öğretmenin trip atıp dersten çıkması

kendi otoritesini ve gücünü göstermek için yapar bunu.

(bkz: genelleme) hatası,
yanlış bir şey yapmaktansa
çıkması daha iyi,
çıkmak normalde yapılacak bir davranış olmamalı.

sebebi trip atmak olmayan bir sınıf yönetimi stratejisidir. çok sinirlendiğinde ya da duygulandığında, bu duygu değişimine hükmedemeyip sınıfın ortasında, öğrencilernin karşısında öfke patlaması ya da ağlama krizi gibi durumlar yaşamaktansa sınıftan bir süreliğine çıkıp sakinleştikten sonra dönmesi gerekir.

bazen öyle bir noktaya geliniyor ki karşılıklı gerilimin dozunun düşmesi için bir kişinin o ortamı terk etmesi gerek. artık sınıftan öğrenci de atmıyoruz bizim zamanımızdaki gibi.

öğretmenin dökeceği gözyaşı ya da sinirden ağzından çıkabilecek sözler onun sınıfın gözündeki otorite ve karizmasını bir daha düzelmemek üzere etkileyeceğinden bunu yapan öğretmen en doğrusunu yapıyor diyebiliriz.

dayak yediği zaman görür tribi.

delirtmenin sonucu. bizim bir alt sınıfın alışkanlık edindiği durumdu. yıllar önce.

daha çok ortaokulda ki öğretmenlerim yapmıştır ama çıkmasıyla girmesiyle bir olmuştur .sınıfa tekrar gelince bazıları hiçbir şey olmamış gibi derse devam eder ,bazıları ise tüm ders bizleri azarlar.

lisedeyken hayattan mutsuz bir edebiyat öğretmenimiz vardı. o günki ruh haline göre ders yapar ya da yapmaz. bazen tüm ders boyumca kafasını masasına koyup dışarıyı ızler, bazen bır sınıf dolusu öğrencının şaşkın bakışları altında kaşlarını alırdı.

trip atıp dersten çıkmıyordur arkadaşlar. sabır taşı epey törpülendiyse dersten çıkıp idarenin kapısına dayanmaya gidiyordur. sonucu bir ihtimal toplu disiplin dilekçesi olur. bazende dışarı çıkıp derin bir nefes alır bunlarla mı başedemeyeceğim diyerek kendine gaz verir ve tekrar içeri dalar.

öyle öğretmenler varmış da neden bizim haberimiz olmamış tühhhh beee :// çok erken gelmişim dünya ya yaaa

duygusal bir millet olmanin getirdiği bir duygusal yükselme bence,otobüs soforlerimiz şu aralar kusup kontağı kapatip otobusu terkediyor.

yanlıştır.
eğitim vermek için orada olan ve bunun karşılığını da ekonomik olarak almakta olan bir insanın geçerli sebepsiz dersi terketmesi bence doğru değildir.
ve trip atmak dersi terketmek için geçerli bir sebep olamaz.

çok şaçma bulduğum davranıştır ama bu konuda suçlu sadece öğretmen değil öğrencilerdir. genelde güçleri öğrencilere yetmeyen öğretmenlerin başvurduğu yöntemdir.

lise 2'ye giden bir ergenin fantezi dünyasını gıdıklayabilen bir olay. öğretmen dişi ve de genç ise tabii.
"sizler nasıl insanlarsınız" deyip ağlayarak sınıfı terk eden öğretmenin arkasından çıkılır. bu siyah külotlu çoraplı ve kalem etekli güzel kadın, koridordaki kalorifere yaslanmış bir şekilde içli içli ağlamaktadır o sırada. hafif makyajı dağılmıştır. neyi yanlış yaptığını düşünmekte, kendisini sorgulamaktadır. hababam sınıfı'ndaki semra hoca triplerine girmiştir. "onlara arkadaş gibi yaklaşarak yanlış mı yaptım, neyi beceremiyorum" ben diye düşüncelere dalmıştır.
hiyerarşiyi bozmadan, öğrenciliğimizi bilerek yaklaşırız yanına ve "hocam ağlamayın lütfen" deyip gözyaşlarını sileriz. mahçup mahçup teşekkür eder bize. bizimle ilk defa öğretmenimizmiş gibi değil de bizden yalnızca beş altı yaş büyük bir insanmış gibi konuşuyordur.

bu yer yer romantik yer yer erotik yer yer hardcore pornografik hikayeyi uzatmak istemiyorum ama 14-15 yaşlarındaki bir veledin hayali de beş dakikaya öğretmenler odasında s.kiş sahnesiyle sonlanır. arada sınıftaki arsızlara da bi fırça kayılır tabii, öğretmenin gözünde yücelinir.

öyle işte. güzel hayaller.

bir öğretmenin en tehlikeli olduğu anlardan birisidir. yapacağı sınavda sorduğu sorularla intikamını çok sert alır.

bunu yapan kişi öğretmenlik mesleğinin sırrına vâkıf değildir. böyle bir öğretmen olamaz, olmamalı.

yıllarca öğretmenlik yaptım, hiç dersi terk etmedim.
ben derslere belimde su tabancasıyla giriyordum ama* birde komiktim, öğrenciler beni severdi.
bu durum bence biraz öğretmenin yeteneksiz olmasıyla da ilgili. kendi felsefe derslerim adına konuşacak olursam, çok defa öğrencilere zilin çaldığını, artık dersi bitirmem gerektiğini hatırlattım.
öğretmensen eğer, tüm sınıf sana kanalize olmalı gebeş kaplumbağa*

işin eğitim cephesi lise yıllarında kaldı unuttum da, yetersizliğinden trip atıp duruşmaya ara veren, erteleyen hakim modelleri var.. mahkeme ciddiyeti tablosunda çok komik kaçıyor. bunu karizma bile sanan/sayan bir ıq olduğunu da düşünürseniz trajikomedinin boyutunu anlayabilirsiniz..yaa..
adalet tribin temeli oluyor.. hadi gülün gülebiliyorsanız..!

yasandi. haspama bak, sanki ben merakliydim ders anlatmana. evet.

kadın ingilizce hocası olması kuvvetle muhtemeldir.

muhtemelen mesleğinin ilk başlarında olan öğretmen. ilkokul zamanlarım, fb nin her sene teknik direktör değiştirdiği gibi öğretmenlerimiz her sene değişiyordu. hatta 3. sınıfta 3. tane öğretmen transferi yaptık. ilkokul 4. sınıfa şampiyonluk parolasıyla (o sene bu sene!) başladık. mesleğinin başında olan genç ve güzel bir bayan öğretmen transfer ettik. adı berrin idi. ilk öğrencileriydik. haliyle biraz yaramazlık yapardık. bazen ağlardı. bazen dışarı çıkardı. arada benim tozumu almışlığı var. o zamanlar hiç sevmezdim. o günlerde nefret duygumun objesi gibiydi. nefretimi onunla canlı tutardım. çocukluk aklı işte. sonra ne kadar iyi bir insan olduğunu keşfettim. çocukken pek anlayamıyordum.

bir sene bize öğretmenlik yaptı. çünkü çocuğu oldu. araya doğum işleri girince 5. sınıfta yine yeni bir öğretmen transferi oldu. 5 sene ilkokul hayatım 6-7 adet öğretmen ile geçti. arada geçici öğretmenleri saymadım bile. fb ile aramdaki ortak noktalardan. işte o yüzden fb yi en iyi anlayanlardan biriyim.

sonra 20'li yaşları devirdim. iş güç sahibi oldum. 4. sınıftaki berrin öğretmenimin internetten izini buldum. izmir eşrafpaşa da bir ilkokulda öğretmenlik yapıyordu. kalktım ziyaretine gittim. elini öptüm. hatırladığım eski günleri konuştuk. mutlu bir şekilde vedalaştık.