#araştırma-inceleme
yazar: yirmisekiz mehmet çelebi
yayım yılı: 1721
1720-1721 yılları arasında fransa'ya osmanlı elçisi olarak gönderilen yirmisekiz mehmet çelebi'nin fransa'yı bütün yönleriyle ele aldığı kitabıdır. kitap fransız kültürü, dönemin sosyo-ekonomik şartları gibi birçok doyurucu bilgi içermektedir.
yayım yılı: 1721
1720-1721 yılları arasında fransa'ya osmanlı elçisi olarak gönderilen yirmisekiz mehmet çelebi'nin fransa'yı bütün yönleriyle ele aldığı kitabıdır. kitap fransız kültürü, dönemin sosyo-ekonomik şartları gibi birçok doyurucu bilgi içermektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "canis_lupus" tarafından 19.04.2023 01:16 tarihinde açılmıştır.
1.
osmanlı'nın 1720-1721’de paris'e elçi olarak görevlendirmesi sonucu maiyeti ve oğlu "said" ile beraber çıktığı fransa seyahati sırasında yazdığı bu sefaretname bize o dönemle ilgili birçok bilgi verir. ama benim için en ilgi çekici nokta osmanlı'yı sadece savaş meydanlarında tanıyan, barbar olarak gören, kültürü, töresi, geleneklerini bilmeyen avrupa'nın (fransa'nın) ilk kez osmanlı'nın başka yüzüyle tanışmasıdır. zaten gerek halkın, gerekse de saray çevresinin yirmisekiz mehmet çelebi ve maiyetine gösterdiği ilgi bunu kanıtlar niteliktedir. bazı yorumcular avrupa'da başlayan "turquerie" denen, giyim modasından müziğe birçok alanda etkili olan türk modasının örnek alınmasında yirmisekiz mehmet çelebi’nin ve onun paris ziyaretinin dönüm noktası olduğunu söylerler. aynı zamanda çelebi ve maiyetini fransa izlenimleri de çok ilginçtir. özellikle operadan çok etkilenen yirmisekiz mehmet çelebi bunu saklamamıştır. paris'te iftar kısmında halkın ve saray çevresinin iftar yapan ve teravih namazı kılan heyete ilgisi ilginç ve de komiktir. özellikle iftar açarken heyetin süslenmiş kadınlar tarafından izlenmesi ve şaşkınlık duyulması doğu-batı farkını gösterir. son olarak fransa kadınlarını bu denli özgür görünce ve sokaklarda kadın ve erkeklerin yan yana eşit bir şekilde temsil edildiğini görünce çok şaşırması, kadın hakları konusunda ve toplumsal cinsiyet eşitliği hususunda neden bu denli geri olduğumuzu açıklar nitelikte. kesinlikle okunmalı, çok keyifli vakit geçirilebilecek ve çok şey öğrenilecek bir eser.
sayfa 19
fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla, istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler. en âlâ beyzade, en düşkününe haddinden ziyade riayet ve hürmet ederler; ol vilayetlerde hükümleri cârîdir.
devamını gör...
2.
yirmisekiz mehmet çelebi nin 1720 yılında ııı. ahmet tarafından lale devri nde fransa'ya gönderilmesinin ardından çelebinin gözlemlerinin yer aldığı bir sefaretnamedir.
bu seyahat türkiye'ye matbaacılığın getirilmesi gibi önemli bir hizmete öncülük etmiştir. kitap şevket radonun hazırlamasıyla sadeleştirilmiş. ama dönemin anlaşılabilir kelimelerine dokunulmamış özünü de kaybetmemiştir. yani okuyanda aslında çelebiyi karşısında dinliyormuş gibi bir his uyanır. bu da kitabı okumaya son derece zevk katar.
yirmisekiz mehmet çelebi seyahatinde xv. louis devrinde o sıralar veba salgını olan marsilya'dan paris'e her şeyi ayrıntılı bir biçimde anlatır. buna paris halkının osmanlı dedikleri acaba kimmiş, diyerek osmanlı heyetine ne derece meraklı baktıkları da dâhildir.
kanal ile gelirken halkın bizi seyretmeye rağbeti öyle bir mertebede idi ki, dört beş saatlik yerlerden gelüp nehrin kenarından bizi seyrederlerdi ve birbirlerinin önüne geçmek isterken nehrin kenarından suya düşerler idi.
çelebi dönemin fransız kadınlarından da bahseder.
fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler.
özellikle fıskiyelerden çok hoşlanmış , onları devamlı betimlemiştir. yer yer güldüren durumlar olmuş, çelebinin samimi diliyle olaylar daha da anlaşılır hâle gelmiştir. mesela; o dönemde meraklı halk, kendi kralları da dahil yemek yerken veya farklı zamanlarda izlemek için geliyordu. özellikle yemek yerken sürekli kendilerini izlemelerine alışkın olmayan osmanlı heyeti her ne kadar rahatsız olsalar da nezaketen kırmamış izlemelerine izin vermiştir.
konağımız kadınlar evine dönüp doldu, taştı. sonra, etrafımızda olanlardan dahi iznimizi haber alanlar bir taraftan gelmede. birkaç bin kadın içinde kaldık. sanki düğün evine döndü.
hele her ne hal ise bu azâbı çeküp iftar ettük ve yemek yedük
bunlar, teravih kıldığımızı ertesi günü haber almışlar. iftar ve taam eyledik. bunlar gitmezler, saat üçe varınca otururlar. meğer bunlar namazı beklerler imiş. çare yok, abdest alup namazı kıldık.
bu seyahat türkiye'ye matbaacılığın getirilmesi gibi önemli bir hizmete öncülük etmiştir. kitap şevket radonun hazırlamasıyla sadeleştirilmiş. ama dönemin anlaşılabilir kelimelerine dokunulmamış özünü de kaybetmemiştir. yani okuyanda aslında çelebiyi karşısında dinliyormuş gibi bir his uyanır. bu da kitabı okumaya son derece zevk katar.
yirmisekiz mehmet çelebi seyahatinde xv. louis devrinde o sıralar veba salgını olan marsilya'dan paris'e her şeyi ayrıntılı bir biçimde anlatır. buna paris halkının osmanlı dedikleri acaba kimmiş, diyerek osmanlı heyetine ne derece meraklı baktıkları da dâhildir.
kanal ile gelirken halkın bizi seyretmeye rağbeti öyle bir mertebede idi ki, dört beş saatlik yerlerden gelüp nehrin kenarından bizi seyrederlerdi ve birbirlerinin önüne geçmek isterken nehrin kenarından suya düşerler idi.
çelebi dönemin fransız kadınlarından da bahseder.
fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler.
özellikle fıskiyelerden çok hoşlanmış , onları devamlı betimlemiştir. yer yer güldüren durumlar olmuş, çelebinin samimi diliyle olaylar daha da anlaşılır hâle gelmiştir. mesela; o dönemde meraklı halk, kendi kralları da dahil yemek yerken veya farklı zamanlarda izlemek için geliyordu. özellikle yemek yerken sürekli kendilerini izlemelerine alışkın olmayan osmanlı heyeti her ne kadar rahatsız olsalar da nezaketen kırmamış izlemelerine izin vermiştir.
konağımız kadınlar evine dönüp doldu, taştı. sonra, etrafımızda olanlardan dahi iznimizi haber alanlar bir taraftan gelmede. birkaç bin kadın içinde kaldık. sanki düğün evine döndü.
hele her ne hal ise bu azâbı çeküp iftar ettük ve yemek yedük
bunlar, teravih kıldığımızı ertesi günü haber almışlar. iftar ve taam eyledik. bunlar gitmezler, saat üçe varınca otururlar. meğer bunlar namazı beklerler imiş. çare yok, abdest alup namazı kıldık.
devamını gör...
"paris'te bir osmanlı sefiri" ile benzer başlıklar
paris
34
paris komünü
15