oje sürmek

aşırı zevk veren bir eylemdir.

tırnak önce güzel bir şekilde törpülenir, sonra giyilen kıyafete uygun bir oje seçilir ve özenli bir şekilde sürülür.

her sabah işe gelir gelmez ilk on dakika kadar uğraştığım şey.
ortalığı çok güzel kokutuyorum ondan sonra işlerime başlıyorum evet.

nasıl kadınlara kaptırdık dediğim eylemdir.
gerçi seanchan yüksek lordu turak (bkz: zaman çarkı serisi) iki elinin toplamda dört tırnağını boyuyordu ama ne de olsa o artur şahinkanadı’nın akrabası.

en en en sevdiğim eylem.

en sevdiğim vazgeçemediğim renkse siyah. genelde siyah sürüyorum. çok nadir açık renkler filan.

moral bozukluğuna bir nebze iyi gelen şey.

flormar' ın fc11 nosu efso.
ama iki kat sürmek gerekiyor. ilkinde kırmızımsı duruyor, ikinci kez geçince koyu kahverengi olduğu belli oluyor. çok hoş.

ortama girildiğinde direkt olarak kokusu ile sürme işleminin gerçekleştiğini anladığınız tırnak boyası. aynı durum ojenin temizlenmesi esnasında aseton kokusu için de geçerlidir.

asla beceremediğim eylem.
haydi büyük bir çaba ile başardın diyelim.
ondan sonra kuruması için beklemeyi başaramıyorum.

dünyanın en iyi şeyi, bir kere sürmeye başlayınca asla oje sürmeden duramıyorsunuz. tırnaklarınız nefes alsın diye ara verdiğinizde de geri sürmeye devam edemiyorsunuz.

acayip şuh bi hareket.

konsantrasyonunun doruk noktasına ulaşmış hanımların, cila atarken tırnaklarına, sessizce gelip boyunlarından öpmeyi çok seviyorum.

vücutlarının anlık tepkime içine girmesi çıldırtıyor insanı. o reaksiyonlar, kimyasal olaylar var. hepsi büyüleyici. işin bir de dikkati bozulduğu için ojesini taşıran mahsun ve hafif sinirli bakışlarından aldığım hazzı var. kusursuz bir an.

o ürperti, başkalarının hissettiği ürpertinin aynısı mıydı?

ofis masasına ve bilmem kaç bin tele lik mac e değil, tırnaklara uygulanması gereken bir işlemdir.

*

terapi gibi geliyor artık.

hızımı alamayıp bir de koruyucu sıvısını sürmeye başladım artık. 10 parmak kesmiyor bir süreden sonra.

not: kırmızı candır.

çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır.
sür sürüştür, inadına gel, piyasa vakti, muhallebiciye. söz olurmuş, olsun;