sen kimsin radyo yayını

konuyu bilmiyorum. mevzudan okdukca uzagim. konudan bagimsiz bir sey soylemek istiyorum ses tonlari muazzam. basarilar.

bende çekirgelerin zıplayan bacaklarını koparır onları benim yapardım.
daha da zıplayamazlardı.

ya ondan mı dedim ya?

önerme var diye dedim

şizofrenler takip edilmiyor mu?.

bazılarımız gerçekten ilginin odak noktası olabiliyoruz.

dizim maça kurban gitti
benim dizi evlilik hakkında her şey.

kimseye inandıramıyor olsam da** bende de vardı sosyal anksiyete. tam olarak spotlight effect'ten kaynaklanmıyordu, ben onun çözümlemesini başka yerlerden yaptım ama zat-ı alilerini kafa atarcasına yenmek inanılmaz keyifli.

sevgili vişne hanım da kafa atmıştır kendilerine umarım.

ataol behramoğlun'dan daha güzel okudunuz. teşekkürler.

çok güzel bir program :) keyifle dinliyorum. meşhur miko'yu canlı canlı dinliyorum. sesleri ve sohbet muazzam :))
radyoyu daha sıkı takip edeceğimin ışığı olan ilk program oluyor. ne mutluu:) iyi akşamlarrr!

epikür'ün reenkarnesi olabilirim. nefes almak bile mutlu ediyor beni.

vişne çok erdemli ve bilge bir yorum yaptı bence. ölümden sadece bir kaç saniye önce bile olsa, mutluluk, geçmiş bütün hüzünleri unutturur. mutlu ölen insan için "mutlu yaşadı" diyebiliriz.

bir süre ara verdiğim radyo yayınıdır. belirsiz bir süre. şimdiye kadar konuk olmuş tüm yazarlarımıza, gerek dinleyerek gerek tanımlarıyla eşlik ederek katkıda bulunmuş herkese çok teşekkür ederim. başka bir hayatta görüşmek üzere*

o kadar emek verip kankacılık yaptığım, karşılığında konuk koltuğuna şöylelemesine yayılıp da şu sözlükte kasten ünlü edilmediğim, ne yazık ki artık yayın yapmayan radyo programıdır…**

şu ana dek yapılmış yayınlar içerisinde konsept olarak en iyilerinden biri olan program.

alışkanlıklarımdan çok kolay vazgeçebilen biri değilim. mesela düzenli izlediğim bir şey varsa, iki elim kanda olsa onu kaçırmam, izlerim. yapmam gereken her işi de ona göre ayarlarım. program tam da öyle bir gündeydi*. ne yazık ki miko'nun davetine icabet edemedim bir türlü. sezon finali geldiğinde program da bitmişti çoktan. yetişemedim.

kendisini kırdığım için kendime çok kızdım. aklıma geldikçe hâlâ kızarım kendime, ayıp ettim diye. kendisinden özür dilerim. biraz günah çıkarma gibi oldu bu tanım ama umarım bana oradan kalma, ufak bile olsa bir kırgınlığı ya da kızgınlığı yoktur.

"bize ne! niye buraya yazıyorsun? git kendisine yaz." diyenler olabilir. ciddi ciddi çok ayıp ettiğimi düşündüğüm için hepinizin önünde itiraf ederek bir kez daha, bu sefer herkese mahcup olup kendimi böyle cezalandırma isteği içindeyim sanırım.

neyse, uzatmayayım. umarım bir gün yine böyle başarılı programlar yapmaya devam eder.