plaza çalışanlarının kullandığı yapmacık dil.
devamını gör...
güldür güldür show'un en iyi skeci
devamını gör...
ingilizceve türkçe karışımı bir dildir. bu dili konuşan biri beyninizi ingilizce ve türkçearasında sürekli geçişler yaptırtarak yakabilir.
devamını gör...
toplantı set etmekten overload olanların kullandığı dildir.
devamını gör...
feedback olmadan asla hayatlarına devam edemeyen plaza türlüsü insan topluluğudur.
devamını gör...
ingilizcede kullanılan bir gramer kuralı (artık adını unuttum) vardır "will be doing, will be making" tarzında. hocalar üstüne basa basa "bu yapının tam türkçe karşılığı yoktur ama ingilizce'de kullanılır" derler. pek çok kişi farkında olmasa da bu gramer kuralı türkçeye yedirilmiştir topuklu, güzel kokulu insanlar tarafından.
"mükremin bey, sizi toplantı odasına alıyor olacağım!"
"ramzullah bey bugün bir etkinliğe katılıyor olacağız."
"alacağım, katılacağız" diyerek hem ağzınızı daha az yormak hem de mensubu olduğunuz milletin dilini korumak istemez misiniz?
devamını gör...
kendi anadilinde kurduğu cümlelerin arasına yabancı kökenli kelimeleri sıkıştırarak halk tarafından ironik şekilde tanımlanmış dilin katledilmesi. bir insan niye kendi dilini ve kültürünü yoketmek ister?
devamını gör...
(bkz: tarzanca)
devamını gör...
samimiyetsizlik bir ülke olsa resmi dili olurdu dediğim dil.
devamını gör...
dünyada en nefret ettiğim şeylerden biridir. güzel dilimizde kullanılacak o kadar kelime varken neden teslim tarihi yerine deadline diyeyim??? neden ya.
devamını gör...
overload olmak : aşırı iş yükü olan; yüklenme hali.

overlod oldum ne yapacağımı şaşırdım işler üstüste geliyo.

aksiyon almak : harekete geçmek, konuyla ilgili bişiy yapmak.

satışların düşmesiyle ilgili aksiyon aldık mı?

push etmek : giden bir işi ittirmek, zorlamak, yakın takip etmek.

yeni proje lansmanı bizim için önemli puş edelim lütfen.

assign etmek : bir iş için görevlendirmek, işleri dağıtmak.

sen elindeki işleri essayn et iş yükünü azalt.

third party : taşeron firma.

olmazsa tört party ile çözeriz.

canlıya almak : sistemi çalışır duruma getirmek/başlatmak

ve ve ve daha bir sürü şey. denk gelirseniz ağızlarına ağızlarına şaplak atınız efendim sjsjjsjs.
devamını gör...
(bkz: türkilizce)
devamını gör...
haydi bebeğim lunch timeee, yeter bu kadar work work. içim overdose oldu yahu çalışmaktan hahahahhahahayt gibi örnek verebiliriz.
devamını gör...
team'i lead etmek.
devamını gör...
#292179 şurada değindiğim türk lehçesi.
devamını gör...
tayyip erdoğan dede geçen plaza dilini eleştirmişti.
kendisi video konferans lı bir açılışta yüzleri göremiyorum kamera oraya bi zoom yap dedi.
hoca osurursa plazalar sıçar.
devamını gör...
deadline nedir?
home office yapacağım.
call’ dayım.
devamını gör...
tiksindiğim şeylerden biri. bu dili kullananlara bazuka ile dalmak istiyorum.
devamını gör...
ben bu dilin kursu olmalı. neden derseniz. plazada çalışacaklar çabuk uyum sağlamaları ve yabancılık çekmemeleri için. ayrıca plazada çalışacakları iş için başvuruda avantaj sağlayacaktır.
devamını gör...
'' yıeaa yeni bir mekan açılmış resmen burningg! bu öğlen orada lunchlayalım mııı?'' şeklinde örneği olan bir dildir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"plaza dili" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim