para kazanılan en saçma eylem

yıllar önce ogame oynardım. bir hayli ilerlemiştim ki çok iyi paraya hesabımı istedi biri sattım gitti. güzel paraydı.

ekşi hesabı satmak.

tiktokta orasını burasını açarak saçmasapan hareketler yapıp izlenen hatunlar bence. hayır onlarda bal gibi biliyor yaptığı hareketlerin beğenildiği için değil orasını burasını açtıkları için izlenildiklerini. gerçi onlar da haklı soyunup heykel gibi duramazlar, sözde bir konu bulmuş gibi abuk sabuk hareketler yapıyorlar.

şimdi düşünüyorum da ben hiç para kazanmamışım. lakin öyle çok onu bunu, marka olsun diyen biride hiç olmadım. aslında başlayacaktım geçen yaz ama bacağı kırdım, bu yazda platin ve vidaları çıkarılma ameliyatı olacak, artık 2 sene sonraya ilk paramı kazanırım inşallah.

yaşam koçluğu, influencer'lık...

yıllar önce birkaç arkadaş çiçek pasajında demlenirken (sanırım yılbaşı öncesiydi) içlerinden biri, masa masa gezen milli piyangocudan bilet aldı, onu izleyen diğerleri de birer tane aldılar. (ben almayacağımı söyleyip geçiştirdim.) piyangocu ayrıldı biz içmeye devam ettik. derken biri, hadi bi tane de ortak alalım önerisinde bulundu. kabul ettiler, piyangocuyu çağırarak bir tane sanırım tam bilet alındı.( ben prensip olarak ilgilenmediğimi ama payıma düşen ödemeyi yapacağımı söylesem. de kabul etmediler, kendileri paylaşarak ödediler.) içmeye devam edilirken de, herkes ortak bilet numarasını not aldı filan (sanırım adetmiş) ancak biletin kimde kalacağı konusunda, şakaya vurulan güvensizliklerle, bir türlü anlaşamadılar. sonunda da, biletin çekilişe kadar bende kalması konusunda anlaşabildiler. ne kadar itiraz ettiysem de kararlarını değiştirmediler. uzatmayayım, çekilişten sonra da beni arayıp, kendi aldıkları biletlerin hiçbirine bir şey çıkmadığını, ancak bende bulunana (rakamı hatırlamıyorum ama) orta halli bi ikramiye çıktığını söylediler. gerçekten de çıkmış ve parayı aldılar, işin ilginci, ikramiyeyi beni de dahil ederek paylaştırmışlar ve bana düşen miktar için hesap numarası falan istediklerinde, ne kadar kabul etmemekte direndiysem de, senin şansın nedeniyle kazandık türünden aşırı ısrarları karşısında, ancak birlikte boğazda rakı balığa harcanması kaydıyla kabul edeceğimi söyleyerek anlaşabildik. sonraki sanırım 4-5 birlikteliğimiz o bütçeden karşılanabildi..
şimdilerde ayrıyız. yine biraraya gelelim diye bilet almaya devam ediyorlar mış. telefonlaşıp söyleşip yadediyor gülüyoruz. (hoş artık büyük ikramiye bile o hesapların birini karşılar mı ondan da emin değilim. ne piyango miktarından ne de boğaz mekanlarından haberim yok, uzun süredir uzakta ıstanbul dışındayım.)
kazandığım en saçma paradır ve son kuruşuna kadar, son derece yararlı ve isabetli biçimde değerlendirilmiştir.. arz ederim....

interrail yaparken roma da bi an yere çökmüş dinleniyordum. önümde de eşyalarım şapkam filan vardı. teyzenin biri para verdi. sanırım oydu. yalan yok çok iyi gelmişti.

lisede diğerlerinden daha büyük gösterdiğim için bakkala sigara almaya beni gönderirlerdi. ben de %25 falan fark koyardım, temiz işti.

bi ara sedye sürdüğüm için para alıyordum

bundan 25 sene önce, ultima online oynayıp 1 milyon coin kasmak.

metin 2 ye acaba yapabiliyor muyum diye bir bot yazdım epey de başarılı ve detaylıydı pvp bile yapabiliyordu.

para kazandığım en saçma eylem budur.

yabancı birinin falını falcıya çevirmek.

bana oyun oynamak gibi geliyor ama binlerce dolar para kazandiriyor...

güney kampüs'teki bira şişelerini toplayıp tekele depozito karşılığında satmak.

yazarlık yaptım e-ticaret yazarlığı; ben de anlamadım ama bilimsel makaleler yazdım 6 ay kadar, kafama göre

yıllar yıllar önce amatör kümede futbol oynadığım yıllarda arkadaşlarla lunaparka gitmiştik. penaltı atalım dendi olur dedik. sırayla üçer penaltı attık. normalde hiç penaltı atamam ama üçünü de attım. sigara icmedigim için marlboronun parasını almistim.

sene 2019 olması lazım, daha batmamışım çünkü.

akşama doğru arabayla kahveye gittim, arabayı tam önüne park ettim, kahve de aynı zamanda tjk bayi. gişeci lale "ha öküzüme, içeri soksaydın arabayı" dlye bana nazikçe uyarır, ses etmem içeri girerim, elimde oynayıp durduğum bi 50 kuruş vardır, sırf i***nelik olsun diye "şiii, yakışıklı 50 kuruşa ne oynanır?" diye sorarım, o arada atlar da girmekte ve gişenin önünde kupon yatırmak için millet sırada beklemektedir..
gişeci yeşil lale dayanamaz ve "eben var hayvan, 50 kuruşa eben var" der, millet de onun damarına basmak için "mezzo abi tabela var bu ayakta" der, giderim gişeye 50 kuruşu veririm, arabanın plakasına tabela oynarım, tabela 15 kuruş olduğu için 3 misli oynarım, 5 kuruş için de yaygara ederim, çünkü maksat i***lik ahahas.

yarış koşar ve bingo, benim plaka taraklama foto yapar, kesin sonuç beklenir, işlem tamam..
tabela 800 tl verir, 3 misli 2.400

gişeci göt arkadaş parayı vermek istemez, zor bela alırım, herkes bana şanslı göt dediği için o parayı orada ezmek şart olmuştur, oyun oynayan 2 genç görevlendirilir, kahvede olan herkese yemek, geri kalanla da bira almak için yollanırlar, ocakçı göt ( gişeci götün kardeşi) ya bira olmaz, yakalanırsak ceza yerim dese de 5 biraya tav olur.

sonuç, 45 kuruşa 2.400 tl, tok karınlar, mis gibi güzel kafalar ve hayır duaları.

ahahahs

düşündüm ve hiç yok. para kazanmaktan pek anlamıyorum sanırım jfkdjd.

anlamsız olan bütün uğraşlar olabilir ya.

dj’lik kendi dinlemek istediklerini çalıyorsun para veriyorlar,

yani yaptığım dönemde benim mantığım buydu..