okunan entrynin yazarına bakmamak

ben hep bakarım. zaten özellikle bakmasam da gözüm illa ki takılıyor orada duruyor turuncu turuncu, dikkatimi çekiyor.

bir süre sonra sık okunan yazarın tanımını, yazarın mahlasını görmeden de tanıyabiliyorsunuz bu da çok hoşuma gidiyor.

ayrıca bir tanıma bakarım tanım mı diye bir de yazara bakarım yazar mı diye.

olurmu öyle şey yaa beğenirsin yada beğenmezsin kim bunu yazan diye merak edersin. özellikle bakmasam bile gözü kayar insanın. hele beğendiysem şahsen sayfasına gider tek tek okur beğenmediklerimi oylarım hatta seriye düşecek kadar da beğeni yaptığım olmuştur.

mümkün değildir. okunan yazarın hemen nickine bakılır ve bir süzgeçten geçirilir. parametreler değişken. misal;

1-bu yazarı tanıyor muyum?
2-bu yazarla aramız nasıl?
3-yazar güzel mi çirkin mi yoksa bilinmez mi?
4-bu yazarla aramdaki diyalog ne gibi bir potansiyel barındırıyor(sevişir miyiz, evlenir miyiz?)

bu tür şeyleri düşünmeden oyluyorum diyorsanız helal olsun. benden kocaman bir aferin size ama inanmıyorum. misal kendimden örnek vereyim. ben alçağın biriyim ya. önce bir entrye bakarım entry mi diye, sonra yazara bakarım yazar mı diye... çok şahane bir entry değilse sempatim olmayan yazara günahımı vermiyorum ben.

üstüne de gidiyorum bakıyorum en beğenilenlerine. fotoğrafını koymuş mu diye. çünkü bu sözlükte işin raconu bu güzel abim. bakın arkadaşlar ben 20 gün takipçilerimi göremedim 1650 puan karma biriktiricem diye. o kadar uzun, tatlı bilgi dolu yazılar yazdım. resmen hayalet gibiydim sözlükte. görmüyordunuz beni. ne zaman fotoğrafımı koydum sözlüğe birden ''ya bu çocuk ne güzel yazıyor, dur şuna biraz fav atayım eheh'' dediniz. ben nasıl inanayım şimdi size? yalan söylüyorsunuz bence. entryi görünce önce nicke, sonra fotoğrafımıza sonra gbtmize sonra genetik hastalık var mı diye hasta geçmişimize bakıyor ondan sonra oy veriyorsunuz.

haklı yazıları yazara göre oylamamak gerekir. güzel yazdıysa oylarım. kişiye göre mi karar verelim? kankacılığın oluşması hoş değildir, düşmanım da olsa güzel yazdıysa oy kapar. gerçi ben kimseye düşman değilim, çoğunluğu severim.

öyle bir bakarım ki..... boş adam her daim boş konuşur

(bkz: yazara bakarım yazar mı diye tanıma bakarım tanım mı diye)

yazıyı okuyup beğenmişsem anında oylarım. kimdir , nedir diye bakmam. sonuçta hak etmiş beğeniyi , kim olduğu beni hiç ilgilendirmez.

bakarım, tanıyorsam bir daha bakarım, sonra ne yazmış bir daha bakar muhasebe yaparım.

şahsım adına pek mümkün değil çünkü bakarım.

entry okurken iki reaksiyon oluyor genelde ben de;

1- güzel yazmış bakıyım kim bu genç ve parlak dimağlar.

2- kim bu zırvalayan eşşoleşşek.

yani her halükarda imzayı kim atmış bakıyorum sonra aklımdan analizler şelale gibi akıyor.

iyi veya kötü bir fikir oluşuyor.

sözlüğün amacına hizmet eden düşünce… tanım yapılıyor mu? okuyucuya bir şey katıyor mu? okurken belli hisleri yaşatıyor mu, ki bunun olması önemli değil yazarlık mesleği icra edilmiyor çünkü, akıcı ve düzgün ve güzel mi cümleler o önemli? kimin yazdığının önemi yok…

ilk başlarda bakmazdım, ama sonraları bakmaya başladım. şimdilerde ise bazı yazarları direkt üslubundan tanıyorum.

beğeni gelirse bakıyorum sadece ben

bazılarını okumaya gerek yok. giriş gelişme sonuç derken yazar kendini belli ediyor.

şu sıralar bütün okuduklarımı bakıyorum,en azından fikir edinmiş olduğumuz durum yazarlar hakkında.

olması gerekendir. beğeni ve fav tanıma göre yapılmalıdır, yazara göre değil.

ilk başlarda yabancısı olduğum eylemdi. sonra bakmaya başladım, daha sonra bazı yazarlara yeniden bakmaz oldum çünkü kendileri yazım tarzları yüzünden kendilerini direkt belli ediyorlardı tanımlarında.

kalite kokan yazar davranışıdır.

#2426935

ya yapıyorum ben de maalesef. maalesef çünkü hiç sevmediğim, okumadığım, görmezden geldiğim iki yazar var burada. günaydına zaafım var sözlük. günaydın dediler mi pat yapıştırıyorum oyumu, bir bakıyorum o ikisinden biri.

günaydınsız gün başlamaz, günaydına günaydın dememek olmaz; benim kitabımda ilk cümle bu.

bazen bakmiyip begeniyom, sonra bakinca ana bu mu lan oluyorum ama begeniden de cikmiyorum sonra kin besliyo demesinler demi

kendi adıma, doğrusu önce yazılana bakıyorum, yazılanın kalitesi yazarı da merak ettiriyor bazen.. ama sırf yazardan hareketle, beni tercihe zorlayan bir tutum takınmamanın doğruluğuna inanıyorum.
(kimi yazarlardaki kararlı marjinallik ya da belli bir konuya takıntı görmem halinde de engel kullanıyorum.)