orijinal adı: an attempt at exhausting a place in paris
yazar: georges perec
yayım yılı: 1975
fransız sosyolog ve yazar georges perec, deneme niteliğindeki eserinde anlatıcı ve gözlemci konumundadır. paris'te bir kafede oturup şehir ile ilgili gözlemlerini ve notlarını okura aktarmıştır.
yazar: georges perec
yayım yılı: 1975
fransız sosyolog ve yazar georges perec, deneme niteliğindeki eserinde anlatıcı ve gözlemci konumundadır. paris'te bir kafede oturup şehir ile ilgili gözlemlerini ve notlarını okura aktarmıştır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 09.07.2021 17:22 tarihinde açılmıştır.
1.
bir georges perec kitabıdır.
deliliğini edebiyat dehası ile maskelemeye çalışan, bazen ben şu an ne okuyorum hissi uyandıran, “bazen bunu neden anlattı ki şimdi?” türü ikiricikli sorularla sarhoş olmamıza neden olan ancak her zaman bir deli dahiyle sohbet ettiğiniz yanılsamasını yaratan perec bu kitapta da beklentileri tam olarak karşılamış.
dünyanın en ilginç roman fikirlerine ve isimlerine sahip roman yazarlarından biri olan perec daha önce “ bahçedeki gidonları kromajlı pırpır da neyin nesi” ve “ ücret artışı talebinde bulunmak için servis şefine yanaşma sanatı ve biçimi” isimli iki romanla dede korkut’tan sonra isim koyma konusunda en yetkin kişi olduğunu kanıtlamış, kayboluş kitabında hiç e harfi kullanmayarak da bize tek elini arkasına koyarak güreşmeyi teklif eden enişteyi hatırlatmıştır.
bu kitapta bir paris semtine manzaraya hakim bir kafeden bakan yazar gördüğü her şeyi yazarak bize anlatıyor. zamanın, insanların ve arabaların dışında hiçbir şeyin hareket etmediği üç boyutlu bir şehir tablosu koyuyor önümüze. başlarda ne yaptığını, ne yapmaya çalıştığını anlamıyor olsanız da zamanla alışmaya ve keyif almaya başlıyorsunuz.
deliliğini edebiyat dehası ile maskelemeye çalışan, bazen ben şu an ne okuyorum hissi uyandıran, “bazen bunu neden anlattı ki şimdi?” türü ikiricikli sorularla sarhoş olmamıza neden olan ancak her zaman bir deli dahiyle sohbet ettiğiniz yanılsamasını yaratan perec bu kitapta da beklentileri tam olarak karşılamış.
dünyanın en ilginç roman fikirlerine ve isimlerine sahip roman yazarlarından biri olan perec daha önce “ bahçedeki gidonları kromajlı pırpır da neyin nesi” ve “ ücret artışı talebinde bulunmak için servis şefine yanaşma sanatı ve biçimi” isimli iki romanla dede korkut’tan sonra isim koyma konusunda en yetkin kişi olduğunu kanıtlamış, kayboluş kitabında hiç e harfi kullanmayarak da bize tek elini arkasına koyarak güreşmeyi teklif eden enişteyi hatırlatmıştır.
bu kitapta bir paris semtine manzaraya hakim bir kafeden bakan yazar gördüğü her şeyi yazarak bize anlatıyor. zamanın, insanların ve arabaların dışında hiçbir şeyin hareket etmediği üç boyutlu bir şehir tablosu koyuyor önümüze. başlarda ne yaptığını, ne yapmaya çalıştığını anlamıyor olsanız da zamanla alışmaya ve keyif almaya başlıyorsunuz.
devamını gör...