1.
bir kimseye olan kırgınlığı ya da tepkiyi öfkelenmeden dışa vurma sanatı. öfke nasıl sanat oluyorsa sitem etmek de şaheserdir. bu gerçek sanatçı işidir.
devamını gör...
2.
trip ile karıştırılmayanı makbul olan davranış biçimi.
devamını gör...
3.
dilimize farsçadan girmiş bir kelime. sözlüğe bakınca kabaca bir kişinin yaptığı eylemin ya da ettiği bir sözün bireyde uyandırdığı kırgınlık hissiyatını içerisinde öfke barındırmayan bir şekilde ifade etmesi… bazen gözden düşen iki damla yaş bazen derin bir suskunlukla…
günümüz aşk, eş, dost, arkadaşlık ilişkilerini düşününce artık nadiren rastladığımız bir üslup haline geldi. şimdilerde yerini en küçük şeyde öfkelenmeler, tripler, bağırmalar, koca koca kavgalar aldı halbuki birine ne kadar kırılırsanız kırılın bu kırgınlığı öfkelenmeden ona ifade ediyorsanız karşınızdaki kişinin hayatınızdaki konumu ne olursa olsun o ilişki daha sağlıklı bir temelde devam edecektir.
uzun zaman sonra bugün kısa bir telefon görüşmesinde hatırladım bu kelimeyi tekrar… bir insanın içinde bulunduğu duygu durumunu karşısındaki kırılmasın diye içinden bas bas bağırıp da dışına çıt bile çıkaramadan anlatmaya çalışması ne demekmiş bugün bir kez daha öğrendim. susmak ki bazen çok şey söylemekmiş meğer ne çok bağırmaların önüne geçermiş… gözyaşlarının dili olsa belki yeter diye söylenirdi onlar bile lakin tek kelime etmedi…
ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem…
günümüz aşk, eş, dost, arkadaşlık ilişkilerini düşününce artık nadiren rastladığımız bir üslup haline geldi. şimdilerde yerini en küçük şeyde öfkelenmeler, tripler, bağırmalar, koca koca kavgalar aldı halbuki birine ne kadar kırılırsanız kırılın bu kırgınlığı öfkelenmeden ona ifade ediyorsanız karşınızdaki kişinin hayatınızdaki konumu ne olursa olsun o ilişki daha sağlıklı bir temelde devam edecektir.
uzun zaman sonra bugün kısa bir telefon görüşmesinde hatırladım bu kelimeyi tekrar… bir insanın içinde bulunduğu duygu durumunu karşısındaki kırılmasın diye içinden bas bas bağırıp da dışına çıt bile çıkaramadan anlatmaya çalışması ne demekmiş bugün bir kez daha öğrendim. susmak ki bazen çok şey söylemekmiş meğer ne çok bağırmaların önüne geçermiş… gözyaşlarının dili olsa belki yeter diye söylenirdi onlar bile lakin tek kelime etmedi…
ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem…
devamını gör...
4.
"demek büyük kral oldun, öyle mi? peki niçin hala kardeşlikten bahsediyorsun? kardeşlik ne anlama geliyor? niçin sana kardeşim diye hitap edeyim? kim kime kardeşim diye hitap ediyor? araları iyi olmayanlar birbirlerini kardeşim diye çağırırlar mı? öyleyse niçin sana kardeşim diyeyim? sen ve ben, ikimiz de aynı anadan mı doğmayız ki? benim dedem ve babam assur kralını kardeşim gibi çağırmadığı gibi, sen de bana kardeşlikten ve büyük kral olmaktan bahsetmeyeceksin!"
hatti kralı urhi-teşup'tan, assur kralı ı. adadnirari'ye.
devamını gör...
5.
bir metin şentürk parçası.
vurgun yemiş misalı gönlüm, tutuldu aşka
ciğerimden yanıyorum ben, bu defa başka (aaah)
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
vurgun yemiş misalı gönlüm, tutuldu aşka
ciğerimden yanıyorum ben, bu defa başka (aaah)
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar
vurgun yemiş misalı gönlüm, tutuldu aşka
ciğerimden yanıyorum ben, bu defa başka (aaah)
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
vurgun yemiş misalı gönlüm, tutuldu aşka
ciğerimden yanıyorum ben, bu defa başka (aaah)
bu yangın benle, ölünceye dek, yaşasın varsın
dünyanın en son, günü sen beni, arayacaksın
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar, ne itiraf, bu yalnızca sitem
doymadım, doyamadım, sevmelere seni ben
kimseyi koyamadım, yerine yeniden
saymadım, sayamadım, sensiz geçen yılları
ne inkar
devamını gör...
6.
candan erçetin'in güzel şarkılarından biri. dinleyin, üzülün. yalnız bırakmayın beni.
devamını gör...
7.
kızmaya, küsmeye kıyılamayan insanın üzücü bir davranışına karşı duyulan, keşkelerin en talihsiz ve olmaması gereken acılarını doğuran ve karşı tarafa belli edilmemek için çaba gösterilen duygu. tabii her zaman bu kadar masum ve saf bir izahı olmaz ama böylesine sitem duyan birini kaybetmemeye özen göstermek gerek.
devamını gör...
8.
sevgiden doğar derler.
devamını gör...
9.
mis gibi bir bedri rahmi eyüboğlu şiiri.
erol evgin de çok güzel yorumlamıştır zamanında bu şiiri.
/ önde zeytin ağaçları arkasında yâr
sene 1946
mevsim
sonbahar
önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
dalları neyleyim.
yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.
yâr yâr!..
seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
değirmen misali döner başım
sevda değil bu bir hışım
gel gör beni darmadağın
tel tel çözülüp kalmışım.
yâr yâr!..
canımın çekirdiğinde diken
gözümün bebeğinde sitem var... /
ceylan ertem & erol evgin düeti;
erol evgin de çok güzel yorumlamıştır zamanında bu şiiri.
/ önde zeytin ağaçları arkasında yâr
sene 1946
mevsim
sonbahar
önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
dalları neyleyim.
yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.
yâr yâr!..
seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
değirmen misali döner başım
sevda değil bu bir hışım
gel gör beni darmadağın
tel tel çözülüp kalmışım.
yâr yâr!..
canımın çekirdiğinde diken
gözümün bebeğinde sitem var... /
ceylan ertem & erol evgin düeti;
devamını gör...
10.
nurettin rençber'den gelsin.
bedri köylüdür. köylü adamdır.
bedri köylüdür. köylü adamdır.
devamını gör...