öğretmenlerin almış olduğu parayı hak etmemesi

(bkz: boş beleş başlıklarda bugün) ötelerde ağlayın.

belli bir topluluğa-mesleğe karşı genel negatif yargılar oluşturacak kadar hayata tek boyutlu bakan kişileri önceki yüzyılda bırakmamız gerekirken 2022ye taşıyoruz farkındalığı yaratan başlıktır..

bir ülkenin vatandaşlarının öğretmene bakış açısından yola çıkarak o ülkenin gelişmişlik seviyesini belirleyebilmeniz mümkün. bu sistem içerisinde yetişip, bu ülke okullarında eğitim gören insanlarımızın vizyonu ortada. başlığa da destek verenlere de inanın kızmıyorum. kapasiteleri bu kadar. şimdi gelin sizinle bir çıkarımda bulunalım. öğretmenlerden bu kadar rahatsız olan bu kişilerin çocukları bu ülkede yetişen öğretmenlerden eğitim almayacak mı? öğretmenden bu derece nefret eden bir ailenin çocuğunun öğretmenine bakış açısı nasıl olur? hadi bunu da geçeyim. geçim sıkıntısından dolayı derslere odaklanamayan öğretmenden eğitim alan öğrencinin bu ülkeye faydası ne olabilir. yazık bir ülke işte böyle yok olur. hak ettiğiniz eğitimi görüyorsunuz . eğer ülkede öğretmen maaşları en yüksek seviyede tutulsaydı en zeki öğrenciler bu bölümleri tercih ederdi. her formasyon alan derslere girmezdi. kaliteli eğitim sizin neyinize. eğitim ciddi bir iştir, sonuçları da uzun vadede ortaya çıkar.

herhangi bir engel var mıydı? okuyup siz de öğretmen olsaydınız? siz de hak etmeden (!) maaş alsaydınız..

yine geldi "olamadınız", "siz de olsaydınız"lar.

arkadaşım, ben neden aldığım maaşı hak etmeyen bir pozisyonda olmak isteyeyim? savunman buysa, zaten hak yediğini kabul etmiş oluyorsun.

de ki param var, yarın çocuğum olsa istediğim kalitede öğretmeni bulma şansım da var. bu, genel tabloyu etkiler mi? parası olmayanın, de ki "öğretmen olamayanın" laf söyleme hakkı yok mu?

ha konuya gelirsek, genel bir eğitim problemi var. yukarıda söylenmiş, öğretmenlerin memur statüsünün gereksizliğinden başlıyor, saçma müfredat, disiplin sorunu, güvenlik sorunu vs. diye devam ediyor. sağlık sistemi problemi nasıl doktora yıkılamazsa, eğitim sistemi çöküşü de öğretmene yıkılamaz. sistemler yerine insanları tartışmak kolaycılıktır.

ucundan kıyısından eğitim camiasında olmayan kişilerin dediklerini neden kaale alıyorsunuz, sevgili meslektaşlarım?mesleğimizle ilgili neyi yeterli düzeyde biliyorlar da bizi eleştiriyorlar?

bizler bile eğitim fakültesini bitirip mesleğe başladığımız ilk yıllarda, teoride öğrendiklerimizin pratikte bambaşka şekilde karşımıza çıktığını görüp her sınıfa hatta bazen her öğrenciye göre farklı çözüm yolları denerken zorlanmadık mı?

karar merciiligine soyunacak olanlar bir zahmet gelip birkaç yıl öğretmenlik yapsın da ondan sonra fikirlerini söylesin.

bu ülkenin neden bu halde olduğunu gösteren başlıktır.

öğretmenler kadar başınıza taş düşsün, öğretmen düşmanı kara cahiller sürüsü sizi !

bana kalırsa bu başlık troll, ciddiye almayın yani.

yıllarca girdiğiniz sınavlardan tutun, ana babanızın maaşlarını, sizin maaşlarınızı yani emeklerinizi çalan çırpan, torunlarınıza bile borç bırakan insanları sorgulamak yerine gelmiş öğretmenler aldığı parayı hak etmiyormuş onu sorguluyorlar. bilip bilmeden yorum yapıyorlar. bu zihniyetin yetiştirdiği insanlar öğretmen oluyor ve bu döngü hiç kırılmıyor. aptal turnusolu başlıklardan biri daha. bu ülkede böyle insanlar oldukça daha çok yolarlar bizi. ben yolunmaktan bıktım ama aramızda bıkmayanlar var.

gene bir genelleme. yahu, o paranın her bir kuruşunu hak eden hocalar da gördü bu gözler... ama evet, iş ahlakından yoksun sözde öğretmenlerin bulunduğunu da asla inkar edemem; ortaokul yıllarım o tiplerle geçti. haklarında çok şey söyleyebilirim de, neyse...

hangi otoriteyle ya da liyakatle öğretmenlerin hak ettiği maaş miktarına karar veriyorlar diye düşündüren tiplerin-ki muhtemelen daha bebe bunlar- bulunduğu başlıktır. alınan maaşı gerçekten hak etmediğimizi düşünenleri kendi okuluma bir günlük gözleme davet etmek istiyorum. günü tamamlamadan arkalarına bakmadan kaçmazlarsa da bu yaşıma kadar hiçbişey öğrenmemişim demektir..

çürük elmalar yüzüne koskoca bir camiayı ve yapılan fedakarlıkları bir kenara atmayalım.

eşref baba sen mi yazarsın ben mi döşeyim?.. minvalinden bir başlık. eşref baba mı kim? o kendini biliyor.

gelin siz de bir sınıf dolusu ergene laf anlatmaya çalışın, sonra konuşun...

tamam en çok siz hak ediyorsunuz kardeşim. öğretmenlerin zaten 3 ay tatili var ühühühü. insanın yetişkiniyle daha başa çıkamayan insanlar insanın yavrusuyla, ergeniyle her gün muhatap olan insanlara gelip laf ediyor ya gıcık oluyorum.

sabah 8.30'da işbaşı yaparlar akşam 4.30'da evlerine giderler. 3 ay beleşten para yerler. özel günler ve resmi izinler derken 4-5 ay kadar uzar gider.

eskiden ben de böyleydim. s**tir edin oğlum. bu kafa, bu ruh hali iyi bir kafa, iyi bir ruh hali değil. kendi mübarek yolunuza bakın karşiimmm. kendi dharmamızdır has olan. kendi mübarek, kutsal ve has yolumuz. o yüzden s**misim insanlığı da insaniyeti de. hz isa aleyhisselamın bir sözü var: güneş, haklı olanın da haksız olanın da, üzerine aynı şekilde doğar; hem de her gün. güneşe bakın karşiimmm, güneşe el sallayın, güneşten ilham alın. güneşten ibret alın.

öğretmenlerin maaşını bilmem de ankara dikkat etsin hareketlerine, ben perezınt prezıntım..... yok, o öyle değildi. bir insanı 17 yıl okutup da sonucunda cahil olarak mezun eden başka bir eğitim sistemi yok sanırım... on yıl ingilizce eğitimi verdiği halde yabancı dil öğretemeyen tek eğitim sistemi... on yıl tarih öğretip tarihini bilmeyen insanlar yetiştiren eğitim sistemi... yıllarca din kültürü ve ahlak bilgisi dersi verip saygısız ve ahlaktan bi haber nesiller yetiştiren eğitim sistemi... (elbette ahlakın aile eğitimi ile de ilgisi var.) türkçe dersi verip konuşmasını bilmeyen kendini dahi ifade edemeyen insanlar yetiştiren eğitim sisteminin elemanlarının maaşlarına bakıyoruz. bence eğitimli, kültürlü, ahlaklı bir nesil yetiştirebiliyorsa ne kadar çok maaş alırsa alsın önemli değil.

ben dahil son 20 senedir yetişen nesilleri göz önünde bulundurunca bende kısmen katılıyorum.