21.
ne kadar geç kalmış olsam da sonunda izlemeye karar verip az önce bitirdiğim film. insanın ruhuna dokunan bir konusu var, yeri geldi gözlerim doldu yeri geldi mal gibi kendi kendime otuz iki diş gülümsedim. şiddetle tavsiye ediyorum.
devamını gör...
22.
türkçeye kadın kokusu olarak çevrilen ve al pacino'nun başrolde olduğu; ona oscar kazandıran 1992 yapımlı abd filmi.
görme engelli albay frank slade ve bir öğrenci olan charlie'nin tanışmaları sonucu başından geçenler anlatılır.
adamın görme engelli olması etkileyici olmakla birlikte oyunculuklar önünde şapka çıkarılasıdır.
adamın öfkeli ve merhametli olması çok etkileyiciydi.
görme engelli albay frank slade ve bir öğrenci olan charlie'nin tanışmaları sonucu başından geçenler anlatılır.
adamın görme engelli olması etkileyici olmakla birlikte oyunculuklar önünde şapka çıkarılasıdır.
adamın öfkeli ve merhametli olması çok etkileyiciydi.
devamını gör...
23.
anlık bi kararla gece gece açıp soluksuz izlediğim 1992 yapımı filmdir. filmin başrolünde al pacino ve chris o'donnell bulunuyor. instagramda gezinirken " ı'm in the dark here!" sahnesiyle karşılaştım ve beni cezbetti. ilgilisine o sahneyi link olarak bırakıyorum buradan
filmin konusuna gelirsek, filminizde emekli bir yarbay var. bu yarbay bayağı takıntılı ruh hastasını andıran birisi. kördür. yarbay kızıyla, damadıyla ve torunlarıyla birlikte kalmaktadır. tatil planı yapan kızı babasıyla ilgilenecek birisini arar. bu kişi amerikanın saygın bir okulunda burslu okuyan, noelde ailesinin yanına gidebilmek için paraya ihtiyacı olan charlie simms'tir. 300 dolar karşılığı haftasonu yarbaya bakar ve film bu ikilinin yaşadıklarını anlatır.
kendi yorumuma gelirsek, film son zamanlarda izlediğim açık ara en güzel filmdi. çok güzel mesajlar barındırıyor, hayata dair görmüş geçirmiş kişinin tecrübelerini anlatıyor. herkes yukarıda da bahsettiğim sahneden etkilense de, ben son sahne sayabileceğimiz disiplin kurulu sahnesinden etkilendim. oradan güzel bir sözü bırakmak istiyorum. filme puanım ise 9/10
"bunlar gibi, hatta bunlardan genç çocukların kollarının parçalandığını, bacaklarının koptuğunu gördüm. ama dünyadaki en kötü görüntü kesilip atılmış bir ruhtur. ona protez takılmaz."
filmin konusuna gelirsek, filminizde emekli bir yarbay var. bu yarbay bayağı takıntılı ruh hastasını andıran birisi. kördür. yarbay kızıyla, damadıyla ve torunlarıyla birlikte kalmaktadır. tatil planı yapan kızı babasıyla ilgilenecek birisini arar. bu kişi amerikanın saygın bir okulunda burslu okuyan, noelde ailesinin yanına gidebilmek için paraya ihtiyacı olan charlie simms'tir. 300 dolar karşılığı haftasonu yarbaya bakar ve film bu ikilinin yaşadıklarını anlatır.
kendi yorumuma gelirsek, film son zamanlarda izlediğim açık ara en güzel filmdi. çok güzel mesajlar barındırıyor, hayata dair görmüş geçirmiş kişinin tecrübelerini anlatıyor. herkes yukarıda da bahsettiğim sahneden etkilense de, ben son sahne sayabileceğimiz disiplin kurulu sahnesinden etkilendim. oradan güzel bir sözü bırakmak istiyorum. filme puanım ise 9/10
"bunlar gibi, hatta bunlardan genç çocukların kollarının parçalandığını, bacaklarının koptuğunu gördüm. ama dünyadaki en kötü görüntü kesilip atılmış bir ruhtur. ona protez takılmaz."
devamını gör...
24.
al pacino'nun en iyi erkek oyuncu oscar'ını kazandığı 1992 yapımı filmdir. 1974 yapımı dino risi'nin yönettiği italyan "profumo di donna"nın yeniden çekimidir.
filmde bir kolej öğrencisi olan charlie, maddi sıkıntı neticesinde yaşlı ve kör bir adama bakmaya razı olur. gelişen aksiyon charlie ve emekli yarbay frank slade ile aralarında geçen çatışmalar üzerine ilerler. seyir zevki yüksek,kaliteli bir filmdir.
filmin en çarpıcı sahnesi ise finale doğru gerçekleşen disiplin kurulu sahnesidir. al pacino oyunculuğunu konuşturur ve üst düzey bir performans izleriz. repliklerini not ala ala gideriz, öyle güçlü bir sahne.
al pacino bu filme hazırlanmak için altı ay körler okulunda yaşamış ve film çekimleri boyunca sabit bir noktaya baktığı için gözleri bozulmuş ve gözlük takmaya başlamış.
devamını gör...