panslavizm

rusya'nın çarlık döneminde uyguladığı slav ırkından olanları hakimiyetleri altında devlet altında toplama siyasetidir.

slav ırkından olan arkadaşları tek çatı altında toplama politikasıdır.
hakimiyet kurup devlet haline getirmektir amaç.
büyük ihtimalle sonra sıcak denizlere falan inmek ister bunlar.

slavlar hala can atıyor bu plan için, en çok ülkemizi etkiler bu planları gerçekleşirse..

slavları biraraya getirmeyi planlayan politika.

slavların ortak kültür ve politikalar doğrultusunda birleşimlerini hedefleyen düşünce. ilk olarak 19. yüzyılda ortaya atılmıştır. çarlık rusyası tarafından osmanlı ve avusturya-macaristan imparatorluklarını zayıflatmak amacıyla da kullanılmıştır.

türklerde bulunan turan politikası gibi, ruslarda da panslanvizm politikası bulunur. amacı tüm slav ırkını tek bir çatı altında toplamaktır. rus çarlığının güç kaybetmesinin ve yıkılmasının yegane sebeplerinden birisi de, rusya'nın, panslanvizm politikasında ısrarcı bir tutum sergilemesidir.

rusya'nın doğu slavları ile batı slavlarını birleştirmeye çalıştığı politikasıdır. doğu ve batı slavları, ortaçağ'da macarların, karpatlar ve balkan coğrafyasını yurt edinmeleri sonucu ayrılmıştır. rusya'nın ortaçağ'dan beri yegane hedefi budur ve bunun için çabalamıştır. ancak bu politikanın adının konduğu ve tam manasıyla üzerine düşülüp, daha çok savaşıldığı dönem, osmanlı duraklama dönemi, yakınçağdır.

panslavizm, rusya'nın çarlık döneminde uyguladığı, slavları tek bir bayrak altında birleştirme siyasetidir ve burada asıl amaç, rusların slav birliğini sağlayarak sıcak denizlere inmesidir. panslavizmin en önemli unsurlarından birisi de yazı sistemi olarak kiril alfabesi'nin kullanıldığı ortodoks hristiyanlık'tı çünkü sloven, hırvat, polonyalı, çek ve slovak gibi latin alfabesi'yle yazan katolik slavlar da vardır. panslavizmin resmi sembolleri üç renkli, renklerin yönü yatay olarak sıralanmış, panslavizm renkleri mavi-beyaz-kırmızı panslavizm bayrağı ve kolovrat haçı'dır.
panslavizmin yakın dönem dünya tarihindeki en somut kanıtı yugoslavya'dır.
dünyadaki slav ülkeleri
avrupa'daki slav devletleri
panslavizm'in kolovrat haçı'yla birlikte üç renkli resmi bayrağı
slav milliyetçiliğinin(panslavizm) önemli sembollerinden birisi olan kolovrat haçı
panslavist amacı simgeleyen kolovratlı bir bayrak

rusya'nın, özellikle çarlık döneminde uyguladığı, varsayımsal slav ırkından olanları kendi hakimiyeti altında bir devlet halinde toplama fikri anlamına gelir.

turan'ın slav versiyonu.

esas etkisini balkanlar'da hissettirdiğinden avusturya-macaristan* ve osmanlılar*'ın önce kabusu sonra ise celladı olmuş ideoloji. slavlar bu ideolojinin amacına hatta daha fazlasına varşova paktı* ile yaklaştılar, doğu avrupa'da bulunan yunanistan ve türkiye hariç her devlet rusya tarafından domine edildi.

üniversite bir inkılap tarihi dersine mi çalışıyor bu yazarlar merak ettim. durun lan daha okulunuz açılmadı sakin olun sdfdggdfg.

bulgarlar özelinde çok enteresan olaylara vesile olan ideoloji öyle ki bulgarlar milliyetçilik yeni yeni yayılırken avrupa'daki filhelenizm etkisiyle kendilerini "helen" olarak görmeye başlamış ve dil olarak da yunanca konuşulması gerektiğini düşünürlerken bulgarların aslen slav olduğunu onlara hatırlatan pan-slavist sırp entelektüeller olmuştur. benzeri bir durum da cermen olduklarını iddia eden hırvatlar için geçerlidir.

günümüzde bulgar milliyetçileri gerçek bulgarların asya bozkırlarından gelen göçebe bir irani kabile olduğunu iddia ediyorlar. buna da bulgarcadaki iran kökenli sözcüklerin varlığını kanıt gösteriyorlar fakat daha yaşlı bulgar tarihçiler bu sözcüklerin osmanlıca üzerinden bulgarca'ya geçtiğini ve bulgarların türk değil de iranlı olduğuna dair tezlerin temelinde anti-türkizm yattığını belirtiyorlar.

varşova paktı zamanında farklı bir versiyonla* gerçekleşmiş olan rus ülküsüdür çünkü çarlık rusya döneminde panslavizmin en önemli diğer bir unsuru ortodoks hıristiyanlık'tı.

hadi gel, bir olalım, güçlerimizi birleştirelim, birlikte her şeyi başarırız! sözleri, aslında "benim daha fazla toprak kazanmam için seni serbest bırakıyorum" anlamına gelebilir. başlangıçta özgürlük vadedenler, bir anda "tamam, özgürsün ama bana şu kadar toprak lazım şekerim" diyerek, siz daha ne olduğunu anlamadan işin rengini değiştiriyorlar. sonuçta, özgürlük mü, güç birliği mi derken, asıl mesele "bu durum benim işime nasıl gelir?" oluyor.

birlik çağrıları yapılırken, etrafta sadece "kan benim, damar benim! istediğime veririm, heil katerina" sesi yükseliyor; rusya'nın haritası birdenbire genişliyor. işte tam burada, panslavizm figüranlarının sahneye çıkmasıyla "birlik"lerin aslında rusya'nın çıkarlarını güçlendirmek için kurulmuş bir tuzağa dönüştüğünü anlıyoruz. yani bu birliktelikler, "siz kimseye aman bir şey söylemeyin ben bunları sövüşlerim, ellerindeki tası, tarağı hatta tüm topraklarını alırım" tarzı bir gizli anlaşma. eğlenceli bir buluşma yerine, bir arkadaşlık komedisi yaşanıyormuş gibi; bu birlikteliklerde hangi fotoğrafı çektiğimizden çok, kimin fotoğrafta kalacağı önemli hale geliyor. neticede "birleşmek" değil, "benim çıkarlarım, senin özgürlüğünden önce gelir" zihniyeti öne çıkıyor; gerisi laf kalabalığı!

grup olalım cümlesinin tatlılığı, sanki bir reklamın ortasında canlanan bir film sahnesi gibi. ekranın önünde otururken, "özgürleşelim, birlikte yeni bir dünya kuralım!(tarkan'ın hazır kart reklamındaki gibi özgürlük içimizde yaman kız!" dediklerini duyuyorsun. ancak gerçeklik, o sahnenin tamamlanmamış olmasıyla yüzleşmekte gizli. "gel, bir olalım... tek millet. tek bayrak. tek vatan.. (anlayana)*" diyorlar ama arka planda rus çarı'nın çıkarları dönerken, bu özgürlük vaatleri kayboluyor. seni varlıklı yaparım diye bir şeyler veriyorlar; ama sonra cüzdanın boş, hayallerin de yıkılıyor. sonuçta, şık bir oyun ama seninle alakası yok!

birlik adıyla sunulan bu durum, aslında rusya'nın çıkarlarını güçlendiren bir oyun. panslavizm, adeta “kimseye anlatma ama ben tüm bu topraklara sahip olacağım” havasında. yani mesele bir araya gelmek değil, “benim çıkarlarım senin özgürlüğünden önce gelir” mantığına dayanıyor; geri kalan kısım ise kelamı fuzuli. bu ironik durum, sanki bir tiyatro oyununu izliyormuşuz gibi, sahnede herkes bir araya gelirken arka planda kimin ne yapacağı üzerine planlar yapılıyor. özgürlük ve birlik için yapılan tüm konuşmalar, aslında bu büyük gösterinin arka planındaki gerçek yüzü gizlemekten başka bir işe yaramıyor.