sineklere laf anlatmak

gerçekten deveye hendek atlatmaktan zordur. anlatıyorum tekrar tekrar "dünyada küresel sermayeyi elinde tutan güçler istemese kimse elinde bir çatal dahi tutamaz" diye. vızzz uçuyor çatala konuyor biri, biri cama vurup duruyor, biri lambanın etrafında... hepsi manyak bunların!

(bkz: sineğe laf anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan zordur)

yaz aylarında ciddi ciddi yaptığım eylem. gelmeyin diyorum, öldürmek zorunda kalacağım bak diyorum. yok, anlamıyor şerefsizler.

“nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

laftan, azardan anlamıyor bunlar. o yüzden yormayın kendinizi, yabıştırın gitsin.

evde uzun bir süre yalnız kalıp bunalıma girdiğimde bir sinekcik ile kısa süreliğine hayatımı paylaşmıştım. adını muhittin koymuştum. güzel vakit geçirdik.

kendi yatağımda bir sivri sinek ile bastığımda kendisini öldürmüştüm. şerefsiz muhittin seni sevmiştim.

konuşmanın, tartışmaya; tartışmanın kavgaya; kavganın da artan libido etkisiyle dilli dudaklı öpüşmeye dönüşmesine sebep olur. sonra kendinizi sinekle yatakta bulursunuz. sinek uyurken belinizden tutup sizi kendine çeker ve bi sigara yakar. dikkatli olun, yanmayın.

anlatıyorum ve aldığım karşılık ya saçıma girip kaybolmaları ya vızızızı ya da kızarık şişlik.
daha dün resmen kolumda kabartmalı harita çalışmıştı pislik, minyatür vampirrr!

çok da zor değildir. sinekler oldukça hassas etkileşimler ile varolan canlılar. özellikle uçan böcekler de öyleler. her canlı gibi sineklerin de çok ciddi bir öğrenme süreci var. öğreniyor ve genleri aracılığı ile öğrendiklerini aktarıyorlar. bu yüzden canlılar bazen olabileceklerinden daha zekilermiş gibi davranışlar sergilerler. sinekler insandan saklanırlar, uzanamayacakları yerlerden ısırırlar, cesur sortiler yaparlar, kafa tutarlar ve özellikle sizin onları öldürmek ya da yakalamak, saldırmak istediğiniz zamanları öğrenirler. buna göre hareket ederler. bizim lisanlarımızı bilmeseler de zihinsel ve bedensel titreşimlerimizi üstün frekans kabiliyetleri sayesinde ezberliyorlardır olasılıkla. sineklere öfkelenin, kahır, küfür ve tehtidler savurun ve onları öldüreceğinizi söyledikten sonra kalkıp cidden birkaçını öldürün. çok yakın bir gelecekte - sanki sizi anlıyorlarmış gibi - sesli ya da sessiz şekilde onları tehtid ettiğinizde ortalıktan kaybolduklarını farkedersiniz. ya da sizin düşman olduğunuzu bildikleri için kasten sadırdıklarına yemin edebilirsiniz. çok hızlı öğreniyorlarmış gibi gelebilir ya da benim iddialarım çılgınca gelebilir. ancak emin olun ki sineklerin koşullarına ve yapılarına/doğalarına göre, bu söylediklerim, çok sıradan şeylerdir olasılıkla.

valla beni dellendirdiniz.
şimdi eve kertenkele aldım. artık siz düşünün.
benden günah gitti.

bu yaz hiç sinek görmedim desem inanır mısınız bilmiyorum. ama hiç ama hiç görmedim. o yüzden ben rahatım sizi bilemem. size bol muhabbetler dilerim.

camdan dışarıyı gösterdiğimi anlasa yeter, cama kafa atıp duruyolar.

ben ona değil de o bana anlatır gibi giriyor kulağımın dibine vıy efendim böyle vıy efendim şöyle, hiç acımam kulakla karışık yapıştırıyorum tokatı.

la o kara sinekler yok mu ahh ahh .. laftan anlamazlar. anca duvara yapıştırmalık işte..

sözle iletişim kurma enerjimizi insanlara saklayalım. sineklere lütfen çıkar mısın demeyelim. beden diliyle yönlendirerek çıkış yolunu bulmasını sağlayalım.

allaan dilsiz kulları onlar. tüm istedikleri bir kap yemek, bir tas su. hiç sevilmemiş gibi düşmanlık besliyorsunuz onlara. çok rahatsız ediyorlarsa yakalayıp kısırlaştıracak ve rahabilite ettikten sonra aldığınız yere bırakacaksınız. ben demiyorum 5199 sayılı hayvanları koruma yasası diyor. ayrıca öldürmek suç. giderken aracınızın camına çarparsa durmak ve yaralı ya da ölü, belediye baytarına haber vermek zorundasınız. daha sonra karakola gidip ifade vereceksiniz. bunu da 5199 sayılı yasa emrediyor.