işlediği suçun suç olmayacağını düşünen anne beyanıdır. paşa oğluşcuğu bir kadını öldürse, aman canım bir kadın öldürdü diye mi yargılanıyor da derdi. cevap basit; tombiş oğluşcuklar suç işlemesin, yargılanmazlar zaten.
şu an akpnin arkasına saklanıp işledikleri suçlardan cezasız yırtan tecavüzcüler konusunda da hanımın içi rahat olsun. bugün akp onları koruyor ama yarın koruyamayacak. hepsini tek tek hapislerde çürüteceğiz.

burada, x’te, sosyal medya vs tüm yerlerde öfke kusup delirmenin bir anlamı yok. kabul etsek de etmesek de ülkenin kahir ekseriyetinin zihniyeti maalesef bu. bizim coğrafyamızın ederi bu kadar işte. toplu taşımada, markette, sokakta, iş yerinde bu zihniyetten insanlar kum gibi ve biz bunu somut bir olay olmadan göremiyoruz. hayvana, insana, doğaya, güzel olan her şeye kin kusan bir zihniyet.
en basitinden s.kindirik bir mikromilliyetçiliği bile (sakaryalı izmitli’yi sevmez, rizeli trabzonlu’yu sevmez vs) mizah malzemesi yapar, en küçük farklılıklarımızdan bile ayrışma konusu çıkarırsak bunun kelebek etkisinin varacağı nokta buralara kadar geliyor haliyle.
ülke hakkında konuşacak o kadar şey var ki ne mecalim var konuşmaya ne de vaktim. buğzla geçiriyoruz her bir günü…

kedi oğlumu öldürseydi kediyi de yargılayacak mıydınız? şeklinde saçmasapan bir yere evrilebilecek olan hede.

hayır teyzecim, oğlun insan olmamaktan çoktan hüküm giydi bile toplum vicdanında. (vicdan nedir diye de sorarsan, sizde de oğlunuzda da bulunmayan bir şey diyelim. hem anlatsakta anlamazsın, hem olsa oğlunu yetiştirmede kullanır, öğretirdin zaten..)

oğlunun yanına gidebilirsin çok istiyorsan. belli ki aynı bokun lacivertisin.

bir canlıyı öldürmenin ne kadar vahşice olduğunu bu aile bireylerine nasıl anlatacaksın ki, annenin söylediği şeyden sonra taşlar yerine oturdu, maalesef bu ilk değil ve son da olmayacak.

üzücü.

seri katilleri incelerseniz çoğunun önce hayvanlara eziyet ettiğini görebilirsiniz. bir insan, bir kediye bu şekilde şiddet gösterebiliyorsa yarın öbür gün bir insana da şiddet gösterebilecek potansiyele sahip olabilir. bu yüzden hayvanlara yapılan şiddetin yargılanması gerekiyor, bu yüzden katil oğlunu savunmaman gerekiyor işte. potansiyel faillerin teşvik edilmesi derken bundan bahsediyoruz, suçu basitleştirmeye çalışmaya, fiili masum göstermeye, bazen de mağduru suçlamaya yönelik ifadeler işte böyle şiddete ve suça eğilimi olan kişilerin kendi nezdinde kendilerine bu eylemleri hak görmesine yol açar. hayvan hakları konusunda çok geriye gittik, yapılması gereken düzenlemelerin çoğu yapılmadığı gibi "sahipsiz hayvanların öldürülmesi" konusuna alan açan bir "hayvanları koruma kanunumuz" var bizim. "sahipsiz hayvanlar toplatılsın, öldürülsün" düşüncesi yaygınlaştıkça hayvanlara yönelik şiddet de yaygınlaşır, suç toplumsal düşüncelerin ürünü olarak da meydana çıkar ve bu da cesaret vermektir. belki bir gün sokak hayvanlarının dövülerek öldürülmesi ile onları sistematik olarak toplayarak itlaf etmek arasında vicdani açıdan büyük bir fark olmadığını fark edersek bir nebze ileriye gidebiliriz.

cocugu sandalyeye oturtup yaptıgı kediye yaptıklarının benzerini anneye yapacak ardından 3 ay sonra anneyi oturtup geri zekalının kediye yaptığının aynısını yapıp fikirlerini soracaksın.

oğlu sadece kedi öldürmüyor. yerden yere vurup tekmeleyip eziyor. kedinin de karşı koyacak gücü tabi ki yok ve tüm kaçma yerlerini engelliyor.
bu basit bir "öldürmek" değil. işkence edip can çekiştiriyor. sonunu bile getirmiyor. üstelik kendisi gibi o kadar salak yetiştirmiş ki madem böyle bi cani yarattın bari biraz akıllı olup kameraların önünde gündüz vakti kendini hd izletmeseydi. böyle bi savunma şekli olamaz. kediyse nolmuş açıklaması kabul edilemez. oğlun eziğin teki ve cezalandırılmalı. bu açıklama için anne de cezalandırılmalı bence.

yine dünya tarihi içinde bulunduğu yer ve zamandan ibaret sananlarca garipsenmiş söylem.

evcil hayvanlara zarar vermek, eskiye nazaran doğrudan çıkarılan kanuna dayanarak tecziye ediliyor, ki olması gereken de bu. en azından benim için.

ama bu kişinin yargılanmasının, hayvanın "kedi" olması ve olayın kameraya yansımasından kaynaklı olduğunun inkarı da mümkün değil.

aynı videonun nesnesi bir fare olsa idi, bu videonun komik videolar kapsamında paylaşımlara konu olacağı, hiçbir soruşturma ve kovuşturma başlatılmayacağı açık.

yahut bir kamera görüntüsü olmasa, ölü kediye otopsi yapıp bir soruşturma konusu edilmeyecekti.

bunlar bir tarafa.
şimdi bundan 35-40 sene önce, köpek sayısını kontrol etme yöntemi, bir bekçinin kamyonetle gelip, elinde tüfeğiyle gördüğünü indirip, kamyonetin kasasına koyup devam etmesiydi.

ülkede eşek s.kmekle ilgili yüz deyim, yüz bin menkıbe var.

kedi köpeğin kuyruğuna teneke bağlamak, bir neslin ata sporu.

atları yazın sömürüp, kışın "yılkı" adı altında bırakmak, ölenin ölmesi kalan sağların bir sene daha sağılması normal.

3 katırı olanın bir katırı dayaktan eziyetten ölür gider. bu oran değişmez.

kesinlikle yasak olmasına rağmen gırgır ya da trol ağ çok yaygın. hadi bunu geçtim, ufak çaylara nehirlere balık tutacağız diye misinayı gererler, balıklarını tutup zıkkımlandıktan sonra da orada bırakırlar. gelen geçen her balık telef olur.

yani bu ülkenin çok yakın geçmişinde ve an itibariyle hayvan öldürmek "anormal" değildir. en azından çoğu koşulda cezası yoktur.

bir kadının da oğlunun bu konudan yargılanacak olmasına şaşırması da hayli doğaldır.
belki yüz bin hayvan öldürülüyorsa bir tanesinin failine ez kaza ceza verildiği bir denklemde, eylemin yarattığı haksızlığın çok düşük olduğu düşünülecektir.

bana kalırsa bu olay gibi olayların faillerini önce adli psikiyatri servisine gösterip, gerçekten arızalı değillerse daha yüksek hapis cezalarıyla da cezalandırmak lazım.

ama işin özünde kediye köpeğe fazla pozitif ayrımcılık yapıldığını, aslen o kadar da hayvansever bir toplum olmadığımızı, bu tutarsızlığın da özellikle önceki kuşakları şaşırtmasının normal olacağı açık.