recep tayyip erdoğan'ın hitabet yeteneği

fareli köyün kavalcısındaki kaval çalma yeteneğinin aynısı.

sezar'ın hakkı sezar'a. bu hitabet yeteneğinde beş kişi bizim solda olsaydı devrimi yapmıştık.

2002'de akp seçidiği yıl 19 yaşdaydım. ilerici olmaya çalışan biri çocuk olarak sevdiğim güvendiğim büyüklerime sorardım, ne olacak diye. korkma bunlar yetersiz adamlar şöyle zekaları kıttır falan diye gazlarlardı beni. solcu büyüklerimi okudum yıllarca. onlar da bunların yeteneksiz zekasızlar olduklarını yazarlardı. ve her 2-3 seneye bir bir kaç aya kesin gidiyorlar diye verirlerdi gazı. 19 yıl geçti.

19 yılda hep çok hafife aldık bu adamları. hele ki erdoğan'ı. şimdi de gidecekler diye gazlıyor bizi sevdiğimiz büyüklerimiz. ahaa buraya yazıyorum. 10 sene daha gitmezler. zira hâlâ çok hafife alıyoruz.

kılıştar da 10 sene sonra seçimleri kazanırsa sorar yetimin fukaranın hakkını. ölmez sağ kalırsak tabii yetimler, fukaralar olarak.

gerçekten doğru. sevmesem de siyasetçiler içinde en etkili konuşma yapandır ama burada doğuştan gelen ses tonu da çok etkili. adamın gür ve pürüzsüz bir sesi var. konuşmaya başladığında insana kendini dinlettiriyor.

imam hatip mezunu biri olduğunu düşünürsek pek te anormal görmemek gerek .

böyle bir video düştü önüme başlığa uygundu bırakıp çıkıyorum.

son zamanlarda bir hayli bozulmuş bir yetenektir. ah! yetenek demek de saçma çünkü bunu kazanabilmek için çok fazla emek edip çalıştığı bilinir. kendisi ülkeye her ne kadar kara gün yaşattıysa da hitabeti oldukça iyiydi-di.

prompter kadardır. ne zaman doğaçlama konuşsa mutlaka bir pot kırıyor.

belki de başarılı yaptığı tek şey budur, bu konuda hakkını yiyemeyiz.

dibine kadar hem de. belki de yaptığı en iyi şey.

sesli güldüm...

beğendiğim yetenektir. bir haluk bilginer veya engin alkan gibi seslendirme sanatçısı olabilirmiş .
kim bu kariyere engel olduysa allah belasını versin.

olmayandır, daha doğrusu prompterının çalıştığı kadardır.

prompter çalışmayınca dudak ısırıp “ne anlatıyordum ben ya ifadesi ile hemen geri al” şeklinde sözleri* ile devam eden “canlı yayınlar” gördü bu millet.

(bkz: prompter'ın hitabet yeteneği)

hitabet yeteneği olması doğaldır benim kendi düşünceme göre de hatip olmasından kaynaklı olan bir meziyettir bu ancak hitabet yeteneği onu siyasi hayatında ellili yaşlarında başarılı kıldı şuan yaptığı tek şey muhalefet partilerine yüklenmek ve yönettiği insanların düşüncelerine göre hareket etmemek. vaktiyle iyi bir hitabete sahip olduğunu kabul ediyorum ama bunun günümüzde geçerli olmadığını artık demode konuşmalar yaptığını ifade etmek isterim.

erric hoffer ,kesin inançlılar kitabında aslında tam olarak recep tayyip erdoğan ı ve onunla beraber türkiye'yi anlatmış.
hitabet yeteneğinin iyi olmasının yanı sıra aslında maharet hitabette değil ,hitap ettiği toplumun uygun kıvamda olmasıydı. belli bir dönem boyunca ezilip zulüm gören kesimler bir süre sonra onları peşinden sürükleyecek bir lider ararlar. işte tam da böyle bir dönemde gelmiş ve kitleleri beraberinde sürüklemiş , sürüklemeye devam ediyor.

öyle ki yarattığı topluluğa "hepinizin a..a k.....m " dese g..lerini açacaklar. dolaylı olarak diyor ve açıyorlar o ayrı.

(bkz: abartılan) durumdur. özellikle son 5-10 yıldır hitabetten filan bahsetmek mümkün değildir.

daha önce “hitabeti iyi” denilen dönemde de hitabeti filan iyi değildi. (bkz: kadınlardaki belalı erkek takıntısı) vari milletin kahir ekseriyetinin hoşuna giden atarlı (bkz: kasımpaşalı)’dan ötesi değildi.

akp'yi getirme seferberliğinde şeriatçısı, liberali, sözde solcusu elli kere tekrar ede ede milleti inandırmış buna. "lan iyi hitap buymuş demek ki" demiş insanlar.

yere batsındır.