1.
bir takım iş yerlerinde, yemek parası ya da ticket vermek yerine, anlaşmalı olduğu catering ya da lokantadan düzenli olarak getirtilen yemeklerdir.
işbu tanımda toplantı ya da eğlencelik yemekten bahsedilmiyordur. düz öğle yemeği.
bizim şirket de bunlardan biri ve ilk gün menüyü görünce (makarna(u: karbonhidrat ), dolma*, çorba*, yogurt* ) karar verdim ve zaten kahvaltıyı saat 12'den önce yapmayan biri olarak, evde salata hazırlayıp götürmeye başladım. gün geçtikçe de doğru bir karar verdigime daha çok inandım çünkü ertesi günkü menüde ezogelin*, beşamel soslu ve patatesli tavuk sotemsi* ve pilav* vardı ve yemeyi denedim, yiyemedim. "kötü mü?" diyorlar. ben de "benim için fazla ağır ve evet bence lezzet problemi de var" diyorum.
bunun üzerine kızlar başladı her gün yemekten şikayet etmeye. çok agirmis, yenmiyormus vs diyorlar.
lakin benden başka salata yiyen de yok.
bizim bir yonetici var gönlü bol bor adam, her sabah börek show yapıyor ve ben hariç herkes gömüyor saat 10:30 sularında. bu kızlarımız 12:30'da "ay açlıktan bayilacagim diye yemeğe oturup, söylene söylene o yemekleri de yiyorlar. "doymadim" diyor biri, "zaten yiyemedim, yemek söyleyeceğim" bu arada tabağın üçte ikisi yok; öbürlerinden en az iki kişiyi gaza getirip yemek söylüyorlar -o da dürüm ya da lahmacun-* yemekten yaklaşık bir saat sonraya tekabül ediyor bu atıştırma.
sonra tabii müdürler her gün bir coşuyor, tatlılar baklavalar, lahmacunlar söylüyorlar fazla fazla. istisnasız her gün bir tatlı geliyor.
bizim arkadaşlar, saat 3 gibi sabahtan kalan böreklerle, öğleden sonra gelen baklavaları neredeyse birbirine dürüm edip tekrar yiyorlar. çok acikmislar bugün, hiç doymamislar. öyle soylenerekten.
bana da diyorlar ki, "sen neden yemiyorsun?" sevmem diyorum.
ben salatami yerken bugün biri dedi ki "ay salata kütürdedikce iştahım açıldı, canım çekti " diyor.
"al bunu da ye!" demedim tabii. kırıcı bir tonlama olabilir o an.
edittt ya aslında soyleniyorlar, hatta yetkili diyor ki yemekler kötü gelirse söyleyin, buna rağmen içeride müdürlerden biri varken biri diyor ki, "ay bu sotenin altındaki* ne? çok lezzetli". şimdi ona öyle diyip, benim salatami yememi seyrederken dudaklarını yalarsan olmuyor işte o iş.
neyse, resmen fitneyi soktum ve kenarda salatami yerken onlarım söylenişini seyrediyorum.
işbu tanımda toplantı ya da eğlencelik yemekten bahsedilmiyordur. düz öğle yemeği.
bizim şirket de bunlardan biri ve ilk gün menüyü görünce (makarna(u: karbonhidrat ), dolma*, çorba*, yogurt* ) karar verdim ve zaten kahvaltıyı saat 12'den önce yapmayan biri olarak, evde salata hazırlayıp götürmeye başladım. gün geçtikçe de doğru bir karar verdigime daha çok inandım çünkü ertesi günkü menüde ezogelin*, beşamel soslu ve patatesli tavuk sotemsi* ve pilav* vardı ve yemeyi denedim, yiyemedim. "kötü mü?" diyorlar. ben de "benim için fazla ağır ve evet bence lezzet problemi de var" diyorum.
bunun üzerine kızlar başladı her gün yemekten şikayet etmeye. çok agirmis, yenmiyormus vs diyorlar.
lakin benden başka salata yiyen de yok.
bizim bir yonetici var gönlü bol bor adam, her sabah börek show yapıyor ve ben hariç herkes gömüyor saat 10:30 sularında. bu kızlarımız 12:30'da "ay açlıktan bayilacagim diye yemeğe oturup, söylene söylene o yemekleri de yiyorlar. "doymadim" diyor biri, "zaten yiyemedim, yemek söyleyeceğim" bu arada tabağın üçte ikisi yok; öbürlerinden en az iki kişiyi gaza getirip yemek söylüyorlar -o da dürüm ya da lahmacun-* yemekten yaklaşık bir saat sonraya tekabül ediyor bu atıştırma.
sonra tabii müdürler her gün bir coşuyor, tatlılar baklavalar, lahmacunlar söylüyorlar fazla fazla. istisnasız her gün bir tatlı geliyor.
bizim arkadaşlar, saat 3 gibi sabahtan kalan böreklerle, öğleden sonra gelen baklavaları neredeyse birbirine dürüm edip tekrar yiyorlar. çok acikmislar bugün, hiç doymamislar. öyle soylenerekten.
bana da diyorlar ki, "sen neden yemiyorsun?" sevmem diyorum.
ben salatami yerken bugün biri dedi ki "ay salata kütürdedikce iştahım açıldı, canım çekti " diyor.
"al bunu da ye!" demedim tabii. kırıcı bir tonlama olabilir o an.
edittt ya aslında soyleniyorlar, hatta yetkili diyor ki yemekler kötü gelirse söyleyin, buna rağmen içeride müdürlerden biri varken biri diyor ki, "ay bu sotenin altındaki* ne? çok lezzetli". şimdi ona öyle diyip, benim salatami yememi seyrederken dudaklarını yalarsan olmuyor işte o iş.
neyse, resmen fitneyi soktum ve kenarda salatami yerken onlarım söylenişini seyrediyorum.
devamını gör...
2.
aç kalmamak için yenilen, işverenin az parayla yaptığı anlaşmalar sonucu önüne getirilen o güzelim yemekler.. ev yemeği yapan aşçı kadından fabrika yemeğine geçtiğim o ilk haftayı hatırlıyorum: 'siz bu yemekleri nasıl yiyiyorsunuz' diyerek etrafa öfke saçıyordum. yemek hassas noktam gözlerim falan doluyordu. şimdi resmen alıştım acıkıyorum, yiyiyorum. öyle beğenmiyorum diye yememezlik yapmıyor, ağlamıyorum..
hayat zor be..
hayat zor be..
devamını gör...
3.
bulgur check
köftemsi bir şey cheeck
makarna check
bulgur bir daha cheeck
vıcık vıcık yağ cheeeck
köftemsi şeyden cheeeck
çorbamsılar cheeck
tatlımsılae cheeck
mide fesadı cheeck
küfür cheeeck
köftemsi bir şey cheeck
makarna check
bulgur bir daha cheeck
vıcık vıcık yağ cheeeck
köftemsi şeyden cheeeck
çorbamsılar cheeck
tatlımsılae cheeck
mide fesadı cheeck
küfür cheeeck
devamını gör...
"şirket yemekleri" ile benzer başlıklar
şirket
3