öğretmenlerin almış olduğu parayı hak etmemesi

her öğretmen için geçerli değil. bazı öğretmenler var işini gerçekten hakkıyla yapan insanlar. ama bazıları var (bunlar genelde yaşlı hocalar olur) durmadan bağırıp tersliyorlar. belki de öğretmenlikten soğumuşlardır ne bileyim

ya hak etmiyorlar diyemeyiz hatta aslinda tam bu ucretleti hak ediyorlar ama iste gozleri 10 bin 20 binlerde bunlarin.

-- bu tanım hem öğretmenleri savunuyor hem onları yeriyor ---

öncelikle, günümüzde çoğu maaş hiçbir şeye yetmemektedir. hele bir de çocuk veya çocuklar varsa düşünmek bile istemiyorum. öğretmenler hakkında böyle düşünülmesinin sebebi yaz tatili olması ve çalışma saatlerinin nispeten düşük olması. madem bu kadar gözünüze batıyo ve kolay; girin üni sınavına ve öğretmen olun arkadaşlar. o zaman düşünürsünüz yetip yetmediğini veya hak edip etmediklerini. bu insanlar, öğretmenliğin kutsallığı için öğretmen olmadı o düşünce yeşilçam filmlerinde kaldı, çalışma koşulları için öğretmen oldular. siz de statü için doktor, avukat falan oldunuz. mühendis oldunuz diyemiyorum, bir mühendis olarak biliyorum ki ne saygınlığımız var ne iyi bir gelirimiz.

ek: devlette çalışan öğretmenler bir nebze rahat olsalar da özellerde çalışan öğretmenlerin hali ortada. maaş hatta asgari ücret bile alamamaları, sigortasız çalışmaları; cumartesi çalışma vs.

sonrasında,
iyi bir öğretmenin önce iyi bir öğrenci olması gerektiğini düşünüyorum ama kendi lisemde dahil olmak üzere bakıyorum gerçekten vaktinde daha kendi öğrenememiş bir sürü kişi "öğretmen" oldu.

hele en çok güldüğüm, neredeyse zorla barajı geçip rehberlik öğretmeni olan lise arkadaşım, çocuklara tıp kazanması için nasıl çalışması gerektiğini anlatıyordu. madem öyle, sen niye yapmadın bunu?

öğretmen olma koşulları değişmelidir. o zaman öğretmen maaşı az bile kalır.

dünyanın en değerli mesleğidir. hangi konuda olursa olsun her başarılı insanı muhakkak bir öğretmen yetiştirmiştir.

iyisi de vardır kötüsü de.

ayrıca genelleme bir hastalıktır.

almayın şu başlığı işte sola sonra ben coşuyorum.

benim meslegimin birçok zorluğu var inanın cok kolay bir is yapmıyorum ama yaparken her şeye ragmen buyuk keyif aliyorum, 19 yildir belki ilk defa "meslegimin zorluklari var" dedim o da sitem veya şikayetten degil sadece bir durumu izah etmek icin.

tamam, ogretmenlik "kolay is degil, sabır ve emek istiyor" ama biz ogretmen olmayanlar kenarda oturup nargile cekmiyoruz.

olay basit; o meslegi sectiysen o isi sizlanmadan yapacaksin! yeri geliyor benimde yaptigim is begenilmiyor ama "tamam daha iyisini yapayim" deyip devam ediyorum.

ogretmenlerle pek bi ic ice zaman gecirdim birakalim lutfen 3 ay tatil degilmis, onca cocuga bakmak kolay degilmis hikayelerini, dedigim gibi sevmiyorsaniz, zorunuza gidiyorsa yapmayacaksiniz bide elestiriye acik olacaksiniz.

basliga gelecek olursak hakeder veya etmezler ona karismam ama bu kadar sizlanmanizi cekmeyide biz hak etmiyoruz.

direkt öğretmenlerin demek yanlış bir tabir olmuş bence. ama devlet dairelerinin %80'lik kısmında var bu. ciddi anlamda kimse işini düzgün yapmıyor. hastahanede, okulda, her yerde yani. herkes bir şekilde yolunu bulmuş. devlet dairesiyle işim olunca cinnet getiriyorum.

hak etseler gençlik bu halde olmazdı.

şu ülkede öğretmenlerin maaşı kadar milletvekillerinin aldığı maaş sorgulansaydı keşke!
oğlum 9.sınıfta bir devlet okulunda okuyor. hele hele kendi zamanıma kıyasla yeni nesil öğretmenler çok gayretli. tabi istisnalar vardır ama şu zamana kadar oğlumun okul hayatındaki öğretmenlerine her zaman saygı duydum ve gayretlerine teşekkür ettim. ellerinden geleni yapıyorlar.
inanamıyorum ya bu kadar haram para kazanan varken, hırsızlığın, arsızlığın zirve yaptığı zamanda öğretmenlerin aldığı maaşın sorgulanmasına!

ay ay ay kimler gelmiş, kimler gelmiş!

yine canım başlık taşınmış sol akışa, malum bugün ayın 15'i öğretmenlerin maaş günü, hemen aldığımız 5 bin tl'nin hesabını verelim ekonomiden sorumlu devlet bakanlarımıza. *
en az bunun kadar sevdiğim bir başlık daha var; şaka maka öğretmenlerin 1 senedir yatıyor olması diye. gerçi buna benzer bir sürü başlık var da yazacak enerjim yok.
arkadaşlar sadece öğretmenler için söylemiyorum diğer her meslek grubu için sözüm; kimin ne kadar maaş aldığını ne kadar tatil yaptığını takip etmek, nasihat vermek ya da bu insanlara sataşmak yerine artık almakta zorlandığınız makarnaya, ete, sebzeye, meyveye, benzine, tuvalet kağıdına kafa yorun biraz. bizim maaşımızdan kısıp gıda, akaryakıt vs yardımı yapmayacak çünkü kimse.
ps: yazarken aklıma geldi, aslında bunu da yapabilirler cok mantıklı değil mi? **

ptt çalışanları haketmiyor ilk olarak. en son öğretmenler gelir bence. bugün gittim normal sözlükten gelecek kitabım dağıtıma çıkmış dendi ama sabah sabah enerji emen bir tabur ile yine de kolay gelsin dedim enerji vermek için yüksek ses ve enerji ile çok büyük ihtimalle o kitap zamanında elimde olmaz ama bakalım.

hak: hukuka uygun kazanım, kazanç.
öğretmenlik: eğitim öğretim hizmetleri içinde bulunan ve bu hizmetleri gerçekleştiren kişi.
aldığım paranın muhasebecisi. lazımsa söyle yardım edeyim. belki kendim kıt kanaat geçiniyorum ama belli ki sende yok. yok ki bir meslek grubu hakkında hiç bir fikrin olmamasına rağmen saçmalama hakkını kendinde buluyorsun.
çünkü devran sizin. çünkü her lafı söyleme hakkını kendinde bulabilecek kadar ahmak olmayı farklılık hatta fikir üretmek olarak görüyorsunuz. çünkü dünyadan haberi olmayan tüm gerizekalılar gibi siz de en büyük sıkıntıların kendinizde olduğunu düşünüyorsunuz.
siz alışkınsınız iban vermeye. yolla özele ne lazımsa yollayayım.

her mesleğin kendine göre zorluğu var. bir çocuk eğitmek kolay değil. hele birde benim gibi yaramaz, ders dinlemez, ödev yapmaz ve daha neler neler. ama her çocuk özeldir. önemli olan onu anlamak ve ilgi alanını keşfetmek. saygı değer öğretmenlerim, size bu kutsal görevde başarılar diliyorum. sabırla öğretmeye devam edin ki gelecek nesil sizlerle var olsun...

şunu diyenler var ya hayatta bi baltaya sap olamamış tipler işte. buna kalıbımı basarım şerefsizim ki… sen tut kaç sene üniversite oku, atanmak için geceni gündüzüne kat kpss sınavını kazanayım diye ardından atan bir yerlere, sevdiklerinden ayrı ol, sabahın erken saati kalk; anasının babasının bir şeyler öğretemediği çocuklara eğitim ver, işten çık akşam yorgunluktan da erken yat… yatacak yeriniz olmaz olm sakın böyle düşünmeyin bak.

sabahtan beri it gibi koşturuyorum zar zor zamanım var şuraya girebilmek için, kafa dağıtmak için lakin böyle başlıkları da görünce gerçekten aşırı sinirleniyorum. öğretmenlerin tırnağı olamazsınız aldığı maaşı mı dert ediyorsunuz kendinize? vallahi sokarım yapacağınız işe, herkes haddini bilsin. şu soktuğumunun ülkesinde ayda 20.000 lira maaş da alsan yetmez. ülkenin gidişatını eleştirme, yapılan zamları görmezden gel ama öğretmenler aldıkları maaşı hak etmiyor öyle mi??? sektörün gidin lan, insan değilsiniz anasını satıyım!!!

bu nasıl bir başlıktır . böyle söylemleri duyunca kızmamak, sinirlenmemek elde değil. sen çocuğuna terbiye dahi bir şey öğretmeden bunun gibi nice konuları ilk önce
ailede verilmesi gerektiği hâlde verme sonra bunları bir öğretmenden bekle ve daha sonra öğretmen hak etmiyor. acaba sen ne hak ediyorsun?
okulu çocuktan kurtuluş olarak gören aileler var. sen bu çocukla evde baş edemiyorken o beğenmediğiniz öğretmenler sizin bu tür çocuklarınız gibi 30- 40 tanesiyle uğraşıyor.
sabahtan akşama kadar ayakta, oturmadan, boğazını patlatarak bir şeyler öğret. sonra sana "sen hak etmiyorsunsun" desinler.
nerede o " bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum" hadis-i şerifi? nerede o öğretmenlere, öğreticilere veren değer.
asıl bu başlığı açan ve başlığa destek veren öğretmenleri hak etmiyor.

aynen aldığı 3 krş maaş da size battı. milletvekilleri de hak etmiyor yiyosa onlara açın başlık. andaval hayvanlar asıl sizin yüzünüzden gelişmiyo ülke

burnumu sokmaz isem bir yerlerim şişer.

diğer memuriyetlerden farklı olarak öğretmenliğin bence bir yükümlülüğü, zorunluluğu daha var: yaptığın işi sevmek.

öğretmenliğin sevmeden yapılması mümkün değil ve hatta tehlikeli, nesil yetiştiriyorsun netice itibariyle. bu yükün altında da iletişimi kuvvetli olmayan, empati yoksunu, çocuk ve gençleri dırdır yapan makineler olarak gören; mevzu bahis cenahın içinde bulunmaktan mutlu olmayan kişiler öğretmen olmamalı, olan varsa da süratle görevden uzaklaştırılmalı. direkt işsiz bırakılsın demiyorum elbet, başka bir memuriyette değerlendirilebilir.

işte, bu yoksun karakter öğretmen ise, yüzü sirke satarak bilgi aktarma vazifesini baltalıyorsa, elbet hak etmiyor. dediğim gibi, başka memuriyetlerde belki tolere edilebilir; zira herkesin sevdiği işi yapabileceği kadar toz pembe bir evrende yaşamıyoruz. ama öğretmenlik, mesleği sevmemeyi kaldırabilecek bir grup değil.

ilkokuldan itibaren üniversite dahil olmak üzere iyi okullarda, ismi bilinen kurumlarda eğitim almış biri olarak hayatıma atıyorum 200 öğretmen girdi ise, 150'sinin bırakın maaşı öğretmenliği dahi hak etmediğini isim vere vere sayabilirim, söyleyebilirim.

o yüzden, başta söylediğim yaklaşımı güncelliyorum; öğretmenlik yapmayı hak etmeyenler, aldıkları parayı da haliyle hak etmiyor.

türkiye'deki en ilginç algı sanırım bu öğretmenlerle ilgili olan algı. ben de bu algıya kandım şimdi kara kara düşünüyorum. durun bakın anlatayım;

öğretmenlik mezunuyum. mezun olunca çat pat kpss çalışırken iş buldum belediyede sonra bıraktım kpssyi falan. askere gittim geldim. çalıştığım yerde her şey tıkırında. masa başı asgari ücretin biraz yukarısı maaş alıyorum. inanılmaz rahatım. karışan da yok. sonra üniversiteden arkadaşlarım patır patır atanınca bende bir burukluk oldu. ulan onlar koskoca öğretmen oldu paraları da iyidir diyerek hayıflandım ve oturdum ders çalışmaya başladım derken iyi bir derece alarak atanmaya hak kazandım. sonra öğrendim ki bunlar bildiğin ırgat. ek derssiz maaşları benim belediyeden aldığım net maaştan daha az. üstüne üstelik yaptıkları tek iş de derse girmek değil. idari işler vs. de yapıyorlar amaaa esas bombayı daha patlatmadım çoğu okulda okulun temizlik personeli olmadığı için müdür temizlik işlerini de öğretmenlere kitliyor. evet evet. yanlış duymadınız. bildiğiniz adamlar temizlik, boya falan yapıyor. maaşlarından "zorunlu gönüllü" olarak aylık 100-200 tl kesiyorlar. neden? okulun kırtasiye, temizlik malzemesi, çay vs. gibi ücretleri için. dediğim gibi gönüllü ama gönülsüz olursan ağzına sıçıyor idare. yani öğretmenleri zorlayan şey derse gir çık değil. bu işler. evde çoğu ailenin 2 saat tahammül edemediği çocuklara okulda en az 6 saat tahammül ediyor bu adamlar. kendi okul halinizi oturun bir düşünün. lisedeki halinizi. o ortamı. kadın öğretmenleri düşünerek 31 çeken öğrencilerden erkek öğretmenlerini okul çıkışında sıkıştıran öğrencilere kadar tonla öğrenci var. en zararsızı bile size bin bir türlü piçlik yapma derdinde. inanın öğretmenlerin tek işi derse girip tarih, matematik, coğrafya, edebiyat vs. anlatıp çıkmak olsa öğretmen bunu haftada 50 saat 3 bin tl'ye de yapar. gram da gocunmaz ama ne yazık ki öğretmen okullarda öğretmenlik yapmıyor. yapamıyor.

siz hala oturduğunuz yerden hak etmiyor deyin. parasını beğenmiyorsanız yapmayın kardeşim deyin. bu ülkede doktor zam ister beğenmiyorsan yapma dersiniz. öğretmen zam ister beğenmiyorsanız yapmayın dersiniz. başka hiçbir ülke yoktur ki öğretmenine doktoruna avukatına işçisine bu kadar düşman. yarın öbür gün doktorsuz, öğretmensiz, avukatsız kaldığınızda çocuğunuzu eğitecek öğretmen bulamadığınızda haksızlığa uğradığınızda sizi savunacak avukat bulamadığınızda hasta olduğunuzda sizi iyileştirecek doktor bulamadığınızda bu söylediklerinizi hatırlar kafanızı duvarlara vurursunuz.

en sert tartışmalar içinde bulunduğum meslek grubu olsa dahi vekiller ve imamlar varken yüklenilmesini hoş bulamadığım meslek grubu.

bu sözlük genelleme yapan yazarlardan oluşuyor.
öğretmen var öğretmen var.

başlığı onaylayan tanımları yapan yazar arkadaşlar iban atsınlar, gönderelim de gönlümüzden ne koparsa bu fitne fesat kıskançlıktan vaz geçsinler. yazık, sağlığa zarar. kimin ne kazandığına değil kendi kazancınıza odaklanın. herkes insanca yaşasın.