sedat peker'in açıklamalarının yalan olma ihtimali

gerçekten mi ya * bu olanların çoook önceden farkına varmış olmamak yetmiyor bir de birinci ağızdan duyduğunuz halde hala inanmıyor musunuz? bu gerçekten tam 1 stockholm sendromu.

kendisine rıza sarraf tarafından hediye edilen saat için; alanda verende aldı diyen de şerefsizdir diye kendisini aklamaya çalışan devlet bakanı zafer çağlayan, bakara makaracı devlet bakanı egemen bağış, ihale yolsuzlukları açığa çıkan erdoğan bayraktar, devlet bakanı muammer güler ve oğlunun, rıza sarraf ile kirli para ilişkileri yaşanmadı mı ? bu bakanlar neden istifa etmeye zorlandılar neydi bu rıza sarraf'la ilişkilendirilen milyon dolarlık para trafikleri... aklımızı sıfırlamadık.

sıfır olan ihtimal. her yerde ekmek diye ağlayan beden dili analistleri dakikasında yapışırlardı adamın yakasına. bu duyulanlara şaşıran kitleye cidden anlam verememeye geçtim, gerizekalı olduklarını düşünüyorum.
sedat peker gerçekten zeki, okumuş, babacan bir insan ve bu olaylardan canı yanmış ve hakkıyla ödeşmek istemekte. "yalan makinesine bağlayın kolumu kendim keseceğim." diyor adam, videosunun bir tanesinde duraksama, kesilme, kekeleme yok.
karşısında ise (bu bir hakaret değil.) iq'su 80'i geçmeyen bir adam sözde iddiaları yalanlamak için duruyor.

edit: entry'i açan arkadaş yazdığımdan rahatsız olmuş olacak ki bana özelden yazmak zorunda kalmış. dışarıdan okuyanların göreceği gibi yazarın şahsına dair hiçbir şey söylenmemiştir.

bir konudaki geri vitesinden beri aklımda olan ihtimaldir. buradan

herif can telaşında. ülkeye geri dönebilme ihtimalini denedi. dönüş bileti yakıldığı için asıl sıkıştıran her kimse, onun önüne koyduklarını okudu gibi sanki.

ihtimaldir. lakin, suçlamaların öznesi kişiler, somut bir şekilde yalanlayamamıştır. bu yalanlardan daha vahim.

söylediklerinin yalanlanamıyor olması önemli bir noktadır. üstelik bir konuşma kaydı ve bir de çevre bakanlığı müdürü hakkında fetö soruşturma evrakı paylaşmıştır.

peki konunun muhatapları hangi belge veya kaydı yayınladı? hiç. öte yandan sedat peker'in ısrarla söylediği şey şu: soylu, akrabaları ve diğer ismi geçen akp'ye yakın isimlerin kriminal şahıslarla sürekli irtibat halinde olduğunu söylüyor. savcılar hts kayıtlarına baksın, telefonları nereden kimlerin yanından sinyal vermiş incelensin diyor. arama kayıtlarına bakılsın istiyor.

bu yalan söyleyen bir insanın kolay kolay talep edebileceği bir şey değil. öte yandan hızlıca soruşturma açılarak tüm hts kayıtları kolayca ortaya konabilir. sedat peker'in yalan söyleyip söylemediği hızla ortaya çıkabilir. ama bu yapılmıyor. soylu, peker'e kayıtlarla tek tek cevap vermek yerine tarihin gördüğü en büyük demogoji oyununu oynayarak tüm türkiye'nin izlediği yayını bitiriyor.

unutmadan, bu adam akp döneminde hapisten çıktı, hükümet için mitingler yaptı, destek gördü, korundu. bildiklerini nasıl bilebiliyor? örneğin erkan yıldırım'ın o tarihte venezuela'da olduğunu nereden biliyor? içeride birçok irtibatı ve adamı olduğu belli. ki soylu da bugün peker meselesi yüzünden bir emniyet müdürünün açığa alındığını söyledi, peker'den 10 bin dolar para alan siyasetçiyi daha önce anlatmıştı zaten.

ve elbette durduk yere neden yalan söylesin sorusu var. herhalde hükümeti devirmek için yine dış mihrakların bir oyunu olduğunu düşünmüyorsunuz. iki ihtimal var, ya bir iç hesaplaşma ya da akp içinden iki kesimin savaşı. iki ihtimalde de iddiaların doğru olması daha olası.

tüm bunları bir kefeye koyarsanız iddialara inanmak için geçerli sebeplerin, inanmamak için olanlardan fazla olduğunu görüyorsunuz.

sedat peker’in de açıklamalarının da allah belasını versin artık ya. kafamız silkildi ya. zıkkım yani. mal mal adamları konuşup duruyorsunuz anlamıyorum ki ya.

bu ihtimalin ne kadar düşük olduğunu 24 mayıs 2021 habertürk süleyman soylu yayını'nında kendisi tüm ülkeye açıkladı zaten süleyman soylu. öyle ihtimal filan konuşmaya gerek bırakmadı sağ olsun.

bu ihtimal olabilir, ancak muhalefeti de içeren bir meclis araştırma komisyonu kurulursa bu iddiaların doğruluğu netleştirilebilir. bunun sebebi de belli, hükümet yargıyı tamamen kontrol altına almış durumda. yayında ismail saymaz ve merdan yanardağ'ın sorduğu gibi hangi savcı geleceğini tehlikeye atıp detaylı bir inceleme yapabilir? ayrıca yayın boyunca sorulara net cevap vermemesi beni daha da kuşkulandırdı. yargıya ulaştığında konunun kapatılacağını, haber yasağı geleceğini dava süreci olursa da bir süre sonra da zaman aşımından düşeceğini biliyoruz. o nedenle peker'in iddialarının doğruluğu ya da yanlışlığı içinde muhalefet milletvekillerinin de olduğu bir meclis komisyonu kurulmadan anlaşılamaz.

yalan olma ihtimali yok zira kendisi

1- kutlu adalı cinayeti için azmettirildiğini
2- hürriyet gazetesi baskınını
3- mitinglerde terör ortamı yarattığını
4- marinaya çökme işlemini

kendisinin yaptığını itiraf etti. üstlendi yani suçları.

24 mayıs "açık ve net" programını izledikten sonra bu ihtimalin çok çok düşük olduğunu düşünüyorum. en kaba özetle bunun iki nedeni var:

1- kendisine yönelik iddiaların bağımsız ve tarafsız araştırılabilmesinin önündeki tek engel : istifa etmemesi. ve etmeyeceğini açıkça belirtti.
2- kendisine sorulan soruları cevaplamayıp laf cambazlığı yaparak, kendini aklayacak bir cevabı olmadığını belli etti.

"süleyman soylu'nun cevaplarının doğru olmama ihtimali" > "sedat peker'in açıklamalarının yalan olma ihtimali"

dün akşam yapılan oturumdan sonra tam tersini düşünmeye başladım.

bir vücut dili uzmanı; bir analist, bir psikoloji ilmini yalamış yutmuş birisi olarak şunu söylemek isterim: sedat peker'in söyledikleri, ne % 100'ü doğru, ne de %100'ü yalandır. açıklamalarını gayet can kulağıyla dinledim; doğru söyledikleri, gerçekten yaşanmış olma ihtimalleri olan iddiaların var olduğuna ben şahsen inandım ve ikna oldum. lakin bu demek değildir ki iftira atmıyor, kendisini kurtarmak için her şeyi yapmıyor da değil. denize düşen yılan sarılır gibi; kendisine verilen sözlere, tutulmayan vaatler karşı isyan bayrağını açan bir mafya babasının söylediklerinin bir kısmının kesinlikle doğru olacağına inanıyorum.

sedat dahil tek bir karanlık ülkücü tayfanın, tek bir sözü dahi doğru değildir. insanlar söylediklerinin doğru olabilme ihtimalini sevdiler. ben de bir kızı sevmiştim öyle geçmişte, daha doğrusu onun beni sevebilme ihtimalini sevmiştim.

böyle bir ihtimal elbette bulunmaktadır. muhalefetin burada fuat avni çukuruna düşme ihtimali var. ortada dolaşan iddialarda güçlü bir fetö kokusu sezilmektedir. özellikle de venezüela menşeili kokain ticareti bahsinde. bu fettullahçıların bayadır dile getirdiği bir iddia sanırım. nordicmonitor gibi, tarafsız dış basın gibi görünmeye çalışan (ama bunu beceremeyen) fettullahçı siteler bu tarz haberler ile dolu.

şimdi bu gibi bir durumdaki tehlike şudur: halihazırda zaten kötü olduğunu ve hükümet tarafından yapıldığını açık kaynaklardan bildiğimiz şeylerin (pandemi sırasanda yapılan yanlışlar, ekonominin beterliği, kurumların geldiği durum vb.), daha çok sansasyon yaratmak amaçlı atılan büyük yalanların altında boğuluyor ve bu kez bu bildiğimiz olumsuzlukların üzeri kapanıyor ve bunlar, bu büyük yalanlar karşısında daha küçü gibi gözükmeye başlıyorlar. dolayısı ile muhalafet (hem partiler ile olsun hem de sosyal medyada örgütlenen hali ile olsun) bu konuya bence biraz uzaktan bakmalı, neyin ne olduğunu anlamadan olaya bodaslama dalmamalı.

valla iki taraf da yalan diyelim ben sedat resisin yalanlarından yanayım, öbürü bulantı yapıyor. sinovac vs. biontech gibi düşünün.

yüksek bir ihtimaldir. bu ülkede neler oluyor buda yalan çıkarsa kimse şaşırmasın. sırf gündem değiştirmek için kurgulanan senaryo bile olabilir.

bir grup insan sp'nin açıklamalarıyla başlayan sürecin hükümeti zor durumda bırakıp çözülmeleri başlatacağına inanıyor, belki de kendilerince umutlanıyor.

tuncay güney operasyonunu hatırlayacak olursanız, çok da yanlış bir düşünce değil.

türkiye 20 senelik periyotlar halinde aynı filmi baştan izliyor.

ülkenin sorunu siyaset değil, bizzat ülkenin vatandaşları. vatandaşların ortalama aklı siyasete sirayet ediyor. stratejiden yoksun bir ülke suriye ve ırak olma yolunda ilerliyor.

sp'nin açıklamalarını da bu yönde okumak gerekiyor. nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve ülkenin dinamiğini öğrenmek için çok güzel bir boy aynası bence. yarın başka bir partinin 20 yıllık macerasını izleyerek aynı makarayı başa saracağız.