1.
dalgınlık veya unutkanlık sonucunda oluşan yanlışlıkla yapılan anlamına gelir.
devamını gör...
2.
dikkatsizlikle yapılan hata, unutkanlık.
sehven ve hile ile şeklindeki kullanım hatalıdır. sehivde bilinçli bir şekilde hata yapmak yoktur. doğru kullanım cebren ve hile ile şeklindedir.
bonus (bkz: cebren)
sehven ve hile ile şeklindeki kullanım hatalıdır. sehivde bilinçli bir şekilde hata yapmak yoktur. doğru kullanım cebren ve hile ile şeklindedir.
bonus (bkz: cebren)
devamını gör...
3.
son 18 yılda mütemadiyen tanık olduğumuz şey. her türlü yanlışlık, haksızlık, tutarsızlık, adaletsizlik ve absürdlük sehven yapılmaktadır.
devamını gör...
4.
yanılarak anlamında arapça kökenli sözcük.
devamını gör...
5.
bu kelime kurtarıcı olabiliyor. bir şeyi yanlışlıkla yaptın ve açıklama vermen gerekiyor. sehven yapıldı, diye yapıştır açıklamaya tamamdır.
devamını gör...
6.
iş bu fatura şehven düzenlenmiş olup
devamını gör...
7.
yanlış oldu onu saymayın, geçersizdir tüm hakkı orada kalmıştır anlamında kullanılan kelime.
devamını gör...
8.
sınıf defterlerine yazılan yanlışlardan sonra üstüne ince bir çizik çekip yazılır. kusura bakma ağabey bilmeden oldu denmek için kullanılır.
devamını gör...
9.
o zamanlar genç bir teğmen olan, sevgili mehmet ali çelebi'nin zindana atılma nedenini açıklamakta kullanılmıştır.
sehven davası
sehven davası
devamını gör...
10.
kelime anlamı ‘yanlışlıkla, yanılarak’ anlamına gelen kelime. bir çok resmi yazışmada yanlış kullanıldığına şahit oldum.
geri iade etmek, nüans farkı gibi bu kelime de çoğu zaman yanlış kullanılmaktadır:
‘evrak sehven yanlışlıkla size gönderilmiştir’ gibi.
doğrusu ,’evrak sehven tarafınıza gönderilmiştir’.
geri iade etmek, nüans farkı gibi bu kelime de çoğu zaman yanlış kullanılmaktadır:
‘evrak sehven yanlışlıkla size gönderilmiştir’ gibi.
doğrusu ,’evrak sehven tarafınıza gönderilmiştir’.
devamını gör...
11.
resmi yazışmaların kurtarıcısı kelime. hatayı yap sonra "sehven oldu ya kusura bakma" de. olmaz kardeşim. biraz dikkat edin.
devamını gör...
12.
devlet memurunun can simidi
devamını gör...
13.
sehven yaşanmıştır.
öldüğümde mezar taşımda yazmasını istediğim cümle, tam olarak bu. adımlarımın beni götürdüğü birçok çıkmaz sokak, karşılaştığım uçurumlar ya da girip de çıkamadığım binalara benzeyen birçok ilişki, birçok yaşanmışlıktan sonra hissettiğim tam olarak bu.
sehven yaşanmış bir hayat.
kaç kararda, kaç dönemeçte bu adımlar benimdi bundan bile emin değilim. öğretmenim çünkü çocukluğumdan beri birilerini idare etmek, yönlendirmek, oyun kurmak konusunda iyiydim. ama ben benim öğretmen kızım diye büyütüldüm. çünkü anneme göre en kutsal meslek buydu. ve ben annesinin çokça tesirinde kalan 'cennetin onun ayakları altında olduğuna emin olmasa bile kıyametin o varken kopmayacağına inanan bir çocuktum çünkü iyi insanlar olduğu sürece kıyamet kopmayacak demişlerdi, ben de buna yürekten inanıyordum. bir akşam üstü yoksa akşam mıydı? emin olamadım şimdi demek ki kıyamet korkum sonunda bunca yaştan sonra geçmiş. neyse bir akşam kopacak olan kıyametin dünyada hiç iyi bir insan kalmadığında kopacağını okumuştum ve annem yaşadığı sürece kıyamet kopmaz diye düşünmüştüm. çünkü iyi olduğuna emin olabildiğim tek insan annemdi. beni çok seven, bugün hala küçük kızım, küçük prensesim diye seslenen, hala beklentileri ile, sevgisi ile onu mutlu edemeyecek olmamdan ödüm kopan annem. herkese tüm dünyaya isyan etmeye çalıştığımda bile onun haberi olmasın, o üzülmesin diye uğraştığım annem. ve büyüyünce hataları olduğunu gördüğümde hayal kırıklığına uğradığım annem. çünkü hayatta kimsenin mükemmel olmadığını, sehven yapılabilir birçok hatayı iyi insanların bile yapabileceğini gördüğüm annem. ve annemi mutlu etmek için dönülmüş birçok dönemeç.
tek başına ayakta kaldığımda ise vitrin bir hayatı yaşamam. kusursuz. eğlenceli. sevgi dolu. lanet olsun öyleydi. öyle sanıyordum. sehven yapılan hatalar bilinçli bir şekilde yapılmaya başlamadan önce. bir gün gözlerimi açtım. kaybolmuştum. sehven ya da bilerek bir yola girdim. önümü göremez, haritasız, pusulasız bir halde; el yordamı ile yürümeye çalışıyorum. şikayet etmiyorum. sadece bazen çaresiz hissediyorum. bazen de bu kaybolmuşluk hissi ödümü koparıyor.
sehven yaşanmıştır.
bugün ölsem mezar taşımda yazması en muhtemel cümle bu. ama hayat bu ve ben insanım. bir insan olarak da hayatta kalmak için bilmem kaç yıl önce kodlanmış bir hayatta kalma içgüdüsüne sahibim. bu yüzden her seferinde ayağa kalkacak gücü de kendimde buluyorum. yine, yeniden sehven ya da bilerek yeni hatalar yapmak için. sokağın sonunu görüyorsan bir ıslık güzel olur, yön tayin etmek için bir el atar mısın?
"cennete asla gidemeyeceğim çünkü nasıl gidilir, bilmiyorum."
diyor lp lost on you 'da sen de dinle, kayıp ruhlarımız bir arada bir bütün olur belki ne dersin?
öldüğümde mezar taşımda yazmasını istediğim cümle, tam olarak bu. adımlarımın beni götürdüğü birçok çıkmaz sokak, karşılaştığım uçurumlar ya da girip de çıkamadığım binalara benzeyen birçok ilişki, birçok yaşanmışlıktan sonra hissettiğim tam olarak bu.
sehven yaşanmış bir hayat.
kaç kararda, kaç dönemeçte bu adımlar benimdi bundan bile emin değilim. öğretmenim çünkü çocukluğumdan beri birilerini idare etmek, yönlendirmek, oyun kurmak konusunda iyiydim. ama ben benim öğretmen kızım diye büyütüldüm. çünkü anneme göre en kutsal meslek buydu. ve ben annesinin çokça tesirinde kalan 'cennetin onun ayakları altında olduğuna emin olmasa bile kıyametin o varken kopmayacağına inanan bir çocuktum çünkü iyi insanlar olduğu sürece kıyamet kopmayacak demişlerdi, ben de buna yürekten inanıyordum. bir akşam üstü yoksa akşam mıydı? emin olamadım şimdi demek ki kıyamet korkum sonunda bunca yaştan sonra geçmiş. neyse bir akşam kopacak olan kıyametin dünyada hiç iyi bir insan kalmadığında kopacağını okumuştum ve annem yaşadığı sürece kıyamet kopmaz diye düşünmüştüm. çünkü iyi olduğuna emin olabildiğim tek insan annemdi. beni çok seven, bugün hala küçük kızım, küçük prensesim diye seslenen, hala beklentileri ile, sevgisi ile onu mutlu edemeyecek olmamdan ödüm kopan annem. herkese tüm dünyaya isyan etmeye çalıştığımda bile onun haberi olmasın, o üzülmesin diye uğraştığım annem. ve büyüyünce hataları olduğunu gördüğümde hayal kırıklığına uğradığım annem. çünkü hayatta kimsenin mükemmel olmadığını, sehven yapılabilir birçok hatayı iyi insanların bile yapabileceğini gördüğüm annem. ve annemi mutlu etmek için dönülmüş birçok dönemeç.
tek başına ayakta kaldığımda ise vitrin bir hayatı yaşamam. kusursuz. eğlenceli. sevgi dolu. lanet olsun öyleydi. öyle sanıyordum. sehven yapılan hatalar bilinçli bir şekilde yapılmaya başlamadan önce. bir gün gözlerimi açtım. kaybolmuştum. sehven ya da bilerek bir yola girdim. önümü göremez, haritasız, pusulasız bir halde; el yordamı ile yürümeye çalışıyorum. şikayet etmiyorum. sadece bazen çaresiz hissediyorum. bazen de bu kaybolmuşluk hissi ödümü koparıyor.
sehven yaşanmıştır.
bugün ölsem mezar taşımda yazması en muhtemel cümle bu. ama hayat bu ve ben insanım. bir insan olarak da hayatta kalmak için bilmem kaç yıl önce kodlanmış bir hayatta kalma içgüdüsüne sahibim. bu yüzden her seferinde ayağa kalkacak gücü de kendimde buluyorum. yine, yeniden sehven ya da bilerek yeni hatalar yapmak için. sokağın sonunu görüyorsan bir ıslık güzel olur, yön tayin etmek için bir el atar mısın?
"cennete asla gidemeyeceğim çünkü nasıl gidilir, bilmiyorum."
diyor lp lost on you 'da sen de dinle, kayıp ruhlarımız bir arada bir bütün olur belki ne dersin?
devamını gör...
14.
kavat demedim kavas dedim.
devamını gör...
15.
sonradan ortaya çıkan bir alçaklık için de kullanılmışlığı vardır. 'sehven olayı' adıyla bilinir. sehven 16 yıl 6 ay ceza almıştır mehmet ali çelebi. sehven. buradan
emniyet sehven sözcüğünü cümle içinde şöyle kullanmıştır.
“139 telefonun çelebi’nin telefonuna sehven kopyalandığı”
emniyet sehven sözcüğünü cümle içinde şöyle kullanmıştır.
“139 telefonun çelebi’nin telefonuna sehven kopyalandığı”
devamını gör...
16.
resmi yazışmalarda sıkça kullanılan bir ibare. "biz bir pok yedik ama siz de idare edin işte" demenin farklı yoludur.
devamını gör...
17.
"yanlışlıkla" anlamına gelen arapça kökenli kelime. ingilizceye ise "by mistake" olarak tercüme edilir. hani yükün "sehven" eksik veya fazla sevk edilmesini az çok anlayabiliyorum ama koskoca konteynır nasıl oluyor da bambaşka bir ülkeye "sehven" gönderiliyor, onu çözemiyorum.*
devamını gör...